26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Mehtnet Anıl'dan 'Forbes Cinayetleri' 'Düşler umutlarla hayat bulur' Bir önceki romanıyla Yunus Nadi Roman ödülü'nü alan Mehmet Anıl, bugünlerde yeni ro- manıyla gündemde. Forbes Cinayetleriadını verdiği bu yeni kitabında Anıl, aşk ve bireysel- lik arasında kalmış Ferit özerdem'in hikâyesini anlatıyor. özerdem'in Izmir'de Forbes Cad- desi üzerindeki Güneş Apartmanı nında işlediği altı cinayetin çözülmelerine tanık olu- ruz. Hali vakti yerinde, İzmir'e bağlı Tepehisar'da doktorluk yapan özerdem, kadınlarla tanışıklığının peşi sıra, düş ile gerçek arasında mutlu bir hayatın ardına düşer. özer- dem, tam da düş âlemine dalıp fantezilerinin dehlizlerinde yuvarlanırken, düşlediği kadınlardan biri karşısına çıkar, işin rengi değişir ve bir karar verme eşiğine gelir. Anıl'la yeni romanı üzerine konuştuk. • ErdemöZTOP | «w- y enı romnnınız ^L/ Forbes Cinayetle- ^ ğ ri, ilk anda, adıy- JL. la okuru sarsıyor, ne diyorsunuz? - lsim meselesi her yazarın öze- nip kafa yorduğu bir konudur. Çocuğuna isim koyrnak gibi bir şey. Yazarken olası isimleri bir kenara not ederim. Forbes Cinayetleribu isim- ler arasında en içime sineni oldu ve kendim de yazarken kitabı bu isimle an- maya başladım. Kitapta bir gazete habe- ri klişesi olarak geçiyor. Kesik Baş Cina- yeti, Otoyol Cinayeti vs. gibi. Sonradan kitaba ad olabileceğini düşündüm. - Psikolojik gerilim türünde bir ro- _J_ man kahbtna sokmalı mıyız peki kitabı- nızı? - Bence evet. Psikolojik derinliği ol- . mayan bir edebiyatın eksik kalacağını düşünüyorum. Gerilim ise bir kitabı okunabilir kılan en önemli özellik ben- ce. Roman denince benim aklıma rahat bir koltuk; bir iincan çay ya da bir ka- deh içki ve roman diinyasında kendini kaybetmek gelir. Ben de kendi okuru- ma bunu sağlamak istiyorum. Roman ilk olarak kişiye okuma hazzı vermeli- dir. Dolayısıyla gerilim unsuru, okurun kitaba zevkle ve merakla bağlanmasını sağlar. Bunu derken çok satan sığ ro- mancılıktan söz etmediğimi söylemeye gerek yok herhalde. "CÖRDÜĞÜM ŞEYLER BENİ KARAMSAR OLMAYA ZORLUYOR" - Bir de şunu merak ediyorum en ni- hayeünde tabii, bu romanı (konuyu) yazma düşüncesi nasû ortaya çıktı, me- selesi nedir hikâyenin? Konu insanın aklına pat diye gelmi- yor. Minik minik bileşenler zaman için- de bütünleşip konuyu oluşturuyorlar. Öncelikle konu tamamıyla bir kurgu. Yazarken yaşadıklarımdan, tecrübele- rimden vs. esinleniyorum elbet ama bunlar kurgu içinde çok önemli yer tut- muyor. Ama tabii başlarken bir ana fi- kirden yola çıkılıyor. Her şey yolunda giderken cinayet işleyen bir adam fikri bana hep ilginç gelmiştir. Üstelik bu adam bir sapık falan da değil. Aşk (ve izdivaç) insanm ister istemez bireyselli- ğini ve özgürlüğünü kısıtlar. Ote yan- dan aşk da baş döndürücüdür, başına SAYFA 4 buyruk yaşamak da. Ama ikisi bir arada olmuyor işte. Hangisi daha iyi? Bir fikri olan var mı? - Bundan önceki romanlarmızdan, Geri Gelmemek Üzere ve Bitik 're de bir aşk bikâvesinin trajedilerinden ömekler vardı! Bu deta, tamamen bir aşk hastah- ğma kapılıyoruz, ne dersiniz? - Daha önce de dediğim gibi adam aşk ve bireysellik arasında kararsız kal- mıştır. Biri onulmaz bir hastalık (yani aşk), diğeri de başına buyruk bir özgür- lük. Üstelik özgürlük, doktorun olağan- üstü düş gücüyle iyiden iyiye hesapsız hale gelmiştir. O hayatı sıkmtısız yaşa- mak istemektedir. Dünyanın derdini çekmek zorunda hissetmez kendini. Kendine özel bir dünya yaratır kafasın- da ve orada yaşamayı sever. Bu dünya kendi dünyası olduğu için hiç sıkıntısı da yoktur. Deyim yerindeyse çöpsüz üzüm. Romanın bir yerinde şöyle der: "Düş ya da gerçek, önemli olan mutlu bir hayat yaşamak değil mi?" Kendisi mutluluğu ger- çekten hayallerinde bulmuştur, bir sıkıntısı yoktur. Ama işte hayat her zaman insanm istedi- ği gibi gitmiyor. Karşısına tam düşlediği gibi bir kadın çıkınca işin rengi değişir ve bir karar vermek zorunda kalır, ama ve- remez. Ondan sonra olan olur zaten. Doktor öylesine düş âle- mine alışmıştır ki, işlediği ci- nayeti bile başka türlü 'düşsel' hayal eder. Doktorumuzu ci- nayetlere kesif bir kararsızlığın mecbur ettiğini görüyoruz ama sonuçta cinayet işlediğine göre düş dünyasını yeğlediğini görüyoruz. -Sonuç olarak kohramanûmz Ferit, bir hasta ve siz de ülke- de son dönemde çeşitli sebep- lerden ortaya çıkan bu rahat- sızlıklardan birini konu edi- yorsunuz, değil mi? - Sonuçta evet, Ferit normal biri değil. Dış dünyayı böylesi- ne olumsuzlaştırmasından, evet, dünyanın ve tabii Türki- ye'nin hiçbir bakımdan iyiye gitmediğini söyleyebiliriz. în- sanlar geçmişe göre daha mut- suz ve sıkıntılı. Geçim derdi, büyük şehirlerdeki yalnızlaş- ma, nüfus artışı ve küresel bo- zulmantn adım adım dünyayı büyük bir kaosa sürüklüyor \lı ııvn AMI fOKRES CjNAYKTU-Kl olması, daha aydınlık ve mutlu bir gele- ceği işaret etmiyor. Tersine orta vadede maalesef açlık, çevresel bozuhna ve so- nucunda büyük bir yılum olmasından korkarım. -Peki, sizce Tü'rkiye'de hangi sebep- ler, bu türden cinayetlerin yaşanmasma (en kötü ömeğiyle, Münev\'er Karabu- lut cinayeti) sebep oldu ve haliyle üçün- cü sayta baberleri boyut değiştirdi? - Bir önceki soruyla bağlantılı bunun da yanıtı. Önü alınmaz bir yozlaşma sü- recinden geçiyoruz. Geçiyoruz da, bu- nun sonunda iyi mi olacak, kötü mü, vallahi ben çok karamsarım. Yani aslın- da iyimser bir insanım ama gördüğüm şeyler beni karamsar olmaya zorluyor. Bir kere dünya nüfusunun önce durma- sı, sonra da geriye gitnıesi şart. Ama tam tersi oluyor ve sürekli artıyoruz. Dünya bu kadar yükü tartmaz. Yaşadı- ğımız bütün sorunların (ekonomik, sos- yal) temel nedeni kalabalıklık bence. Kitapta da doktor bu kolektivizmden yakınıyor. în- sanm kendini geliştirmesi için kendine ait zaman ve mekânı- nın olması gerek. Bu şartlarda mümkün mü? Görsel bir ör- nek vermek gerekirse, şu TO- Kİ (ve benzeri) apartmanlarına bir bakın. Her vilayette öbek 40- "Doğadan uzaklastıkça. insanlıktan da uzaklaşıyoruz. Cünkü Doğa. (tann da dlyeblllriz) Insandan daha daha akıllı. daha sağduyulu ve daha bece- rikll" dlyor Mehmet Anıl. öbek devasa siteler dikiliyor. Bilimkur- gu filmleri gibi. Insanlar sabahlan o ku- tularm içinden çıkıyorlar, insan elinden çıkmış yapay arabalarda, yollarda, fabri- kalarda, plazalarda, telaş içinde devinip, tekrardan kutularına dönüp bireysel ha- yatlar yaşıyorlar. Aynı ailenin fertleri bi- le birbirinden habersiz. Doğadan uzak- lastıkça, insanhktan da uzaklaşıyoruz. Çünkü Doğa, (Tann da diyebiliriz) in- sandan daha daha akıllı, daha sağduyu- lu ve daha becerikli. AĞIR ŞEHİR YAŞANTISI İNSANIN DA DNA'SINI BOZUYOR - Ömeğin, insanların (özellikle de gençlerin) sanalyaşantılarla hayaiiann- da mutluluğu bulmaya çahşması ve bu- na benzer pek çok lıastalıklı hal?.. - Biz çocukluğumuzda çok mutluy- duk. Ne televizyon vardı, ne bilgisayar, ne cep telefonu, ne ipod, play station, ne vesaire. Ama çok mutluyduk, çünkü şehirdeyken bile doğadan henüz kop- mamıştık. iphone bir milyon şarkı sakla- yıp, kamerası yüz bin mpixel olsa, daha mı mutlu olacağız? Arabalarda kontak anahtarı kalmadı, düğmeye basınca çah- şıyor. Eee? Ne oldu şimdi? Teknolojiye karşı değilim elbet. Ama demek istedi- ğim salt elektronik ve iletişimsel yaşantı bizi daha mutlu kılamaz. Aklı başında olan çoğu insan günün birin- de taşraya yerleşip toprakta domates, zeytin yetiştirip mutlu olmanın hayallerini ku- ruyor. 14 yaşındaki kızım bile 'Baba sizin yaşadığınız zaman ne kadar güzelmiş* diyebili- yor. Dolayısıyla ağır şehir ya- şantısı sırf domatesin, bibe- rin, mısınn DNA'smı değil, insanmkini de bozuyor. So- nuç malum... - Aklıma gelmişkent roma- nın yazıhşında psikiyatr des- teği aldınız mı, karakter yara- tımmda özellikle? - Bu soru için teşekkür ede- rim. Demek ki, yeterince inandırıcı olabilmişim. Hayır, profesyonel destek almadım. Psikolojinin bütün halleri her bireyin içinde az ya da çok mevcut. Her bireyin içinde azıcık şizofreni, biraz parano- ya, üç-beş fobi, bol miktarda nevroz ve psikoz vs. bulunu- yor bence. Benim yaptı- _ _ ğrm yalnızca işime yara- H İ C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 3 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear