28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Hjj yu dindar bir babaanne, muhatazakâr bir baba ve sonradan Müslüman olmuş ve Kuran'ı hatmetmiş îsveçli bir anncyle büyüyor, "Üst insan"<Janb;ihseden Nietzsc- he'ye kızıyor mcsela. Politik ükirlcri dc sağ- da. Allah'ı inkâr edenlere sinirlcniyor ialan. - Mektuplarda büyüyor Türkan Savlnn... - Ve gelişiyor. Yani çok nıuhalazakâr bir kadın olarak kalabilirdi. Sonrasında biliyor- sunuz Türkiye'de yaşayan hatta Diinya'da yaşayan herhalde bütün murjinal ins;inlara eüni uzatmış, hiç kimseyi ayırmamıştır. lia- yaıta öğrendiklerini kcndine artı olarak ko- yabilmiş bir insan. - Tam bir toplum piri değil mi? Titri öyle olmasa da kimliği, kişiliğiyle sıkı bir sosyo- log... - Aynen öyle ve ankyoruz ki hiçbir zaman armut dibine düşmüyor cğer arnıuita 15 var- sa. O kendi ağacını büyütüyor. - Müslümanlar 'Türkan Sayhm 1 sevmiyor- m uş Ayşe Hanım! - Sevmeyenlerin kimler olduğu çok belli- dir. Geçcnlerde Vakit gazetesinde belden aşağı yazar Ayşe Kuliıı, Müslümanlann nei- ret ettiği Türkan Saylan'ı yazdı diyc haber gördüm. Inanılır gibi değil. Onlar sevmezse sevmesin, ama bunu halka mal edip genelle- yemezler. Bunun doğru olmadığını kendile- ri de gayet iyi biliyor. Bir kere Müslümanlar Türkan Saylan'dan neiret etmiyorlar. Onun iyileştirdiği, el uzattığı, ukula yolladığı, burs sağladığı insanlarııı hepsi Müslüman. Hele ki gittiği bölgelerde insanlar çok da dindar. Çok seviyorlar onu. Bütün o Müslümanlar Türkan Saylan'ı anaları gibi görüyor. - Kurgıı o/sa da o genç polisle müdıiş sı- cak iletişimi mesela herhalde gcrçekte de ancak böyle olabilirdi... - Evine baskın yapıldığında polisler otu- ruyor yantnda gerçekten ama böyle bir şey var mı, adam Vanlı mı bilmiyorum ama orada o kurgu durumu net şekilde bağlı- yordu, ibret duygusunu yerleşürebiliyordu. O nedenle genç polis kimliginde hcm cü- zam önyargılarma ilişkin toplumsal korku- yu hem de Türkan hocanın o kimseyi ayır- maksızın herkesle kurduğu sıcak tleüşimini imlcmiş olduğumu düşünüyorum. Bu ara- da mesela baskın günü sonunda çok arka- daşça bir hava oluşuyor, oğulları polislere sivilceleri için ilaçlar veriyorlar... Hiç ger- gin bir hava yok. Bunlar gerçektir, kurgu değildir. Tabü ki o, ayaklan donduğu için ayakları ne yapıp edip kurtararak sadece patmaklarını kestiği Halime'nin yaşadıklan kurgu değildir sadece romanda eve gelmesi kurgudur. - lki kez evleniyor Türkan Savlon ve her iki eşi de bir süre sonra onun mücadele az- mini, mesleğine ve insanhğa ıidanışını taşı- yanvyor saııki değil mi? - Ev kadını değil de ondaıı. Elindcn gele- ni de yapıyor ama nıctnnun edemiyor bir türlü. Okumuş birçok erkek de özellikle ço- cuk sahibi olduktan sonra kadının yeri evi- dir anlayışına teslim oluyor. Kadını üzmeye, kırmaya, hatta eznıeye başlıyor. Fazlasıyla uysal, anlayışb, gayredi bir eş Türkan Say- lan. Yuvasını kolay kolay yıkmıyor. - Ve birgün tokat yiyor ilk eşinden... - Zaten ondan sonra ipler kopuyor ya... Nedeni de boşanmak istcdiğini söylemesi... İkinci eşiyle de a§ırı kıskançhktan dolayı boşanıyorlar. - Hastalan hayadannm tüm alanlanyla hayatma giriyorlar Türkan Hoca 'nın. Yani tcdavi et, bırak gitsin değil. Bu kadarla bit- miyor... Millet bahçe içindeki evinc arka- daşlannı çağınrken o cüzamhlnrı toplu- yor... Sıra dışı bir doktor! •,, - Ki cüzamlılar hayatın dışına atılmış, :" kimse onlara iş vcrmiyor, görmek istemiyor, çocuklannı okula alnıak istemiyor. "Ahmet Etendi sen iyileştin, köyüne döneceksin, na- sıl geçineceksin" diye soruyor mesela. Çün- kü bu onun da derdi. Alımet Efendi diyor ki "benim bir öküziim. iki de tavuğum olur- sa ben geçinirim." Bu bir öküzle, iki tavuğu alabileceği kaynağı yaratıyor ona Türkan Hoca. Ona o parayı veriyor, sonra da Ah- met Efendi o parayı zaman içinde geri ödü- yor. Bir nevi döner sermaye kurduruyor Türkan Hoca. Bu yola o kadar baş koyuyor ve o kadar sağduyulu yaklaşıyor ki cüzam tedavisi biten işşiz hastalarmı da pansuman cı olarak yetiştiriyor ve hastanede iş veriyor. - îmanı ;i gidiyor bir de Türkan Hoca... Cüzam vaazma ikna ediyor... - Bakırköy'de tunarhanenin cüzamlılar bölümü var. Bakırköy'de inıanıa gidiyor, imam "Olünüz mü var?" diye soruyor. "Hayır, dirim var ;una konuşmamız lazım" diyor. tmamı hastaneye getiriyor, cüzamlılar arasında dolaştınyor. Cüzamlılan öpüyor, sarılıyor, imam hayretler içinde kalıyor. Imama "Bakm ben doktorum, gördünüz her gün onlarlayım, hiçbir şey olmuyor korkmayın, bu hastalık sandığmız gibi kolay kolay bulaşmıyor. Cuma gimü onlarla ilgili vaaz verin, halkı doğru bilgilendirelim. Bunlar da AUalıuı kulu, yazık değil mi bun- lara" diyor, ısrar ediyor vc imama o vaazı ne yapıp edip verdiıtiyor. - Çok faydalı da oluyor o vaaz... - Tabi, para, kryalet, erzak gibi bir sürü bağış gelmeye başlıyor. - Cüzam hakkında dalıa önce siz neler düşünürdünüz? - Hayatımda hiç cüzamlı görmedim ama çekinirdim, Türkan Hoca olmasaydı çoğu- muz gibi ben de durumun bu kadar farkın- da olmazdım sanırım. - Türkan Hoca iki aylık hamileyken görü- vor cüzamhlan ilk... - Evet ve çok üzülüyor. Ardından nedir bu cüzam, nasıl bulaşır, tedavisi nedir diye sıkı bir araştırmaya girişiyor. Onun müca- dclesi olmasaydı Türkiye'de cüzam hâlâ ta- buydu. FARAH DİBA VE CÜZAM! - Farah Diba nın da Türkan Savlan ın cü- zamla mücadelesine olıımlu birkatkısı ol- duğunıı okuyoruz, hatta bir milatgibi.. - Evet, çok ilginçtir o da, Cüzam Hasta- nesi'nde çalışmaya başladıktan sonra daha geniş kitleleri cüzam konusunda doğru bil- gilendirmek adına Uğur Dündar'a gidiyor ve otuz beş dakikabk bir program yapıyor- lar. Görüntüler cşliğinde halka cüzam has- talarını sunuyorlar. O gün Farah Diba tesa- düfen Türkiye'de ve haberlerde çıkıyor. Bir gazeteci Farah Diba'ya "boş zamanlarınızda ne yaparsınız" diye soruyor. O da "vaktimi cüzamlılara ayırınm, onlar için proje üreti- rim" diyor. Farah Dibanın haberi bitiyor, reklamlar giriyor ardından da Uğur Dündar ile Türkan Saylan'ın cüzam programı ya- yımlanıyor. O zaman tek kanal var, Farah Diba da işin içine girince program daha çok dikkat çckiyor, ses getiriyor. Hastaneye bir- çok yardım yağıyor. - "Hep koştıım ben " diyor, onu eıı iyi an- latan cümlelerden biri... - Yaptığl şeylere şöyle bir bakınca ki hep- sini kronolojik sırada yazdım romanda. Lis- tesi upuzun... lşte Sağlık Bakanlığı ile uzun nıücadelelerden sonra imzalanan protokol ve 1976'da Cüzamla Savaş Derneği'nin ku- rulması... Unkapanı'nda bulunan Veremle Savaş Derneği'ne ait bir dispanseri, Cüzam- la Savaş Dispanseri'ne dönüştürmeleri... Hiç hastasız kalmamalan... 1977'de lstan- bul Tıp Fakültesi'nde Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezini kurması... Elazığ'da Cüzam Hastanesi... 1981'dc Dermatoloji Anabilim Dalı Başkiinı oldu... Darbe geliyor ardındar, 1980 darbesi... Bu kısacık bir öze- ti... Erzurum'da o burs töreninde tesadüf ettiğimizde de Türkan Hoca kemoterapi- den kalkıp gelmişti düşünün. - Çok teşckkür cderim Türkan Hanım. - Ayşe! (gülümsüyoruz, aaa diyoruz) -(...) Düşünün ne kadar özdeşleştik ki- tapla Ayşe Hanım... • Ben bir ara Aylindim öyle seslenenler çoğunluktaydı. Şimdi de Türkan devrim başlıyor. Ama tabi nerede o günler ben Türkan Hanım'ın yüzde biri olamam. • gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Eyüphan Erkul Bir Kurtuluş Savaşı Kahramanı lAİiphaıı l-'rkııl. Kıırlıılıış Sa\aşı' \c lıansı/ isüalini. clsanclcsınis .Aııtop'i. in; Kara\ ılan'ı l^u kilapta. •"alcşiıı \c ilıanctin"" yaşaıulıîıı iiünlcRİc. korkunıın ccclc la\dası olnıactıtıım anlayan. "Kara\ılan ılcr ki lıarlv otıırak..." Uiıküsiiylo vo Nâ/mı llikıncl'in di/olcriylc ılc r>liiııisii/lcşon bir insaıun yasanıını. yııri sc\ uisini \o a^kıııı oku\ acaksını/. Türkan-Tek ve Tek Başına/ Ayşe Kuîin/ Everest Yavmlan/332 s. DOGAN KİTAP ıiıkıtap cı mı !t C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYİ 1035 SAYFA 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear