14 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 NİSAN 1597 CUMA • • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edirne Çanakkale Kocaelı Izmir Manisa Aydın Denizli V P B P B V P B P B P B P B '3 •6 "6 "3 •5 "4 "5 •2 Zonguldak Bütun bölgeler çok bu- lutlu, Martnara'nın do- ğusu, Karadenız, iç Anadolu, Doğu Akdenız ıle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelen yağış- lı, öteki yeflef parçalı bu- lutlu geçecek Yağışlar yağmur ve sağanak, Doğu Akdenız ıle Gu- neydoğu Anadolu'da gokgürültülu sağanak, Doğu Anadolu'nun do- ğusunda karla karışık yağmur şeklınde olacak Londra Y 14 Atina 17 Paris Roma Beriin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel PB PB Y Y PB Y Y 14 18 9 9 24 10 11 Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn Y PB Y Y Y Y Y 18 8 7 8 8 11 13 Budapeşte Y 13 Münih Y 12 Taşkerrt 'Tahran Kahre» Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Y PB PB Y Y PB Y Y 11 23 19 •18 16 19 16 21 Şam 15 O Açık \ Parçalı bulutlu : SısB ^ Çok bukjtto ı Yağnuriu *AAAA> Karlı jkar > Gök gurültükj GIHVGEL CtNEYTARCAYÜREK • Baştarajı 1. Sayfada olanca çirknliğiyle sırıtıyor. EmniyetGenel Müdürlüğü'ne yeni bir atamanın nasıl yapılacsğını Içişleri Bakanhğı bürokratlannın bilmediklenni soyleyebilir mıyiz? Elbette nayır! Buna karşın Bakan Akşener'in "kaynağı meçhul bir yerden aldığı emirte" genel müdürü "v9/câ/efen"valiliğe, birvaliyi "vekâleten" genel müdûriüğe getirmesindeki hikmeti kavramak kolay değil Genel Mjdür Alaaddin Yüksel'i görevden han- gi gerekçeerte aldığını soranlara, neredeyse "Sizi ilgilendirmez" diyecek kadar sorumluluğunu unu- tabiliyor. Üstelik devlet eğitiminden geçmediği, devlet er- demini anımsamadığı için, skandaldan bir gün ön- ce görüştüğü Cumhurbaşkanı'na bir gün sonraki "icraatından hiç söz etmiyor". Önemsizsayılacak "bazı tasarruflardan" söz açı- yor Çankaya'ya, o kadar. Cumhurbaşkanı yasalardan doğan "karamame ile gelen, kararname ile gider" mantığını içeren bir mektubu Takkeli Başbakan a gönderiyor. Akşener Hanım gerçeğin üzerini örtmek istiyor. Çankaya'nın girişımıni, "Erbakan'a bu konuda 'uyarı mektubu' göndermedi" diye yadsryor. Devletin doruklannda ise son Akşener skandalı "keyfı bir hareket...hatta yüce divanlık bir girişim " diye niteleniyor. Bakanı yasadışı uygulamalara kimin ittiği de kuş- kusuz merak konusu. Şaibe Hanım mı? Hayır! Takkeli Başbakan mı? Hayır! Son soru: Özer mi? Oybiriiğiyle evet! Örnek üstüne örnek Başbakanlık'tan Çankaya'ya kadar uzanan söy- lentilere göre Yüksel'i yennden etmek için bir ka- rarname hazırlanıyor. Kararnameyle, tabii gerçekleşirse çöl yasaların- dan devlet anlayışına geçilmiş olunacak. Ne var ki, yasalara ve haksızlığa karşı duyarlı olan Çanka- ya'da kararnamenin tozlanmaya terk edılmesı ola- sılığı hayli yüksek. Artık kuşku duyan kalmadı: Devlet, Takkeli-Şa- ıbe ıkilisi ve onlara bağlı kadrolann elinde acınası hallere düştü, düşüyor. Çürümüşlük yeryer çökün- tüye yol açıyor. Geçende TOBB Başkanı bırbirine ters emirler veren beş bakanın ekonomiye karıştığını söylüyor- duv,B,u gerçâği ya bilmemezlikten gelen ya da bi- zimle dalga geçen IMF'nin Türkiye Masası Şefı Martin Hardy enflasyonla mücadelemıze "bir re- çete" veriyor: "Koordineli birtakım politikalara ihtiyaç var" di- ye başlıyor. Bunlar arasında neler olacağını belirli- yor ki, TOBB'nin saptadığı gerçeği bilenlere göre "Koordıne" dedikten sonra IMF'nın arkasından sı- raladığı önlemlerin beş paralık değeri kalmıyor. Sağduyu sahibi çevreler gözünü parlamentoya çevirmiş, "Bir umut ışığı yanacak mı?" diye beklı- yor. Buna karşı iki siyasal kimlik var ki, ne yaparız ne ederiz de iktidarda kalırız diye çırpınıyor, aske- ri-sivili kandıracak yollar arıyor. Şaibe Hanım son zamanlarda bir RP'liye yaraş- mayacak ölçütlerde mantıksal demeçler veren Ay- dın Menderes'le görüşüyor. Demiş ki Menderes'e: "Grubuma hâkim olamı- yorum. Erbakan MGK'ye direnişini surdürürse hü- kümetten çekilmek zonında kalacağım." Işit de inanma! Genel çizgilerle demiştir ki Men- deres'e; "Lütfen şefaat eyle. Takkeli üzerinde bas- kı kur. Ammman hükümet bozulmasın, yoksa baş- bakanlığıma yazık olacak." Geçertı bir başka senaryo da şu: Menderes'in çevresinde -Şaban Karakaş la birlikte- yedi rnil- letvekillik bir gaıp var. Takkeli "kopmaları" olasılı- ğından hayli kaygılı. Şaibe Hanım'ı Aydın Bey'i "ik- naya" göndermiş olabilir. Milletvekıllerine "Ordunun arkasına saklanarak siyasette yapamadıklannı tanka topa yaptırmaya kalkrnasmlar " diye erkeklik taslıyor Şaibe Hanım. Takşak Paşa ile ağabey-kız kardeş oyunları oyna- dığı günlerde, kocası sağa sola tafra atıyor ve "Bi- ze kJmse dckunamaz. Arkamızda ordu var" diyor- du. Son zamanlarda aynı öyküyü kansı sürdürüyor. Sonra... Öyle bir uyan alıyor ki... Siyaseti yüzsüzlükle karıştırmayanlara bir ömür yeter! ÖSS deneme sınavı cevap anahtarı SAY1SALBOLLM SÛZEL BÛLÜM 1- D ! 3 i - 2- C 31- 3- A 4- D 35- 3 t 5- B 35- 6- E 36- 7 - C 3"- a- 5 , 3J- 9 - C 3S- 1O- E 4t- 1 1 - 12- 13- 1 * - 15- 16- 17- 1B- 19- 2O- 2T- 2 2 - 2 3 - 2-*- 2S- 2 6 - 277- 2B- 3CO E 4'- C 41- D ı 4:^ c 1 *E 3 3 4:- 4£- 4- 4İ- 45- 4 5-- C K- Z 5:- ; &- D i S- A A ç c \ s- a- 9- e- A D B J3 C A A B D E B D B B D D B A B D B C E C C A C A C E 61- 62- 63- 64 65- 66- 67- 68- 69- 70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79- 80- 81- 82- 83- 84- 85- 86- 87- 88- C A D C D A D E C B C E B C B A C A C D A E B D E B C A 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- E E E C A D C n 9- : D io- j c 11- j C 12- 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- 21- 22- 23- 24- 25- 26- 27- 28- 29- 30- D B E B B B D E B D E C A A C C E A A 31- 32- 33- 34- 35- 36- 37- 38- 39- 40- 41- 42- 43- 44- 45- 46- 47- 48- 49- 50- 51- 52- 53- 54- 55- 55- 57- 58- 59- 60- D A A A B D 6 E e C A C A B B 6 A C E D C D LB B E C A E A C 61- 62- 63- 64 65- 66- 67- 68- 69- 70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79- 80- 81- 82- 83- 84- 85- 86- 87- 88- B A A E C A 0 B A E C E B D C D A B E A A C B B D C D E Komîsyon fedekeye sarddı B Baştamfi 1. Sayfada ce saat 24.00'te TBMM Başkanlığı'na sundu. Rapora muhalefet şerhi yazacağını açıklayan DSP'li Sema Pişkinsüt ile CHP'li Fikri Sa0ar, olaylarda siyasi sorumluluğu bulunduğu gerek- çesiyle Çillerhakkında Meclis soruşturması açıl- masını isteyeceklerini açıkladılar. Raporda, son 4 yıla siyasi sorumlu olarak dam- gasını \Toran Çiller ve ailesi ile ilgili savlara yer verilmemesi dikkat çekti. Komisyon, raporunda 'çeteoluşumu'içindeyeraldığınıilerisiirdiiğüki- şıler hakkında ise, yetkileri olmadığı gerekçesiy- le suç duyurusu ya da Meclis soruşturması açıl- ması istemine yer vermedi. Kulislerde, daha ön- ce Turban Yolsuzluğunu Araştırma İComısyo- nu'nun çok sayıda kişi hakkında suç duyurusun- da bulunduğu ve raporunda da Meclis soruşturma- sı açılmasmı istediğine dikkat çekilirken, "Üyeter, kişbel olarak hakkında somut iddialar bulunan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabUir, Ağar hakkında Meclissoruşturması açıhnasuu ts- teyebflinliT> görüşü dıle getirildı. Fikri Sağlar, Ağar'ın Çiller döneminde genel müdür ve bakan olarak görevlendirildiğini ve bu nedenle hakkında Meclis soruştunnası açılması gerektiğini açıkladı. Sağlar, komisyona ifade ve- ren bazı kişilerin, Çiller'in eşi Özer Uçuran Çfl- ler'in devletin bazı gizli bilgilerinden haberdar ol- duğunu anımsatarak Özer Çiller hakkında suç du- yurusunda bulunulması gerektiğini söyledı. Komisyon Başkanı Mehmet Elkatnuş, raporu saat tam 24.00'te TBMM Başkanvekıli Kamer Genç'e iletti. ANAP'lı üyelerin de muhalefet şer- hi koymak kaydıyla imzaladığı rapor, yaklaşık 350 sayfadan oluşurken, daha sonra TBMM Başkan- lığı'na iletilecek olan eklen 15 klasörü doldurdu. Raporun TBMM Başkanlığı'nasunulması sırasın- da, Tansu Çiller'in komisyona çağnlmasını pro- testo ettiği için toplantılara katılmayan ANAP'lı üye Yaşar Topçu da hazır bulundu. MİT hesabına çalışan TankL'mit'in kaçınlma- sından Ağar ve Bucak'ın bilgisi olduğu vurgula- nan raporun Susurluk skandalı ile ilgili 'genel de- ğerlendirme' bölümünde, ana hatlanyla Bucak ve Ağar hakkındaki fezlekeye dayandınlan bağlan- tılar özetle şöyle anlatıldı: Sflahlı e>lem hazırhğı: AbduUah ÇatiL Hüseyin Kocadağ,Sedat Bucak'ın son olaydaki berabedik- lennin basit bir tatil gezisi veya başsağlığı ziya- reti ile izah edilmesi inandıncı degildir. Bu birlik- teliğin önceden belirlendiği. Istanbul'da bulun- duklan ilk günde Çath, Bucak ve Kocadağ'm giz- lice buluşmalan ve görüşmelerinden anlaşılrruş- tır. Bu durum, adı geçen kişilerin, yanlannda ko- ruma olarak bulunduldan kişilerle birlikte, yasa- lara avkırı 'silahlı bir eytem'hazırhğında bulun- duklan kanaatini oluşturmuştur. SOahlarÖzd Harekât kavnakh: Otomobilde bu- lunan silahlardan ve mermılerden bir bölümünün Özel Harekât Daire Başkanlığı kaynaklı oldukla- n ve 1993-1994 yıllan itibanyla emniyet kayıtla- nnda bulunması gerektiği halde, kaza yapan oto- mobilde nasıl yer aldıkJan emniyet tarafindan açıklanamamıştır. Bu silah ve belgelenn belirtilen tarihlerde Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar ve Özel Harekât Daire Başkanvekıli olan tb- rahim Şahin'ın talimatlan ve bilgileri dahilinde adı geçen kişilere verildiği kanaati oluşmuştur. Sahtebeigder Abdullah Çath'run üzerinde bu- lunan ve yukanda aynntılan izah edilen sahte bel- geler, Çath ve YaşarÖz adına düzenlenen silah ta- şıma izin belgeleri ve hususi yeşil pasaportlann Ağar'ın emniyet genel müdürü olduğu dönemler- de ve onun bilgisi ve talimatı doğrultusunda dü- zenlenerek aranan kişilere imtiyaz sağlandığı an- laşıldı. CinayetveBucak'ınevindebuluşma: ÖmerLüt- fiiTopal'ınöldürülmesininfaillerinden olduğu an- laşılan Çath ile bu olaym zanlılan olarak gözaltı- na alınan ve aynı zamanda Topal'ın ortaklan olan Sami Hoştan ve AH Fevzi Bir ile Bucak ve onun yukanda isımleri yazılı korumalan (Mustafa Al- nnok, Enver 11u ve Ömer Kaptan) uzun süreden beri tanışmaktadırlar ve sık sık bir araya gelmek- tedirler. Topal'ın öldürüldüğü günlere tekabül e- den zaman dilıminde ve aynca bu olaydan önce- ki ve sonraki günlerde, Çath. Bucak, Hoştan, Bir ve Bucak'ın korumalan arasında yoğun ve dikkat çekici şekilde telefon görüşmeleri yapıldığı tespit edilmiştir. Yine olaym vuku bulduğu tarihe yakm zamanlarda bu kişiler Siverek'te Bucak'ın ika- metgahında toplanmışlardır. Adı geçen bu kişile- rin böyle bir olay etrafında yoğun görüşme, bera- berlik ve dayaruşma içerisinde bulunmalan, özel kasıtla hareket ettikleri kanaatini oluşturmakta- dır. Suç örgütüoluşturdular: (tbrahim Şahin'in ko- ' ruması ve özel tımci) Ayhan Akça. Ziya Bandır- mahoğlu'nun çocuklannın sünnet düğününde çe- kilen fotoğraflarda görüldüğü gibi Çath ve Şahin, fezlekede adı geçen tüm polis memurlan ile bir- liktedirler. Bubirlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı, polis memurlan saruklann sade- ce koruma görevi yapmak maksadıyla tayin ve tahsis edilmedikleri, bunlann özel kasıt altında bir araya toplandıklan ve bu suretle devlet tara- findan muhtelif suçlardan aranan kişiler, kumar- hane işletmecileri, bir kısım yönetici ve siyaset- çiler ile özel tim görevlisi polislerin > cürüm işle- mek üzere teşekkül oluşturduklan ya da bu teşek- küllere kaûJdıklan" görüşüne vanldı Papatyalar hâkim küındı: 1980den sonra Tür- kiye'de görülen hızlı ekonomik ve sosyal değışı- min. bazı rantlann ortaya çıkmasına yol açması, bu rantlann çok büyük rakamlara ulaşması, kişi- len hayali ihracat, haraç, çek senet tahsilatı gibi yasadışı işlerden çıkar sağlamaya yöneltmıştir. Kamu sektöründe "Benim memurum işini biür" felsefesinin hâkim kılındığı, bu dönemde bazı res- mi olmayan gruplana (örneğin PapatyalaT) dev- let işlerini bazı yönleriyle ıstismar eder hale gel- diği ve devlet idaresini yozlaştırdığı anlaşılmak- tadır. Hatta bu tip kişi \e gruplann Türkiye'deki bili- nen bazı siyasi partilerin kongrelerini etkiler ha- le geldikleri de yaşanmış bir \ akadır. Bu olumsuz gelişmeler anılan kışılere daha da cesaret verirken. çıkar amaçlı organize suç örgütlennin faalıyet sa- halan genişlemiş, etkınliğı daha da artmıştır. Yargı Erbakan'ı • Baştarafi 1. Sayfada istemiyle TBMM Başkanlığı'na iletilmek üzere Adalet Bakanlı- ğı'na gönderdiği fezleke 2 ay önce «Bagbiikarthga süBiulmuştar - Başbakanlık Müsteşan Kadri K.eskin, fezlekelere ilişkin işlemle- rin henüz tamamlanmadığını bil- dirdi. ANKA'nın haberine göre Keskin. "Ben ydlarca en kritik da- valarda en kritik kararlan vermiş bir hukukçuyum. Ben 2 saarte idam karan \-erebilen bir hukukçu> um. Bu fezlekelere ilişkin incelemeleri- miz tamamlanmadı. Ncyi ne kadar incele> ip ne kadar incelemeyeceği- mi en i>i ben bilirim. Bu konuda da yetkim var. İncelemenin bu kadar sürmesi konusunda hukuki dava- nağa sahibim" dedi. Cumhuriy'et'e bilgi veren hukuk- çular, Erbakan'ın fezlekeleri TB- MM Başkanlığı'na iletmeyerek so- ruşturmayı engellediğine işaret et- tiler. Susurluk kazasının ardından ortaya çıkan karanlık bağlantılann —fcmmıoyttnda Voğun olarak tartışıl- ması sırasında Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplanan Li- derler Zirvesi'nin sonuç bildirge- sinde, siyasi partilerce, Susurluk soruşturması çerçevesinde savcıla- nn hazırladığı fezlekelerle ilgili iş- lemlerin hızla yerine getirileceği bildirilmişti. Erbakan da zirvede, milletvekili dokunulmazlıklannın smırlandınl- ması önerisine ısrarla direnirken, Susurluk soruşturması çerçevesin- de düzenlenecek fezlekelerle ilgili işlemlerin hızla yerine getirilmesi- ne ilişkin tümcenin metne kon- masına razı olmuştu. Komisyon raporuna tepkiler ISTANBUL/tZMÜHCumhuriyet) li olarak "suclulan 3-5 özel tünciylesı- - TBMM Susurluk Araştırma K.omis- nuiamaya çahşüğuu" sa\Tinurken EP yonu'nun düzenlediği rapor, demok- Genel Başkan Yardımcısı Mehmet ratik kitle örgütlen, iş çevreleri ve ba- Kılıçaslan da yaptığı yazılı açıklama- zı partiler tarafindan tepkiyle kajş^^/la a Şusurluk Komisyonu'nun açıkla- lahdıMşadamı Sakıp Sabana, Türki- makta olduğu raporun sayfalanndan ye'de Susurluklann süreklı yaşandığı- m belirtirken, Emeğin Partısi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet kılıças- lan, "Raporun sayfalanndan Kontr- gerifla fişlanyor" dedi. Sabancı, "Türkiye'de birçok Susurlukvar. Da- ha önce de Susurluklar oldu. Susur- luklann dibine iniunedikçe her ay bir Susurluk >aşanz" diye konuştu. Ege Sanayicileri ve İşadamlan Der- neği üyeleriyle dün bir araya gelen TÜSlAD Başkanı Muharrem Ka>- han, Susurluk konusunun- bundan sonra yargıda görüşüleceğini belirte- rek yargının bağımsız davranıp dav- ranmadığının izleneceğini kaydetti. ÖDP Hderi UfukUras, raporla ilgi- Kontrgerüla ûşkmyor" dedi. tstanbul'da Bakırköy Cumhunyet Meydanı"nda toplanan HaklarveOz- gürlükler Platformu'na bağlı çoğun- luğunu kadınlann oluşturduğu yak- laşık yüz kişi, Susurluk Komisyo- nu'nun, yurttaşlann artan toplumsal muhalefetini azaltmak amacıyla ku- rulduğunu ılen sürdüler. Topluluk. meydanda temsıli olarak DYP'li Mehmet Ağar ile özel timci- ler Oğuz Yorulmaz ve \\han Çar- kın" uı yargılandığı bir 'maket mahke- me' kurdu. Gösterinın ardından yürü- yüş yapmak isteyen gruba müdahale eden polis çok sayıda göstericiyi gö- zaltına aldı. Ağar: Suçlu değilim Mehmet Ağar. TBMM Su- surluk Araştırma Komisyo- nu'nun raporu ile Istanbul DGM Savcılığı'nın hazırladı- ğı fezleke ve bu konularda ba- sına yansıyan iddıalara deği- nirken. "Lüzumlu-lüzumsuz her belgenin sızdınlmasının hangi maksada matufolduğu- nu anlamış değilim" dedi. "Kendisini suçlu olarak gör- mediğini" belirten Ağar, şun- lan söyledı: "Bizim, devletin veya milletin ale> hinde bir ej- lem, bir ta\ır içinde bulunma- mız mümkün değil. Bizim he- sabunız da açıktır. kitabımız da açıkür.'" diye konuştu. Ortak çağrı 'Liderler kavgayı bırakmalı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'de temsil edilen 7 partiye mensup 51 milletvekili, yayımladıklan ortak bildıride. ''TBMM va- zife, hak ve yetkilerine sahip çıkmah, parti genel başkan- lan si\aseti soğutarak kavga- jı bırakmair çağnsında bu- İundular. ANAP'tan Kâmran İnan, Kaya Erdem, Haffl Cin, Ce- mil Çiçek, CHP'den Altan Öymen ve Ercan Karakaş. RP'den Şaban Karataş. DSP'den Mümtaz Soysal \e Tahir Köse, DYP'den Hasan D«nizkurduile DTPden Ay- dın Milletvekili İsmet Sez- gin'in de aralannda bulundu- ğu 51 milletvekinin bildirisi dün düzenlenen basın toplan- tısıyla açıklandı. Siyasetin tıkandığı vurgu- lanan ortak bildiride. darbe söylentilerine atıfta bulunu- larak, "Tarih bizi affetmeye- eektir" denıldi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Bir sorun tümüyle içinden çıkılamaz hale gelin- ce, karmakarışık olunca bu sözcük kullanılır. Arna- vutluk'tan Bulgaristan'a bugünkü Balkanlar'la bu tanım çelişmiyor... Balkanlar, Türkçe'de "Sıradağlar" anlamına ge- liyor. Bu sıradağlar, nerede başlayıp nerede bitiyor? Tuna'dan Çanakkale'ye, Istranca'dan Istanbul'a, Macaristan'dan Yunanistan'a... Bu tanımın kapsadığı ülkeler şunlar: "Macaristan, Arnavutluk, Buigaristan, Yunanis- tan, Türkiye ve eski Yugoslavya..." Bütün coğrafyalar tamam... Ama "Eski Yugos- lavya?" Sorunun bu yanı çok çengelli... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte eski Yugoslavya'nın parçalarından biri olan Slo- venya'dayız... İki gündüz bir gece... Kısa metrajlı birziyaret... "Yugoslavya "nın sözcük anlamı şu: "Güney (yugo) Slavları..." Konunun bu yanına girersek, çıkamayız. Bugün- kü durumla devam edelim. Demirel'in sık sık kul- landığı tanımlardan biridir: "Tanrı eteğimizden çekiyor..." Bu yorumun en geçeıii olduğu yerlerın başında sanırım Balkanlar gelir. Ancak bugün, uluslararası tanımlann değiştiği, insan haklarının sınır tanıma- dtğı birdünyadaTürkiye'nin Balkanlar'a, "ırkçı" bir ideolojiyle yaklaşması tabii ki beklenemez... Dahadoğru biryaklaşımla, "çağdaş Türkiye'nin" böyle bir bakış içinde olması ülkemiz içinde kimi kişilerin göğsünü kabar+abilir, ama uluslararası alanda kabartacağı şeylerın ülkemiz lehine olma- yacağı kesin... Konuyabiraz, "fepeden"bakalım... Balkanlar yeni dünya düzeninin (YDD) getirdiği "olanaklarla" sekiz parçaya bölündü... Son günler- de sekizin Türkçe'deki anlamı karmakanşık: Beş artı üç... Altı artı iki... Mağara devrindeyizya, sayıları yan yana koyma- yı öğreniyoruz... Her neyse, bunu geçelim, Balkanlar'la devam edelim... Türkiye'de gelenek haline gelmiş bir durum var: Ülke içindeki sorunlar, iç banş solun "sorunu"... Ülke dışındaki durumlar sağın "zenginliği"... Ne yazık ki bu çerçeveye Balkanlar da giriyor... Balkanlar deyince konuyu "çerçeveye" koymak olanaksız. Zira, çerçevesiz... Ama, Türkiye'nin çev- resinde olup bitenlerle ilgilenmemesi beklenemez. Konuyu tanımlamak güç olsa tjile... Yazi bitiyor peşrevbıtmek bılmiyor... "Balkan uza- y/"ndan güncel duruma gelırsek... Demirel'in, Slo- venya Cumhurkaşkanı Milan Kucan'ın 1995'teki Türkiye ziyaretinden sonra gerçekleştirdiği bu zi- yaret tabii ki iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir kilometre taşı. Türkiye'nin pek çok uluslararası ilişkisinde şu mantık geçerlı: - Çak bir kilometre taşı, ne önünü ne arkasını ka- Şj^ Yeryüzünde yaşanan her acı... Ama, Balkanlar öyle değil... Tarihin eteğimizden değil. her yerimizden çekti- ği bircoğrafya... Ne var ki Balkan coğrafyası kolay tanımlara sı- ğacak bir konumda da değil. Örneğin, Slovenya... Türkiye'nin gündeminde ön sıralarda olmayan bir ülke. Nüfusu iki milyon, yüzölçümü 20 bin kilomet- rekare... Peki kişi başına düşen milli gelir? On bin dolann üzerinde... Türkiye'nin dört katın- danfazla... Mantar ve şarap ülkesi Slovenya ile ilgili genel u- fuk turunu ufak tutalım. Arkasını yarın getiririz... Konu Balkanlar olunca tek pencereden bakmak olmaz... Bugün Avrupa Birliği'ne aday 12 ülkeden birinin başkentindeyiz. Bir başka tanımla Slovenya, AB'ye bizden önce abandı... Bosna'da yaşanan bunca acıdan sonra Balkan- lar'la ilgili olumlu bir şey yazmak tabii ki güzel, a- ma yazıyı Robert D. Kaplan'ın birtanımlamasıyla noktalayalım: "Yeryüzünde insanlığın yaşadığı ne tür bir acı varsa bilin ki bu, daha önce Balkanlar'da yaşan- mıştır..." Kısa... Kısa. • İnterstar, haber spikeri Gülgûn Feyman'dan alacağma karşuık 63 milyar lirahk haciz karan aldırttı. Feyman"ın mahkeme%e veriunesinin nedeni olarak başka televizyon kanallamia görüşme yapması gösterildi. • tnsan Haklan Derneğı (ÎHD) Azınlık Haklannı lzleme Komisyonu, Içişleri Bakanı Meral Aişener hakkında "ırk aynmcılığı" yaptığı gerekçesiyle dün Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. • Dağüan SSCB'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, kıa ve torunlan> la dün önce Ayasofya Müzesini, ardından da Topkapı Sara>ı'nı gezdi. • Istanbul Büyükşehır Belediyesi tarafindan, 2.1.1997 tarihınde yapılan Istanbul Metrosu elektro-mekanik sistem ihalesi, 2 nisanda Sayıştay Başkanlığı tarafindan onaylandı. • Bulgaristan'da incelemeler yapan DSP milletvekillerL, "\lze uygulaması kaldırüsın. Soydaş ailelerden birer kişiye geçici çahşma izni verilsin" çağnsuıda bulundular. • Adana Kadın Kuruluşlan Birliği, kentteki bazı ilk ve orta derecelı okullarda öğretmenlerin derslere türbanla girmelenne karşı imza kampanyası başlattı. • Sigortah olarak yurtdışı görevine atanan personelin işe giriş bfldirgesini Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) göndermesi için tanuıan 1 a\lık sürenin 3 aya çıkanlmasına ilişkin yasa tasansı TBMM Sağlık. Aile, Çahşma ve Sos\al İşler KomLşyonu'nda kabul edildi. • Içişlen Bakanı Meral Akşener, dün Kütahya'ya yaptığı geziyi yanda keserek Ankara'ya döndü. Polirika kulislerinde, Akşener'in, Kütahya gezisi sırasında "Bizi atamıyorlar ama yakıyorlar" sözünün Almanya'dan tepki görmesi uzerine Dışişleri Bakanı Tansu Çiller tarafindan Ankara'ya çağnldığı ilen sürüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear