Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2009 PAZAR
10 DIŞ HABERLER
osna-Hersek hâlâ kan ağlõyor
Tecavüz kurbanı Semka Agic, 20 bin Boşnak kadının ‘90’lardan beri yaşadığı karabasanı anlattı
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Bosna-Hersekli bir tecavüz
kurbanõ Semka Agic. Batõ Balkanlarõn hari-
tasõnõn kanla yeniden çizildiği 1992-95 yõlla-
rõnda payõna düşen karabasandan hâlâ kurtul-
maya çalõşan 55 yaşõnda bir kadõn. 1992 yõlõnda
19 yaşõndaki oğlunu toprağa verdikten bir haf-
ta sonra başlayan esareti tam 11 ay sürmüşt. Av-
rupa’nõn göbeğinde sayõlarõ 50 binlere vardõ-
ğõ söylenen tecavüz kurbanlarõndan biri olarak
artõk tek istediği, ona tecavüz eden saldõrganõn
“suçlu” olduğunun ilan edilmesi.
Agic’e mücadelesinde destek olan Boşnak
psikolog, saldõrganlarõn mahkûm edilmeleri-
nin tecavüz kurbanõ kadõnlarõn suçun kendi-
lerinde değil, onlarda olduğunu kabullenebil-
meleri için çok önemli olduğunu vurguluyor.
Mahkûm olanların sayısı 20’lerde
Avrupa Konseyi’ne göre 1992-1995 arasõ te-
cavüz veya cinsel şiddete maruz kalmõş kadõn
sayõsõ 20 bin civarõnda. Mahkûm olan teca-
vüzcülerin sayõsõ ise savaş bittikten 14 yõl son-
ra hâlâ 20’lerde. Uluslararasõ İnsan Haklarõ Der-
neği’nin raporuna göre saldõrganlarõn birçoğu
bugün de görevde bulunan polisler. Birçokla-
rõ kurbanlarõ ile iç içe, özgürce yaşõyor.
Bosna-Hersek hükümeti konuyu ihmal etmek
ve hak ettiği ilgiyi göstermemekle suçlanõyor.
Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda sesleri-
ni duyurmaya gelen bir grup kadõn, Bosna Her-
sek hükümetine baskõ yapõlmasõnõ istiyor. 17 yõl-
dõr mücadele eden üç kadõn, bir tecavüz kurbanõ,
bir psikolog ve bir Sõrp insan haklarõ eylemci-
si, Bosna Hersekli binlerce kadõnõn hayatõnõ
mahveden bu gizli iç kanamayõ anlattõlar.
Önce Agic’le konuştuk. Parmağõ tetikte, nef-
ret dolu bir düşmanõn defalarca tecavüzüne uğ-
ramõş bir kadõnõn yaşadõklarõnõ kendi ağzõn-
dan dinlemenin ne derecede zor olabileceği-
ni biraz olsun tasavvur edebilmek bile müm-
kün değilmiş meğer. 17 yõl öncesinin çare-
sizliği ile hesaplaşõrken Semka çok güçlüydü,
kararlõydõ. Korkularõ aşmõştõ. Ben ise dinler-
ken çok çaresizdim. Çünkü küçük bir masa-
nõn etrafõndaydõk ve onun çõrpõnõşlarõnõ din-
lerken ip gibi akan gözyaşlarõmdan kaçacak
hiçbir yer yoktu...
B 1992-1995 yõllarõnda 20 bin civarõnda Boşnak kadõn tecavüze
uğramõş olmasõna rağmen çoğu Sõrp polis olan tecavüzcüler ellerini
kollarõnõ sallayarak dolaşõyor, hatta görevlerine devam ediyor.
Bosna-Hersek’teki
Kadõn Sivil Top-
lum Kuruluşlarõ Birliği Koordi-
natörü Duska Andric-Ruzicic,
savaş sona ereli 14 yõl olmasõna karşõn teca-
vüze uğrayan kadõnlarõn haklarõnõ sağlamak
adõna ciddi adõmlar atõlmadõğõnõ söylüyor.
- Bosna’da tecavüze uğramış kaç kadın
var?
RUZİCİC- 20 bin kadar olduğunu sanõyo-
ruz. Ama bunu asla öğrenemeyiz.
- Saldırganların kaçı cezalandırıldı?
- 13 kişi Lahey’de, 6 kişi Bosna-Hersek’te
Ulusal Mahkeme’de mahkûm edildi. Saldõr-
ganlarõn çoğu aynõ şehirlerde yaşõyor. Bos-
na’daki ulusal veya yerel mahkemelere git-
mesi gerekenler var. Bunlarõn suçlarõ La-
hey’e gidenler kadar büyük görülmüyor.
Oraya büyük balõklar gidiyor. Küçük balõk-
larõn yani daha düşük rütbelilerin Bosna-
Hersek’te yargõlanmalarõ gerekiyor.
- Niye Brüksel’desiniz? Avrupa Parla-
mentosu’na (AP) niye geldiniz?
- Uluslararasõ İnsan Haklarõ Derneği ve
Bosna Hersek’ten 12-14 kadõn sivil toplum
kuruluşu birlikte, geçen ekim ayõnda bir
kampanya başlattõk. Savaşta tecavüze uğra-
dõğõ için travma yaşayan kadõnlarõn haklarõ
için mücadele edeceğiz. Savaş sona ereli 14
yõl oldu. Ama bu kadõnlar için ciddi hiçbir
şey yapõlmadõ.
- Ne yapılmalı?
- Bütün Bosna-Hersek’i kapsayan bir kanun
çõkarõlmasõnõ istiyoruz. Yerine göre değişen
yasalar istemiyoruz. Tecavüze uğrayan tüm
kadõnlarõn sivil savaş mağduru olarak kabul
edilmesini istiyoruz. En fazla Bosnalõ Müs-
lüman kadõnlarõn tecavüze uğradõğõnõ biliyo-
ruz, ama mağdur olan tüm kadõnlar için ada-
let istiyoruz. Buraya savaşta tecavüz ve iş-
kence yüzünden mağdur olan kadõnlarõn iyi-
leştirilmesi için ulusal düzeyde bir strateji
belirlenmesi konusunda AB kurumlarõnõn
Bosna-Hersek’e baskõ yapmasõnõ istemek
için geldik. Ülkemizin ekonomik gelişme
gibi birçok alanda AB’nin desteğine ihtiyacõ
var. Ama savaşõn psikolojik travmalarõnõn
getirdiği sonuçlar da unutulmamalõ. AB’den
psikososyal programlar için destek istiyo-
ruz. Nüfusun yaklaşõk yüzde 40’õnõn travma
sonrasõ sendromu yaşadõğõ tahmin ediliyor.
Ben savaşta babamõ kaybettim örneğin. Bu
travmalar herkesi farklõ etkiliyor.
- Siz Bosna’da yaşıyan bir Sırpsınız. Niye
Bosnalı Müslüman bir kadının davası uğ-
runa mücadele ediyorsunuz?
- Ben, Bosnalõ Müslüman bir kadõnõn davasõ
uğruna mücadele vermiyorum. Ben “teca-
vüze uğramış bir kadının” davasõ uğruna,
milliyetçilik yüzünden, başka bir milliyetten
olduğu için tecavüze uğramõş bir kadõnõn
davasõ uğruna mücadele veriyorum. Aynõ
zamanda bir Hõrvat veya bir Müslüman ta-
rafõndan tecavüz edilen bir Sõrp kadõnõnõ da
savunurum. İnsan haklarõnõ savunuyorum.
Bunun benim ne olduğumla bir ilgisi yok.
- Diğer Sırplar ne düşünüyor sizin bu
alanda aktivist oluşunuz için? Sonuçta
belli ki suçluların çoğu “Sırp”.
- Evet onlar “suçlu”. Bana sorarsanõz suçlu-
larõn milliyeti olmaz. Suçlu suçludur. Benim
için fark etmez.
Psikolog Teufika İbra-
himefendic, “savaştan
yıllar sonra hâlâ bitmemiş bir
hikâye var” diyor. Bu hikâye-
nin bitmesi için daha da çok
yõllar geçeceğini söyleyen İbra-
himefendic şöyle devam ediyor:
“Çünkü birçokları ancak şim-
di konuşacak cesareti bulabil-
diler. Yıllar sonra aile birey-
leri bu kadınların çocukları-
na, kocalarına olan davranış-
larından, ne kadar değiştikle-
rini fark ediyorlar. Bu dene-
yimleri artık içlerinde taşıya-
mıyorlar. Konuşmak zorun-
dalar. Bazen televizyonda ba-
zen evlerinde anılarını tetikle-
yen basit bir şey oluyor ve ha-
yatlarındaki bütün kontrolü
kaybediyorlar”
İBRAHİMEFENDİC - O
anda çok zayõf ve çaresiz olu-
yorlar. Yardõm arõyorlar. Mah-
kemeye intikal eden çok az va-
ka var. Lahey’deki savcõlar en
büyük sorunun, kadõnlarõn teca-
vüzcülerin isimlerini bilmeme-
leri ve tanõmamalarõ olduğunu
ifade ediyorlar. Biz oluşturdu-
ğumuz sivil toplum kuruluşlarõ
birliği sayesinde mağdurlarõn
durumuna dikkat çekerek onla-
rõn adalete ulaşmalarõnõ ama da-
ha da önemlisi onlarõn rehabili-
tasyonuna olanak tanõyacak bir
onarõm süreci oluşturulmasõnõ
istiyoruz.
- Savaşta tecavüze uğramak
nasıl bir etki yaratır bir ka-
dında?
- Bu kadõnlarõn “dilsiz reak-
siyonlar” dediğimiz değişik
reaksiyonlarõnõ fark edebilmek
tecavüz ile ilişkilendirmek çok
zor. Yõllar önce yaşanmõş bir
şey. Utanç ve suçluluk duygu-
su var. Hâlâ “niye oldu”, “Ni-
ye ben”, “Ben ne yaptım ki
bu başıma geldi” diye düşü-
nüyorlar.
Bu travmayı kimse
unutamaz
Tecavüze uğrayan kadõnlarõn
sayõsõnõn fazla olmasõ onlarõ ra-
hatlatmõyor. Yaşadõklarõ travma
kendilerine olan saygõlarõnõ,
kendilerine ve başkalarõna duy-
duklarõ güveni doğrudan etki-
ler. Tahrip eder. Bu öylesine
büyük bir travmadõr ki vücudu-
nuza saplanmõş bir bõçak kadar
zarar verir size. Bir silahõn vü-
cudunuzda
açtõğõ kur-
şun yara-
sõndan
farklõ değil-
dir. Teca-
vüz son de-
rece gaddar
bir düş-
manlõk
ifadesidir.
Ama bu
savaşta
yaşandõ-
ğõnda da-
ha da büyük bir gaddarlõğõn
kurbanõ haline gelirsiniz. Bu-
nun neden olduğu travmayõ hiç
kimse unutamaz. Bazen hiç
beklenmedik küçük bir olay,
bir hareket, tecavüz kurbanõnõ
anõlarõna döndürür.
- Ne gibi?
- Örneğin bir kadõnõn kocasõ-
nõn kadõnõn elini her zamankin-
den biraz fazlaca sõkmasõ, onu
olayõ yaşadõğõ duygulara geri
döndürebilir. Bazõ kadõnlar ise
tecavüz olayõnõ hiç hatõrlamaz-
lar. Olayõ yaşayanlar kendileri
değildir sanki. Bazõlarõ için bu
ölçüde bir şiddetle başka türlü
başa çõkmalarõ mümkün değildir
çünkü. Bunlar çok zor vakalar-
dõr. Hatõrlamadõklarõ için de suç-
luluk duygusu taşõrlar üstelik.
Bütün duygularõnõ yitirmişlerdir.
Ne sevgi, ne nefret duyabilirler.
Yaşama isteği kalmamõştõr.
Bosna Hersek’teki kadõnlar
için eğitsel bir yaklaşõm içinde
olmak çok önemli. Onlara bu
yaşanan olayõn seksle ilgisi ol-
madõğõnõ öğretmek çok önem-
lidir. Bu bir düşmanlõk, bir suç-
tur. Bu ikisi arasõndaki farkõ on-
lara öğretmek çok önemlidir.
Bütün toplumda bu kadõnlarõn
dinlenmesi için sevgi dolu bir
atmosfer oluşturduk.
Birçoklarõ hayatlarõnda ilk
defa cinsellik yaşamõşlar. Bazõ-
larõ saldõrganõ cezbettiklerini
düşündükleri için kendilerini
suçlu hissederler. Onlara 12 ya-
şõndaki çocuklara da, 65-70 ya-
şõndaki kadõnlara da tecavüz
edildiğini anlatmaya çalõşõyo-
rum. Bu bir nefret, şiddet, güç
ifadesidir.
Yargı süreci önemli
Son yõllarda eşlerine destek
veren kocalarõn sayõsõnda artõş
var. Ama eşlerinin başõna gele-
ni bilmeyen ve asla öğrenme-
yecek erkekler de var. Kadõnla-
rõn başvuracaklarõ bir yer ol-
masõ, onlarõ rahatlatõyor. Mah-
kemelerin bu bireysel davalarõ
bir an önce sonuçlandõrmasõ
çok önemli. Eğer 10 tane kü-
çük dava sonuçlanõr ve saldõr-
ganlar cezalandõrõlõrsa büyük
davalar da daha kolay ilerler. O
zaman daha çok kadõn gelecek
ve şahitlik edecek. Bu onlara
kendilerine yapõlandan kendi-
lerinin sorumlu olmadõğõnõ,
başka birinin sorumlu tutuldu-
ğunu gösterecek.
SEMKA AGİC - Oğlumu siper
kazmak için götürdüler... Tek ço-
cuğumdu. 19 yaşõndaydõ. Liseyi
yeni bitirmişti. 3 Temmuz
1992’de ölüm haberi geldi. 11
Temmuz 1992’de de beni esir al-
dõlar. 38 yaşõmdaydõm. Bir ma-
ğazada tezgâhtarlõk yapõyordum.
Sõrp bir polis şefinin emriyle ço-
ğunluğu Hõrvat olan bir köye gö-
türdüler. Kendisi de esir olan bir
Hõrvat kadõnõn evinde esir edil-
dim. 21 Mayõs 1993’e kadar 11 ay
boyunca orada tutuldum. Ben o
eve ilk götürülenlerdendim. 15
gün sonra başka kadõnlar da ge-
tirildi. Bizi her sabah yakõnlardaki
kasabalara götürüyorlardõ. Bura-
larda Sõrplarõn ele geçirdikleri
Müslüman veya Hõrvat evlerini te-
mizliyorduk.
Hepimiz Hõrvatlarõn evlerinde tu-
tuluyorduk. Hõrvatlarõn çoğu ev-
lerini bõrakõp kaçmõşlardõ. Bazõ ev-
lerde iki kişi, bazõlarõnda 10-15 ki-
şi tutuyorlardõ. İlk defa oraya git-
tikten 15 gün sonra tecavüze uğ-
radõm. Hatõrlõyorum çünkü ba-
şaklar hasada hazõrdõ. O zaman ha-
sada götürmek için kadõn toplu-
yorlardõ. Hatõrlõyorum. Bir tek
bunu hatõrlõyorum.
- Bir kez mi tecavüze uğradınız?
- Hayõr birçok kez.
- Aynı kişi mi?
- Evet hep aynõ ki-
şiydi.
- Bu adamı görseniz
tanır mısınız?
- Evet hatõrlõyorum.
Onu mahkemeye
verdim.
- Şu anda özgür
mü?
- Evet
- Sırp mıydı?
- Evet
- Görevli miydi?
- Bilmiyorum. Üze-
rinde üniforma vardõ.
- Aynı evde kalan
kadınlar birbirlerine yardım
edemiyorlar mıydı?
- (Gülüyor) Tecavüz edenlerin
elinde silah olur, o anda diğerle-
rinin yapabileceği tek şey kenara
çekilmektir. Onlar silahlõ asker-
lerdir. O anda tek düşündüğünüz
canõnõzõ kurtarmaktõr. Ya size te-
cavüz etmelerine izin verirsiniz
veya öldürülmeye razõ olursu-
nuz. Seçiminizi ona göre yapmak
zorundasõnõz. Kendinizi koruya-
mazsõnõz. Eğer kendinizi koru-
maya kalkarsanõz daha da sinir-
lenirler, döverler. Ne kadar sakin
olursanõz o kadar az canõnõz yanar.
- Başka kadınlar da oldu mu çev-
renizde tecavüze uğrayan?
- Evet bir kadõn vardõ akli denge-
si yerinde değildi. Çok fazla çõğ-
lõk atõyor ve kendisini korumaya
çalõşõyordu. Neler olduğunu anla-
yamõyordu. Onu çok dövüyorlar-
dõ. “Tamam tecavüz et, ama be-
ni öldürme” diyen kadõnlardan
çok daha fazla yaralandõ o. Başka
kadõnlar da oldu ama ben onlarõn
hikâyelerini anlatmak istemiyo-
rum. Sadece kendi hikâyemi an-
latmak istiyorum.
- Hırvatlara da tecavüz edildi
mi?
- Boşnak veya Hõrvatlar arasõnda
ayrõm yapmõyorlardõ. Sõrp polisler
ve askerler Sõrp olmayan bütün ka-
dõnlara tecavüz ettiler. Bizler sa-
dece “ötekiydik”. “Ötekilerin”
karõlarõ, kadõnlarõydõk.
- Saldırganlardan cezalandırı-
lanlar oldu mu?
- Esir tutulduğum şehirden 5 kişi
Den Haag’daki savaş suçlularõ
mahkemesine gönderildi. Savaş
suçlusu olarak yargõlandõlar. Biri
intihar etti. Biri 20 biri 10 yõla mah-
kûm edildi. Bana tecavüz eden dü-
şük mevkideydi. Onlar Den Ha-
ag’da değil ulusal mahkemelerde
yargõlanõyorlar. Ben onu mahke-
meye verdim.
‘Artık önemli olan o
adamın bunu yaptığını
herkesin bilmesi’
- Mahkeme hangi aşamada?
- İki yõldõr Bosna’da ulusal mah-
kemenin başlamasõnõ bekliyo-
rum. Ulusal Araştõrma Bürosu
ulusal mahkeme adõna konu üze-
rinde çalõşõyor. Bana bir resim
gösterdiler ve bir isim verdiler.
Ben o şehre dönüp kendim araş-
tõrdõm. O adamõn adõnõ ve adresini
buldum. Araştõrma Bürosu’na
adõnõ verdim. Onun kimlikteki bir
fotoğrafõnõn fotokopisini göster-
diler. Ama bu fotograf bana te-
cavüz ettikten 15 yõl sonra çekil-
mişti. Onu tanõmam zordu. O
resme bakõnca
onun o adam oldu-
ğuna yüzde 80
emindim. Bu ise
davayõ başlatmaya
yetmedi. Savcõ onu
teşhis etmem için
beni çağõracağõna
dair söz verdi. Ben
onun görmeyeceği
şekilde bir pence-
renin ardõndan gö-
receğim. Bunu hâ-
lâ yapmadõlar.
- Bu adamı siz mi
araştırdınız?
- Evet. Evini gör-
düm. Nerede yaşadõğõnõ buldum.
Evli ama çocuğu var mõ bilmiyo-
rum. Bitişiğindeki binada erkek
kardeşi yaşõyor.
- Saldırgandan şikâyetçi olmaya
nasıl karar verdiniz?
- Bunu ancak başõma gelen
olaydan tam 15 yõl sonra yapa-
bildim. Önce kendimi dine ada-
dõm. Kapandõm. Ama bu bana
yetmiyordu. Adamõ mahkemeye
vermeye karar verdim.. Şimdi
benim için onun 24 saat veya 24
yõla çarptõrõlmasõ önemli değil.
Önemli olan onun bunu yapa-
bilmiş biri olduğunun herkes ta-
rafõndan bilinmesi.
- Bosna Hersek’teki uluslarara-
sı misyonlardan da tecavüz eden
askerler oldu mu?
- Evet hem de ne çok. Ama kendi
ülkeleri tarafõndan korunuyorlar.
- Aralarında Türk ordusundan
bunu yapan birini duydunuz
mu hiç?
- Kesinlikle hayõr. Onlarõn son
derece disiplinli olduklarõnõ du-
yardõk hep. Şu ana kadar bir Hol-
landalõ ve yüksek rütbeli bir
Fransõz suçlu bulundu.
- Şimdiki hayatınız nasıl?
- Arkadaşlarõmõn, ailemin büyük
bir desteği var. Ama herkes böyle
değil. Bir sürü kadõn kendisini dõş-
lanmõş hissediyor. Çünkü aileleri
onlardan utanõyor.
‘Bizler sadece ötekiydik...’
Agic “Boşnak veya Hõrvatlar arasõnda ayrõm
yapmõyorlardõ. Sõrp polisi ve askerleri Sõrp
olmayan bütün kadõnlara tecavüz ettiler. Bizler sadece
‘ötekiydik’. ‘Ötekilerin’ karõlarõ, kadõnlarõydõk” diyor.
Agic, 2 yıldır Bosna’da
ulusal mahkemenin
başlamasını bekliyor.
Ancak şimdi
konuşacak cesareti topladõlar
‘AB hükümete
baskı
yapsın’
Psikolog
İbrahimefendic:
1992-1995 yılları arasındaki Bosna İç Savaşı’nda 100 binden fazla Boşnak’ın öldürüldüğü tahmin
ediliyor. Toplu katliamların yıldönümlerinde binlerce kişi yas tutmaya devam ediyor.
İbrahimefendic,
mahkemeye giden
çok az dava olduğu-
na dikkat çekiyor.
Bosna-Hersek
Dõşişleri Ba-
kanõ Sven Alka-
laj, yargõ sürecin-
deki yavaşlõğa
yönelik eleştirile-
re “savaç suçlu-
larının, özellikle
kadınlara teca-
vüz edenlerin
cezalandırılması için elimizden geleni ya-
pıyoruz” yanõtõ veriyor.
- Kadın Kuruluşları Birliği temsilcisi, sü-
recin çok yavaş yürüdüğünü söylüyor.
Buraya AP’de adalet aramaya geldiler.
ALKALAJ - AP bu konudaki aktörlerden
biri ama Bosna Hersek hükümeti de elinden
geleni yapõyor. Hem soykõrõm suçlularõ
hem savaş suçlularõ yargõlanõyor. Çok uzun
sürüyor ama umuyoruz ki sonunda adalet
yerini bulacak.
- Sizce yeterince hızlı olacak mı bu?
- Hayõr asla değil.
- Konuştuğum tecavüz kurbanı, iki yıl
geçmesine rağmen hâlâ davanın başla-
madığını söyledi.
- Kanõt toplayan savcõlarõn işi bu. Çok za-
man alan bir süreç.
Alkalaj, Baturalp’e
konuştu.
‘Umuyoruz ki sonunda
adalet yerini bulacak’
BOSNA-HERSEK DIŞİŞLERİ BAKANI
Ruzicic.