25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
140CAKPERSEMBE Ali Suner'in sonjlannı çok beklettim. Mektubunu arada yorumlar yaparak aşağıya alıyorum: "Son aylarda gazeteleri, özellikle de Cumhuriyet'i, okur- ken dikkatimi çeken ve aklıma takıten bir durum var. Siyasi- lerin ya da herhangi bir demeç veren kişinin söylediklerinde anlatım ya da yazıya döküldüğünde oluşacak bir yazım ha- tası var ise bu nası! yansıtılmalıdır? ömeğin, bilindiği gibi abecemizdeki tüm ünsüz harfler 'e' ile bitirilerek okunmalı- dır. Bu kuralın en çok çiğnendiği harfler K ve H'dir. Üstelik PKK'dekileri 'ke' diye okumak, sizin Türkçe 'Off' kitabında belirttiğiniz gibi siyasi bir kesimin tercihiymiş gibi görünüyor toplumda. Bu örgütün kısaltmasındaki K harflerini 'ke' şek- linde kullanan, Cumhuriyet dışında ulusal gazete var mı bi- lemiyorum. Belki de Cumhuriyet okuru olduğumdan bu ay- nntıyı fark ettim. Bir siyasinin söylediği 'PKK'yla müzakere edilmemelidir' sözü gazetede haber yapılırken nasıl yazıl- malıdır? Bunu düzeltmek demecin aslına ve demeci verene saygısızlık mıdır? Daha ağır anlatım bozukluğu içeren bir demeç sizce düzeltilmeli mi? örneğin, eski başbakanlardan Tansu Çiller'in demeçleri, eğer kırdığı pot öne çıkmıyor ise gazeteye düzeltmen müdahalesi sonrası mı yansır ya da bu doğru mudur?" Kendimden başlayayım. Alıntılarda, yazanın farkında ol- madan yaptığı yazım yanlışları varsa onlan düzeltiyorum. Ancak "PKK'yla" diyen birinin sözünü "PKK'yle" diye dü- zeltmek, o kişinin durmayı yeğlediği siyasi yeri değiştirmek anlamına gelir ki dava konusu bile olabilir. Tansu Çiller'in demeçlerinin gazeteye nasıl yansıtıldığı sorusuna gelince... Eğer kendisini candan seven, koruyan düzeltmenlerin elin- den geçmişse düzeltilerek yansıtılmış olabilir; ama "Bu, doğru mudur?" Bence doğru değildir. Sonraki sorusunda Ali Suner, her ne kadar, "Böyle bir durumda karar vermek zor." diyorsa da örnek, karar vermeyi kolaylaştırıyor aslında. "Tabii her zaman yazım hatası da olmayabilir bu. ömeğin iktidar partisine, o partinin taraftarlan AK Parti derken kar- şıtları AKP diyor. Cumhuriyet gazetesi de AKP diye yazan- lar arasında. Peki Başbakan'ın bir demeci haber yapılırken Başbakan 'Ak Parti' demişse bile bu demeç, tımak içinde ya da koyu yazı ile yansıtılırken, 'AKP'ye dönüştürülebilir mi? Bunun bir ahlâki yönü bir de sanınm ideolojik yönü var. Böyle bir durumda karar vermek zor." "Adalet ve Kalkınma Partisi" adının hangi yöntemle kısal- tılarak "Ak Partfye döndürüldüğünü hiçbir zaman anlama- dım. Partinin "Ak Parti" diye ikinci bir adı yoksa, parti adın- da yer alan "adalet" ve "kalkınma" sözcüklerinin ilk harfleri ayrı bir sözcükmüş gibi okunmaz. Bu esini, kısaltma harfle- rinin anlamlı bir hece / sözcük oluşturması vermişse ve bu bir yöntem olarak kabul edilmişse öteki partiler de bu yön- temden yararlanabilir. O zaman, diyelim ANAP'ın da adını "Ana Parti" diye söylemeye hakkı vardı. Ancak bütün bu "açıklanamayış"lar, söylenen lafı değiştirme hakkını bize vermez. Başbakan "Ak Parti" demişse bunu 'AKP'ye dön- üştürmeye hakkımız yoktur. 16 OCAK CUMARTESİ Ali Suner'in kısaltmaya kıyamadığım mektubunun devamı: "Gazetede okuduğum tüm demeçleri sesli olarak din- leme olanağım yok ama milletvekili yeminini son derece kötü okuyan kişilerin, gazeteye yansıyan demeçlerinde hiç- bir anlatım bozukluğu ya da yanlış sözcük kullanımı olma- ması bana gizli bir elin müdahalesi olduğunu düşündürüyor. Belki de o el müdahale etmese, en azından bir kesim yurt- taş bizi nasıl insanların yönettiğini anlar. Tabii bu hatalı ko- nuşma, konuşanı halka daha yakın hissettirebilir de. öyle ya, Başbakan'ın siyasi geleneklere uymayan her hareketi halk tarafından, samimi bulunuyor ve 'Ben de olsam böyle yanıtı yapıştırırdım', 'Delikanlı adam, helâl olsun' gibisinden övgülere mazhar oluyor." Haberciler söylenenleri düzene sokarak kimi demeçlere yarı resmi ya da siyasi bir biçem kazandırıyor olabilirler. Di- limizde halka gitmek değil, halka "inmek" diye bir deyiş ol- duğu da unutulmamalı. Halkın kaba saba olduğu ve öyle konuştuğu genel kabul gördüğü için, halka inme "lütfunda" bulunan siyasiler gibi, kimi TV ünlüleri ve gazete yazarları da sokak dilini kullanmaya; hatta küfürlü konuşmaya durup dururken özen göstermiyorlar. Ali Suner'in dediği gibi bu, genellikle puan kazandıran bir yöntemdir. Ertelemeden mektubun son bölümünü de buraya alayım: "Son olarak K'nin 'Ke' ya da 'Ka' okunmasıyla ilgili bir başka tespitim var. K'den önce gelen harf 'e' ile biterek okunuyorsa K hemen 'Ka' olarak okunuyor. Herkes, istis- nasız 'AKePe' diye okurken aynı K başka bir yerde 'He Se Ye Ka' olabiliyor. Bu da dilimizin bir zenginliği diyerek zü- ğürt tesellisi mi saymalıyız?" Kendisinden sonra gelen harflerin "e" ile okunması duru- munda; yani "k" başta olduğunda da "ka" diye okunabili- yor. KKTC kısaltmasının "ka ka te ce", KDV'nin "ka de ve" diye okunması gibi. Umanm k'nin kimi yerde "ke", kimi yer- de "ka" diye okunması, ilk söyleyen öyle dediği için değildir de söyleyişe ahenk vermek içindir. 19OCAKSAU Dergileri sayıp dökerken birkaç tanesini unutmuşum. Üs- telik ikisi, bir türlü katkıda bulunamadığım Ayvalık dergi- leri: "Kıyı" ve "Şiirce". Öteki, hemen her sayısı bana gönde- rilen; buna karşın adını anmayarak çok ayıp ettiğim "Kar- şın". Bir başkası da Dil ve Edebiyat Derneği tarafından ya- yımlanan, kuşe kâğıda renkli resimler, fotoğraflar ve çizim- lerle basılmış büyük boy bir dergi: "Dil ve Edebiyat". TDK anlayışına yakın duruyor; gelenekçi çizgide. Kitap fuannda ilk on sayı birden hediye edildi. Maddesel olarak beş kilo kadar geliyor; içerik ağırlığını ölçmek kolay değil. Geniş bir zamanda, sindire sindire okunması gereken bir dergi... Hem maddi hem manevi yönden ağırlığı olan bir yayın da TÜYAP'tan geldi. Tarih Vakfı ile TÜYAP'ın ortaklaşa bastığı kitabı Gökhan Akçura hazırlamış: "Türkiye Sergicilik ve Fu- arcılık Tarihi". Fuarcılığın "Osmanlı'dan günümüze1860 - 1960 yılları arasındaki yüzyıllık serüvenini belgelemek ama- cıyla" hazırlanmış bir kitap bu; aynı zamanda bir albüm, bir ansiklopedi. TÜYAP AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal'ın kitaba iliştirilmiş mektupta dediği gibi, "Pazarlarda, panayırlarda başlayıp bugünün modern sergileme ve tanı- tım yöntemlerini benimsemiş uluslararası ihtisas fuarlarına ulaşan yolculukta fuarcılığın gelişimini takip edebilmek ve ülkemizdeki ekonomik gelişmeyi de algılayabilmekte önemli bir kaynak olarak değerlendirilebilir." • www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı-34349 Yıldız/lst. B U L M A C A önce aşağıda tanımlan verilen sözcük- | leri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir ya- tay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlanndaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karele- re aktann. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satınn başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanım- lann karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir romanın adını ve çıktığı yayınevinin adını oluştu- racak; bulmaca karelerindeyse, aynı ro- manın bitiş sözcükleri ve yazann adı or- taya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A."... Elleri" ("ne zaman bir duman çıkar- sa/ okuduğun bir şiirden / hatırla kızım sı- vas'ı/ de WvJ yanıyor hâlâ/ metin altıok'un uçsuz sigarası" dizelerinin de yer aldığı, Salih Mercanoğlu'nun şiir kitabı). 41 37 79 44 45 18 3 40 B. " bu mendivenlerden, / Etekle- rinde güneş rengi bir yığın yaprak, / Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak" (Ahmet Haşim). 65 43 63 46 34 76 15 21 5223222059 42 66439 11 C."... nin evvelinde ey yar / Hatmoldu bu kıssa ol haber-dar" (Sevdai, XVI. yy). 30 51 72 9 5 27 73 D. Hermann Hesse'in bir romanı. 386836750 75 35 62 58 E. Ivan Gonçarov'un tanınmış romanı. 8 16 33 78 26 53 1 F. "Sahba değil o şevk ile zehr olsa... eder". (Recaizade Ekrem Bey). 66 10 24 G. "Şıtkı..." (27 Mayıs döneminde MKB üyeliği ve Ulaştırma Bakanlığı yapan, kuru- cu meclis döneminde Devlet Bakanlığı gö- revine getirilen, seçimlerden sonra senatör olarak TBMM'ye giren, anılannı "Harbiyeli Aldanmaz" adlı bir kitapta toplayan asker. 81 47 71 57 H. llhan Berk'in de salatasını çok sevdiği bitki. Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 49 77 70 17 61 56 I." A!..." (Orhan Alkaya'nın bir şiir yapıtı). 2 74 28 32 69 J . " Mahmut..." ("Bizim köy"ün yazarı). 55 60 67 48 80 K. " Haberin var mı taş duvar?/ Demir ka- pı, kör pencere,/ Yastığım, ranzam, zinci- rim,/ Uğruna ölümlere gidip geldiğim,/ ...mdaki mahzun resim/ Haberin varmı?" (Ahmed Arif) 4 29 14 31 L. "Hall-i ...-i tılsımat-ı umur-i mülke/ Et- miş üstad-i ezel lütfunu miftah-i meram" (Nabi). 25 19 13 12 54 1040. şayının çözümü: A. SU ÇÜRÜ- DÜ, B. AHMET NECDET, C. BEYAZ KALE, D. ALİYE BERGER, E. HİCRİ, F. ADIVAR, G. TIRMIK, H. TAHİR, I. İBRİŞİM, J. NİM, K. AB, L. LR, M. İK- DAM. Şllr: "Hayatım tükenmez maceralardı,/ Içinrc- de binlerce istekler vardı,/ Bir şair, ya- hut bir hükümdar gibi." C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 1 S AY F A 31
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear