24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
O K U R L A R A İjir önceki romamyla Yunus Nadi Roman Ödü- lü'nü alan Mehmet Anıl, bugünlerde yetıi romamy- la gündemde. Forbes Cı- nayetleri adını verdiği bu yeni kitabında Anıl, ask ve bireysellik arasında kaltntş Ferit Özerdem'in hikâyesini anlatıyor. Özerdem'in îzmir'de For- bes Caddesi üzerindeki Günes Apartmam nında işlediği altı cinayetin çö- zülmelerine tanık oluyo- ruz. Hali vakti yerinde, Izmir'e bağlı Tepehi- sar'da doktorluk yapan Özerdem, kadınlarla tanı- şıklığınm peşi sıra, düş ile gerçek arasında mutlu bir hayatın ardına düşer. Özerdem, tam da düş âle- mine dalıp fantezilerinin dehlizlerinde yuvarlanır- ken, düşlediği kadınlar- dan biri karşısına çıkar, işin rengi değişir ve bir karar verme eşiğine gelir. Erdem Öztop Anıl'la yeni romanı üzerine söyleşti. Türkan-Tek ve Tek Başı- na adlı kitabında, Türkan Saylan'ın içdünyasını, ya- kın arkadaşı Gökşin Sa- nal ile günlük, günce bi- çeminde mektuplaşmalart üzerinden anlatıyor Ayşe Kulin. Koşutunda cüzam ile olağanüstü mücadelesi kronolojik sırada yerini alarak çerçeveliyor kita- bı... Satırlarda büyüyor Türkan Saylan... Genç kız oluyor, sonra eş, anne, can dost, idealist, hoca Türkan'a geliyor sıra. Kuşkusuz en çok da insan Türkan ı okuyoruz... İn- san hayatına ve ruhuna koşulsuz adanmış bir ya- şamdı onunki. Hep koş- tu... Hiçdurmadı... Yıl- madı... lyi ki vardı... Gamze Akdemir, Ayse Kulin ile Türkatt-Tek ve Tek Başrrta adlı kitabını konuştu. Bol kitaplı günler... TURHANGÜNAY e-posta: turhangunay@cumhuriyet.com.îr cumkitap@cumhuriyet.com.tr A ynı sözcüğü iki başlıkta kul- lanmış GĞrard Mac6: Geçen kış oku- duğum, bu ilkyaz günlerinde yeniden elime aldığım iki ki- tabi: Belleğin Kızları (şiir, 2007) ve Bellek Karanlıkta Avlanmayı Sever (fotoğraf me- tinleri, 1993), on beş yıl arayla döndüğü yeri gösteriyor he- men. Görard Mace Dcjneure, Alhtnc* Derrlda'nın, Je- an-Françols Bonhomme'un 34 siyah-beyaz fotoğrafı üstü- ne kurulu, yak- lasık 60 sayfalık bir metinden olusuyor: Kllşe okumaian. P ervasız Pertavsız ENİS BATUR Fotoğraf ile düşünmek (1) I Yeni şiir kitabı, izleksel kesişmelerimiz ve ortak- lıklanmıza (Kasper Hauser'den "Unutuş MeleğF'ne) karşın, yakınlık duyduğum bir şair-ya- zar üstelik, çok sarmadı beni. Bunda, taammüden yazılmış bir şiir kitabı özelliği taşıması (ya da okur- ken o izlenimi yaratması) payın büyüğünü temsil ediyor: 'Program'a dayalı şiir yazısından hemen sızan bir 'yapım zorlaması' boyutu oluyor. Belleğin Kızlan, dize şiirlerinden oluşuyor; oysa, buram buram deneme kokusu geliyor arkadan. Türler arası ihlallerden ve geçişimlerden çekinmeyen biri yapıyor şu gözlemi. 1993'ün kitabı nasıl sımsıkı, öte yandan. Fotoğraf çek- tiğini biliyorum Mace'nin, "iyi" fotoğraflanna rastladım, baştan uca dolgun bir yazı geliştirmiş burada, imrendiği- mi gizleyecek değilim. Mace'yle aynı kuşaktanız (yanlış anımsamıyorsam üç- dört yaş büyük benden); Quignard kadar üne kavuşma- dı, benim gibi bir avuç okuru var besbelli, geride durmayı yeğliyor. Ciddi talihi: Gallimard ve Fata Morgana, yayın- cıları; onca yıl geçmiş aradan, raflarda rastlanıyor kitap- larına. Bu talihi hak ediyor yazdıklan, o ayn; ben ötekiler için hayıflanıyorum biraz: Has edebiyat adına. Bellek Karanlıkta Avlanmayı Sever, fotoğraf üstüne okuduğum en güçlü metinlerden birkaçını barındınyor. Tarihten soyutlanmayan, tarihçi bakışına hiç teslim ol- mayan bir yaklaşım getirmiş Mace: Asıl, imgenin ve im- gelemin evrimine ilişkin bir sorgulama ekseni kurmuş ki- tabı boyunca. Fotoğraf çekmenin bakışın ontologyasını nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Dünyaya ve hayata yönelik yepyeni geometrik düzenlemeler getiren bir buluş, bir araç. Gerçekten de tuhaf bir göz daha, objektif. Kad- raj/çerçeve yaratma disiplininde onunla boyatan bir atı- lım barınıyor. Panoramikle, 6x6'yla, polaroidle, şimdi va- nlan noktada, biribirilerini sonuçta bütünleyen, ama ayn ayn, odaklaşma farklılıklan sıralanıyor. Fotoğraf çekmek, çektirmek ile fotoğraf(ı) okumak, yazmak arasında duruş alıştırmalan geliştiriyoruz. Özne- nin statüsünü belirleyen konum ve açılar. Fotoğraf ile düşünülebilir mi? Ne soru! Soruyu bir de Derrida'ya sokularak tartmak bir yol. FOTOĞRAF İLE DÜŞÜNMEK (II) llk basımı Atina'da (1996) yapıldığı için görmediğim 'yeni' kitabı (2009, Galilee) Derrida'nın, Jean-François Bonhom- me'un 34 siyah-beyaz fotoğrafı üstüne kurulu, yaklaşık 60 sayfalık bir metinden oluşuyor: Klişe okumaları. Çevrilmesinin hemen hemen olanak- sız olduğunu düşündüğü bir cümlenin etrafında dönüyor kitap; bana kalırsa, asıl çeviri olanaksızlığı başlıkta başgös- teriyor: Demeure, Athenes. Fransızcada hem kelime, hem fiil çekimi barınıyor "demeure"de - okumamıza ya da duy- mamıza bağlı olarak: llkini, "felsefenin oturduğu yer" diye düşünüyorum ben, emin değilim; ikincisini uyduruyor olabili- rim, gelgelelim Derrida yazısı izin veriyor buna: Dilek kipinde "kalıcı ol (kal), Atina" aşınyorumsa aşırıyorum. Sonuçta, Os- manlıcaya sığınmayı dayatıyor kelime: "Ikametgâh, Atina" türünden uygun bir çözüm aramak belki de en doğrusu. Fırdöndü cümle: "Nous nous devons â la mort". Nere- deyse bekinerek üzerinde duruyor Derrida, çevrilemezli- ğinin. Duraksamadan yaklaşık bir karşılığına ulaştığım için Türkçede, duraksıyorum! "Kendimizi kendimize borçlu kılıyoruz ölüme", yoksa cümleyi yanlış anladığımın göstergesi mi?! Ulaştığım dilbilgisel anza, özgün dildeki- ni karşılıyor gibi geliyor bana. Işte felsefenin fotoğraf ile buluşma noktası: Böyle bir metin yoktur diyemem, ben rastlamadım. (Sözgelimi De- leuze'ün imge odaklı metinleri farklı bir düzlemde duru- yor). Fotoğraf-ç;, hem özne konumunda, hem konu konu- munda Derrida'nın metninde. Olay, Atina'da cereyan ediyor- burada olayın yerine "felsefe(yi) yapma olgu- su"nu yerleştirebiliriz. Pek çok yerde, şehirde felsefe ya- pılmıştır iki-üç bin yıldır, Atina başka: Nasıl oraculum'un asıl yeri Delfoi'daki bir yarıksa, philosophia'nın ikamet- gâhı öyle Atina: Bugün orada oturmasa, çoktandır göç- müş, taşınmış, yer değiştirmiş olsa da. Fotoğraflann bu koşulu gösterdiğini gösteriyor Derri- da, okumasıyla - okumasında. Atina yolculuğu öncesi, elinde Bonhomme'un "klişeler"i (başlığa çekmeyi aklın- dan geçirmiş onu), hazırlanırken, merkezlerden birine, günümüz Atinası'ndan bir enstantaneyi yerleştirmiş he- men: Arkalarında Akropolis, gezmenlerin fotoğraflannı eski usul şipşak makinasıyla çekmeyi beklerken dalmış bir fotoğrafçı figürü bu. Uyukluyor, düşünüyor, düş gö- rüyor olabilir görüntüdeki adam: Zamanın, an'ın hem orasında, hem burasında, ama tam neresinde seyrediyor. Bu merkezi sonuncusuna, düşünde ölümün o gün de- ğil de bir sonraki gün geleceğini gören Sokrates'e bağ- layan hat üzerinde, aslında tek bir sözcüğün, kavramın ağına dolanıyor Derrida: ölüm. Fotoğraflarda oturanlardan biri hayatsa, çünkü, yanı başındaki o. Yeryüzünün başka hiçbir noktasında, şehrinde bu denli varolmamış felsefenin, filozofun ölümü. Mezar taş- lannın, lahitlerin, başı yok olmuş yontulann yanı başında, Atina sokaklanndan gündelik yaşam kesitleri: Üst üste binen, iç içe geçmiş zaman tabakalannın tam ortasında çakıp sönen şimdiler. Sokrates'e, bir o kadar da Platon'a, Husserl'e ve Hei- degger'e, adını anmamış ama bir şey değiştirir mi bu, Nietzsche'ye gidip çarpan cümleleriyle, bir tür 'son ika- metgâh' eşiğinde dolaşırken, kendi kendisinin borçlusu olduğu ölümüne yaklaşmaya mı başlamıştı o sıcak tem- muz gününde? Bir yerde, "istenen an"a sokuluyor Derrida: Fotoğrafı çekilecek, çerçevesi çizilmiş kesitteki yaşama alanından gelen ışığın duyarkatı üzerinde biçim alış süreci, yapılan işin özü, elde edilecek karşılığın belirleyicisi. Daguerroty- pe'den dijital teknolojiye, fiziksel düzlemlerde katedilen mesafe büyük. Fotografık koşul böylesine değişirken, felsefi koşullar aynı mı kaldı? Sokrates'ten Derrida'ya, yorumlamak yetmez/dönüştürmek gerekir diyen Marx dahil, yatak değiştirdi diyebiliyor muyuz, felsefe için? Demeure, Athenes: Nasıl dediğiyle evet, ne dediğiyle şüpheli, tıpkı fotoğraf'ın geçirdiği evrimdeki gibi, felsefe- de de, Sokrates ve Jacques, aynı yolun yolcusu olundu- ğunu, kalındığını söylüyor bana: ölüm, başladığı ve bitti- ği yer felsefenin. llk ve son klişe. • Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına llhan SelçukOGenel Yayın Yönetmeni: Ibrahim YıldızOYayın Yönetmeni: Turhan GünayO So- rumlu Müdür: Miyase llknur 0 Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı O Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Oldare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2,34381 Şişli- Istanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64 0 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt - ISTANBUL 0 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: özlem Ayden/ Reklam M ü - dürü: Eylem ÇevikOTel: 0 (212) 25198 74-75-0 (212) 343 72 74OYerel süreli yayın 0 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 3 5 SAYFA 3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear