15 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 1997 CUMA HABERLER Milli Eğitim Bakanlığı'mn altyapı oluşturma isteği yeni öğretim yılına ertelendi RP'den öğretmen ambargosuANKARA (Cumhur^-etBfirosu)-Baş- bakan Necmettin Erbakan başkanlığında 13 üye eksikle toplanan Bakanlar Kuru- hı'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'mn 8 yıl- lık zorunlu eğitimin altyapısını oluştur- mak amacıyla istediği öğretmen kadro- lan. hiıkümetin RP kanadınca "okuttann tatilegireceğr gerekçesiyle 1997-98 öğ- retim yılına ertelendi. Erbakan'a karşı sert açıklamalar yapan Sağlık Bakanı Ytf- dırun Aktuna ile Sanayi ve Ticaret Ba- kanı Yalım Erez. zorunlu olmadıklan hal- de kent dışına çıkarak toplantıya katıl- madı. RP'nin, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlanna ilişkin oyalama taktiği nede- nıyle hûkûmetin dağılma sürecine girdı- ğine ilışkın değerlendirmeler yapılırken, • Bakanlar Kurulu 13 eksikle Başbakan Erbakan başkanlığında toplandı. Erbakan'a tepki gösteren Aktuna ve Erez toplantıya katılmadı. MGK kararlanmn aynen uygulanacağını belirten Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu "Trilyonda bir bile delinemez" dedi. kabinenın DYP kanadında Erbakan'a karşı çıkan bakanlann sayısı da artıyor. Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu da MGK kararlanmn "aynen" uygulanma- sı konusunda ısrarlı olacaklannı vurgu- ladı. Barutçu. kararlann "trilyonda bir oranında bUe delin«me>eceğini" söyledi. Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantı- sı TBMM'de özelleştirme yasası görüş- meleri nedeniyle 1.5 saat gecikmeli baş- ladı. Toplantı öncesinde Başbakan Erba- kan ile yaklaşık 20 dakika süren görüş- me yapan Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiUer, toplantının başlamasından yakla- şık 15 dakika sonra Başbakanlık'tan ay- nldı. Başbakan Erbakan. MGK asker üyeler tarafindan reddedılen "teröre karşı dini yaklaşım" önensını de içeren "Doğu ve Güneydoğu Kalkınma Hamlesi Pake- ti"nin zaman kaybedılmeden uygulana- cağmı söyledi. Erbakan'm, 8 yıllık zo- runlu kesintisiz temel eğitim ve Kuran kurslannın denetımi başta olmak üzere, MGK tarafindan "yaptmm" uyansıyla bildirilen kararlar konusunda açıklama yapmaması dikkat çekti. Toplantıda, Doğu ve Güneydoğu Böl- gesi'ne yönelik paketin görüşülmesi sı- rasında Devlet Bakanı Salim Ensarioğ- lu'nun bölgeye yenı imam gönderilmesi yenne, fahri olarak din hizmeti verenle- re kadro verilmesini önerdiği öğrenildi. RP'ii bir bakanın da bolgede doğan Kürt kökenlı öğretmen ve doktorlann atama- lannın buraya yapılmadığını belirterek. bu konudaki polıtikanın gözden geçiril- mesini istediği bildirildi. Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 8 yıllık zorunlu eğitimin altyapısını oluş- turan ilköğretim okullan içın hemen is- tediği öğretmen kadrosunun hükümetin RP kanadınca reddedildiği öğrenildi. Başbakan Erbakan'ın "gerekli kadrolan veıin" talimatına karşın Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in okullann kapanaca- ğı gerekçesini göstererek kadrolann an- cak temmuz ayında verilebilmesinin uy- gun olacağını belirttiği kaydedildi. Erba- kan'ın bunun üzerine, "O zaman Miffi Eğitim Bakanı ile görüşünve anlaşın" de- diği öğrenildi. Toplantının ardından hükümet adına açıklama yapan Devlet Bakanı Abdullah GüL, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kalkınması için hazırlanan programın ele alındığını belirtti. Gül, pakette dini yak- laşımh çözümün bulunup bulunmadığı- nın sorulması üzerine, programın ekono- mik ağırlıklı olduğunu belirtti. Emniyet Atama bunalımı üüsürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -lçişleri Bakanı Me- ral Akşener'in yasaya aykın işlemiyle Emniyet Genel Mü- düriüğü görevinden alınarak Çankın Valiliği'ne vekâleten atanan Alaattin Yüksel'in, hakkında 4'lü kararname ya- yımlanmadan görev yerini terk etmeyebıleceği bildiril- di. Akşener'in de hazırladığı karamameyi kısa süre içinde Çifler ve Erbakan'ın imzası- na sunması bekleniyor. Yüksel'in yerine getirilen eski Hakkâri Valisi Kemal Çelik'ın 10 nisandan sonra yeni görev ine başlayacağı be- lirtilirken, yakın çevresi Ala- addin Yüksel'in görevinden aynlacağı gün basın toplantı- sı düzenleyip gelişmelerle il- gili kamuoyuna açıklamalar- da bulunacağını belirtti. Öte yandan Yüksel, dün akşam saatlerinde Jandarma Genel Komutanı Teoman Ko- man'ı makamında zıyaret et- ti. Yakın çevresinden biryet- kili, gazetecilerin sorulanm yarutlarken, YükseL'in bu zi- yaretinin "vedaHyareti* ola- rak yorumlanmamasını iste- yerek "Sayın Yûksel veda n- yaretterinebaslamısolsa. ön- ce Sayın CumhurbaşkanTna gider" dedi. Aynı yetkılı, Tür- kiye'nın dört bir yanından ıl ve ilçe emniyet müdürleri ta- rafindan atama karannı pro- testo içın Yüksel'e destek fakslan geldiğıni kaydetti. Bu arada atv 'de dün akşam yayımlanan bir haberde. Yüksel'in Başbakan Necmet- tin Erbakan'ın isteği üzerine görevden alındığı öne sürül- dü. Habere göre MGK'nin 28 şubat toplantısınuı ardından Yüksel, Türkıye'deki irticai faaliyetlere ilişkin bir rapor hazırladı ve bu rapor MGK'nin 31 mart toplantısı- na sunuldu. Raporda, dini araç olarak kullananlara kar- şı yasalann eksiksiz olarak uygulanması gerektiği, din is- tismanna, tarikat yurtlan ve Diyanet lşleri Başkanlığı'nın denetimi dışındaki Kuran kurslanna karşı önlem alın- ması gerektiği vurgulandı. Habere göre bu rapor üzerine Erbakan'ın, Yüksel'le ilgili rahatsızlığını Çiller'e ilettiğı ve Çiller'in de Akşener'den Yüksel'i görevden almasını istediği öne sürüldü. DüZYA n L n n i t n a r k f r h ı o ı ı BaşbakanNecmettinErbakantümtaıiışmalaraUrşın'Sakanagrubu'ııuyamndanayır- l t V U l T U l U l U I U U S U nuyor. Erbakan'ın başbakan olınasından sonra koruma görevini üstienen Sakarya gru- bu ile devlet korumalan ilk zamanlar tartjşmışlardı. Devlet korumalan Sakarya grubunun elemanlan nedeniyle Erbakan'ı konıyamadık- lannı belirterek bir süre görevlerini bırakmışlardı. Ancak, ne Sakarya grubu Erbakan'ı bıraktı ne de Erbakan Sakarya grubunu. İstan- buldadün Çırağan SarayTnda dü/enlenen -lürkiye'de Altyapı İnşasınaOzel Sektör Kaülımı" konulu konferansakatılan Başbakan Er- bakan'ı VİIM; devlet konım^an ile biriikte Retahlılar M>rudu.(Fotograt: L ü L R GÜNYÜZ) . -f^gsz Liderler turu Cindoruk Yazıcıoğlu ile görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MGK kararlannın uygulanıp uygulanmadığının değerlendirileceği toplantı öncesinde bu ay sonuna ka- dar mutlaka yeni hükümet oluşumunusağlamak gerek- tiğini savunan DTP Başkanı Hüsamettin Cindoruk. lider- ler turunu dün de sürdürdü. Cindoruk, BBP Genel Baş- kanı Muhsin Yaacıoğiu ile yaptığı görüşmede, rejimde hkanıklık bulunduğunu, an- cak sıkıntılann Meclis'te aşılmasının mümkün oİdu- ğunu söyledi. Yazıcıoğlu da. yurttaşlann siyasi partilerden diyalog beklediğini söyledi. DTP Başkanı Cindoruk. Yazıcıoğlu ile gerçekleştirdi- ği görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılann aşıl- ması konusundaki görüşleri- ni aktardığını söyledi. Cindo- ruk "Ortada sadece olağan bir hükümet krizi yok. Daha geniş kapsamh, cumhuriyet rejimi için önemü bir sdano- BEKLETNEN KARAR: &MİLLETVEKİLİ^E İHRAÇ, 5 MİLLE^VEKtLİNE UYARI DSP'de muhalefete yer yokANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - DSP Merkez Disiplın Kurulu (MDK), Ankara Mil- letvekili GökhanÇapoğlu. tstanbul Mılletve- kili Bülent Tanla ve Kocaeli Mılletvekili Be- kir Yurdagül hakkında kesin ihraç, 5 millet- \ekiline de uyarı cezası verdi. İhraç edilen milletvekilleri haklannı yargıda ara>acaklan- nı bildirdiler. Çapoğlu, "Parti içi de- mokrasi olmadığı gibi, ya- salar ihlal ediliyor* derken. Yurdagül de u Bu karan hak etmcdim, yargıya baş- vuracağnn" açıklamasını yaptı. TBMM'ye 76 mil- leKekiliylegiren DSP'nin sandalye sayısı. son ihraç- lardan sonra 68'e indi. DSP MDK önceki gece geç saat- lere dek yaptığı toplantı so- nunda Grup Yönetim Ku- rulu'nun ihraç istemiyle sevk ettiği 3 milletvekili hakkında ihraç karan aldı. MDK. Grup Yönetim Ku- rulu'nun isteği doğrultu- sunda Istanbul Milletvekil- leri Cevdet Selvi ve Tahir Köse ile Karaman Millet- vekili Fikret Ünlü, Bursa Milletvekili Yüksel Aksu ve Denizli Milletve- kili Hflmi DeveK'ye de uyan cezası verdi. İh- raç kararian. grup yönetımi tarafindan dün milletvekillenne bildirildi. DSP parlamento- ya 76 milletvekili ile girerken, yeni dönemin ilk transferini yapan Iğdır Milletvekili Adfl \şınm ANAP'a geçti. Daha sonra da Afyon Milletvekili Kubilay Lygun, Çanakkale Mil- leuekılı HikmetAydın ve Bılecık Milletveki- li Şerif Çim DYP'ye geçtı. Edirne Milletveki- li ErdalKesebirde ihraç edilmişti. Sonıhraç- lardan sonra DSP'nın sandalye sayısı 68'e dü- şerken, parlamento aritmetigi de şöyle oldu: RP: 160. DYP: 121,AıNAP: 128, DSP: 68, TBMM Telefon Dinleme Komisyonu'ndan çelişkili açıklama 'Dinlemeyok, önlem alınmah'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Telefonlann Dinlenmesini Araştırma Komisyonu'nun RP"li Başkanı Suat Pamukçu. telefonlann dinlendiğıne ilışkın basında yer alan haberlerin doğru olmadığını ileri sürerken. "Bugüne kadar telefonlar yasadışı dinlenmiş oLsa bile bundan sonra dinlenmemesi için ne gibi yasal önlemler alınabilir. onu da araşüny-oruz"' diyerek çelişkiye düştü. Pamukçu, ".\ncak teknik olarak, bfitfin telefonlann dinlenebileceği doğrudur" açıklaması da yaptı. DYP'h üye Ünal Erkan ise. emniyetin henüz cep telefonlannı dinleyecek bir sistemi yerleştirmediğini, ancak bu sisteme geçileceğini açıkladı. TBMM Telefonlann Dinlenmesini Araştırma Komisyonu. dünkü toplantısında Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Anık ile Turkcell Teknik Işler Direktörü Güvenç MamikoğhTnun biîgisine başvurdu. Ancak komisyonda uzunca bir süre, telefonlann dinlenmesine olanak tanıyan mahkeme kararian ve gelen bilgiterin basına sızması tartışıldı. DYP ve RP'li üyelerin istemi doğrultusunda. bu bilgileri sızdıranlar hakkında suç duyurusunda bulunulması karan da alındı. Komisyonda, Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Anık'ın, emnıyetçe cep telefonlannm dinlenmesine yönelik bir cihazm henüz yerleştirilmediğini savunduğu öğrenildi. Anık, Telekom'un. Telsim ve Turkcell'e yazdığı ve telefon dinleme cihazı yeTİeştirümesine olanak tanıyan bir resmi yazırun amacının da teknik bir düzenlemeden ıbaret olduğunu ileri sürdü. CHP: 49. BBP: 7, DTP: 7. Bağımsız: 9. Boş: 1. _ Öte yandan DSP Genel Merkezi. zorla ata- dığı Denizli ll Yönetim Kurulu'nu, İl Başka- nı Cahit Tuz'un telefonlara çıkmamasını ge- rekçe göstererelc 48 saat sonra görevden aldı. İl ve Merkez İlçe yönetıminın parti içi de- mokrasınin işletılrnemesinı ge- rekçe göstererek topluca istifa etmesinin ardından Denızli'de büyük sıkıntıya düşen DSP, ta- bandan gelen tepkileri göğüs- lemek için ilginç bir yönteme başvurdu. Tekstilci Cahit Tuz'un yöneücı olabilecek par- tılilenn isımlerinı telefonla Rahşan Ecevit'e bıldırmesin- den 15 dakika sonra bu faksla bu kışilerin ıl yönetimine atan- dığı bildirilıdi. Olay karşısında şaşkına dönen ve 15 dakika içinde tl Başkanı olan Tuz, par- tılılerle konuyu değerlendirir- ken. DSP Genel Merkezi tara- findan evı ve işyeri telefonla arandı. Ancak. zorla il başkanı >aptığı Tuz' a ulaşamayan DSP Genel Merkezi, 48 saat geçtik- ten sonra il yönetıminı görev- den almava karar verdi. ZII ORHAN BİRGİT Biryerdeyasaları bırakınız, kurallann dışında bir işlem gördü mü, vatandaş ne yapacak? Hakkını, bu tür işleri çözmek için ken- di kendisini görevlendıren özel mafya kLMiıluşlannın aramasını mı isteyecek? Yoksa, karakola mı başvuracak? Va- tandaş hukuka saygılı ise öncelikle te- lefonuna sanlacak ve "755" numarayı arayacak. 155, ülkemizin her yerinde "polis ımdat"m numarası. Bir zaman- lar, böyle bir kolaylığı, yabancı teleyiz- yon filmlerinde izler, gıpta ederdık. Ör- neğin, ingiliz polisi için 999 numaralı te- lefon bir tür Hızır yerine geçiyordu. Diyelim ki, 155 numaralı telefonu aç- tınız ve konuştunuz: "Ben emniyet genel müdürünüz ile görüşmek istiyorum." Emniyet Genel Müdürlüğü binası, başkentte ve lçişleri Bakanlığı'mn he- men ön bölümündedir. 155 numarada- ki görevli, sizin bu isteğinize kolaylık göstermek istese ve genel müdürüne ulaşmayı denese, bahse girerim aklı ka- nşacaktır: Acaba bu sabah, Türkiye Cumhuri- yeti devletinin Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel midir? Kemal Çelik mi? Emniyet Genel Müdürlüğü, devlet kataloğunda içışleri Bakanlığı'na bağ- lıdır. Çünkü ülkenin ve devletin asayi- Alo 155. Bana Yardım Eder misiniz? şinden birincil sorumlu, bu bakanlıktır. Adının başında "Dr" titri de bulunan Meral Akşener. bir gece ansızın em- niyet genel müdürüne haber gönder- miş, görevden aldığını söyleyerek Çan- kırı Valiliği'ne geçici olarak atandığını bildirmiştir. Yüksel'in yerine de yine ge- çici olarak Hakkâri Valisi Kemal Çelik'i getirdiğini, Kemal Bey'e iletmiştır. Öncelikle şu cümlelerin altını çizerek okuyalım. Türkiye Cumhuriyef, bir hukuk dev- letidır. Hukuk devletinde bu tür tasar- ruflar kendi yasalan ve kurallan uyann- ca yapılır. Yasalar, emniyet genel mü- dürünün de valinin de atamalarını gö- revden alınmalannı, bakanlar kurulu ka- rarlanna bağlar. O kararlann üzerinde "onay" anlamında cumhurbaşkanının imzası bulunur. Ve devletin Resmi Ga- zetesi'nde bu karar yayımlanarak yü- rürlüğe girer. Tabii, ilgili memurun kara- ra karşı Danıştay'a gitme hakkj saklıdır; ama o mahkemeden "yüriıtmeyi dur- durma" karan çıkıncaya ya da bu öne- ri gerı çevrilinceye kadar, öncelikle hü- kümet kararına uyulma söz konusudur. Oysa, bayan "Asena" bakaran işle- mi, adeta bir bakkal dukkânındakı tez- gâhtarlardan bırısine patronun, "Sen oradan bu tezgâha geç, sen de kasa- da dur" demesinden farksızdır. Bunca yılın Doğru Yol Partisi, şimdi- lerde eskı MHP'lileri omuzladığı için, Meral Hanım, geçmış birikimlen gere- ğıkendisıne Asena diye seslenilmesin- den özellikle hoşlanıyormuş. Efsane, Asena'nın darda kalmış o günkü Türk kavmini Ergenekon'dan çıkaran dışi kurt olduğunu anlatıyor. Doğru Yol'un iki numaralı dişi kurdu, işte böylesine bir görevi omuzlamış, hem partisini hem ülkeyi kurtuluşagötüreyim derken, ha- ta üstüne hata yapıyor, pot üstüne pot kınyor. Görevinden almaya kalktığı em- niyet genel müdürüne, devletin "1" nu- maralı başı, yani Cumhurbaşkanı emir veriyor: "Çankın'ya falan gitme. Görevini terk etme." Alaaddin Yüksel de, önce mazeret iznine çıkarak soluk almayı düşünür- ken, bu haklı uyanya sırt verip maka- mında oturuyor. Ya Hakkâri'den bir telefon üzerine yelken yepelek başkent yollarına kuş gibi uçan Kemal Çelik? O da Ankara sokaklannı arşınlamakla görevli. Devletin butun personel kadrolan, aynı saygınlıktadır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama Emniyet Genel Müdürlüğü, va- lilik gibi makamların ayn birer dokunul- mazlığı olması gerekiyor. Düşününüz, Kemal Çelik, Ankara'ya geldiğini bildir- mek üzere Meral Akşener'in makamı- na gelse, özel kalem kendisini, "Emni- yet Genel Müdühüğü'nû geçıcı olarak tedvirie görevli sayın vali" olarak karşı- layacak. Asena gücü ile atandığı ma- kamda oturmaya kalkışsa, emniyet ge- nel müdürünün kapısındaki polis, ada- mın yüzüne bir hoş bakacak. Bir atama olayı ki. ıki gün önce ger- çekleşse idi, "1 Nısan" şakaları arası- na, en seçkinlerinden birisi olarak ge- çecekti. Dilerseniz, öyküyü daha da senaryo- laştınp sürdürelim: Tanrı korusun, ülkenin bir yerinde bü- yük bir kalkışma olsa, yasa dışı bir olay ya da bir afet olsa. Başbakan, başba- kan yardımcısı. içışleri bakanı, kimden bilgi isteyecek emniyet genel müdürü olarak? Cumhurbaşkanının atama biçi- mini "saçma" olarak görüp, "göreve devam" emrinı verdiğı Alaaddin Yük- sel'den mi? Yoksa Kemal Çehk'ten mi? Kemal Çelık'ı aramaya kalkışacak olanlara, acaba eski Hakkâri Valisi, baş- kentte bir bürosu bulunmadığı için bir zahmet cep telefonunun numarasını vermez mı? Arayacak olan başbakan ve bakanlara, küçük bir hatırlatma da yaparak: "Bu telefon, MİT tarafindan dinlen- dıği için, bana vereceğinizgörevlen lüt- fen gerekli şifre ile bildirinız" dıye. Yurttaşlar, arkadaşlar... Siz hiç böyle devlet idaresı görmüş müydünüz? Diyelim ki, muhalefet partilerimizden birisi yanılıp da, "Bundan iyi denetim konusu mu olur?" gerekçesi ile İçişle- ri Bakanı hakkında gensoru verseler, işlemi hukuk dışı bulduğunu bildiren demeçlerin sahipleri, yani Refah Parti- si Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, yani DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, yani eski içişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin oylan nasıl olur? Tükürdüklerini mi yalariar, yoksa... Salı günkü yazımda Sayın Gökhan Çapoğlu'nun yanıtlannı özetlerken, Iş- çi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sa- yın Hasan Yalçın hakkında açtığı da- vayı kazandığını da nakletmiştim. Sayın Yalçın, davanın henüz kesin- leşmediğini bildirdi. Anlaşılan Çapoğlu, başvurduğu mahkemenin kararını amaçlamış. Oysa taraflardan birisinin bu karara, Yargıtay da itıraz etme ve sonucu bekleme hakkı elbette vardır. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ BirHannover Yolculuğunda... Kuzeyde, o uçsuz-bucaksız Alman ovasmtn orta yerinde kurulmuş Hannover'in apayn bir kişiliği var. Bereketli ve bakımlı topraklann olanca zenginliğinin aktığı merkezlerden biri o olmuş tarihte, bugün de o. Sanayi Devrimi'ni gecikmeden yaşamış; neredey- se yan yanya yakılıp yıkılarak çıktığı Ikinci Dünya Sa- vaşı'nın arkasından da kendisini toparlaması güç ol- mamış; kımya, otomobil, makine ve elektronik sa- nayilerinde, bugün de bir ağırlık merkezi. Bu canlılı- ğın geçmış yüzyıllara giden kökleri de van Kuruluşu tâ 11. yüzyıla çıkan kent, bir prensliğin başkent ola- rak önemli rol oynamış; Avrupa tarihinin akışına ka- tılmış. O köklü tarihi ne yana baksanız görüyorsunuz: 95 metre yüksekliğindeki kulesiyle 14. yüzyıldan kal- ma ünlü kilisesi; 15. yüzyıla art eski belediye binaa; 17. yüzyıldan kalma, içinde filozof Leibniz'ın meza- rını da banndıran Neustadt Kilisesi, sizi alıp geçmi- şin derinliklerine götürüyor. Parklar, eski Herrenha- usen Şatosu'ndan kalma bahçeler, müzeler... Hep, bir geçsem derdim Hannover"den. Geçen cumartesı ve pazar oradaydım; anılanmın arasında bu kentin güzellikleri de var artık. ; Cumartesi akşamı, Hannover Alevî Kültür Merke- zı'nin düzenlediği bir paneldeyiz. Konu Türkiye, de- mokrasi. insan haklan, Alevîler ve Bektaşiler. Ağır- başlı bir salonda sıcak bir ilgi içinde dinleyen bir halk topluluğu önünde düşünce alışverişi yapıyoruz. Es- ki deyimle "Bârika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar", yani "Gerçeğin şimşeği düşüncelerin çar- pışmasının ürünüdür" denir ya, işte o şimşeğin ara- nışı içinde konuşmacılar ve dinleyenler. Önce Ali Duran Gülçiçek, Alevî ve Bektaşi inanç ve düşüncesi üstüne, bir çağdan ötekine gezinerek pınltılı bir konuşma yapıyor. Her şey insanda başlayıp insanda bitiyor, ne gü- zel! Sonra sözü İsmet Zeki Eyüboğlu alıyor; "Anado- lu uygariığrrnn görkeminı seriyor gözler önüne ve Alevîlıkle Bektaşiliğin o uygariıkta tuttuğu önemli ye- ri belirtiyor. Eyüboğlu konuşurken, "Ah", diyorsu- nuz, "sizin uygarlığınız yok diyenleri, imkân olsa da alıp getirsek şu salona, dtnleyip aydınlansalar bu söylenenlerden!" Üçüncü konuşmacı, Profesör M. Tahir Hatipoğ- lu ve eğitimle ilgili sorunlara eğiliyor. Gazi Üniversi- tesi öğretim üyelerinden Hatipoğlu'nu, okuriara ay- ncatanıtmanın anlamı yok. Ülkemizde eğitim sorun- lannı adım adım izleyen. çağdaş eğitimin dünyada- ki gelışmelerinın farkında bir uzman olarak da, geri- ci akımlara karşı kıran kırana bir kavga veren nadir aydınlardan biridir o. Cumhuriyet'i kuranlann "fikri hür, irfanı hûr, vıcdanı hür" kuşaklar yetiştirme ide- aline ınanıp gönül vermiş olanlardan biri... Özellikle üniversitelerimizin başına gelen felaket- leri sergiliyor Hatipoğlu. Nedir üniversite? Onun gü- zel deyişiyle "toplumun bir feneri"] Ne var ki, sön- dürülmüştür o fener. Şeriatçılara, medrese kafalıla- ra teslim edilmiştir üniversitelerimiz ve tarikatlarca bölüşülmuştür. Bilim yapamaz bu kurumlar, nitekim . yaprruyoriar. Bır^^manır^blle/jevagöri^şyeceğjfe- laketlere uğratılmıştır üniversitelerimiz. Ş,uradayaaa burada ayaJ^a-kaJrnış bırkaç fakufte bu acı görünü- mü değiştirmiyor. "Ûniversiteleri yeniden Özgür kılmak": Hatipoğlu, inandıncı gür sestyle bu çağnyı yaptı o gün yürekli insanlara. Aynca üniversitelerie de yetinmedi; eğitimimizin başka sorunlanna da değindi ve "8 yıllık kesintisiz eğitim" ilkesini sulandırma tehlikesine karşı uyardı. Sanki içine doğmuş: Bırakınız RP'yi, DYP'li ve ANAP'h çevreler bu oyunu tezgâhlamaya kûyulmuş- lardırşimdiden. O "yürekli insanlar"a şimdiden hatırlatması! O günkü panelde de söylediğim gibi, Türkiye'de sorun asla dinin engellenmesi sorunu değildir. So- run şudur: Din özgüriüğü sloganının arkasına gizte- nip ülkede adım adım bir "din devleti" kurma çaba- sı vardır. Kör olmak gerekir bunu görmemek için! Söz konusu çaba, RP bakımından pek doğaldır; çün- kü onun için variık nedenidir bu. Işi asıl bozan ve da- ha da bozacak olan, yardakçılarıdır: Geçmiş yıllarda başkalanydı onlar, bugün başta DYP ve ANAP'tır. "Cumhuriyet'i yeniden ayaklan üstüne dikmek": En önde gelen sorunumuz budur fikrimce! Her sorunun çözümü onun yaşamasına bağlı! Hannover'den dönerken bu düşünce kafamda da- ha da kökleşmişti. İyi ki çıkmışım bu geziye! Olan bi- teni yerii yerine oturtmamda yardımcı oldu. Yolculuklaryapıcıdır... ' '" Mumcu soruştıırması için Coşkun'a dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -L'ğur Mumcu su- ikastını soruşturduğu süreç- te •'Bu işi deviet yapmışnr, siyasi iktidar isterse çözü- lür" diyen eski Ankara Devlet Güvenlik Mahke- mesi (DGM) Savcısı Ülkü Coşkun hakkında disiplin cezası öngörmeyen Milli Savunma Bakanlığı (MSB) işlemi yargıya gitti. Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun açtığı davanın duruşması dün yapıldı. Uğur Mumcu'nun karde- şi avukat Ce>han Mumcu. MSB'nin takdir hakkını ye- terince kullanmadığını be- lirterek, bakanlığın "yaıpç ve savcüann yıprabunama- sı" gerekçesiyle dosya evra- kını ışlemden kaldırması- nın doğru olmadığını bildir- di. Duruşmaya, davacı Gül- dal Mumcu'nun avukatı Ceyhan Mumcu ve Mum- cu'nun kardeşi Beyhan Gürson ile MSB adına yar- gıç binbaşı Ramazan Şafak katıldı. Avukat Ceyhan Mumcu, dönemin savcısı Ülkü Coşkun'un, Mumcu cinayeti ile ilgili olarak Gül- dal Mumcu'nun bilgısıne başvururken. "Bu işi devlet yapnuşnr. Siyasi iktidar is- terse çözer" dediğını anım- sattı. Savunmasında Güldal Mumcu ile Ülkü Coşkun arasında geçen konuşmayı aktaran avukat -Mumcu, TBMM Faili Meçhul Cina- yetleri Araştırma Komisyo- nu'nun da Mumcu s'uikastı- na ilişkin bilgi ve belgeleri dönemin Ankara DGM Savcısı Nusret Demiral ile savcı Ülkü Coşkun'dan ala- madığını bildirdi. Davaya ilişkin karann, 15 gün içinde açıklanacağı bil- dirildi. Komjsyon, İsmet " iM dinledi RP'li Ersönmez Yarbay başkanlığında dün toplanan TBMM Uğur Mumcu. Ci- nayetinı Araştırma Kömsi- yonu, dönemin İçişleri Ba- kanı, DTP Aydın Milletve- kili İsmet Sezgin'i dinledi. Sezgin, emniyet teşkilaünın Mumcu cinayetine çok ha- zırlıksız yakalandığını söy- ledi. Sezgin, Mumcu cina- yetinin ardından oluşturu- lan ekibin 8 gün boyunca gece eve gitmemecesine ça- lıştığını, ancak buna karşın hiçbır somut bilgiye ulaşıla- madığını bildirdi. Olayın çok profesyonelce işlenmiş olduğunu kaydeden Sezgin, cinayetin bağlantılan konu- sunda hiçbirbilgısi olmadı- ğını dile getirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear