25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Y eryüzü Kitaplığı CELÂLÖSTER celaluster@cumhuriyetcom.tr I Doğumunun 150, yıldönümünde oyunlan ve öyküleriyle yaşayan çehov Bahçesindeki vişneler burukluğunu yitirmediyan Bunin, tıpkı Isak Babel gibi, en sevdiğim Rus öykü- cülerden biridir. Babel'in öy- külerinden küçük bir seçkiyi, Güvercinliğimin Hikâyesi adıyla Mehmet H. Doğan çevirmişti. : 1968'de, Fethi Naci'nin Gerçek Yayınevi'nden çıkmıştı kitap. Mehmet H. Doğan, yıllar sonra yeniden çevirnıeye başlamıştı Babel'i, tüın öykülerini çevirmeyi üstlenmişti. Ne yazık ki, önırü yetmedi. Bunin'in ise, 1933'te Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülmüş olmasına karşın, en azından şu sıralar bir Türkçe çevirisi olduğunu san- mıyorum. Lord Byron'ın şiirlerini Rusça- ya çevirmişti. Gazeteci, şair ve romancıy- -j- dı, ama her şeyden önce bir kısa öykü ustasıydı; tıpkı yakın dostu Anton Çehov gibi. HÜZÜNLÜ MİZAH Çehov, yaşamının son yıllannda, bir gün Bunin'le sohbet ederken, yapıtlan- nın en çok yedi yıl daha okunacağını söy- lemiş. Bönin, şaşırarak, "Neden yedi yıl?" diye soracak olmuş. "Bilemedin ye- di buçuk yıl," diye yanıtlamış Çehov. "Ki bu da hiç fena sayılmaz. Şunun şurasın- da altı yülık ömrüm kaldı..." Kuşkusuz, Çehov'un Üç Kız Kardeş, Vanya Dayt, Vişne Bahçesi gibi oyunla- rmda bizi hiç bırakmayan o ince, kınl- gan, hüzünlü mizah yatıyor bu sözlerin ardında. Neyse ki, onun bu alçakgönüllü "kehanet"inin hiç değilse bir yanının tut- madığı ortada. Çehov, Bunin'le sohbeti- nin üstünden altı yıl bile geçmeden, 1904'te göçüp gitti bu dünyadan; ama doğumunun (17 Ocak 1860) üstünden yüz elli yıl geçmesine karşın, bugün hâlâ dünya edebiyatmın büyük ustaları ara- sında. Günümüzde de edebiyatın onsuz edilemez türlerinden biri olan kısa öykü, ona çok şey borçlu olsa gerek. Günümüz tiyatrosunun vazgeçilmezleri arasındaki oyunlarma gelince, Çehov'un bahçesin- deki vişneler burukluğundan bir şey yi- tirmiş değü. EDEBİYAT. METRESİM' "Tıp, nikâhlı karım benim; edebiyat ise metresim. Birine kızarsam, geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davraruşımı belki biraz uygunsuz bulabilirsin, ama en azından sıkıcı değü. Kaldı ki, benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de kaybettiği birşeyyok." Çehov'un, yakın dostu ve yayıncısı Aleksey Suvorin'e 1888'de, henüz genç bir hekimken, ama Alacakaranltk adlı SAYFA6 öykü kitabıyla Rus- ya Akademisi'nin Puşkin Ödülü'nü almışken yazdığı bir mektuptaki bu söz- lerinde de aynı mi- zah inceliği yok mu? Çehov'u en iyi yorumlayan yazar- lardan biri olan Henri Troyat da, yıllar önce Ada Ya- yınlan'ndan çıkan kitabında onun oyunlarmdan söz ederken, "Çe- hov'un mucizesi bu gülme ve utanıp sı- kılma, ince alay ve üzüntünün kanşımı- dır" demiyor muydu? RÜZCÂRA KAPILAN YAPRAKLAR Çehov'un oyunlan Türkiye'de de pek çok kez sahnelenmiş, tiyatroseverlerce benimsenerek izlenmiştir. Hiç unutama- dıklanmdan biri, kısa bir süre önce yitir- diğimiz Ali Taygun'un 197O'te Kent Oyunculan'nda sahnelediği ÜçKızKar- deş'tir. Yıldız Kenter, Meral Taygun ve Candan lsen'in oynadıkları ÜçKız Kar- deş \, yanlış anımsamıyorsam, üç kez sey- retmiştim. Ali Taygun'un, ÜçKtz Kardeş'in ka- rakterlerinden söz ederken söyledikleri, tüm Çehov oyunlan için geçerli değü mi- dir: "... rüzgâra kapümış bir yaprak gibi sürüklenip bir köşeye sıkıştırüıyorlar ve daha sıkışacak yer kalmaymca da suyun buharlaşması gibi biçim değiştirip eylem- sizleşiyorlar, taşlaşıyorlar..." Hiç kuşku yok ki, 1993'te Muhsin Er- 1970de Kent Oyunculan'nda Ali Taygun tarafından yönetlien "Üç Kız Kardeş'te Yıldız Kenter. Meral Taygun Ile candan Isen... tuğrul Sahnesi'nde izlediğim Vanya Dayı'yı unutmam da olanaksız. Cüneyt Türel'li, Tübe Saran'h, Cihan Ünal'lı, Nurseli Idiz'li Vanya Dayt, Leonid Hei- fitz yönetiminde, belki de izlediğim "en Rus" Çehov'du. HÜLYALI ARAYIŞ Çehov da, Calvino'nun deyişiyle, oku- runa söyleyeceklerinin tümünü hiçbir za- man tüketmemiş yazarlardandır. Yazdık- lan hiç eksümeyen, hep artıp çoğalan ya- zarlardan. Gençlik çağmda bir okur, Çe- hov'u keşfettiğinde, mutlu olacaktır. Ama onu yetişkinlİk döneminde okudu- ğunda, belki farkh bir mutluluğa erişe- cektir. Çehov gibi yazarlar, okuyana gençlüc, oluşum ve olgunluk çağlannda farkh tatlar verirler. Çehov'un oyun ve öykü kişüeri, ya- şamlarını anlamh küacak "bir şey"in hül- yaL arayışı içindedirler. Çehov'un, kişüe- rine bakışında, bir hekimin soğukkanlı gözlemi üe sıcak, içten yaklaşımı iç içe- dir. Bir yandan, oyun ya da öykü kişisini, "hasta"sını nesnellikle gözlemlemeye özen gösterirken; bir yandan da, onun ruh derinliklerinde- ki çatışmalara, çelişküere se- vecenlüde yaklaşır. Bu nes- nellüc ve sevecenKk, Çe- hov'u, "edebiyat yapmak"tan da, kuramsal savlara girmekten de, ahlak- sal yargüara varmaktan da uzak tutar. SAĞALTICI ELLERİYLE Çehov, insan üişkileri ya da üişkisizlüderinin süssüz, yalın gerçekliğini görür. Ka- 1993 yılınöa Muhsln tnugrul da sahnelenen "Vanya Dayı'da Tllbe Saran, Cüneyt Türel. Nurseli Idlz Ile Clhan Ünal... rakterleri, "birbirlerine karşı" konuşur- lar, ama birbirlerini pek dinlemezler, kendi kendüerine konuşur gibidirler. Birbirlerine yakınlaşmanın, âşık olmanm, birine bağlanmanm ya da çekip uzaklara gitmenin, içinde bulunduklan durum- dan kurtıümanm özlemini çekerler, ama çoğu kez yalıtümış ve bir başına bulurlar kendüerini. Kişüerini sağaltıcı elleriyle okşayan Çehov, Viştte Bahçesfnâç. Ga- yev'e, "Hastalığm bir çaresi olsaydı, onca üaca gerek kalmazdı" dedirtirken, karak- terlerinin kapana kısıldıklannın ayırdın- dadır, çözümsüzlüğe yazgdı olduklannı büir. Yine de, bu umarsızhk denizinde, bir sevgi ışığı, bir direnç, bir yüreklüik çırpınışı, bir iyüeşme belirtisi keşfetmek- ten geri durmaz. ÇOCUKSU BİR SEVİNÇ Çehov oyunlarının odağı, bana kalırsa, olay örgüsünden çok kişilerdir. Durma- dan, uzun uzadıya kendüerini, düşünce- lerini anlatırlar, ama yaşamlarınm sığ, çı- kışsız koşullarının kapanmda yapayalnız- dırlar. Ve tam zamanında gelen o durak- lamalar, o suskunluklar, tüm bu yalnız- lüdarın, üetişimsizlütlerin bir altkonuş- masıdır sanki. Vanya Dayı'nın, Vişne Bahçesi'nin, Üç Kız Kardeş ın, Martı'nm kişüerini sahnede seyrederken, ruhları- nın günümüze eriştiğini, bedenlerimize geçtiğini duyumsarız. Çehov'un yapıtlanndan okuyucu ya da seyirciye uzanan biricüc umut, yarattığı kişüerin başları üstünde beliren insancü- lüc aylalarında; sahnedeki nafüe çabala- rından, öykülerdeki boşuna konuşmalar- dan payımıza düşen sevgi ve sevecenlik ışütüanndadır. Ve elbette, bir insanın bu denli güzel öyküler, bu denli büyüleyici oyunlar yazabümesi karşısında kapüdığı- mız çocuksu sevinçte. Bugün hâlâ bizi yüreğimizden sarsan oyunlar, öykü sanatını temelinden değiş- tiren yüzlerce öykü bıraktı bize Çehov. Tıpkı Shakespeare ve Dostoyevski gibi, her zaman hemşerimiz ve çağdaşımız olan yazarlardan o da. • TÜRKÇEDE ANTON ÇEHOV Bütün Öyküler I Türkçesi: Meh- met Özgül (Cem Yayınevi, 8 cüt) Büyük Oyunlar (îvanov, Orman Cini, Vanya Dayı, Martı, Üç Kız Kardeş, Vişne Bahçesi) / Türkçesi: Ataol Behramoğlu (Türkiye îş Ban- kası Kültür Yayınlan) Bütün Oyunlar I Türkçesi: Meh- met Özgül (Cem Yayınevi, 3 cüt) Kısa Oyunlan - Ayı, Düğün, Ev- lenme Teldifi, Kuğunun Şarkısı, Anayolda, Tatyana Repina, Tütünün Zararları, Yıldönümü, Yazlıkçının Yaşamı (Mitos Boyut Yaymları) Tek Perdelik 9 Oyun (Dağ Yolun- da, Tütünün Zararları, Kuğunun Şarkısı, Ayı, Bir Evlenme Teklifi, Sayfiyede Yaz, Tatyana Repina, Dü- ğün, Kutlama) / Türkçesi: Yılmaz Gruda (Bügi Yavmevi) DoktorÇebov dan_ Öyküler I Türkçesi: Mehmet Özgül (Can Ya- yınlan) Öyle Bir Hikâye I Türkçesi: Nihal Yalaza Taluy (Can Yayınlan) Not. Düimizde, baskısı tükenmiş, tü- kenmemiş pek çok Çehov çevirisi var. Burada küçük bir seçki sunmak iste- dim. C.Ü. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear