25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16KASIM1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye Kömür îşletmeleri'nin trilyonluk tesislerinin satışı mahkemelik Hukuksuz sabşafren Askeri okulların kupuluş yıldöniımü • ANKARA (AA) - Deniz Kuvvetlen Komutanlıği'na bağlı askeri okullardan Deniz Astsubay Hazırlama Okulu 107'nci, Deniz Harp Okuluile Deniz Lisesi 224'iincü kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlamyor. Deniz Astsubay Hazırlama Okulunun 107. kuruluş. yıldönümü dolayısıyla yann İstanbul Beylerbeyı'nde, Deniz Harp Okulu ve Deniz Lısesi nın 224'üncü kuruluş yıldönümü dolayısıyla da salı günü İstanbul Tuzla"dakı okul karargâhlannda tören yapılacak. REFAHYOL oyununa yargı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYPGrup Başkanvekilı Turhan Güven, gümriiklerden sorumlu Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğiu'nun yanıtlamaM istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Gümrükler Genel Müdürü olduğu dönemde aylık kesme cezası alan Uludağ'ın. Gümrük Müsteşarlığı'na atanmasının yasaya uygun olup olmadığının aydınlatılmasını ıstedi. Serdaroğlu için TBMM Başkanlıği'na sunulmak üzere hazırlanan yanıtta, REFAHYOL hükümetinin Ramazan Uludağ'ı görevden almak için kasıtlı olarak aylıktan kesme cezası verdiği kaydedilirken Uludağ'ın başvurusu üzenne Ankara 7 Idare Mahkemesi'nin "oybirüğKie" yürürlüğün durdurulması karannı verdığı belirtildi. Bayülgen'e saldın • İstanbul Haber Servisi - "İstanbul Kanatlanmın Altında" filmine duyduğu, tepki nedeniyle oyuncu Okan Bayülgen'e silahlı saldında bulunarak yaralanmasına neden olan ve önceki akşam polis tarafindan gözaltına alınan Murat Çakmak'ı azmettirdiği gerekçesiyle otopark işletmecisi Osman Kanbak'ın arandığı bildirildi Cezaevinde konser • ADANA(Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Karataş Cezaevi'nde bulunan Haluk Levent, Adalet Bakanlığı'nın "cezaevi rehabilitasyon programı" çerçevesinde Adana E tipi Cezaevi'nde tutuklu ve hümüklüler ıçin konser verdi. Bir süre sonra açık tip cezaevine gideceğini belirten Levent, Gökova ve Akkuyu için mücadele edeceğini söyledi. Doğan istifa etti • ANKARA (AA)-CHP Ankara 11 Başkanı Haydar Doğan görevinden istifa etti. Doğan, istifa gerekçelennı detaylı olarak yann düzenleyeceği bir basın toplantısıyla açıklayacağını belirtti. Doğan. "Özellikle Yenimahalle ve Çankaya ilçelerinin delege seçimlerindekı hukuksuzluk, bardagı taşıran son damla oldu. Demokrasi ve hukuk sözcükJeri delege seçimlerindeki usulsüzlükJerle anlamını yitırdi. Tüm bu gerekçeleri aynnrısıyla pazartesi günü anlatacağım" dedi. TÖDEF'ten tepki • İstanbul Haber Servisi - İYÖDER üyelen Özgür Bayraktar ve Fikret Taşbek'in önceki gün İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampusu'nda gözaltına alındığını bildiren TÖDEF. dün yaptığı yazılı açıklamada öğrencılerin serbest bırakjlmasını istedı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Banş Ateş'in de önceki gece bir ülkücü tarafindan bıçakJandığının kaydedildıği açıklamada, faşist saldınnın sonımlulannın cezalandınlması istendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Kömür tşletmeleri"ne(TKJ)ait trilyonluk tesislenn ihale ilanlannda ve değer tespitinde usulsüzlükler bulunduğu, değerinın çok altında satılması yargıya takıldı. Aydın 2. tdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma istemiyle açılan davada, satışın, "hukuka aykın olduğu ve uygulanması durumunda telafisi güç zararlara yol açabileceğT gerekçesiyle yürütmenın durdurulrnası karan verildi. TKJ'nin trilyonluk tesislerinin. Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün açtığı ihaleye giren tek firmaya yan fıyatına satıldığını gündeme getiren Maden-Sen Hukuk Sekreteri Hulusi Ceyhan, ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Aydın Bölge Idare Mahkemesi'nde dava açmıştı. REFAHYOL'un Başbakanı Necmettin Erbakan imzasıyla yayımlanan genelgeyle sosyal tesislerin satışa çıkanldığını anımsatan Ceyhan, şunlan kaydetti: "Genelgede, sosyal tesislerden arsa ve bina, Hazine've ait olanlar Maüve Bakanlığı'nca tahsisi kaldınküktan sonra saüşa sunulacaktır. Sosy al tesisin, arsa ve binanuı farklı tüzel kişilere ait olması halinde ilgili kurumlarca tahsisi kaldınlarak sanşı yapan kuruluş, binaya isabet eden bedeli ilgili kuruluşa ödemek zorundadır der." Maliye Bakanhğı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün. Başbakanhk genelge'sine dayanarak arazi üzerindeki tahsisi kaldırdığını belirten Ceyhan, satış öncesi arsa ve üzerindeki tesisler ıçin yapılan değer tespiti ıle çıkılan ihalede usulsüzlük yapıldığını ileri sürdü. Trilyonluk tesislerin Mıllı Emlak'ın açtığı ihaleye giren tek firmaya yan fiyatına satıldığını vurgulayan Ceyhan, TICl Didim Dinlenme ve Eğitim Tesısleri'nin arsası Hazine'ye ait olan bölümü üzerindeki kompleksin 1997 fiyatlanyla 569 milyar 728 milyon lira, arsa bedelinin de 438 milyar 750 milyon lira olduğuna işaret ederek, kompleksin ve arsanın 465 milyar lira bedelle ihaleye çıkanldığı vurguladı. Ceyhan, ihale sonucu TKJ'nin yaklaşık 400 milyar lira, Hazine'nin de 160 milyar lira zarara Menderes 'Yılmaz'ın smavı Susurluk' .\NK.ARA (Cumhuri- yet Bürosu) - RP Genel Başkan Yardımcısı Ay- dın Menderes, Başbakan Mesut Yıbnaz'ın muha- lefette Susurluk konu- sunda iddıalı açıklama- lar yaptığına dikkat çe- kerek,"Susurluk Yü- maz'ın siyasetteki sınavı haline gelmiştir. Bu sına- vı veremezse shasi faru- rasını da ödemek zorun- dadır" dedi. Menderes, düzenledı- ği basın toplantısında hü- kümetın ülke sorunlany- la ilgili hiçbir çözüm üre- temediğinı, önemli ko- nularda koalisyon ortak- lan arasında uyumsuz- luk bulunduğunu söyle- di. Yılmaz'ın muhalefet dönemınde Susurluk ko- nusunda iddialı açıkla- malar yaptığını kayde- den Menderes "Başba- kan olduktan sonra söy- lediği sözler de ortada. Susurluk her şeyden ön- ce Yılmaz'ın siyasetteki Önavı -haline gelmiştir. Ilmarun ki başanyla ve- rir." dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART CHP'li kadınlarca hazırlanan 'Kadın Danış'lann ilkini Deniz Baykal açtı 'Kadnıın siyaseti sosyal demokrasi' • CHP lideri Deniz Baykal. kadın ve erkeğin bir bütün olduğunu belirterek erkekleri kadınlardan özür dilemeye çağırdı. Baykal, kadının büyük haksızlıklara maruz kaldığını ve ülkedeki her sorunun en sonunda gelip kadının önüne yığıldığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- ve erkeğin bir bütün olduğunu be- su) -CHP Kadın Kollan'nca eğı- tim, sağlık ve hukuk konulannda danışma merkezi olarak hazırla- nan 'Kadın Danış'lann ilkı Yenı- mahalle'de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tarafindan açıldı. Baykal. sosyal demokrasinin ka- dının doğasında olduğunu söyle- yerek "Sosyal demokrasi kadının doğal siyasetidir" dedi. Baykal, açılış öncesinde yaptı- ğı konuşmasında, projenin tasar- lanmasmdan yaşama geçirilme- sine kadar tüm aşamalann kadm- lar tarafindan gerçekleştirildiğine ve karşılaşılan tüm zorluklarla kadınlann tek başlanna mücade- le ettiklerine dikkat çekti. Hizme- ti alacaklann da yine kadınlar ol- duğunu belirten Baykal, Kadın Danışlan 'dört başı mamur bir kadın projesi' olarak değerlendir- di. Kadınla ilgili konulardaki du- yarlılıklannın, kadını erkekten ayn düşünmekten kaynaklanma- dığının altını çizen Baykal, kadm lırterek erkeklen kadınlardan özür dilemeye çağırdı. Baykal şöyle konuştu: "Bu konudakidu- yarhhğunız, kadının büyük hak- sızlıklara maruz kaldığını ve er- kekten daha ağır koşullar alünda olduğunu bilmemi/den kaynak- lanıvor. Bu vüzden kadınlara ön- celik veriyoruz. Ülkedeki her tür sonın; enflasyon. işsizlik, adalet- sizlik. gelir dağılımındaki eşhsiz- lik. şiddet, en sonunda gelip kadı- nın önüne yığılır. Bunahmlannu- a döktüğümüz tek yer kadınlan- mız, analanmı/, bacılanmızdır. Bu yüzden erkekler olarakonlar- dan özür dilememiz gerekrvor." Sosyal demokrasinin eşitlik, özgürlük, emeğın ve üretimin hakkını alması, ınsan haklannın, demokrasinin ve özgürlüklerin korunması demek olduğunu söy- leyen Baykal, tüm kadınlann da bunlan savunduğunu belirtti. Baykal. "Sosyal demokrasi kadı- nın doğasında vardır, kadının do- ğal siyasetidir* dedi. Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu da, 'bir ses, bir nefes' olmak istediklerini belirte- rek Kadın Danışlar aracılığıyla kadınlara el uzattıklannı kaydet- ti. Okutucu, Türkiye'nin önünü aydınlığa açmak için ellennden geleni yapacaklannı belirtti. Törende. Kadın Danış merke- zinin binasını bağışlayan Zehra Konurkaya'ya plaket verildi. Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Sözcüsü Türkan Saylan 'Dokunulmazlıklar kaldınlsın' İstanbul Haber Servisi - Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği (STKB) Dönem Sözcüsü Prof. Dr.Türkan Saylan, milletvekillerinin "kürsü dışındaki dokunulmadıklannın*' kaldınlmasını istedi. Saylan, STKB olarak dokunulmazlık konusunu yakından gözleyip izlemeye devam edeceklerini belirtti. Prof. Dr. Türkan Saylan, 204 sivil toplum kuruluşu adına yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: Türkiye'nin çağdaş. laik bir hukuk devteti olması temclinde söytem ve eylem birliği oluşturan 204 sivil toplum kuruluşu olarak milletvekillerinin. parlamentonun saygmhğı ve gücünü kanıtlamak, halkın güvenini sağlamak için kürsü dışında dokunulmazlık yolunda karar almalannı bekliyoruz. STKB olarak bu konuda biünçli yurttaşük görevimizi sürdürerek. dokunulmazuk konusunu gözlevHJ izlemeye devam edecegjz." uğrarıldığım belirtti. "1997/566" esas numarasıyla görülen davada, yürütmeyi durdurma karan veren Aydın Idare Mahkemesi, "Açıkça hukuka aykın olan ve uygulanması durumunda telafisi güç zararlara yol açabflecek niteUkte bulunan dava kunusu işlemin teminat alınmaksızın 2577 sayılı tdari Yargılama Usulü Kahunu'nun 27. maddesi u>annca dava sonuna kadar y ürütmesinin durdurulmasına 09.10.1997 tarihinde karar verflmiştir'' dedi. Özellestirme CHP'den kampanya çağnsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve özelleştirmelerle ilgili TBMM araştırma komisyonu üyesı Birgen KeJeş, özellestirme uygulamalanna karşı büyük bir kampanya başlatılmasını önerdi. Özelleştirmenin yetennce irdelenmeyen bir konu olduğunu dile getiren Keleş, Özellestirme Yasası'nın "keyfiliğe ve yobuzluğa" yeşil ışık yakan hükümler ıçerdiğine değindi. Cumhuriyet'e konuya ilişkin görüşlerini açıklayan Keleş şunlan söyledi: "Getirüen mekanizma nedeniyle özelleştirilmesine karar verilen kuruluşlann çöküşü vç yok pahasma elden çıkanlması, adeta devlet etiyle gerçekleştirümektedir. Ozelleştirilmesine karar verilen kuruluşlar Özellestirme İdaresi Başkanhği'na (ÖİB) bağlanmakta, ÖİB'de çahşan ve kamu kuruluşlannın konulannaa ihtisas sahibi olmayan kişiler, o kurulda kimlerin olacağnu kararlaştn-dıklan gibi, yaürun, borçlanma karartannı da beurlemektedûier. Yasaya göre Özellestirme Yüksek Kunılu. denetim yetkisini bile ÖtB'ye devredebUmektedh-. Getirilen sistemde belediyelerin yetkileri de sınırlandınunaktadjr. Ornegin, belediye suurlan icinde olan kamu kuruluşu özelleştirileceği zaman ÖtB, kısmi bir inıar planı yapabilmekte, bunu tapuya tescil ettirebilmektedir. Belediyelerin yapükian ünar planlan askıya çıkanlır, halkın tepkisi sorulurken. kamu kuruluşlannuı geniş arazileri ile ilgili yapılacak olan değişikliklerde böyle bir koşul bUe aranmamaktadır." Birgen Keleş, özellestirme uygulamalan sonrası birçok kiınıluşta üretimin durduğuna ya da sembolik bir miktara indirildiğine dikkat çekerek, kimı kuruluşlann yalnızca arazileri için satın alındığını belirtti. Böyle bir durumda kuruluşlann özelleştirilmesi nedeniyle doğan zararlan saptamanın da güçleştiğine değinen Keleş, "Ornegin, Et ve BahkKurumuileSEK'in özelleştirilmesi miryonlarca üretfciye zarar vermiştir, ama bunun zararlannı saptayacak yöntem yoktur. Hiç kuşkusuz ülkedeki hay r vancılığın çöküşünde özelleştirmenin katkısı büvüktür" dedi. IRMIKI AYDIN ENGİN Umuda papatya falı açtığımız günler yaşıyoruz. Ha bire "Bu ülkenin birgele- ceği olabilecek mi; bu ülke bu bataktan çıkabilecek mi; birbiri- mizin yüzüne güvenle ve keyifle bakabileceğimiz günlergörecek miyiz" sorulannı art arda sıralı- yoruz ve "umut var - umut yok - umut var - umut yok" arasında gidip geliyoruz. Susurluk üstümüze çöktü ve altında eziliyoruz. Karamsarlığın bütün koşullan var. O kadar var ki handiyse katlanılmaz ölçülere ulaşan pahalılığı bile umursamaz olduk. ANASOL-D Hükümeti'nin ku- rulmasıyla Susurluk'un üstesin- den, devletin kahredici gücünü elinde tutan erfc'lerin, yargının, hükümetin, Meclis'in gelebilece- ği umutlan -en azından kimile- rinde- yeşermişti. Gitgideyayılan Susurluk yangını, o yeşili kısa sü- rede saratttı, kararttı. Bildiğiniz bir fotoğrafı bir kez Umuda Papatya Falı Açmak daha masanın üstüne serelim: Yargıtay Başkanı açık seçik, gözümüzün ve Başbakan'ın, Meclis Başkanı'nın, parlamen- terlerin, bakanların, Genelkur- may Başkanı'nın, MGK üyeleri- nin gözünün içine, TV kamerala- nnın merceğinin göbeğine baka baka ilan etti: - Yargının bağımsız olduğunu söyleyemem... Bir yaprak kopardık papatya- dan: Umut yok! Umut yok, çünkü bunu söyle- yen bencileyin fukara bir gazete- ci parçası değil; sizcileyin yurt- taşlardan bir yurttaş değil; dev- leti oluşturan üç erkten birinin (bence birincisınin) en tepesin- deki yargıç. Yargı bağımsız değil- se, bir yeıiere bağımlı demektir. O yerlerin neresi olduğunu bilmi- yorum. Ama en yetkili ağızdan "Yargının bağımsız olduğunu söyleyemem" sözü bana yetiyor. Susurtuk'u çözecek erklerden biri (bence birincisi) yargı. O ba- ğımsız değilse Susurluk'u çöz- me olanağı da yok demektir. Bir yaprak kopardık papatya- dan: Umut yok! ••• Bu ülkenin başbakanı gözü- müzün içine, bakanların, millet- vekillerinin, gazetecilerin gözleri- nin içine baka baka söyledi: - Çeteler devletin içine yuva- lanmış. Çok kanşık organizas- yonlar var. Halk olaylann yüzde 5'ine vakıf. Sizyüzde 10'unu bi- liyorsunuz, ben yüzde 20'sini. Geriye kalan yüzde 80'i siz tah- min edin. Ben tahmin etmek bi- le istemiyorum. (...) Askeri istih- barattan bilgi gelmiyor. MİT ise 10 kere, 20 kere süzgeçten ge- çirdikten sonra bilgi veıiyor, o da bir işe yaramıyor. Tıkandık. Ben bunun böyle olacağını bilseydim bu işin içine girmezdim... Bir yaprak daha kopardık pa- patyadan: Umut yok! Umut yok, çünkü üstümüze olanca ağırlığı ile çöken Susur- luk'u yargı çözemeyeceği gibi, bir başka devlet erki, hükümet de çözemeyecek. Çünkü yuka- ndaki acıklı "teslim" tiradını çe- ken ne bencileyin fukara bir ga- zeteci parçası, ne sizcileyin yurt- taşlardan bir yurttaş. Boru değil, bu ülkenin başbakanı söylüyor bunlan. Bilgi vermeyen askeri is- tihbaratın, süzgeçten geçirip işe yaramaz bilgi aktaran MİT'in bağlı olduğu makam söylüyor. Bilgi vermeyeni, süzüp işe yara- mazlan seçip vereni kulağından tuttuğu gibi kapının önüne koya- bılecek en yetkili kişi bunlan söy- lüyor. Bir yaprak daha kopardık pa- patyadan: Umut yok! Susurluk'u çözebilecek güçle donanmış üç devlet erkinden bi- ri de Türkiye Büyük Millet Mec- lisi. Mehmet Ağar ile Sedat Bu- cak'ın dokunulmazlıklan kaldınl- dığı takdirde Susurluk'u çözme- ye açılan kapı aralanabilecek. Gel gör ki Meclis'in durumu da- ha da acıklı. "Dokunulmazlıklar için anayasa değişikliği, anaya- sa değişikliği içinse 370 küsur oy gerek. Ama referanduma gi- dersek, o zaman 330 oy yetiyor. Belki o zaman..." Cümleyi şöyle tamamlasak yanlış mı olacak: "... belki o za- man yonca bitecek de eşek yi- yecek ve ölmeyecek..." Yani... Bir yaprak daha kopardık pa- patyadan: Umut yok! • * * Hiç mi umut yok? Var. Papatyanın yapraklan henüz bitmedi. POLntKA GIMLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Ey Gece Neredesin?.. Sadece bir yan gece dalgası inlemese, kalabalı- ğın suçlayan homurtusu yükselmese, bir kadın ağ- lamasa hiç, bilirdi ki utançlı birölümeyenikdüşme- yecekti... Mutluluklar yalanla kirlenirdi, mutluluklar bir an gelir tükenirdi... Lermontov'un güneyde bir göktaşı gibi düştüğü lacivert dağlannda rüzgâr gibi özgür kadın gülüşle- ri görülürdü... Deniz çalkantılıydı, ıslık çalıyordu rüzgâr... Bir kadın biraz ağlamaklıydı. Bir delikanlı sevda- nın içinde darmadağınıktı... Stephane Mallarme, adlannı bile anımsamadığı kentlerin içinden sesleniyordu: "Sevişiriz dilersen şayet Aşkı anmadan dudaklannda Birşeycik yapamaz bize anla Susmaktan gayn bu gülden demet" Tılsımlı karaadalarda şımdi sevişme zamanıydı. Maviden yeni doğmuş bir beyazlık ona gülümsüyor- du... Belki bir kentin parklannda büyüyordu sevdalar... Paul Valery'le uzun bir yürüyüş yapıyor, anlatıl- ması zor anlar yaşıyordu... Bir deniz kıyısında tek başına yürüyordu, bir or- manda açmamış çiçeklerie avunuyordu... Diyordu ki: "Temiz şeyler düşündük, tertemiz Uzun yollar boyunca, beraber; Eli elimde, yan yana sessiz; Çevremizde karanlık çiçekler" Gece kuşatmalanndan sıkılmıştı... Dudaklan çatlak, elleri üşümüştü... Neden kısacık kestirmişti saçlannı, niçin öfkeliy- di sabahlan? Yapayalnızdı kırda, yeşil gecede... Yoksa ölmüş müydük yosunlar üzerinde? Uzakta yalnız ve mınltılı, o dost ormanın gölgele- rinde... Kaçıp giden bir aşk böceği miydi, pınltılı ay ışığı- na hiç aldınş etmeden?.. • * • Durgun bakışlı kadınlar geçiyor önümüzden, ge- ce yorgunu gemiler yol alıyor sularda... Sarhoş naralan çınlatıyor sokaklan, kadehler kah- kahalarta kınlıyor meyhanelerde... Sevincimiz üzüntüden mi nedir anlamamıştık!.. Otlan dağlayan alevler ona bildik fotoğraflar gibi geliyordu. Bir Akdeniz akşamında Vıcente Ale- ıxandre köpürüp akan bir ırmağın kıyısındaydı. Her şey bir anda lacivert bir aydınlığın içinde eri- di... Var olmayan bir pencere açıldı, geçmişin büyüsü odayayayıldı... Kuşlann özgür kanatlanndakı şarkısını dinledi bir süre... Mihail Yuryeviç. ruhunun gızli tapınağına hüznün düştüğünü sezinlemedi... Kurşuni birküheylan kızışıyordu, bir binicinin öf- kesinde... Palmiyeler hüzün yüklü gemicileri uğuriuyordu... Bir gün tomurcuklar açacak sevginin kaynağın- da, derin uykulardan uyanacaktı... Işte o zaman Vicente Huidobro ölüm sancağını çekecekti dudaklanndan öperek... Kırmızı ve görkemli halılarda yanm kalacaktı se- vişmeler... Bir pazar sabahında uyanacaktı kadın. llk iş ola- rak erkeğini arayacaktı... Bilir misiniz, kayrtsız kalıyor sevdalar mevsimlerin izdüşümünde... Genç kızlar sevdalannı annelerine değil babalan- na anlatıyorlar artık... Tren saatlerine ayarianan çocukluk düşleri... Bahçedeki ıhlamur ağacı tıpkı sevişme sonrası bir kadının durgunluğu gibi... Bir adam otlan dağlayan alevlerden kaçıyor, bir çocuk koşuyor, bir kadın gızli ve el değmemiş çi- menlere uzanıyor... Sesimiz, soluğumuz kesilmiş gölgelere bakıyoruz hep birlikte... Gölgeler oynuyor; gölgeler bizi aldatıyor... ••• Kenarian dingin akan bir ırmaktasın sen ey ezgi- lerin çocuğu... Vicente Aleıxandre'nin kökünden kopardığınız yeryüzünü kimseye vermeyin, bir daha da geriye dönmeyin... Ellerinizle büyütün sevdalan, denizeyakın mağa- ralarda bir coşkuyu yaşayın Yorgo Seferis'le... Irmakla deniz arasında toprak olun yeşertin çiçek- leri!.. Zamanın içinde yüreğinizi açın güzelliklere, iyilik- lere... Bir saat çalıyor, ay ışığı giriyor pencereden... Sesini özlüyorum, gözlerini!.. Alevlerin alacakaranlığında aydınlık ellerini özlü- yorum... Sensizliğin içinde, bilki sana sesleniyor, sana soruyorum: "Eygece, neredesin?.." E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (S raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I Iftın {niıım \ ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI JK00CTL KÜBİLAY 01AYI VE TAJtİKAT KAMPURI 3. BASI 350 CO0 T^ SANCILI YILLAR KU$ATIUİI$ SOKAKLAR 4. BASI 300 000 Tl KÜZU POSTUMDA KURT 2 BASI 45OOO0TL ZAMBAK SANA DA BULAST1 KAM 2 BASI «50 00CT. DİN BARONUNUN KAZLARI 450 000U A$IK KADINLAR SOKAĞI 45O0OCTL ŞERİAT PAZARI500 000 TL Cumhuriyet Kıtap KulubO Çağ Pazarlama A Ş Türkocağı Cad No:39/41(34334)Cağak>ğlu-lstanbul Tel:512 05 05 Posta çekı no:666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear