14 Mayıs 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdürlen fbrahim Yıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç 9 Haber Merkezi Müdurü. Hakan Kara 9 Görsel Yonetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • tstihbarat. Cengiz Yıldınm 0 Kültür Handân Şenköken # Spor' Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler: Sami Karaören • Duzeltme: Abdullah Yaacı # Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Bclge: Edibe Buğra • Yurt Haberleri. Mehmet Faraç Yayoı Kurulu: bhan SeJçuk(Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurrböke. Hikmet Çetinka) a,Şökran Soner, trgunBakı.Din<; Tayanç. tbrahm Yıldız, Orhan Bursalı, Mostafa Baltn>. Hakan Kara. Ankaıa Temsılcısi: Mostafa Balbay 9 Haber Müdürir Doğan Akın Atatürk Bulvan No. 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 C hat), Faks 4195027 9 tzmır Temsılcısı S«rtarKızık,aZiyaBh- 1352 S23TeL 4411220. Faks: 4419117 9 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, lnönüCd. 119 S No:lKat:l.Tel 363 12 11, Faks. 363 12 15 Koordmator Ahmet Konıisan 9 Muhasebe: Bülent Yener 9 tdare' Hüseyin Gürer 9 tşletme: Önder Çelik 9 Bügi-İşlem. Nafl İnal 9 Bılgısayar Sısterrr Mürûvet Çüer MEDYA C: • Yonetım Kuruly Başkanı - Genel Müdûr Gfilbin Erduran 9 Koordmator Reha Işıtman # Genel Müdür Yarduncısı: Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 513958O-513846O-61,Faks 5138463 Yanmlıvaıı >e Baun: Yenı Oün Haber Ajansı. Basm ve Yayuıcılık A Ş TüAocaiCıd39 41Cagaloğlu34334lst PK 246 Istanbul fel (0,212) 512 05 05 (20 hatl Faks (07121 513 85 95 4NİSAN1997 Imsak: 5.07 Güneş: 6.36 Öğle: 13.14 tkindi: 16.48 Akşam: 19.38 Yatsı: 21.02 Tiiric tupizmine•• »a ovgu • ANKARA (AA) - Hong Kong'da aylık olarak yayımlanan '"Today s Living" dergisi, Türkiye'nın turistik • güzelliklerine geniş yer vererek, Ege kıyılanndan övgüyle söz ettı. Today's Living dergisinde yer alan yazıda, Ege'nin mitolojik ve tarihi hazinelerle dolu bir bölge olduğu ifade edildi. "Efsanelerdeki Ege Denizi" başhklı yazıda, Foça'dan Gökçeada'ya kadar uzanan Kuzey Ege Bölgesi'ndeki turizm merkezleri bütûn özellikleriyle tanıtıldı. Deneme sınavı yamn yapılacak • ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanlığı ile kısa adı ÖZDEBtR olan özei Dershaneler Birliği tarafindan ortaklaşa düzenlenen 1997 Anadolu Liselerine Giriş Deneme Sınavı. yann 76 il ve 57 ilçe merkezinde yapılacak. ÖZDEBtR'den yapılan açıklamaya göre sınava, 53 bin 726 öğrenci katılacak. Sınavda, Türkçe'den 30, Sosyal Grubu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'nden 20, Matematik'ten 30 ve Fen gnıbundan 20 olmak üzere toplam 100 soru yöneltilecek. Adaylara sorulan yarutlatnalan için 120 dakika süre tanınacak. Akgüner tlönemi aklanmadı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMMICİT Komisyonu, TRT'nin Tayfun Akgüner'in genel müdürlüğü dönemine ilişkin hesaplannı aklamadı. Komisyon Başkanı Ahmet Uyanık, bu döneme ilişkin 13 konuda Başbakanlık ve Maliye Teftiş kurullannca hazırlannn raporlann tamamlanmasından sonra gerekli işlemleri yapacaklannı söyledi. Cankat kitabını imzatıyor • İstanbul Haber Servisi - Bahçe Kültür Evi nisan ayı kûltür etkinlikleri sürüyor. Etkinlikler kapsamında yazar Füsun Cankat "Atatürkçü Düşünce Işığında Kadın" kitabını tanıtarak okurlanna imzalayacak. Cankat'ın bugün saat 16.00'da gerçekleşecek imza törenine onur konuğu olarak Prof. Dr. Bahri Savcı ve Prof. Dr. Suna Kalaycıoğlu da katılıyor. Almanya'ya turizm plaketi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Turizm Bakanlığı Müsteşan Nedim Öztürk, Türkiye'ye en çok turist gönderen ülke olan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Hans Joachim Vergau'ya, 15-22 nisan tarihleri arasında kutlanacak Turizm Haftası kapsamında yapılacak bir törenle plaket verileceğini bildirdi. Öztürk, 16 nisanda, İstanbul Lütfı Kırdar Spor Salonu'nda yapılacak törene, Ingiltere ve Rusya büyükelçilerinin de davet edildiğini belirtti. AADDB'nin temasları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği (AADDB) Genel Başkanı Melda Özverim ve Genel Sekreter Nilüfer Dann, Ankara'da, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral ve TRT yapımcılanyla görüşerek Türkiye'nin Avrupa Birliğı'ne tam üyeliğine ilişkin çahşmalannı anlattılar. Bektriğin yüzde 55i ithal • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektik tşleri Etüd idaresi(EıEl) Genel Müdürü Erdal Coşkun, Türkiye'nin kullandığı elektriğin yüzde 55'inin ithal, yüzde 45'inin ise yerli kaynaklardan sağlandığını belirterek, 2020 yılında enerji gereksiniminin yüzde 2'sinin rüzgâr gücünden sağlanacağını bildirdi. Wayne Wang'm filmi 'Chinese Box', İngiliz yönetiminden Çin egemenliğine geçişte yaşanan öyküyü anlatıyor Hong Kong'a aşk ve nefret mektubu Jeremy Irons ve Gong Li, Chinese Bo\ filminin başrol oyunculan. Kültür Servisi - Hong Kong sokaklanndaki kar- naval havası, rengârenk yüzler, kendinden geçer- cesine atılan çığlıklar, yüzyılın partisini müjde- liyor. lngiltere'nin Hong Kong'da 156 yıl süren egemenliğinin sona erişi kutlanıyor. Yüzler, Çin bayrağının renklerine boyanmış; insanlar alkol du- vannı aşmış; çılgınca eğleniyor. Ve yonetmen Wayne VVang'ın sesi duyuluyor: "Kesin!" Wayne Wang, yeni fılmi "Chinese Bax"ta tn- giliz idaresinden Çin egemenliğine geçiş sırasın- da yaşanan bir aşk öyküsünü anlatıyor bu kez. Fil- min başrol oyunculan, ölmek üzere olan ve ya- şamının son günlerini video kameraya kaydetme- ye karar veren bir gazeteciyi canlandıran Jeremy Irons ile Wayne Wang'm sevgilisi, "Elveda Ca- rryem"in unutulmaz oyuncusu Gong Li. Filmde bir Çinli hostesi oynayan Gong Li'yle gazeteci arasındaki aşk, tıpkı 30 haziranda tam bağımsız- hğuıa kavuşmayı bekleyen ve daha sonrasında ne- ler yaşayacağı kestirilemez olan Hong Kong gi- bi belirsiz bir sona doğru ilerlemektedir. Gaze- tecinin sevgilisine önereceği bir hayat yoktur ve kendilerini bekleyen gelecek sürprizlerle doludur. "Chinese Box, gerçekçi, ilginç ve kültürler ara- sı bir aşk öyküsü" diyen yonetmen Wang'a göre filmde bir İngiliz ve bir Çinli oyuncunun rol al- ması, Hong Kong'un tarihsel kaderine debir gön- derme sayılabilir. Kendisi de bir Hong Konglu olan yonetmen, filmi "ülkemegönderdiğimbir aşkve nefret mektubu" diye tanımlıyor. Wang'ın Hong Kong'a duyduğu aşk bu kentin dünyanın en ener- jik, en dinamik ve kendini sürekli yenileyen ken- ti oluşundan kaynaklanıyor. "Burayı seviyorum • "Chinese Box"ı "gerçekçi, ilginç ve kültürler arasv bir aşk öyküsü" olarak değerlendiren yonetmen Wayne Wang, "Hong Kong'u seviyorum, çünkü benim evim. Ama ben, doğru yere konulduğu zaman çiçek açan bir bitkiyim" diyor. çünkü benim evim. Ama ben, doğru yere konul- duğu zaman çiçek açan bir bitkmm." Wang"a gö- re filmin en eğlenceli yönü, Hong Kong'un mo- dernize olmuş yüzüyle tanışmak. "Burada tari- hin izkri süinmiş. Kokladığım havada bir yapa>- hk var. Kızgınlık. pişmanlılc. Işte bu kanşık duy- gulan yakalamak istrvorum." Ocak ayından bu yana fılm ekibi Hong Kong sokaklannda. Wang'ın amacı, kentteki atmosfe- ri samimi olarak yansıtmak. Çin lideri Deng'in ölümü o kadar büyük bir kaosa yol açmış ki ül- kede. Wang, Deng'in ölümünden sonraki geliş- meleri. insanlann umutsuzluğunu da bir şekilde filme dahil etmek istiyor. Jeremy Irons'ın bir ga- zeteci rolünde olmasının da Wang için büyük önemi var; çünkü o gerçeklerle uğraşanbiri. "Je- remv işadamı kıhkhbir gazeteci olacak,çünküHong Kong'da gazeteciliğin anlamı budur. HongKong- lular iş dümusıyia iç içe yaşarlar her zaman." JeTemy Irons ise çalıştığı ekip ve Gong Li ile Ingilizce konuşamamaktan yakınıyor. Bulundu- ğu ülkenin anadilıni bilmemekten nefret ettiğini söyleyen Irons, Çinlilerden oluşan film ekibinin çok yüksek ses tonuyla konuştuğunu ve bu du- ruma alışmak için epey zaman harcadığını söy- lüyor. llk kez Ingilizce konuşulan bir filmde rol alan Gong Li ise, senaryonun da Ingilizce yazılmış ol- masından rahatsız. "Bazen diyaloglan anla\ubil- mek için saatler hareıyorum" diyen Li, "Hong Kong'un vatanına kaMişmasım konu alan bir fil- min kişiscl olarak yarattığı bir heyecan var mı" sorusuna çevirmeni aracılığıyla şöyle yanıt veri- yor: "Hayır, fazladan bir etki yaraünadı. Bence Hong Kong*daki bütün bu değişiklik. Çinlilerden çok uıgflizieri etkiledL Bu ola>m Çin'e getirecek- leri duygusal sonuçlar değiL Bence30 hadranda- ki kutlamalarda burada olmanın bir anlamı yok. Yeni yıl kutlamalan gibi olacak, o kadar". Yonetmen Wang ve oyunculan, filmin bir aşk öyküsü olduğunu, politika yapmadıklannı ısrar- la vurguluyorlar. ancak birtakım çevreleT tam ak- sini düşünüyor. Hong Kong'un yıllardan sonra yi- ne Çin'e dönmesi yüzyılın en önemli polıtik ge- lişmelerinden biri ne de olsa. "Değişimi konu alan bir fflm yapmak çok zor" diyor Wang. "Son on >ıldır etranmızdaki her şey degişiyor." Deği- şim hakkında yorum yapmaktan kaçınan yonet- men Hong Konglu bir vatandaş ve dışandan bir gözlemci olarak kendı düşüncesini dile getirdi- ğini düşünüyor. Çekimleri halen süren "Chinese Box"m, önümüzdeki sonbaharda vizyona gir- mesi bekleniyor. Aile içi şiddete karşı hazırlanan yasa taslağı Bakanlar Kurulu'nda Dayak atan erkek eve giremeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kadından sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın. aile içi şiddetin ön- lenmesine yönelik olarak hazırla- nan yasa taslağına göre, şiddet uy- gulayan erkeklerin ortak kullanılan evden uzaklaştınlacaklannı bildir- di. "Erkekler sığmmaevine" diyen Saygın, şiddet uygulayan erkeklerin rehabilitasyon merkezlerinde teda- vı göreceklerini belirtti. Şiddet kul- lanan bireyin, mahkeme karanyla ve- rilen önleyici hükümlere uymama- sı durumunda 3 aydan 6 aya kadar hapis cezasına çarptınlmasını öngö- ren taslağa göre, güvenlik güçleri şid- dete maruz kalan bireyin başvur- masma gerek kalmadan, "ihbar" üzerine müdahalede bulanabilecek. Kadından sorumlu Devlet Baka- nı Işılay Saygın, "Ailenin Korun- masma DairYasa" taslağı nın Bakan- lar Kurulu'na gönderildiğini ve im- zalann tamamlanmak üzere olduğu- nu bildirdi. Saygın, yasanın amacı- nın "boşanmaya" dönük olmadığı- nı, uzlaşma sağlanıncaya kadar er- keğin evin dışında bir mekânda ba- nnmasını sağlamak olduğunu be- • Kadından sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın, şiddet uygulayan erkeklerin rehabilitasyon merkezlerinde tedavi göreceklerini belirtti. lirtirken. "Erkekler sığmmaevine gönderilecek. Erkek herhangi bir şiddette bulunuyorsa, o evden çıka- eak ve çekip gitmeyecek. Eşinin na- fakasmı da ödeyecek" diye konuş- tu. Bir erkeğin eşini dövmesi için "deli" olması gerektiğini söyleyen Saygın, şiddete başvuran erkeklerin rehabilitasyon merkezlerinde teda- vi edileceklerini kaydetti. Taslağa göre. Medeni Yasa'daön- görülen hükümlerden ayn olarak, eşlerden birinin ya da çocuklann aile içi şiddete maruz kaldıklannı kendilerinin veya Cumhuriyet Baş- savcıhğı'nın bildirmesi üzerine, sulh hukuk mahkemelennce bazı önle- yici kararlar ahnabilecek. Şiddet uygulayan eşin, bu kararlara uyma- ması durumunda 3 aydan 6 aya ka- dar hapis cezasına çarptınlmasını öngören taslakta, aile içi şiddeti ön- lemeye yönelik olarak hâkimlerin ve- rebileceği kararlar şöyle belirtili- yor "Kusurhı eşm,digereşe veya ço- cuklara karşı şiddete veva korkuya yönelik davTanışlarda bulunmama- sı; müşterek evin, diğer eşe ve varsa çocuklara tahsisi ile diğer eş ve ço- cuklann oturmakta olduğu eve ve- ya işyerlerine > î aklaşmaması; diğer eşin eşyalanna zarar vermemesi; di- ğer eşi ve çocuklan iletişim vasıtala- nyla rahatsız etmemesi; varsa silah ve benzeri araçlannı zabıtaya tes- Bm etmesi; alkoüü vazNvtteortak ko- nuta gelmemesL" Işılay Saygın, taslakta öngörülen bu hükümler dışında Türk Ceza Ya- sası'nın hükümlerinin de geçerli ol- duğunu anımsattı. Saygın, taslağın yasalaşması durumunda, aile içi şid- dete maruz kalanlann başvurulan- na gerek kalmadan, güvenlik gö- revlilerinin ihbar' üzerine müdaha- lede bulunabileceklerini vurguladı. Devlet Bakanı Saygın, 80 ilin va- lisine genelge göndererek, imam ni- kâhlı olanlann tespit edilerek, res- mi nikâhlannın yapılmasının sağlan- masını istediklerini bildirdi. tmam nikâhlı çiftlerden doğan çocuklann nüfus kayıtlannın bulunmadığına dikkat çeİcen Saygın, bugün Van'da- ki 200 imam nikâhlı çifte resmi ni- kâh yapılacağını bildirdi. Gelecek günlerde de Hakkâri ve Bitlis'te top- lu resmi nikâh kıyılmasının sürdü- rüleceğiru kaydeden Saygın, evli bir erkekle bir kadına imam nikâhı ya- pan kişiye 3 aydan 6 aya kadar ha- pis cezası öngörüldüğünü hatırlat- t^ Kızlık soyadı hakkı TBMM Adalet Komisyonu'nda kadınlann kızlık soyadlarını eş- lerinin soyadlanyla birlikte kullan- malanna olanak sağlayan yasa tasansı kabul edildi. Tasanya göre, kadıneşinin soyadını kullanmak is- terse, bunu evlendirme memuruna söyleyecek ya da daha sonra nüfus memuruna yazıh olarak evlilikten öncekı soyadını kullanmakistediğıni bildirecek. Kadının kızlık soyadı, eşinin soyadından önde yazılacak. e-posta: tan @ vol. com. tr Internet 97 Fuan başladı ! İstanbul Haber Servisi - lnterpro tarafindan düzenle- nen Intemet 97 Fuan, Har- biye Askeri Müze Kültür Si- tesi Salonlan ve Fuar Mer- kezi'nde dün açıldı. Internet 97 Fuan, Internet servis sağlayıcılan, katma değer servisleri, Intemet do- nanımı, yazıhmı ve teknolo- jisi sağlayan şirketleri bir ara- ya getirdi. Fuarda, Interr" erişimi, iletişim ve bağlana- bilirlik, Intranet, Web geliş- tirme araçlan, Web donanı- mı ve yazıhmı, online ser- visler, Internet geliştirme araçlan, Web Browser'lar, 'ateşduvarlan' ve FTB, E- mail ve mesaj, Internet sunu- culan, Intemet servis sağla- yıcılan TCP/IP, Mobil Inter- net erişimi, yeni ürünler ve teknolojileryeralıyor. Inter- net 97 eğitim seminerleri, 6 nisana kadar devam edecek fuar kapsamında tekrarlana- cak. Genetik faktörler ve çevre kirliliği, artmasına neden oluyor Vücudun seçtiği düşman: Alerji • Yüzyılın ikinci yansında verem, akciğer enfeksiyonlan gibi rahatsızlıklar azalma gösterince, direnç sistemimiz kendine yeni düşmanlar seçti. Polenler, tozlar, hayvan kıllan gibi düşmanlar, hiperaktif direnç sistemine sahip kişilerde etkili oluyorlar. Çeviri Servisi - Güneş, ısı ve tomur- cuklara duran dallarla beraber mil- yonlarca insan hapşırmaya ve burun- lan akmaya başladı. Bazılan sokağa çıkamaz durumda, çünkü vücutlan şi- şiyor. Doktora gidenler, aşı olanlarbu nedenlerle ilkbahann keyfini çıkara- mıyor. Oysa alerjik semptomlar dok- torlar tarafindan vücudun yanlış alar- mı olarak niteleniyor. tlkbahar, polen alerjilerinin en çok göriildüğü mevsim. 60Tı yıllarda dün- ya nüfusunun sadece yüzde 5'lik bir oranı saman nezlesi adı verilen bu alerjik nezle durumundan şikâyetçiy- ken bugün bu oran iki katının da üze- rine katlanarak yüzde 12'lere çıkrnış durumda. Okul yaşındaki çocuklann yüzde 16'suıda görülen alerjik nezle, kız çocuklannda erkek çocuklara oran- la daha sık görülüyor. Bu veriden yo- la çıkan doktorlar, alerjilerin hormo- nal dengelerle ilgili olduğunu düşüne- rek bu konuda araştırmalar başlatmış- lar. Bu araştırmalar sonucunda östro- jen hormonunun alerjik nezlelerde ro- lünün olduğu ortaya çıkmış. Çünkü kadınlann menopoz süreci ve sonra- sında östrojen değerlerinin düşmesiy- le tedavi arasında da pozitif bir bağ- lantı kurulabiliyor. Özellikle alerjik astımı olanlarbu yaştan sonra bir hay- li rahatlıyorlar. tlkbahar mevsiminde alerjik nezle yanı sıra başka türlü alerjiler de baş- gösteriyor. Bunda birçok faktör rol oynuyor. En önemlisi genetik faktör- ler. Bunlarla beraber çevre kirliliği ve beslenme alışkanlıklanmız da alerji- lerde etkili hale geliyor. Uzmanlara göre asıl dikkat edilmesi gereken nok- ta, direnç sisteminin son yüzyıl için- de zayıflamış olması. Çocuklukta verem, akciğer enfek- siyonlan gibi hastalıklann yoğun ola- rak yaşandığı çağımızuı ilk yansına ka- dar, direnç sistemleri çocuk yaşta ge- reken mücadeleyi verebilmek için güç- leniyordu. Sağlık önlemleri arttıkça ve bu tür hastalıklar azaldıkça direnç sistemi yeni ve yenerek kendini güç- lendirebileceği düşmanlar aramaya başladı. Uzmanlardirenç sisteminin ye- ni düşman olarak polenleri, tozlan ya da hayvan küı gibi farklı unsurlan seç- tiğini vurguluyorlar. Hiperaktif direnç sistemi Yapılan araştırmalar da bu kanıyı güçlendiriyor. Çünkü alerjik olan in- sanlann hiper aİctifbir direnç sistemi- ne sahip olduklan belirlenrniş. Ancak yukanda da belirtildiği gibi sistem kendini çicek polenleri gjbi 'yanhş' düşmanlara yönlendiriyor. Ve tüm eneıjisıni bu yönde harcıyor. Direnç sistemi polen vücuda girdikten sonra alann durumuna geçiyor. Antikorlar aktifleşiyor. Bu da alerjik sendromla- ra yol açıyor. Bu sendromlardan ba- zılan, göz yaşannası, burun akınüsı, kaşıntı, nefes alma güçlüğü, deride kaşıntı ve döküntü, şişme şeklinde oluyor. Migren, egzama, mide prob- lemleri şeklinde ortaya çıkan belir- tiler de var. Çevre kirliliğinin bu konudaki kat- kısı, arttıncı unsur olarak devreye giriyor. Ömeğin polenlere yapışan ve onlan kaplayan kirli gazlar alerjik et- kileri ikiye katlayabiliyor. Alerjilerin bu nedenle ileriki yıllarda sayıca çoğal- ması beklenen bir durum. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Kemalizm Ansiklopedisi' Neden Yok? I slak ve soğuk gece, camlar bütün buğu: bulutlar sanki, parktaki çıplak ağaçların dallan üzerine in- miş, göz gözü görmüyor. Birden, telefon. Hattın öte- ki ucundaki 'genç' Kemalist, Ankara'dan soruyor: "-...aramızda bir 'Kemalizm AnsikJopedisi' dûzen- lemeyi karartaştırdık; hangi kaynaklara başvuraca- ğımız konusunda, tereddütlerimiz var; bizeyardım- cı, olur musunuz?" Şimdi sevinmeli miyim, yoksa üzülmeli miyim? Bu ülkenin 'resmîideolojisi' Atatürkçülük'tür; her çeşit 'siyaset esnafı', hertürden demecini, döndü- rüp dolaştınp Atatürk ilke ve Inkılâplan'na bağlar; bunarağrrten, 'genç' Kemalistın elinin altında, böy- le bir ansiklopedi yoktur. Hiç olmamıştır. Ne demek bu? r^msenin aklınagelmemiş; ne InkılâpTarihi Ens- titüsü'nün, ne Tarih Kurumu'nun, ne de üniversi- telerin! Ben de kalkmış, ne konuşuyorum? 'Kemalizm Ansiklopedisi' de lâf mı? Hadi çıkın sokağa, arayın bakalım: Gâzi'nin 'Söylev ve Demeçleri'ni, kitap- çılardabulabilecek misiniz? Sahaflar'da, belki! Sa- di Borak'ın, geçenlerde Kaynak Yayınlan'nda çı- kan çalışmasını, (Atatürk'ün, 'resmi' yayınlara gir- memiş Söylev ve Demeçleri); bilir misiniz ki, Türk Inkılâp Tarihi Enstitüsü, Sakıncalı' bularak yayım- lamamıştı. Evet! Halkevleri tarafindan, zor belâ bas- tınlan kitap, 'Atatürkçülûğü' kimselere veremeyen 12 Eylül Yönetimi'nce, dağrtılamadan toparianmış, doğruca SEKA Tesisleri'ne götürülerek, orada kâ- ğrt hamunjna dönüştürülmüştür. Yaaa! Meselenin üzülecek tarafı, elbet burası, Vah bize! Kelimenin tarihçesi nedir? Sevineceğimiz yanı, neresi? 'Genç' Kemalistle- rin, her gün biraz daha çoğalması, bilinçlenme- si mi? Üstelik, kendilerinden öncekilerin bu gibi va- him hatalannı, kollan sıvayıp telâfiye çalışıyorlar. Bence bu işe, 'Kemalist' deyiminin 'tarihçesi' ile başlamak, en uygunu: kim, kime, ne zaman, neden dolayı 'Kemalist' demiş? llk kullananlar, yanılmıyorsam, 'Türk'ün ateşte im- t/han/'yıllannda, Düvel-i Muazzama'dan (Siz 'Sis- tem' anlayın) iki 'devlet-i fehime'nin, pekmuteber 'telgraf' ajanslandır: Fransa'nın Havas ve lngilte- re'nin Reuter Ajansı! Bu iki ajans, Itilâf Devletle- ri'yle canciğer kuzu sarması İstanbul Hükümeti'ne Anadolu'da başkaldırmış 'Kuva-yı Milliye' efradına; -hem de Fransızca imlâsıyla Kemaliste diye yaza- rak- bu adı veriyordu. O tarihte Kemalist sıfatı, ay- nen âsi, eşkrya, bolşevik kelimeieri gibi, onlaıia eşan- lamlı tutulup, 'tezyif amacıyla kullanılıyor. Hiç kaçar mı? Bbette, 'Payrtaht'm 'güzide mehâfili' de -her boy- dan, her türden hainler, alçaklar, üçkâğıtçılar, işbir- likçiler- bu 'alafrangalığı' o dakika almış kabul etmiş, Gâzi'yi destekleyenleri 'aşağılamak' icab etti mi, 'Kemalist' kelimesini kullanmayı tercih etmiştir. Talihin şu garip cilvesine bakar mısınız? Günümü- zün Türkiye'sinde de, bu srfatı hüzünlü bir iftiharta taşıyanlara, 'tezyif' manasında 'Kemalist' diyenler mevcuttur; ve bunlar da, öncekilerie inanılmaz bir konum benzeriiği arzeden, şeriatçı, bölücü ve 'dö- nek' takımıdır; bunlar da, aynen onlar gibi, kendi ül- keleri aleyhine, 'Bat'ya parmak kaldınp durmakta- dır. Ne diyorsunuz? XX. yy'ın üç çeyreğini, beyhude mi yaşamış olduk? Doğru tarifî bulmak için u satırlan, 7 Şubat 1978'de yazmışım (Ankara, füricçü'yenrbir 'Ara Rejim'm, eii kulağında; ia karşı, Abidinpaşa taraflanndan, silah cayır- tılan işitiliyor; şehir, def gibi gergin!): "...ftalyan Marksisti Valentino Gerratano, Le- ninizm'in doğuşundan söz ederken, ilginç şey- ler söylüyor Lenin ölmüştür, örgütün başında ka- lanlar etkili olabilmek için, her biri kendi Leni- nizm'lerini piyasaya sürmüşlerdir; sonunda ra- kiplerini birer ikişer altedtp duruma egemen olan Stalin'in Leninizm'i 'resmi ideoloji' haline gelmiş- tir. Bu uyduruk Leninizm'in, ne türden bir ka- saplığı ve istibdadı içerdiğini, bilmeyen kalma- dı gibi bir şey..." "...Lenin'in ülkesinde başardığı sosyalist dev- rimin başına gelen, Mustafa Kemal'in başardığı demokratik devrimin de başına gelmiştir. Açın devrim arkadaşlannın anılarını, Kâzım Karabe- kir'e göre başka, Rauf Orbay'a göre başka bir Atatürkçülük vardır. Mustafa Kemal'in ölümün- den sonra, bunlardan birisi, Ismet Inönü'nûn Atatürkçülük anlayışı egemen olmuş, demokra- tik devrimi o kurumlaştrmıştar..." (Hangı Atatürk, s.45.3. Basım. 1996) Fikri neden tekrariadığım anlaşıldı sanırım: Ke- malizm'in doğru larifini elde edebilmek için, önce Gâ- zi Mustafa Kemal Paşa'nın adı etrafındaki siyası 'kirliliği' ayıklamak; onu, tefekkürü ve aksiyonuyla, yüzyılın ilk çeyreğindeki Dünya ve Türkiye koşul- ları içersine yerleştirmek zorunludur; zorunludur ama, yetmez; aynca, 'fıkriyatı 'nın gerek Fransız Bü- yük Devrimi'yle, gerekse Sovyet Devrimi ve Sul- tan Galiyef'in tezleriyle buluştuğu ve aynldığı kesim- leraçıklığa kavuşturulmalıdır. O zaman, sonradan ken- disine 'yakıştınlan' Bonapartist tavııia uzaktan ya- kından bir ilişkisi olmadığı, daha kolay anlaşılacak- tır. httpj/ www. prizma.net tr/ A İLHAN httpy/www^da.com.tr7-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear