24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 ARALIK 2009 / SAYI 1239 Onlar Türkiyc tarthinin canlı tanıkları. Yıllardır bu tanıklıklarını kitaplara döküyorlar. Onlar için durmak ölmek demek. Daha yapacak çok şey var MUAZZEZ İLMİYE ÇIÖ Üretmeyip ne yapayım - Yazmak, okumak beni canlı tutuyor sanınm. Biraz da sağlığımın iyi olması tabii. Artık yeter diyemıyorum. Kafam işliyor, imkanım var. Boş vakıt geçirmek istemiyorum. Bu yaştan sonra ne yapabilirinı ki? Bır şey yapmadan da rahat edemiyorum. Masamın her tarafı kitaplarla, yazılarla dolu. Aynı anda birkaç kitap okuyorum, yazıyorum. Neyse ki gözlerimde sorun yok. - Şimdi Sümer'in tarihini, ekonomisini, günlük yaşantısını, cinsel hayatını, sanatını yazıyorum. Sümer edcbıyatım zaten yazmıştım. önümüzdeki sene, yem kitabı da bitirince Sümer medeniyetine dair toplu bir kaynak hazırlanmış olacak. Ondan sonra yeni bir projem var; Sümer ve Türk dili üzerine karşılaştırma yapanların biitün calışmalarını bir araya getiriyorum. Bir ekiple malzeme toplamaya başladık. îyi bir kitap olacak. Almanya'da 1914-15'te yapılan karşılaştırmalar var, onları getıreceğim. Türkmenistan'daki çalışmalar için oradaki üniversitelerle bağlantıya geçiyorum. Bu arada da makaleler yazıyorum. - Şimdiye kadarki en iyi eserim "Sümer'de Tufan Tufan'da Sümer". Onunla ilgili eleştirileri bekliyorum. - Dün çalışmalanmı kanştınrken "Bir Ömür, Bir Devrim"i yaşamak diye bir yazı gördüm, yarım kalmış. Geçmişe bakınca bir tarafta çok büyük bir ilerleme görüyorum. Pek cpk sanatçınıız yurtdışında ödüller kazanıyor. 1920'lerde her şey günahtı, tiyatroda kadınlar yoktu. Artık dışandan parça almak yerine ülkemizde üretim var. Halkımız eğer önünde iyi bir ımkân olursa son derece yetenekli. Avrupa'nın 400 yılda geldiği Rönesans'ı, Sanayi Devrimi'ni 15 yılda yaptık. Bunlar kolay hazmedilecek gibı değildi ama halk da kabullendi. Ancak geldiğimiz nokta pek parlak değil. Özgürlüklerimizi kaybettik, bence bu ülkede büyük bir hareket olacak tekrar, ya özgürlüğümüzü tekrar kazanacağız ya da tamamıyla yok olacağız. Ancak bcn umutluyum. - Beni en çok şaşırtan değişim, dışarıda ödül alan bilim ya da sanat insanlarımız. Ancak bunlan gazeteler yazmıyor, internette görüyorum. lnternet de ilginç bir iletişim aracı. Yüzlerce mail geliyor, ama hepsıne bakmıyorum, çoğu dedikodu ya da yakınma oluyor. - Tahminim üzerinde, hiç düşünmediğim şekilde kıymetim bilindi. Zaten hıçbır şeyı kıymetim bilinsin diye yapmadım. Ancak bugün Türkiye'de herkes Sümer'in ne olduğunu biliyor, bu bakımdan son derece mutluyum. Hayatımda yaptığım en iyi şey, emekli olduktan sonra Sümerlerle ilgili çalışmalara başlamaktı. - Hayatıma dair hiçbir pişmanhğım yok. Bir tesadüfler sırası gıbı oldu hayatım. Aileme bu hususta çok müteşekkırim. Babam, annem hatta eşim isteklerime hiç mani olmadı, beni destekledi. Şimdi de çocuklarım destekliyor. - Geçmişe dair özlemim de yok. Her şeyi yennde ve zamanında yaşadım. Çok güzel bir genç kızlık yaşadım; tiyatro, dans, eğlence, balolar... Bunlan kızlanma yaşatamadım. Çok seyahat ettim, gezdim. Karamsar biri olunca, bir şeyler bulunur ancak ben karamsar değilim. Her şey iyi olacak diye düşündüm, iyi de oldu. • Röportqj: ESRA AÇIKGÖZ Fotoğraf: ERHAN ARIK 9_9 Ofkeden yazıyorum A partmanın eski demir kapısından girip, dört kat x~V tırmanınca, tam tarif ettığı gibi kapı önünde bir koltuk karşıhyor bizi. Üzerlerıne anıların sindiği belli süslerinm yanında mavi saçları, gösterişli yüzükleriyle dikılen kişi, 20'ye yakın kitabın yazan lsmet Kür'den başkası değil. 93 yaşında Kür hâlâ yazıyor, kalemi şimdi kendi oyununu kitaba çevirmek için kâğıtla buluşuyor. Üretme isteğini belki ahşkanhklan diyerek açıklıyor: "Yazmaya erken yaşta başlayanlar, yazmaktan kolay kolay vazgeçemiyor". Onu perçinleyen duygulardan biri de, öfke. "O kadar acayip gidiyor ki dünya... Kendimi politikadan bir türlü alamıyorum. Çok sinirli, öfkeli, yazamadan duramayaçağım bir devre geçiriyorum" diyor. Ona göre, şimdiye kadar yazdığı en iyi eser çok az insanın duyduğu bir kitap; "Türkiye'de Süreli Çocuk Yayınlan". 1869'dan 1928'e kadar çıkmış bütün çocuk dergileri üzerinde yapılmış bir araştırmanın ürünü bu kitap. 1991'de basılmış. Kitabı nasıl hazırladığını Kür anlatıyor: "20 yılımdan fazlasını aldı. Bu kadar uzamasının bir nedenı de, o zamanlar kütüphanelerde fotokopı makınesi yoktu, kıtaplar dışan da verilmiyordu. O yüzden bu çocuk dergilerinin sayılarını otıırup kopya ettim. Bana hayatında kaç kitap yazdın, diye sorsalar. Bir tane diyebilırim, o da bu. Çok emek verdim ve gerçekten yararlı bir kitap oldu; araştırmacılara kaynak oldu. Türkiye'de ciddi kitap bastırmak zor olduğundan basılması hiç kolay olmadı". Hayatmdaki hiçbir şey için pişmanlık duymuyor Kür. ' Türkiyo tarifcine Uttfcbir tamklık etmiş, bütün bu olaylar arasında onu en çok etkileyen iki şey var; biri Cumhuriyet devrimleri, digeri de 1908'de "Fedekeran-i Millet Cemıyeti" adh bir siyasi parti laırup muhalefet yaptığı için 101 yıla mahkûm edilen, gazeteci babası Avnullah Kazimi. "Babam hürriyet için çahştı. Onu hiç hatırlamıyorum. Annemin babamdan bahsedişi, 2. Meşrutiyet'te hapisten çıkarken omuzlarda taşınması beni çok etkiledi. Babamın hayatı, hürriyet için çektikleri hayatımın en büyük olayıdır" diyor. O zamandan bugüne her şeyin değiştiğini söylüyor Kür. "istanbuFun yapısı, insanların kafası dahil hiçbir şey birbirine benzemiyor. Her şey tepeden değişti" diyor. Pek de ıyiye gidilmediğini anlatıyor, en çok da eğitimın ', bozulduğunu da. Geçmişe özlem duymasmın nedeni biraz i da bu. "Tepeden tırnağa özlemediğim hiçbir şey yok" diyor, "Ancak öyle bir özlem ki bu, içinde her şeyden çok öfke var. Eğitimi bu hale getiren cahiller, aptallar ve kötü ; niyetliler sinirlendiriyor beni". ; Hayatında yaptığı en iyi şeye gelince... "Biri yazar, ! öbürü de heykeltraş olan ikı sanatçı kız yetışlırmek. Tabii torunlanmı da unutmayım". • HAÜL İNALCIK Yazmak yaşamımı elimden alıyor ama... - HaJâ üretmeye devam ediyorsunuz, ûretim gücünüzü ne diri tutuyor? - Yaşım 93, bütün kaygım hazırladığım yedi, sekiz eseri bitirip yayınlamak. Yaşamımın amacı bu, bu bir ödev gibi. Onun için uykuma, yiyeceğime, temaslarıma dikkat ediyor, düzenli yaşamaya çalışıyorum. - Şu an bir şey üzerinde çalışıyor musunuz? - Yedi-sekiz eser tamamlanmayı bekliyor. llk cıldi yaymda olan lstanbul-Fatih'ın ikinci cildini hazırlıyorum. "Osmanlı Sarayında Has Bahçede Nedimler, Şairler, Musikişinaslar" kıtabımı tasarımcı resimliyor. "Osmanlılar ve Haçlılar" üzerine çalışıyorum. "Kuruluş Dönemi Sultanlan, 1302-1481", ISAM'a yakında düzeltilerle gönderilecek. "Osmanlı Denizcilik Tarihine Katkılar" kitabımın üçte ikisi hazır. "Rönesans Avrupası ve Haçlı Avrupası" bitti, Doğu Batı yaymlarından çıkacak. "Şöyleşi ve Konuşmalar"ı Protîl yayıncılık basmak üzere. Osmanlı kaynaklanmn alan araştırmalarıyla gözden geçırildiği "Osman Gazi'nin lzinde" ıçinse hâlâ çalışıyorum. - Sizce en iyi eseriniz neydi? - Batı üniversitelcrinde el kitabı olarak okutulan "Economic and Social History of the Ortoman Empıre"ın ilk cildinin tamamını ben yazdım. Yunanca, Arapça, Türkçe'ye çevrildi. Polonya'da basılıyor. Türkçe'ye, Arapça'ya Balkan ve Ukrayna dillerine çevrilen "The Ottoman Empire: The Çlassical Age", 40 bin nüshası altı ayda satılan "Devlet-i 'Aliyye" ve "Türkiye Tekstil Tarihi" de önemli. - Neredeyse bir asra tanıkhk ettiniz. Baküğınızda nasıl bir değişim görüyorsunuz? - 1923-2009 döneminde üç-dört nesil geçti. Sayılacak pek çok önemli değişiklik noktalan var. Milli egemenlik temelinde demokratik- laik-sosyal Türkiye'nin esaslannın atıldığı Atatürk Reformlar Dönemi (1923-1938), II. Dünya Savaşı'nın bunalunh yılları, 1950- 60'taki Demokrat Pati Dönemi; halkçı bir rejım, kolay banka kredileri, üç binden 40 bıne çıkan traktör sayısı, tanmda büyük gelişme, Atatürk reformlanndan tavizler, 29 Mayıs Darbesi... 1960-80'de Askeri vesayet aUında bir demokrasi; MGK, Stalin'in tehditleri, NATO üyeliği, solcu-sağcı kavgaları, kargaşa, Kıbns meselesi, Yunanistan'la sorunlar, yeni anayasa, işci sınıfının gelişmesi, sendikalizm... Turgut özal dönemi (1982-1993); ekonomide liberalizm, ABD ile yakınlık, ekonomik gelişme, AB üyeliği içinbaşvuru... 1993-2002'deki partiler, kararsızlık dönemi; koalisyon hükümetleri, Kürt sorunu: Öcalan, PKK, köylerden şehirlere akın, gecekondu mahalleleri, güçlenen gelenekçi kültür, Rusya'da komünist rejimin yıkılması ve soğuk savaş bitimi. Türkiye'tle dış ve iç siyasette temelli değişiklikler, sanayide özellikle tekstil sanayiinde ve ıhracatta büyük gelişme, Islamcı partiler. MGK ve yumuşak darbe 28 Şubat. Bu yıllardaki siyasi, sosyal, ekonomik gelişmeler sonunda ortaya çıkan temel gelişme ve sorunlara gelince... Büyük nüfus artışı; hızlı şehirleşme ve şehirli nüfusun çoğunluk kazanması; tanmcılıktan endüstriyel bir ekonomiye hızla gelişme, işçi sınıfının nüfusun önemli bir bölümünü oluşturması; vakıf ünıversitelerinin kuruluşu; gelenekçi halk katmanlarının Meclis'te söz sahibi olması; Kürt sorunu: ayrılıkçı Kürtlerin terör ve siyasette önem kazanması, DTP sorunu, 2OO9'da"Kürt sorununun Türkiye siyasetıne damgasmı vurması; gelenekçi kıtle ile reformlara bağlı katmanlar arasında çatışmanın derinleşmesi, devlet kurumlannda uyumsuzluk. partiler arası kavga ve bunalım... - Peki bugüne dair sizi en çok ne şaşırüyor? - Teknolojide hızlı gelişmeler ve bunun sosyal yapı ve davranışlarda geniş yankısı, oto ve cep telefonu kullanmada hızlı gelişme; genç nesillerin arasında gelenekçiler ve modernistler arasında aynhğın kaygı verici derinleşmesi, medyada, gazete ve televizyonda sansasyonıuı egemen olması, özellikle gazetelerin birer magazin halıne gelmesi... Kitap yaymcılığında tipolojide gelişmeler Batı'yı yakalamış; üniversitelerin, dolayısıyla çeşitli mesleklerde genç aydın neslın hızlı artışı, ekonomik gelişimin bu artışa ayak uyduramaması da şaşırtıcı. - Geçmişe dönüp baktığmızda gördügünüz en büyük pişmanlık nedir? - Yüzyıla yakın süren yaşamıma baktığımda üzüldüğüm çok şey var. Bilimsel araştırmalar vaktimi o kadar fazla aldı ki, merhum eşim Şevkiye'ye karşı ödevlerimi hakkıyla yerine getiremedim... Göçmen, hukuk tahsilli bir aydın geçim sıkıntısında, para isteyemıyor, bana bir kitap verdi, isteği anlayamadım, derdine deva olamadım, anladığımda vakit geçmişti. Bu bana elli yıldır dert oldu... Bursa'da bir Bulgaristan göçmeni işçinin sözlerim gücüne gitti, kalbını incittım, tamiri imkânsız bir hata işledim, vicdanımda her zaman bir pişmanlık duyanm... Gençlik çağımda öğrencilerimin bazılannın kalbinı kırdım, pişmanlıkla hatrrlıyorum. Şimdi onlardan af diliyorum. Bugün çalışmalanm o kadar çok zamanımı alıyor ki, doğaya, sanata, sevdiklerime erişemiyorum, yayın çalışmaları yaşamamı elimden alıyor, pişmanım. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear