Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2000 CUMARTESİ
OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorustgcumhuriyetcom.tr
Meclis'in Açılışının 80. Yıldönümü
f. Dr. ÜüSalYAVUZ Ankara Üniversitesi Türklnhlap Tarihi
Enstitüsü Öğretim Üyesi
• çinde bulunduğumuz yıl, Türki-
I
ye Büyük Millet Meclisi'nin
(TBMM'nin) açılışuun 80. yıldö-
nümüdür. Türkiye Cumhuriyeti
tarihi açısından son derece önem-
li ve anJamlı bir dönemeci oluş-
turmaktadır.
Bugün ulusal devletin başkenti Anka-
ra'nın Ulus semtinde bulunan tttıhat ve
Terakki Partisi'nin bir şubesi olan bu bi-
nada açılan Bınncı Meclis vatao kurta-
ran, onun biraz aşağısında bulunan ise
deviet kuran Mectistir.
Mustafa KemaJ Paşa, 16 Mart 1920
tarihinde Istanbul'un ltilaf Devletleri
taranndan resmen işgali sonrasında, da-
ha Erzurum Kongresi kararlan arasına
büyük bir ileri görüşlülükle koydurdu-
ğu maddeyi hemen yaşama geçirerek
tüm inisiyatifı, başkanbğını yapuğı Tem-
sflcfler Kuruhı'nun eline vererek tstan-
bul Hükümeti'nin fetvalanna ve Kuva-
yı lnzibatiye kıtalannın tehdidine kar-
şın TBMM'nin açıhşını hazırlamıştır.
Meclis, bina olarak tam anlamıyla
dökûlmektedır. Binanın damı akmak-
ta, genel kurul salonu elektronik dene-
timli sistemlerle değil soba ile ısıtılma-
ya çalışılırken milletvekillerinin koltuk-
İan ceylan derisinden olmayıp. çevre
okullardan sağlanan tahta sıralardan
1
oluşmaktaydı. Kimi milletvekilleri An-
kara eşrafi tarafiridan konuk edilirken,
kimileri bu sıralar üzerinde sabahlıyor,
ortak kazanda kaynayan aş ile kannla-
nnı doyuruyorlardı. Geç imlerini ve ya-
şamlannı sürdürmek yolundaki gelır
düzeyleri ise gösterdikJeri özveriler ne-
deniyle bugünkülerle karşılaştınldığın-
c da son derece düşündürücü idi. Örne-
ğın, Besim Atalay anılannda şunlan ya-
zıyor: "Milletvekilliği ayhğı resmen 100
liraydı. Bunun 20 lirası orduya sigara
parası dhe kesilir; geriye 80 lira kahrdı.
Kalan 80 liranın 25 lirasını ev kirası ola-
rak verirdim. Ev, MecKs'e çok uzak olan
Ayrancı'daydL Meclis"e gelmek için bir
saat yoJ yürürdüm. Ay sonuna kadar 55
liraflegeçinmeye çahsırdım. Bütün ar-
kadaşlar benim gibi idi. Bir yıl böyle geç-
ti. Her gün zaten basit olan sofradan
kamımız doymadan kalkardık.'' (A.Mü-
derrisoğlu, Kurtuluş Savaşının Mali
Kaynaklan, Ankara, 1990, s.256)
Bu Meclis, toplumun tüm katmanla-
nndan ve çalışan kesimlerden gelen
temsilcilerin oluşturduğu bir yapıya sa-
hiptir. Niteliği açısından değerlendiril-
dığinde ise içinde bulunulan koşullar
nedeniyle bütün erkleri bünyesinde top-
layan olağanüstü yetküere sahip bir Mec-
listir ve Ulusal Bağunsızfak Savaşı bo-
yunca çalışmalannı arahksız olarak o
güç koşullarda sürdünnüştür.
Bu Meclis, o günlerin zor koşullann-
da bütün yokJuk ve sıkıntılara bugün
de örneklerini gördüğümüz, bflinen ki-
mi devletkrin ve onlann içimizdeki iş-
birtikçflerinin bütün yönlendirme ve uğ-
raşılanna, tertıp ve suikastlanna karşın
onurlu bırLlusalBağunsızhkSavaşrnın
sonunda laikvedemokratikcumhuriye-
timizin kurulması yolunda birbırini ta-
mamlayan devrimlerle hiçbir engel ta-
nımaksızın ve ödün vermeksizin çağdaş
ve uygar boyutlarda yeni bir devlet ve
toplum yapısını gerçekleştirerek gele-
ceğini sonraki kuşaklara, yani bizlere
emanet etmiştir. Daha Samsun'a çıkışı-
nın üçüncü günü tarihini taşıyan rapo-
rundaO, "uhısuntekvücutolup ulusege-
menUği esasını ve Türklük duygusunu
hedefseçtiğmL." vurgulamaktaydı. Kong-
reler aşamasında sık sık yinelediği kav-
ramJar Tam bağımstzlık. ulusal egemen-
Kk, ulusal istenç (irade) idi ve TBMM
Başkanı seçıldiği 24 Nisan 1920 tarihin-
deki konuşmasında O yine şunlan, al-
tını kalın çızgilerle çizerek söylüyordu:
"_Gerek askerlik vaşamım,gerekse bü-
tün siyasi yaşamımın dönümlerinde yer
alan savaşımlanmda hareket noktam
ulusal istence dayanarak ulusun ve yur-
dun gereksinim duyduğu amaçlara yü-
rümek olmuştur." tşte bu yaklaşım kişi
egemenliğinden ulusal egemenfige, im-
paratorluktan ulusal de\1ete geçişi ger-
çekleşnrmıştır Bu en geniş bağiamda ege-
menUğin gökten yere indirflmesi ve ulu-
sa tesüm edilmesidir. Bu Meclis öyle ki-
mi çevrelerin iddıa ettikleri gibi tek ki-
şi güdümünde konulan kapafa kapılar
arkasında değil, tam tersıne, halk ve
temsılcileri ile tartışan Mustafa Kemal
Paşa'ya kafa tutabilen, yetki vermemek-
te direnen bir Meclistir.
TBMM'nin açıhşının anlamı
Meclis'in açılışı ile ulus yazgısını eli-
ne almış yokluklar, sıkıntılar içinde iş-
birlikçüerin suikastlanna karşın ulusal
boyutta onurlu bir bağnnsızfak savaşının
sonunda Türk ulusunun varlığı gerçe-
ğını sanayi devrimi sonunda sermaye
birikiminin doruğuna ulaşmış emper-
yalist (yayılmacı) güçlerin kafalanna
vura vura önce savaş, sonra uluslarara-
sı diplomasi alanlannda kabul ettirmiş-
tir. Kısaca, bu onurlu Meclis bugün Tür-
kiye denen coğrafı alanda ytşayan et-
nik köken, inanç, siyasal görüş aynmı
yapılmaksızın birlikte yaşayan ve ken-
dilerine kalınm olarak bırakılan değer-
lere sahıp çıkmakta kararlı olan insan-
ların varoltışlannm tek ve vazgecümez
açıklaması olan tarihsel özgörevi (mis-
yonu) başarmıştır. O, gücünü ulusal ege-
menlik'ten alan Ulusal Bağunsızhk Sa-
vaşı'dır.
Kendisini Tann'nın temsilcısınin ve-
kili olarak gören, bolluk içinde yaşadı-
ğı sarayında rahat yaşamını sürdürebil-
mek için vatanı işgal eden güçlerle iş-
birliği etmekte saniye duraksama gös-
termeyen ve Anadolu'yu ve halkını dış-
layan Istanbul yönetimine karşı Ana-
dohı vebalkma sahip çıkan veonunla bir-
likte ondan akhğı güçle devrimi gerçek-
leştiren .Meclistir.
Bu Meclis, Düyun-u Umumiye dene-
melerinin beraberinde getirdiği tarihsel
olgulardan dersler çıkararak vatan top-
raklannda yabana etkmliğme son vere-
rek ekonomik bağunsızhğı ödûnsüz sa-
vunan ve benimseyen, tüm uğraşısuu
buna ayıran onurlu bir yüce kurumdur.
Bu Meclis, yurttaşlannı aralannda cins
aynmı yapmaksızın ülkenin sosyo-eko-
nomik ve kültürel kalkınmasında dev-
reye sokan eşitlikçi, özgürlükçü amaca
dönük çalışma içindedir. Ve bunu da
onurla başarmıştır. Bu Meclis, devieti ve
dini olmalan gereken alanlan saptaya-
rak oraya tesKm eden laik demokratik
cumhuriyeti kuran anıtsal, saygın ku-
rumdur. Kimilerinin dediği gibi, bu Mec-
lis Osmanlı İmparatorluğu'nun sahip
olduğu felsefenin dogmatık, durağan
kurallan çerçevesinde sıkışıp kalmış ve
şekıllenmış kanunlarla değil, tam tersi-
ne akhnve biümin ürünü olan ve gunün
koşuDarnıagöre değiştirilebitir yasalar-
la toplumu yönetme amacına yönelik
çalışma içinde olan ve bunu başarmış
olan yüce kurumdur.
Kimilerinin iddia ettığı gibi bitmiş, tü-
kennüşOsmanbDevleti'ninyönetseL tü-
zel, eğhsel ve toplumsal kurumlanmn
devamı olan ve onlann üzerinde yükse-
len değil, tam tersine onlann çağın dı-
şındakalmış olduğunu görerek, çağın ge-
rekleri doğrultusunda yorumlayarak çağ-
daş boyutlarda yeni bir devlet ve toplum
yapısı dûzeyi kurmayı hedefleyen bir
Meclistir.
Yine kimilerinin iddia ettiği gibi, bu
Meclis ne bir teceffigâh ne de bir der-
gâh (tekke)'tır. Bu Meclis, gücünü ege-
menligin kaynagı olan ulustan alan yü-
ce bir kurumdur. Anadolu'nun kapılan
1071 Malazgirt Zaferi ile Türklere açıl-
mıştır. Bu kuşkusuz tarihsel bir ger-
çektir. Ancak bir gerçek daha vardır ki
o da bu kapılann 1. Dünya Savaşı son-
rası Türklere kapandığıdır. Işte Türkle-
re tanhte bir kez daha Anadolu'nun ka-
pılannı 9 Eylül 1922'de ardına kadar
açan Mustafa Kemal Paşa'nın yönetimin-
de olan bu Meclistir. Böyiece O, tarihi-
mizdekj yerini önce avdıa, asker ve va-
tan kurtancLsu sonra önder (lider) dev-
letkurucusu olarak alacak >e sonsuza de-
ğin böyk anılacakbr.
Böyle mi kuttanmalıydı?
O'lı (sıfırlı) ve 5'li yıllar, kişi ve ku-
rumlann anılmalan açısından önemli
dönemeçleri olusturur. Bitmiş, tükenmiş
bir imparatorluğun 700. kuruluş yıldö-
nümünü yıllarca öncesinden adeta se-
ferbertik flan ederek programlayarak ve
akıl almaz harcamalarla Başbakanlık
fonlanm adeta yağmalarcasına kulla-
narak görkemli törenterle yâd eden Tür-
kiye Cumhuriyeti yöneticilerinin 23 Ni-
san 2000 tarihine (yartn) az bir süre kal-
mışken henüz bir program üretememiş
ohnasıdüşündurücü,üzüntüveriddk \a-
zıklar olsun. . ..
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
OtapBttenier, Bitecelder!
Olay çok, konu çok!... Yaz yazabildiğince! Kuru-
lursun köşene, atıp tutarsın... Basın bir acayip ol-
du! Artık haberleri imzalı köşelerden öğreniyoruz.
Habercilik ortadan kalktı; ünlü ünsüz kışiler bilgi-
sayar başına geçip bizlere akıl hocalığı, yol göste-
riciliği yapıyorlar. Artık muhbir yok, kögeyazan vari..
•••
Evet konu çok.. Bize düşen yorum yapmak, ya-
pabilmek. Kimseyi ürkütmeden, incitmeden, kırma-
dan doğruyu arayıp bulmaya çalışmak... Ama ol-
muyori Genç biryazar, Milliyet'ten Umur Taiu, De-
mirel'in eniştesi Ali Bey için bir şeyler yazınca kı-
yamet kopuyor. Ali Bey diyesiymiş: "Ben bilmem
kaçyıldırÇankaya'nın mutfağınaparadöktüm!" Bu-
nu yazan gazeteciye gönderdiği mektup hakaret do-
lu! Neden bu denli öfke, bu denli coşku! Yazar, ba-
sında da yer alan bir haberi yorumladığı için mi?
"Çakal, sen kimsin de bana sen kimsin diye so-
ruyorsun. Dipsiz kuyunun sülüğü." Ali Bey işte
böyle konuşuyor. Demirel'in eniştesi Ali Bey'in han-
gi düzeyde olduğu anlaşılmıyor mu?
•••
Metin Toker, "Kıza damat mı seçryoruz" üiye so-
ruyor! Yeni cumhurtDaşkanı nasıl biri olacak? Her
birimiz ayn bir tanımlama yapıyoruz?.. Dürüst ol-
sun, lekesiz olsun, demokrasiye inansın, Atatürk
ilkelerini benimsesin, askerte iyi geçinsin!.. Devlet
başkanı elbette böyle olacak, böyle olmalı... Böy-
le nitelikJer taşıyan kaç kişi çıkar karşınıza? TBMM'de
de vardır, ama türlü nedenlerie öne çıkamaz! Mec-
lis dışından bir profesör, bir emekli asker, bir yazar,
bir diplomat aramak daha mı iyi?
Başbakan kaç gündür araştınyoıi Ama bakma-
yın bu çabalara, bence cumhurbaşkanı adayı ön-
ceden seçilmiştir bile...
Ama boş tartışmalar sürüyor; kadın mı, erkek mi
olsun? Erkeklere soruyoriar, yanıt! "Neden olma-
sın?" Ama içlerinde, "kadından cumhurbaşkanı
olurmu?" inancı!.. Bakalım süre sonuna kadar kaç
aday ortaya çıkacak.
Bir tanesi zaten TV ekranlannda Atatürk'ün se-
sini taklit ederek puan toplamaya çalışıyor! Doğ-
rusu benim, TC'yi gereği gibi temsil edecek bir
adayım var Bir bilim kadını, aynı zamanda bir cum-
hurbaşkanında bulunması gereken tüm niteliklere
sahip. Prof. Dr. Türkân Sayian... Çağdaş yaşamın
teme! ilkelerine bağlı sağlam bir değer. Askeriyle
siviliyle herkesin benimseyeceği bir aday...
Kaç gündür "Cumhuhyet"te çıkan "Sol, Gele-
ceği Tartışıyor" konuşmalannı izliyoruz. Türk solu-
nun belli başlı kişileri düşüncelerini açıklıyor. Az
çok birbirine benzer yaklaşımlar! İyi de, neden bir
araya getemezler solu yüceltmek için? Değişik par-
tiler, liderler, sorduğunuzda hepsi inandıncı yanrt-
lar veririer. Ama bir türlü belli bir çizgide buluşamaz-
lar. Bu konuda bana en yakın gelen yanıtı Fransa
Başbakanı Jospin vermiş: "Sosyalizm hümanizm-
dir. Bireyin bir bûtünlük içinde özgürleşmesidir" de-
miş. Ona göre "Küreselleşme, insanlığın kaderine
ortakolduğunun bilincine vanlmasıdır... Sosyalist
olmak demek eşitlik istemek demektir. Yüzyılın öğ-
rettiği derslerden biri, özgüriük olmadan sosyaliz-
min olmayacağıdır. Ama eşitlikten yoksun sosya-
lizm olmayacağıdır."
"Solun Geleceği", yanlış bireysellikten kendimi-
zi kurtarmaya bağlı... Jospin, Komünistlerle, Yeşil-
lerte, daha başka sol gruplarla ortaklık kurarak bu
ilkeieri yaşama geçirebilmiş bir lider... Dansı bizim
sosyalistlere...
ŞİŞLİ2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN -
2000/460
Davacı Ömer Engin Lütem vekili tarafından mahke-
memizde, hasta Fatma Fikret Lütem aleyhıne ikame
olunan işbu vasi tayini davasmın yapılan açık duruş-
ması sonunda: tstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, Abbasağa
Mah. cilt 0001, kütük sıra no. 0487'de nûfusa kayıtlı
bulunan Mehmet Emin kızı, Binnaz'dan 1324'te olma
Fatma Fikret Lütem'in hacır altına alınarak, kendısine
aynı nüfusta kayıtlı ve halen A. Süreyyaağaoğlu Sok.
Müşvik Apt. No: 20/4 Teşvikiye/lstanbul adresinde
ikamet eden oğlu Ömer Engin Lütem'in vasi tayinine
karar verilmiştir. llanen duyurulur. 13.04.2000
Basın: 20804
Insanı
IşıkKmsu,"Ankara Kn-
Ksa" adh köşesine, ÖDP
Parti Meclisi'nin kongre-
ye sunduğu çalışma raporundaki "21. Yûz-
yrim Eşjğmde Dünya" çözümlemelerinden bir
bölümü aktarmış.
Bu bölümlerden en can alıcı sayılarla (ra-
kamlarla) yapılan saptamalan alarak başla-
yalım söze: "Dünya nüfusunun sadece 500
miryonu huzurhı bir yaşam sürerken geri ka-
lan büyük çoğunluk yoksulluğun pençesin-
de krvranryor. Son 30 yılda, dünyanın en yok-
sul yüzde20'smin dfioya geiirinden aknğı pay
yüzde 2J'ten yüzde 1.4'e gerikrken en zen-
gjn yüzde 20'ntn payı yüzde 70ten yüzde
Savunan Demokrasi „ _ . ...kl
.— dunya ekonomısım kontrol85'e çıtayor" İşte serbest piyasa! Söyledik-
lerime değil, bir kez daha sayılara bakın.
Adı serbest ya, herkes düşlerini kuruyor, ça-
hş, çabala, didin, ayıu yerdesin, ayırdına va-
nnca da (varamayanlara diyecek bir şey yok!)
"serbest" piyasa "prangah" piyasaya dön-
müş! E, carnm demokrasi bu ya, piyasada ser-
best, koş bakalım yüzde 20'nin arasına!
Oysa, o en zengin yüzde 20'nin kapıtali
ve düşleri öyle sağlam ki. Üstelik en zengin
yüzde 20, yüzde 21 olsa zenginlik dengele-
ri bozuhırdünyanın! Dönelim yine, ÖDP'nin
etmek, her yerde ve her zaman beKrleyici ol-
mak eğuuni gözteniyor. Ama bu kez, koydu-
ğu kurallara riayet etmeyenleri gerek görür-
se' demokrasi' adına anında cezalandırmak,
bunu evrensel bir misyona dayandırmak gi-
bi bir 'görev tanmu' var."
Benim düşlerim, insanca yaşam, insanca
paylaşımdan yana. Serbest piyasayı savu-
nan demokrasi değil; insan haİdannı, eme-
ği, özgürlügü; özcesi insanı savunan demok-
rasi istiyorum.
• •—*< ...•%"- OrhanTEZ
^fc
ERICSSON
CORrîOSS
•*
:
J •"'"''•. .->/?•.;;'
-••:•#}
Şirketinizdeki performansı
maksimuma çıkarın.
Ücretlere zam yapmadan. . #
— — — — — —
Ücretsiz •
Turkcell ikili %
kart açılışı J
———m—%
Altı aylık J
SuperOnline •
aDoneliği J
ücretsiz. •
?.• '*-
Ş Unimesaj
* Servisi
— — — — —
Ücretsiz Turkcell
0 faks/data hattı
Ericsson Şirket Çözümleri ve Corbuss'tan şirketlere büyük fırsat!
MC218+T28 ya da MC218+T18 paketlerinden düediğinizi seçin,
aldığınız paket sayısına göre A1018 cep telefonlajını hediye olarak
kazanın. MC218, dünyada WAP teknolojisiyle çalışan ılk ve tek cep bıl-
gısayarı. MC218'le genış bir ekrandan hem WAP'a, hem de Web'e
bağlanarak ınternetin gücünü her an hıssedebılırsinız. MC218; sık kul-
lanılan yazı yazma (Word), hesaplama (Sheec), ajanda (Calendar), adres
defteri (Contacts) programlarını da ıçeriyor. PC ile senkronizasyon, ses
kayıt özelliğı, elle çızım ışlemı, dıjitaJ kameradan fotoğraf gönderme gıbı
bırçok tonksıyonu bulunuyor.
Bızı hemen arayın, bu özel kampanyanın detaylarım ve jirketiniz için en ideal çözümü görüjeljm.
Ericsson Müsteri Hızmeden: (0-212) 286 86 86
TURKCELL ERİCSSON
PENCERE
Bu, Yalnrz Futbol
Olayı Değil...
Sabahleyin gazetede Hikmet ÇetinkayaVı ara-
dım, telefona çıkar çıkmaz,
- Abi, dedi, kutlanm!..
Sesinin içeriğinde hem sevincin yansıması var-
dı, hem gırgınn tınısı...
Sevinç..
Mutluluk..
Acı..
Hüzün..
Kişilerin ve toplumlann, ortak yaşamın çeşitli
olaylarında dışavurumları değişiktir; kimisinde
abartılı tepkilere yeşil ışık yakılır; kimisi, duygula-
nnı dengeleyip davranışlarına yansıtın gösterge-
ler alacaiıdır.
Galatasaray'ın başansında bizim medyanın tu-
tumuna ne dersiniz?..
Eleştiriyi hak etmiyor mu?..
Futbol raconunun da kendine göre soyluluğu var;
yengiyi ve yenilgiyi doğal ağırbaşlılıkla içimize sin-
dirmek gerekmez mi?..
•
Galatasaray'ın futbolu kavrayışı kuşkusuz Türk
sporunda bir aşamayı vurguluyor; San-Kırmızılı-
lann Leeds'teki yengisini, çok satışlı bir gazete-
miz manşetinde şöyle vurguladı:
"Bugün Milat!.."
Futbo) tarihimizde ilk kez bir Türk takımı Avru-
pa kupalannda finale yükselme başansı göster-
mişti; üstelik çok güç koşullarda...
Rastlantı değil bu...
Galatasaray'ın futbolu, Türkiye'yi ayaktopunda
dünya üst düzeyine taşıyor; ne var ki Galatasaray
çevresinde halkalanan olgu, yalnız futbol kapsa-
mına sığmıyor, daha ötede ve daha karmaşık bir
toplumsal ve ruhsal dokuyu vurguluyor.
•
Son dönemlerde Türkiye Avrupa'nın şamar oğ-
lanına döndürüldü.
Osmanlı'nın çöküş sürecinde de büyük devlet-
ler Babıâli'yi aşağılamakta birbirieriyle yanş eder-
ler bu yolda fırsatı kaçırmazlardı; Düvel-i Muaz-
zama'nın elçileri Türklere tepeden bakariar, bir
yandan horlarken öte yandan fırçalariar, kimi za-
man da küçümseyerek alaya alırlardı.
20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan bu olgu
1923 Cumhuriyet devrimiyle tarihin çöp teneke-
sine atılmıştı; ama 20'nci yüzyılın son çeyreğinde
hortladı; Avrupa bugün de Türkiye'yi "hastaadam"
sayr/or, ülkemize gelen giden, enserhize şaplak
atıp kulağımızı çekmekten özel bir zevk duyuyor.
Ya biz ne yapıyoruz?..
Iki elimizi önümüzde kavuşturuyoruz, başımızı
eğiyoruz...
Batı karşısında süklüm püklümüz...
•
Galatasaray, futbol sahasında başkakjınnın sim-
gesi mi oldu?..
Herkes birdenbire kendine geldi:
- Oh be!..
ş 9 g
dan anndık mı?.. Çok saygın bir bayan dostum
neredeyse zfl takıp oynayacak:
- Oh olsun!.. Şu Ingilizleri oldum olası sevmez-
dim; iyi birders oldu!..
Hayır, bu yalnız futbol olayı değil...
• Bir başka şey...
BODRUM SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/124
Davacı Mustafa Ersoy vekili Av. Sertaç Tözün tara-
fından davalılar Hasan Emir ve 9 kişi aleyhine mahke-
memizde açılan ortaklığın gıdenlmesi davasında,
Bodrum, Gündoğan köyü, Kızılburun mevkii, 5 paf-
ta, 481 parselde kayıtlı taşınmazda hıssedar bulunan
Hasan Emir, Naki Aydemir, Aysel Denizer ve Aslı Ka-
raçam'ın adreslen meçhul olduğundan yenileme dilek-
çesi ve duruşma günü teblig edilememış olup, ilanen
tebliğine karar verilmiştir. İşbu davanın duruşması
17.05.2000 günü saat 10.00 olup, adı geçenlerin göste-
rilen tarihte mahkememızde hazır bulunmalan veya
kendilerini vekilk temsil ettirmeleri, aksi takdirde
HMUK'nin 509-510. maddeleri uyannca davanın gı-
yaplannda devam edeceği ve dava dilekçesi yerine ka-
im olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 20831
DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 999/599-999/748
Davacı Er-Mak vekili Av. Çetin Kadan tarafından
davalı Dışbank Bahar Yaünm Holding aleyhine açılan
konkordato müddeti ve tasdiki davasında;
Borçlu Er-Mak Tekstil ve Hidrolik Makine Sanayi
ve Ticaret Limitit Şirketi'nin alacaklılan ile yaptığı
konkordatonun bütün borçlannı faizsiz olarak ana
borçlan ile birlikte 2 yıllık müddet içinde ödemek üze-
re tasdikine 26.10.1999 tanh ve 999/748 karar ile ka-
rar verilmiş olup Emlak Bankası Denizli Şubesi tara-
ftndan temyiz edilmiş olduğu, dosyamızın Yargıtay 19.
Hk. D. Bşk.'hğmın 2000/174-2000/1349 sayılı Uamı
ile süresinde temyiz edilmediğinden bahisle reddine
gelmiş olup mahkememız karannın kesinleşmış oldu-
ğu ilan olunur. Basın: 20843
TARSUS1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1999/35 Tereke
Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından
mahkememıze açılan, muns Nazife Yıldız'ın terekesi-
nin tespiti davasının yapılan duruşması sırasında veri-
len ara karan gereğince;
Tarsus Tozkoparan Zahıt Mahallesi 09 kütükte nü-
fusa kayıtlı Mehmet ve Mercan'dan olma 1934 d.lu
Nazife Yıldız'ın var ise borçlu ve alacaklılannın 15
gün içerisinde mahkememiz tereke hâkımliğıne müra-
caat ederek beyanda bulunmalan hususu tebliğ yerine
geçmek üzere ilan olunur. 10.3.2000 Basın: 14408
BAKBRKÖY 3. SULH HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
2000/296
Mahkememizce verilen 13.04.2000 tarihli karar ge-
reğince; Istanbul ili, Eminönü ilçesi, Nişanca Mah.
Cilt No: 0024, K. Sıra No. 0587'de nüfusa kayıtlı Şev-
ki ve Nazmiye kızı, 1328 doğumlu, Bedriye Sevinç'in
hacır altına alınarak kendisine aynı yerde nüfusa kayıt-
lı oğlu, 1936 doğumlu Kamıl Şenol Sevinç'in vasi ola-
rak tayinine karar verilmiş.tir.
İlan olunur. Basın: 20965 '4 ı'