23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Daha da Geç Kalmadan asirmen@cumhuriyet.com.tr Cem TV’deki “Ayıptır Söylemesi”nin cuma günkü konuğu, AKP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu idi. Süheyl Hoca (Batum) ile birlikte kendisine yönettiğimiz soruları yanıtlarken, Sayın Kuzu CHP’yi kastederek, muhalefeti beğenmediğini belirtti. - Muhalefetin işi zaten kendisini iktidara beğendirmek değil. Aslında biz de kendilerini beğenmiyoruz. Ne var ki, sizleri duydukça “galiba bunlar, iyi bir şeyler yapıyorlar da biz fark etmiyoruz” diye düşünüyoruz, dedim. Ana muhalefet CHP’nin, AKP’nin rejimi tehdit eden girişimlerinin karşısında durduğu kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçek. Yadsınamayacak bir başka gerçek de iktidarın son zamanlarda birçok yönden köşeye sıkışmış olduğudur. Bu sıkışmışlık, oylarına da yansıyor. Nitekim kamuoyu yoklamalarında AKP, 2007’deki yüzde 47’nin çok altında, yüzde 32’ler dolayında gözükmekte. Hatta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a göre, Tayyip Bey 20’lere kadar düşmüştür. Düşüşün o düzeye kadar varmış olup olmamasından daha önemlisi eğrinin iniş trendini muhafaza etmesidir. Tayyip Bey’in puan kaybında, CHP muhalefetinin etkisinin ne ölçüde olduğu konusunda kesin bir tahminde bulunmak pek mümkün görünmüyor. Ama yoklamalara bakınca böyle bir etkinin eğer var ise bile yetersiz kaldığı görülüyor. Evet AKP’nin desteğini kaybetmekte olduğu yadsınamaz. Ama bu, rejimi Tayyip Bey tehlikesinden kurtarmak için yeterli değil. Çünkü tehdit oluşturan bir iktidardan kurtulmanın gerekli koşulu, onun oy kaybıdır. Fakat bu yetmez; ona bir de yeterli koşulun eklenmesi gerekir. Bu durumda yeterli koşul ise iktidarın yerine talip bir muhalefetin olması ve oyunu arttırarak onun yerini almasıdır. Bu durumda iktidar oy kaybediyor müjdesi veren muhalefet liderine sorarlar: - İyi onun oyu düşüyor da, seninki ne durumda, artıyor mu? Oysa AKP’deki düşüşe, muhalefet açısından elverişli ortamda olmamıza karşın, CHP’nin oylarında bir artış görünmüyor. O zaman şöyle bir durum ile karşı karşıya olduğumuzu kabul etmek gerekir: CHP muhalefeti, tümüyle kötü değil, ama yetersiz. Eğer CHP iktidar olmak istiyorsa, bu gerçeği görüp, eksikliği gidermek için harekete geçmelidir. Burada daha önce birçok kez dile getirmeye çalıştığım gibi, CHP’nin eksikliği, gençleri, kadınları, geniş emekçi kitlelerini kucaklamayı, onları kendi iktidar yürüyüşüne katmayı becerememiş olmasıdır. Bu görüşe katılanların sayısı hiç de az değil. Partinin üyelerinden Bedri Baykam da bunlardan biridir ve ortaya koyduğu andan itibaren, hiç de küçümsenmeyecek bir kesimin desteğini alan, partiyi geniş kitlelerle buluşturarak sinerji yaratmayı hedefleyen “demokratik devrim” paketi de bu amaca yöneliktir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, pazartesi günkü Milliyet’te yayımlanan söyleşisine bakılırsa, bu gerçeği bir ölçüde de olsa kavramış görünüyor. Baykal mayıs ayındaki Kurultay’dan sonra CHP’de büyük bir değişiklik yaşanacağının işaretlerini veriyor, ama Kurultay sırasında herhangi bir tüzük tadilini de öngörmüyor. Oysa değişiklik zorunluluğu çanlarının uzun süredir çalmakta olduğu CHP’nin artık yitirecek zamanı kalmamıştır. Nitekim, CHP’den Sarıgül hareketine geçmiş olan Bülent Tanla Vatan gazetesindeki söyleşisinde, Baykal’ın sunduğu programda ileri sürdüklerinin bazılarını yaşama geçirmeye hazır olduklarını belirtmiştir. Doğa gibi siyaset de boşluktan nefret eder, örgütlenmede, geniş kitleleri kucaklamada, örgüt içi demokratikleşmede bazı alanlar CHP tarafından boş bırakılırsa, o boşluğu doldurmaya talip olanlar hemen harekete geçerler. Mesele o boşluğu bırakmamaktadır. Yoksa, emekçileri, kadınları, gençleri yeterince kucaklamayarak, ortada bırakıp, sonra da çabuk davranıp, onları saflarına davet edenlere yönelik olarak, “oylarımızı bölüyorlar” diye haykırmanın anlamı yoktur. CHP yenilik ve atılım istiyorsa, daha fazla vakit kaybetmemelidir. Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi durumunda olasõ risk ve senaryolar değerlendirildi AKP referandumu tartõşõyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK), anayasa de- ğişikliğinin referanduma sunul- masõ durumunda olasõ risk se- naryolarõ masaya yatõrõldõ. Bazõ parti yöneticileri, 7-8 maddelik bir anayasa paketi getirilerek mayõs ayõnda referanduma sunulmasõ gerektiğini belirtirken bazõlarõ da bunun riskli olduğunu, sürecin iyi yönetilememesi durumunda mu- halefetin bunu hükümet aleyhine kullanabileceğini, bu nedenle anayasa değişikliğinin seçim son- rasõna bõrakõlmasõ gerektiği gö- rüşünü savunuyor. AKP’nin MYK toplantõsõnda, anayasa değişikliğinin referan- duma götürülmesi durumunda olasõ risk ve senaryolar değer- lendirildi. Anayasa değişiklikle- rinde referandum süresini 120 günden 60 güne indiren yasa önerisinin TBMM Genel Kuru- lu’nda öncelikli olarak görüşül- mesinin benimsendiği toplantõda, olasõ bir anayasa paketinin mayõs ayõ sonunda referanduma sunul- masõ seçeneği tartõşõldõ. ‘Zaman yok’ Bazõ parti yöneticileri, yeni anayasa için zaman olmadõğõnõ, seçim öncesinde mini bir anaya- sa paketinin referanduma sunu- labileceğini belirterek “Mini ana- yasa değişikliği paketi ile Tür- kiye’nin önünü açalım, demo- kratikleşme sürecini hızlandı- ralım” görüşünü dile getiriyor. ‘Büyük risk’ Bazõ parti yöneticileri ise refe- randumun risklerine dikkat çe- kerek “Mayıs ayında referan- duma gidersek, genel seçime 1 yıllık süre kalıyor. Referan- dum sürecini yönetmek kolay olmaz. Siyaseten de büyük risk almış oluruz. Referandumdan beklediğimiz sonucu alamaz- sak, bunu seçim sonucu gibi yo- rumlayacak muhalefetin erken seçim baskısına maruz kalırız. Bu da yeni bir gerginlik konu- su olur. Mini bir anayasa paketi yerine anayasa tamamen de- ğiştirilmeli, bu da genel seçim- den sonra yapılmalı” önerisin- de bulunuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 Şubat’ta mil- letvekilleriyle parti genel merke- zinde bir araya gelerek başta ana- yasa paketi olmak üzere gün- demdeki konulara ilişkin öneri ve görüşlerini alacak. AKP yöneti- minin, bu toplantõnõn ardõndan anayasa paketiyle ilgili planõnõ netleştirmesi bekleniyor. Anayasa paketinin TBMM Ge- nel Kurulu’ndaki oylamasõ sõra- sõnda diğer partilerden destek gelmemesi, partiden de 7 kadar milletvekilinin fire vermesi du- rumunda bazõ düzenlemelerin pa- ketten düşmesi olasõlõğõ da de- ğerlendiriliyor. Bazõ parti yöneticileri, sürecin iyi yönetilememesi durumunda muhalefet partilerinin bunu hükümet aleyhine kullanabileceğini, bu nedenle gündemdeki anayasa değişikliğinin seçim sonrasõna bõrakõlmasõ gerektiği görüşünü savunuyor. Katili 39 yıldır bulunamadı Amasya TİP İl Başkanõ Şerafettin Atalay mezarõ başõnda anõldõ MEHMET MENEKŞE AMASYA - Türkiye’de ilk siyasi ve faili meçhul cinayete kurban giden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Yönetim Kurulu 1. Ye- dek Üyesi ve Amasya İl Başkanõ Şerafettin Atalay katledilişinin 39. yõldönümünde me- zarõ başõnda anõldõ. Amasya’da 1938 yõlõnda doğan, 1965’te Amasya’da TİP örgütünü oluşturan Atalay ve arkadaşlarõna ilk suikast 1969’da düzenlendi. Yemek yedikleri lokantaya bomba atõldõ ama bomba pencere pervazõna çarparak dõşarõda patladõ. İkinci suikast girişimi 1970’de oldu. Şehir dõşõnda yolu kesilerek öldürülmek isten- di ve bundan da kurtuldu. Öldürülmeden iki hafta önce de polise başvurarak “Devrimci güçleri susturmak için tertipler düzenleni- yor” dedi. Cinayetten önce de evine “Artık sıra sende” yazõsõ bõrakõldõ. Atalay, 27 Ocak 1971’de evinin önünde kafasõna bir kurşun sõ- kõlarak öldürüldü. Aradan 39 yõl geçmesine karşõn katiller bulunamadõ. Atalay için dün Memüdede Mezarlõğõ’ndaki mezarõ başõnda düzenlenen anma törenine ÖDP İl Galip Yaz- gan, EMEP İl Başkanõ Hulisi Şimşek, Eği- tim-Sen temsilcileri ve Şerafettin Atalay’õn amcasõnõn oğlu Zeki Atalay ile arkadaşlarõ katõldõ. Zeki Atalay, Türkiye’deki sosyalist hareketin 60’lõ yõllarõn gerisine düştüğünü, ciddi bir dağõnõklõk yaşandõğõnõ ve özeleştiri yapõlmasõ gerektiğini söyledi. Darbe mağduru olan ilerici, devrimci sosyalistlerin günümüz- de yaşanan darbe tartõşmalarõna bile katõlama- dõğõnõ ifade eden Atalay, “Özeleştiri yapmak ve toparlanmak durumundayız. Gerçekten işçi sınıfının partisini örgütleyebilirsek, ku- rabilirsek, onu sosyalizmin yolunda yürüte- bilirsek bu mezarın başına birlikteliğimizi sağlamış olarak geliriz” dedi. DENİZ BAYKAL ‘İktidarın sonu olur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, anayasa deği- şikliği tartõşmalarõyla ilgili olarak, “Türkiye’nin temel sorunları işsizliktir, yoksul- luktur, yolsuzluktur. Anaya- sa değişikliği bunlara çare olamaz. Meclis’ten yeterli desteği bulamayacaklarını anladıkları için şimdi refe- randum yoluna gideceklerini açıklıyorlar. Ama bu refe- randum AKP iktidarının so- nu olabilir” dedi. CHP Merkez Yönetim Ku- rulu’nun (MYK) dünkü top- lantõsõnda son gelişmeler de- ğerlendirildi. Edinilen bilgiye göre Baykal, “AKP, Türki- ye’yi yönetemez hale gelmiş- tir. Çeşitli bahanelerle bunu halkın gözünden saklamaya çalışıyor. Her hafta bir bom- ba patlatıyor, belgeler açıklı- yor. Onların da artık kanık- sandığını gördüğü için şimdi de anayasa değişikliği tale- biyle halkı oyalamaya çalışı- yor” dedi. Baykal, ayrõca şu görüşleri dile getirdi: “Hükü- met TSK ile yargıyla kavga- lı. ‘Güç bende’ anlayışıyla toplumu otoriter bir şekilde yönetmeye çalışıyor. Böyle bir ortamda anayasa deği- şikliği talebi toplumda daha büyük gerilimlere yol açabi- lir. Laiklik karşıtı eylemle- rin odağı haline geldiği Ana- yasa Mahkemesi tarafından karara bağlanan bir parti- nin anayasa değişikliği yap- ması doğru değildir. Anaya- sa değişikliğinden maksatla- rı HSYK ve Anayasa Mah- kemesi’nin yapısını değiştir- mektir. Bu kabul edilemez.” 15 yaşõndaki kõz çocuğu gösteriye katõldõğõ gerekçesiyle gözaltõna alõnmõştõ Berivan’a 8 yıl hapis cezası Yurt Haberleri Servisi - Bat- man’da bir yasadõşõ gösteriye katõlarak slogan attõğõ gerekçe- siyle 15 yaşõndaki Berivan S, 8 yõl hapse çarptõrõldõ. 3 aydõr tu- tuklu olan Berivan, olay sõrasõn- da tesadüfen oradan geçtiğini belirterek “Polisler beni dövdü. Çok korkmuştum. Ne söyledi- lerse kabul ettim” dedi. Sabah gazetesinin haberine gö- re, Batman’da geçen 9 Ekim’de kent merkezinde düzenlenen gös- teride 15 yaşõndaki Berivan S. de gözaltõna alõndõ. Yaklaşõk 3 aydõr tutuklu bulunan Berivan S’nin “yasadışı gösteriye katıldığı”, “yasadışı sloganlar attığı” ve “polise taşla saldırdığı” gerek- çesiyle her suçtan ayrõ ayrõ yar- gõlanmasõna karar verildi. Berivan hakkõnda, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”ten 7.5 yõl, “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanu- nuna muhalefet”ten 5 yõl, “örgüt propagandası yapmak”tan 1 yõl hapis istemiyle dava açõldõ. Ön- ceki gün Diyarbakõr Özel Yetki- li Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya çõkan Berivan, hak- kõndaki iddialarõ reddetti. Ailesiyle birlikte köyde yaşadõğõnõ belirten Berivan, o gün köyden kent mer- kezinde bulunan teyzesini ziyarete geldiğini, gösterilerin arasõnda kaldõğõnõ, polisler tarafõndan göz- altõna alõndõğõnõ belirterek şunla- rõ söyledi: “Ben polise taş at- madım. Olaylarla ilgim yok. Olay günü teyzemin evine gi- diyordum. Yolda yürürken gös- teri yapan topluluğu uzaktan fark ettim. Merak ederek ka- labalığa doğru yürüdüm. Olay yerine varmadan polis kalaba- lığa saldırdı. Beni de gösterici sanarak gözaltına aldı. Polisler beni dövdü. Çok korkmuştum. Ne söyledilerse kabul ettim. Dayak yememek için polise taş attığımı, grubun içinde yer alıp slogan attığımı, yüzümü poşu ile kapattığımı söyledim. Suçsu- zum, beni serbest bırakın.” İlk duruşmada karar veren mah- keme heyeti, Berivan’õ toplam 7 yõl 9 ay hapse çarptõrdõ. Mahke- me, Berivan için barodan kendi- sine avukat tayin edilen avukatõn ücreti olan 452 liranõn da tahsil edilmesine karar verdi. Berivan’õn Batman’õn Aydõn- konak köyünde tek katlõ, 2 göz odalõ bir evde yaşayan annesi de perişan oldu. Anne Meryem S. kõzõ tutuklanmadan önce mev- simlik işçi olarak gittikleri Ma- nisa’dan döndüklerini belirterek yaşadõklarõnõ şunlarõ söyledi: “Benim kızımın bu olaylar- la ilgisi yok. 15 yaşındaki bir çocuk ne yapabilir ki? Yok- sulluktan dolayı babası onu okutamadı. Parasızlıktan ce- zaevine ziyaretine bile gide- miyorum. 3 ay oldu, kızımın yüzünü göremedim. Babası in- şaatlarda kalıp ve sıva işleri ya- pıyor. Şimdi İstanbul’da. Ben de çocuklarım da bu kış günü perişan oldum. Yalvarıyorum kızımı bıraksınlar. O daha çok küçük. Cinayet mi işledi? Adam öldüren katiller bile bu kadar ceza almazken, katıl- madığı bir yürüyüşün içinde yakalanan kızımın bu kadar insafsızca cezalandırılması hangi vicdana sığar?” 8 AYDIR TUTUKLU YARGILANIYOR Avukatlara örgüt üyeliği suçlaması HİLAL KÖSE İHD Yönetim Kurulu üyesi avukat Filiz Kalaycı, katõldõğõ eylemlerin suç unsuru gibi gösterildi- ği davada 8 aydõr tutuklu yargõlanõyor. İHD Genel Merkez yöneticisi avukatlar Filiz Ka- laycõ, Murat Vargün, Halil İbrahim Vargün ve Hasan Anlar hakkõnda Mart 2007’de An- kara Emniyeti’ne gönderilen ihbar mailinin ar- dõndan soruşturma başlatõldõ. Telefonlarõ din- lenen, mailleri denetlenen avukatlar Mayõs 2009’da gözaltõna alõndõ. Yasalara aykõrõ ola- rak sabaha karşõ polislerce sorgulanan avukat- lar hakkõnda “PKK Kongra-Gel örgütü” üyesi olmak suçundan dava açõldõ. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde süren davada üç avukat tutuksuz, Kalaycõ ise tutuklu yargõlanõ- yor. Davanõn ikinci duruşmasõ bugün. SİLAH YASASINA İTİRAZ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İçişleri Komisyonu içinde oluşturulan alt ko- misyon silah tasarõsõ üzerinde çalõşmalarõnõ sürdürürken Milli Savunma Bakanlõğõ (MSB) temsilcileri “MİT ve Emniyet’in harp silahı ithaline izin verilmesi”ne ilişkin itirazlarõnõ komisyona anlattõ. Kimyasal silahlar ve füze rampasõnõn bile denetimsizce getirilebileceği- ne dikkat çeken askerler, ortaya çõkacak zaaf- tan başta PKK olmak üzere diğer yasadõşõ odaklarõn da yararlanabileceğini vurguladõ. İçişleri Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon, önceki gün MSB temsilcilerini dinledi. MSB temsilcileri şu görüşleri dile ge- tirdi: “Elbette, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT de gereksinim duyduğu istediği si- lahları ithal edebilir. Ancak, bunların ka- yıtlarının tek merkezde tutularak, denetim- lerinin sağlıklı bir şekilde yapılması gere- kir. Genelkurmay ve MSB’nin de mutlaka ithalattan haberdar olması gerekiyor. Bu- rada bir kıskançlıkla, güzide kurumlarımı- zın ihtiyaç duydukları silahları ithal etmele- rine karşı çıkmıyoruz. Ancak, ithalatın MKE eliyle yapılmasını, kayıt ve denetimi- nin tek elden yapılmasının doğru ve gerekli olduğunu ifade ediyoruz. Silah ithalatı- nın özel kişilerce yapılması çok ciddi sa- kıncaları beraberinde getirir. Silah deyince bunun içinde TNT, kimyasal silahlar, füze rampaları gibi ciddi malzemeler bulunuyor. MKE’nin by-pass edilmesi isabetli olmaz.” Silah ruhsatı düzenlemesi Tasarõdaki “silah ruhsatı vermeye yetkili merci, başvuru sahibinin yerleşim yerinde- ki mülki amirlik” düzenlemesine itirazlarõnõ da ifade eden MSB temsilcileri, eski düzenle- menin sürmesini istedi. Askerler, “Subay-ast- subayın bu silahının ruhsatının bağlı bulun- duğu kuvvet komutanlığınca verilmeye de- vam edilmesinde özellikle operasyon bölge- sinde yarar ve pratik kolaylık var. Kaldı ki Emniyet ve MİT de kendi mensubunun si- lah ve ruhsatını veriyor” görüşünü iletti. Binbaşıya ‘M.Y.’ takılması Alt komisyon toplantõsõna Milli Savunma Ba- kanlõğõ Kanunlar Kararlar Dairesi’nden Binbaşõ Murat Yaman da katõldõ. Milli Savunma Bakan- lõğõ’nõ ilgilendiren yasal düzenlemeler sõrasõnda genel kurul ve komisyon çalõşmalarõna katõlan Yaman’a bazõ milletvekilleri takõldõ. Askere sivil yargõ yolunu açan tasarõ yasalaştõktan sonra “TBMM’ye şafak baskını” yaptõğõ öne sürülen askerlerden birinin “M.Y.” rumuzlu bir binbaşõ olduğu haberlerine atõfta bulunan milletvekilleri, Yaman’a “M.Y. rumuzlu baskıncı asker siz misiniz” diye sordu. Yaman “M.Y. benim” derken, savlarõnõn doğru olmadõğõnõ bildirdi. PKK’nin işine yarar İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi 10 kişiye, Eskişehir’de 10 Kasõm 2009 tarihinde Atatürk’ün Bursa Nut- ku’nu okuduklarõ için soruşturma açõldõ. TGB’li- ler, “Bursa Nutku’nun yargılanamayacağını” vurgularken, öğrencilere destek için basõn açõkla- masõna katõlan Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da Türkiye’de yükselen karşõdevrimle mücadele etmenin herkesin görevi olduğunu belirtti. Aralarõnda 4 lise öğrencisinin de bulunduğu toplam 10 genç, Eskişehir’de düzenlenen bir ba- sõn açõklamasõnda Atatürk’ün Bursa Nutku’nu okuduklarõ için 15 Ocak 2010 tarihinde ifade verdi. Yaşanan olayla ilgili Taksim’deki Attilâ İlhan Kültür Merkezi’nde düzenelen basõn açõk- lamasõna TGB’lilerin yanõ sõra çok sayõda sivil toplum örgütü tamsilcileri de katõldõ. TGB Genel Başkan Yardõmcõsõ Adnan Türkkan, “Bu tür faaliyetler bizi yıldıramaz. Atatürk’ün göster- diği yolda ilerlemeye devam edeceğiz” dedi. Çõğ da, “Bir karşıdevrimle karşı karşıyayız. Eğer sımsıkı el ele verirsek bizi durdurama- yacaklarını biliyorum” diye konuştu. ‘Bursa Nutku yargılanamaz’ Fotoğraf:HÜLYAKESKİN Aralarında Muazzez İlmiye Çığ’ın da bulunduğu TGB’liler, öğrencilere destek için açıklama yaptı. Şerafettin Atalay için Amasya Memüdede Mezarlığı’ndaki mezarı başında tören düzenlendi. BELEDİYE BAŞKANI SORGULANDI Yurt Haberleri Servisi - Terör örgütü PKK’nin kent yapılan- ması KCK’ye yönelik olarak Bitlis’te düzenlenen operasyonda BDP’li Tatvan Belediye Başkanı Abdullah Ok, eşi ve çocuğu da gözaltına alındı. Savcılık sorgusunun ardından Ok ailesi serbest bırakıldı. Siirt’te de BDP Merkez İlçe Başkanı Arif Karataş’ın da aralarında bulunduğu 18 kişi, Ağrı’da BDP Tutak İlçe Başkanı Ayhan Demirel ve 4 kişi, Aydın’da da BDP Ortaklar İlçe Teşkilatı üyesi 6 kişi gözaltına alındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear