Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vİ9NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/3
-5-5-
Her biri 10 ton yük taşıyabilen helikopterler 'yardım' dağıtacak
Jngilizlerin hava köprüsü
tki helikopter
Yüksekova'ya doğru
uçuyor. Amaç,
Adana'da bekleyen on
Chinook helikopter ile*
iki yüz personeline
gerekli tesislerin
yapılabileceği uygun
bir düzlük bulmak.
CELAL BAŞLANGIÇ
HAKKÂRİ — Chinook'un
iki p>ervanesi birden dönüyor.
Büyük bir gürütüyle kalkıyor
dev- helikopter. îçinde, ikisi pi-
lot beş tngiliz ile ABD Büyükel-
çiliği'nin üç göreylisi var. tngi-
lizlerin Hakkâri'ye kuracağı
"hava köpriisü"nün yöredeki
sorumlusu Binbaşı Hulusi Sand-
fbrd öndeki küçuk helikopterde.
Ingiliz Binbaşı Hulusi, Kıbns-
lı bir Türk. Gönüllü gelmiş
Hakkâri'ye, Türkçeyi tüm ûıce-
likleriyle konuşuyor. "Eger" di-
yor Binbaşı Hulusi, "Soyadım
Sandford olmasaydı, Jngiliz or-
dusunda degil binbaşı, onbaşı
bile olamazdun."
İki helikopter Yüksekova'ya
doğru uçuyor. Amaç, Adana'da
bekleyen on Chinook helikopter
ile iki yüz personeline gerekli te-
sislerin yapılabileceği uygun bir
düzlük bulmak. Bunun için ide-
al yerlerden biri de Yüksekova'-
dan Şemdinli'ye uzanan yol.
Çünkü yolun Yüksekova çıkışı
1979'da uçak pisti olarak yapıl-
mış. Tepeden bakınca da bu
açıkça görülüyor. Birden bire
genişliyor daracık yol. Üç-dört
katına çıkıyor. Bu genişlik, iki
kilometre sürüyor. Sonra yine
daralıp, eski durumuna dönü-
yor.
Yolun kıyısına iniyor helikop-
terler. Toprak yumuşak. "Eger
Türkler asfalt dökerterse, bura-
sı helikopterierin duracağı yer
olabilir" diyorlar. Ayrıca iki yüz
tngiliz personel için yatacak, ye-
mek yenilecek tesislerin yapıl-
ması da gerekiyor. Bunlar ta-
mamlanınca "hava köprüsü"
için her biri on ton yük taşıya-
bilen çift pervaneli Chinook he-
likopterler gelecek bölgeye. tn-
gilizler, "Diger helikopterler de
getince, bölgedeki yardım mal-
zemeleri yetişmez bizim
taşımamıza" diyorlar. Biraz
abartılı görünüyor bu sav. An-
cak, Ingilizlerin tek bir helikop-
terle bile yaptığı taşımayı görün-
ce, bu savm ne denli doğru ol-
duğu çıkıyor ortaya.
Zap suyunun iki yakasına ça-
CHINOOK HELtKOPTER — Bu kez yiyecek ve içecek dagıtı-
lacak yer yirmibeş bin Iraklı Kurdün bulunduğu L zürnlii. tngiliz
helikopterinİD indigi piste dogru koşuyor insanlar. Konıcular ve
fierin yardımıyla boşaltılmaya başlanı>or viyecekler. Bir bin-
başı İngilizleri uyarıyon "Tek bir noktaya bırakırsanız bütün yj-
yecekler yağma olur.Esit dagıtılmaz."(Fotograf: Uygar Gürkan)
dırlar kurulmuş; naylondan,
brandadan, battaniyeden. İn-
sanlar asağıda kannca gibi. Yar-
dım kamyonlan kannca yuvası
sanki. tki helikopter, Zap suyu
boyunca uçuyor. Onca yüksek-
liğe karşın Zap'ın kıyısından
yükselen dağların tepeleri hâlâ
helikopterlerden yukarıda.
tlk durak Çukurca'daki tabur.
Kamyonlar, kasaları yardım
malzemesi dolu, bekleşiyor. As-
kerler, kamyonların başmdaki
siviller, peynir ve helva teneke-
lerini, süt kolilerini, bisküvi ko-
lilerini büytlk bir hızla dolduru-
yor Chinook'a. Helikopterin ar-
dına kadar açık dev arka kapa-
ğı sanki kutuları, kolileri, tene-
keleri yutuyor. Yükün ilk boşal-
tılacağı yer, karayolunun aylar-
dır kapalı olduğu Pirinçeken
köyü. Çukurca tabumndaki as-
kerlerin de bir ricası var. Üzeri-
ne branda geçirilmiş iki havan
topunu da Pirinçeken karakolu-
na götürebilirler mi acaba? Uça-
ğın başmdaki Ingiliz görevli,
montunu kaldınp sağ belini gös-
teriyor:
— Biz buraya sadece sivillere
yardım için geldik. Bu nedenle
kendimiz bile silah taşımıyoruz.
Bu helikopterle de silah laşıya-
mayız.
Pirinçeken köyünün yolu
1990'ın ekim ayından bu yana
kapalı. On bir bin sığınmacı gel-
miş Irak sınınndaki köye. Heli-
kopterler, köye gelince alçalıyor,
Pervanelerinin rüzgârı, çadırla-
rından fırlayan insanların etek-
lerini, ceketlerini, uçuruyor. Toz,
toprak, kâğıt, yaprak, dal, yer-
den yukarı havalanıyor. Sonra
da bir yağmur gibi insanların
üzerine yağıyor.
Pirinçeken karakolunun önü-
ne iniyor helikopter. Bu, yedi ay-
dır yolu kapalı olan köye gelen
ikinci yardım. Karakolun tel ör-
gülerine dayamyor Iraklı Kürt-
ler. Gençler karakolun içinde.
Askerlerle beraber gelen yardım
malzemesini boşaltıyorlar. Kara-
koldaki subaylarla, gelen Ingi-
lizlerle, üzerinde çok açık renk
şalşapık olan, beli silahlı bir ki-
şi ilgileniyor. Adı Necmcttin Ko-
nur. Pirinçeken'in korucubaşısı.
"Bizim de yiyecek bir şeyimiz
kalmadı" diyor. "On beş gün-
dür on bir bîn kişiye bakıyoruz.
Sadece bizim değil Pirinçeken.
Direkli, Dibecik. Kardeşler köy-
lerinin de yollan kapalı aylardır.
Çukurca'dan burava olan yirmi
beş kilometre yol bir tiirlü açı-
lamıyor. Köyde telefon yok.
Eiektrik yok. Gelen Kürtler bi-
zim kan akrabamız. Aynı aşiret-
teniz. Onlar burada kalmak is-
tiyorlar. Sınırda yüz tane son
modd Mercedesieri, Toyotalan
var. Dört de dozer bekliyor. Bu
araçlarını da satıp çocuklanna
bakmak istiyorlar. Biz de bura-
da kalmalanndan yanayız. Bize
sayısız faydalan olur."
Helikopterin yükü boşalıyor.
Karakolun önünde ayakta dura-
mayan yaşlılar, kucakta çocuk-
lar, kannlarını, bellerini tutan
gençler var. Bir genç kız, yaşlı
bir kadını sırtında taşıyor heli-
koptere. Sonra diğer hastalar bi-
niyor. Yeniden havalanıyor he-
likopter. O dakikada varıyor
Çukurca'ya.
Ramazan Hüsseyn de hasta
gençlerden. Irak'ta Müzik Kole-
ji'nin dörduncü sınıfında oku-
yormuş. "On beş gündür aç su-
suz bekleşiyoruz burada. Ne ça-
dır var, ne yiyecek, ne içecek.
Neyse ki bu helikopter geldi.
Her şeyimiz Irak'ta kaldı. Para-
lanmız bankalarda" diye anla-
tıyor. Helikopter Çukurca Tabu-
ru'na inerken heyecanla soru-
yor:
— Yoksa burası Irak mı?
Çukurca'da olduğunu öğre-
nince, gözlerindeki korku gidi-
yor. Helikopterden inen hasta-
lar, pistin kenannda bekleyen
askeri ambulansa alınıyor. Yeni-
den peynirler, soğanlar, patates-
ler, çuval çuval ekmekler yükle-
niyor helikoptere. On dakika
sonra, ulaşımı güç olan sınırda-
ki Hakantepe'ye iniyor Chino-
ok. Burada Çınarlı karakolu
var. Çevredeki çadırlardan yine
koşa koşa geliyorlar. önlerine
yığılan yiyeceklere uzak bir öz-
lemle bakıyor Iraklı Kürtler. Bir
kadın, elindeki boş ilaç kutusu-
nu gösteriyor. "Bundan var mı"
diye.
Hakantepe'den sonra yine
Çukurca. Taburda bekleyen yö-
re halkı, kamyonlardaki elbise-
leri, ayakkabıları, yiyecekleri he-
likoptere yüklemek için yanşı-
yorlar. Yine kalkıyor on ton
ağırlığında olan ve on ton taşı-
yan dev helikopter. Bir Türk su-
bayı "Keşke bundan bizde bir
tanecik olsaydı. Bütün bolgede-
ki karakollara malzeme gön-
derirdik" diyor.
Bu kez yiyecek ve giyecek da-
ğıtılacak yer yirmi beş bin Irak-
lı Kürdün bulunduğu Üzümlü.
Helikopterin indiği piste doğru
koşuyor insanlar. Korucuların
ve askerlerin yardımıyla boşal-
tılmaya başlanıyor yiyecekler.
Bir binbaşı tngilizleri uyanyor:
— Tek bir noktaya bırakırsa-
nız bütün bu yiyecekleri, yagma
olnr yine. Eşit dagılmaz.
Chinook, yükünün yarısıyla
havalanıyor. Dört dönüyor dağ-
ların yamaçlarına yayılmış ça-
dırların çevresinde. Bir boşluk
buldu mu yere yaklaşıyor. tngi-
liz askerler arka kapaktan atıyor
yiyecekleri, giyecekleri. Aşağıda
büyük bir insan akını var. Son-
ra başka noktaya gidiyor heli-
kopter. Çadırdakiler helikopte-
re doğru koşuşturuyor. tnanıl-
maz bir görüntü. Helikopterin
her alçaldığı yere bir anda yüz-
lerce insan toplanıyor. Helikop-
ter üzerlerinden geçerken "bize
de *t" diye cl ediyorlar.
tngilizler, yardımın yöredeki
insanlara her ulaşışında sevinç-
le ellerini havaya kaldınp,
"yaşasın" diyorlar. Müthiş bir
heyecan yaşanıyor. Bölgenin an-
lamsız dağları aşıhyor bir anda.
Aylardır ulaşılamayan köylere
on dakikada gidiliyor. Aşagıda-
ki ilkel bir yaşama biçiminin ça-
resizliğinde kıvranan insanlarla,
yukarıda "teknolojinin son
harikası" Chinook, Türkiye-
Irak sınınnın vahşi ve insana an-
lamsız gelen dağlarında buluşu-
veriyor. Bu dehşet verici ilkelli-
ği yaratan ve yaşayanlar da in-
san, "teknolojinin son
harikasTyla doğaya hükmeden
de insan işte insanı şaşırtan da
bu amansız çelişki.
DUNYADA BUGUN
AIİSİRMEN
Kim Kazanıyor?Bayramın ikinci günü, Fransız TV5'te yayımlanan Kürtier ile
ilgili Antenne 2 yapımı bir program izledim.
Daniel Bilalian'ın yönettiği programda Kûrt Sosyalist Partisi li-
derlerinden Mahmut Osman'dan Paris'teki Kürt Enstitüsü Baş-
kanı Kendal Nezan'a, De Gaulle'cü partinin milletvekili Deniau:
ya, Bağdat'tan demeç veren Irak Oevlet Bakanı'na ve göçen Kûrt-
iere kadar kimler yoktu ki...
Program belki iyı niyetliydi, ama öylesine de önyargılarla do-
luydu. Bilalian'ı izleyenler, yöneticınin kasıtlı sözleriyle, Türkiye,
göçenlerden hiçbirini almamış, sınırlarını açmamakta direnmiş
ve sığınmacılara elden geldiğince kötü davranmış kanısını edi-
nebilirlerdi. Yöneticiye göre Türkiye'nin insanlık dışı davranışı-
na karşı iranlılar hemen sınırları açmış ve sığınmacılara her rûr-
lü yardımı en iyi btçimde yapmışlardı.
Kürtlerin tarihi anlatılırken de Halepçe katliamından soz edil-
di de oradan kaçanların nereye kabul edildiklerine hiç dokunul-
madı.
Türkiye'yi sınırlannı açmamakla suçlayanlar, kendi program-
larında Türkiye'ye gönderdikleri muhabirlerinin sınıriarımız için-
deki sığınmacılarla konuşmasının yer almasından bile hiç rahat-
sız olmuyorlardı.
Sığınmacılardan biri olan Mustafa Halim (25) düzgün Fran-
sızcasryla gelecek için kötümseriiğini dile getiriyor ve şunlan söy-
lüyordu:
—Başka bir yerde yaşamak isterdim. Gelecek için tazia umutlu
değilim. Çünkü herkes bizim sırtımızdan oyun oynadı.
Mustafa Halim daha sonra 25 yıldır ilk kez kendisini özgür his-
settığini söylüyordu.
Karmakarışık Ortadoğu'da herkesin garip oyunlar oynadığı bir
gerçekti.
Nıtekim Irak Sosyalist Kürt Partisi yöneticilerinden Mahmut Os-
man'ı dinlerken Kürtlerin son ayaklanmalarında nasıl Amerikan
oyununa getirilip sonra ortada bırakıldıklarını çok iyi anlayabili-
yor insan.
Molla Mustafa Barzani'nin yaşamı da Kürtlerin emperyalizmin
oyunlarıyla dolu acı yazgılarının dramatik bir bölümünû yansrt-
mıyor mu?
Şeyh Sait'in arkasırtda ingiliz emperyalizmi ile onun petrol he-
saplarının yattığını kım yadsıyabilir?
Sekiz yıllık iran-lrak savaşında iki tarafın 1 mityon ölüsünden
en büyük çıkarı İsrail ile ABD sağlamadı mı?
Çılgın Saddam'ın budala Kuveyt macerasının en büyük ve belki
de tek galibi, bölgeye iyice yerleşmiş olan ABD değil mi?
Bir koyup üç alma hesapları peşinde olanların manevralann-
dan, Kürtlere uygulanan baskıdan ve sınırlara yığılan komşü ül-
kelere sığınan insanların dramından en büyük yararı sağlayan
şimdi Irak'ın bir bölümünû fiilen işal etmekte olan Amerikan
emperyalizmi değil mi?
Bütün bunların nedeni, bölgedeki politikacıların omurilikleri
yerine beyinlerini kullanıp bir girişimde bulunmadan önce 'Ki-
me yarar' sorusunu soramamalarıdır.
Her türlü yanlış anlaşılmayı gidermek için bır noktayı iyice be-
lirtmek gerek. Evet, sorumsuz Kürt yonetıcılerinin, acele ve yanlış
hesaplı girişimlerinin bedelini kendi insanları ödemekte ve on-
lar bu sorumsuzluklarının karşılığını vermeden hegemonyalan-
nı sürdürmektedirler.
Ancak Kürtleri toplu halde böylesine kolay ayaklanmaya iten
yalnız feodal vapının doğurduğu etkenler değil, aynı zamanda
onlara uygulanan insanlık dışı baskılardır da.
Kürt sorunu, Kürtleri kolu kanadı kırılmış Saddam karşısında
uğradıkları büyük bozguna karşın, artık bölgenin en önemli gün-
dem maddelerinden biri haline gelmiştir.
önümüzdeki günlerde Kürtlerin yaşadığı ülkelerde bu sorun
görmezden gelinemeyecektir
Bu yeni döneme girerken Kürtler emperyalizmin oyunlanna
bir kez daha alet olmamaya dikkat etmek zorundadirlar. Ama aynı
zamanda yaşadıkları ülkelerin yönetimleri de onların haklı istek-
Lerini gözardı etmemek yükümlülüğüyie karşı karşıyadırlar. Kürt
kültürel kimliği sağlanmalı, aynı zamanda bu ülkelerde gerçek
laik bir demokrasi yürürlüğe sokularak Kürt olsun olmasın tüm
yurttaşlar üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır.
Emperyalizmin oyununa gelmemek için bu koşullarda her iki
tarafa da önemli görevler düşmektedir.
Taraflardan biri, kendi yükümlülüklerini yerine getirmeoen öbü-
rünü suçlamayı sürdürürse emperyalizm bölge insanlarının sır-
tından oyun oynayarak kazançlı çıkmaya devam edecektir.
SINIR OTESENDE GORUŞME
ABD'li komutan Ozal: 2 ıııilvoıı iıısaıı mülteci olaıııaz
Zaho'ya gidiyorDİYARBAKIR (Reuter) —
Kuzey Irak'ta Kürtlere "saghiüı
ve güvenli" yaşam koşulları
sağlamak amacıyla başlatılan
"kurtarma operasyonu"na ko-
muta eden ABD'li Korgeneral
John Shalikashvili'nin bugün sı-
nınn Irak tarafına geçerek Za-
ho'da Iraklı komutanlarla görü-
şeceği bildirildi. Görüşmenin
TSt 12.00'de yapılacağı haber
verildi.
ABD'li komutanın, Irak as-
keri yetkilileriyle yapacağı gö-
rilşmede ele alınacak konulara
ilişkin bilgi verilmedi. Harekâ-
ta katılan Amerikan birlikleri-
nin bağlı olduğu ABD Avrupa
Komutanlığı'ndan bir yetkili,
Irak'ın yardım operasyonuna
müdahale etmemesini sağlamak
için izlenecek yolun da bu gö-
rüşmelerde ele alınabileceğini
ima etti.
Yetkili, bir grup gazetecinin
de görüşmeyi izlemek üzere Ge-
neral Shalikashvili ile birlikte
Zaho'ya götürüleceğini kaydet-
ti.Kuzey Irak'taki harekâtı yü-
rütmek üzere Türkiye'ye gelen
müttefik askeri gücü, Ameri-
kan, tngiliz ve Fransız toplam
16 bin askerden oluşuyor. Bu
güce komuta eden ABD'li Kor-
general Shalikashvili, önceki
gün Diyarbakır'a gelerek göre-
ve başladı.
Müttefik birlikleri, Kuzey
Irak'ta kurulacak kamp yerleri-
ni ve ikmal yollannı belirlemek
üzere keşif çalışmalarını sürdü-
rüyorlar.
ANTALYA (Cumhuriyet) — Ba>Tam
süresince 'mülteciler krizi' üzerinde Ge-
nelkurmay Başkanı ile bazı bakanlar-
la çalışan ve ABD Başkanı George
Bush ile iki kez telefon görüşmesi ya-
pan Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Türkiye'nin ABD, tngiltere ve Fransa
1
nın Kuzey Irak'ta giriştikleri operasyo-
na herhangi bir şekilde askeri güçle ka-
tılmayacağını, yalnız Iojistik destek ve-
receğini söyledi.
Özal, önceki gün ve dün gazetecile-
re, sığınmacılar sorununun çözümüne
ilişkin koalisyon güçlerinin aldığı yar-
dım karannın perde arkasını ve sonra-
ki gelişmeleri anlattı. Özal, Irak'm, ül-
kenin kuzeyinde kurulacak kamplara
müdahale edebilecek bir gücü olmadı-
ğını, Saddam Hüseyin yönetımının bu
konuda herhangi bir problem çıkara-
cağını sanmadığını söyledi. özal,
"Hem bizim açımızdan hem de bura-
va sığınanlar açısından iyi bir netice
çıktı. Bunlann bir siire içinde kendi
yerierine döneceklerini sanıyonım" de-
di. Sorunun iki aşamah bir plan çer-
çevesinde 2-3 ayda çözüleceğini kayde-
den Özal, bu planın başlatılmasında
Türkiye'nin etkisinin bulunduğunu be-
lirtti.
"Bazı ülkeler insafsızca tenkitlerini
rahatlıkla yapıyorlar, ama bunnn on-
da biri başlanna gelse, bizden çok da-
ha kötü duruma düşerier'' diyen Özal,
"ABD, İngiltere, Fransa, BM'nin karan
ışığında gerekeni yapıyor. İnönü'nun de
itirazı var, yapmasınlar mı" diye sor-
du.
Özal, "Saddam kafasına estikçe, o
insanlan böyle sürmeye devam ederse
ne olnr" biçimindeki bir soruya, "O bi-
raz zor. Bu hadiseden sonra herhangi
bir şey yapacagını sanmıyorum. Yani
bu iş artık son kertesine geldi. Unut-
mayın ki, ambargo da devam ediyor"
diye konuştu.
Bir gazeteci özal'a, "Kamplar geçi-
ci mi, sorunun çözümü nedir" diye sor-
du.
Özal, buna şu karşılığı verdi:
"Çözümün ne olduğunu söylemiyo-
rum, ama bir çözüm bulunur. Tahmin
edebiliyorum, ama şu anda açıkiamak
istemiyorum. Ben hadiseyi mantıki dü-
şnnüyorum. Bu kadar insan, 13-2 mil-
yon insan mülteci olamaz. Onun için
sorun muhakkak düzetir. Dunyada yeni
birdevre başlamıştır. Bu yeni devrede
bu işler düzelecektir."
1988'de gelenlerin büyük çoğunluğu-
nun Barzani grubundan olduğunu,
bunlann içinde Saddam'ın yanında
olan insanlar da bulunduğunu anlatan
Özal, "Bizim anlayamadığımız nokta
Kuzey Irak bir nevi yerinden sökulmüş
oluyor. Yani insana şu his geliyon Bu-
rada bir nevi deportasyon yapılmış, ya-
ni insanlar Irak'tan İran ve Tiirkiye^ye
sürülüyor gibi bir hava vardır. Belki
başka sebepler de olmuştur" diye ko-
nuştu.
Cumhurbaşkanı, Saddam birlikleri-
nin müttefiklerin yardım birliklerine
bir müdahalede bulunması halinde
Türkiye'nin destek verip vermeyeceği
yolundaki bir soruya, "Bu faraziyeleri
hiç yapmayın. Ben zannetmiyonım,
böyle bir şeyin olacağını ve hiç üzerin-
de durmuyonım" dedi.
Başbakan Yıldınm Akbulut, dün
Antalya'ya geldiğinde gazetecilere, Ku-
zey Iraklılar konusunda BM ile Irak
arasında imzalanan anlaşmayla ilgili
olarak, "Bizim topraklannuzda aynca
bir yerieşim merkezi kurulmasının ar-
lık gereği kalmadı" dedi. Akbulut,
Türkiye'deki Iraklıların yardım merkez-
leri oluşturulmasmdan sonra geri gön-
derileceklerini bildirdi.
MUHALEFET
Buinsanlaracesarct
verenler utansın
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Muhalefet partileri Ku-
zey Irak'ta geçici yerleşim böl-
geleri kurulmasım kuşkuyla kar-
şılıyor. SHP Genel Başkanı Er-
dal tnönü, BM Güvenlik Kon-
seyi'nin Kuveyt için gösterdiği
çabayı sığmmaalar için de gös-
termesi gerektiğini söyledi. DYP
Genel Başkanı Süleyman Demi-
rel, kampların kurulmasım
memnuniyetle karşıladığını be-
lirtirken uzun dönemde Filistin
kamplanna benzeyeceği endişesi
taşıdığını söyledi. DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit ise Türki-
ye'nin, Batı emperyalizminin
Ortadoğu'daki ajardığına süriik-
lendiğini öne sürdü.
tnönü, bayram tatilini geçir-
mekte olduğu Antalya'da gaze-
tecilere yaptığı açıklamada
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile
Başbakan Yıldınm Akbulut ve
ANAP iktidarını sert bir dille
eleştirdi. tnönü, bugünkü yöne-
timin ve hükümetin hiçbir hu-
kuk düzeninde yeri bulunmadı-
ğını öne sürerek, "Bugünkü ki-
şisel yönetimde Cumhurbaşka-
nı Turgul Özal dine telefonu
alarak 'Sayın Başbakanım şunu
şöyle yap' diyor. O da yapıyor.
Bu kişisel yönetimin hiçbir ku-
rala u>-an taraıı yoktur" dedi.
İnönü, sığınmacılarla ilgili soru-
nun muhatabının kim olduğu
sorusunun yamtınm iyice düşü-
nülmesi gerektiğine de dikkat
çekerek "Kuveyt'i bosaltmak
için tüm gücünü gösteren BM
Güvenlik konseyfnin burada da
aynı şeyleri yapması gerekir. Bu
işi başımıza BM Güvenlik Kon-
seyi getirdi, çözmesi gereken de
odur. Ve derhal çözmelidir" di-
ye konuştu.
DYP lideri Demirel dün An-
kara'da düzenlediği basın top-
lantısında, bölgede kampların
kurulmasım memnuniyetle kar-
şıladığını söyledi. Demirel, Irak'ı
"banıt fıçısT'na benzeterek, "Sı-
ye cesaretlendirdikten sonra ar-
kasız bırakanlann ve Talabani
ile Barzani'ye moral destek ve-
ren Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın bu insanlann bugün içi-
ne düştükleri durumdan dolayı
utanmalan gerekir" dedi.
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit de yaptığı yazılı açıkla-
mada Türkiye'nin bölge dışı
emperyalist güçlerin bir karşı
dev'let kurmalarına aracılık etti-
ğini öne sürdü.
Cumhuriyet
kitap kulübü
T A K S İ T L E
KÎTAP
V E R İ Y O R
DİLEYEN HERKESE^ 8 AY VADELİ
YAZARLAR
ÜNLÜ
YAPITLAR
:
YAYINLARI
V CAN
' • ^ 1 YAYINLARI•
A ÇINAR
^ WINLARI
3
•
-M7İ
^ Ö J KITABEVı
ALTIN b BİLGİ
KİTAPLAR YAYINEVl
CEM
YAYINEVI
ONUR
YAYINLARI
(§ ÇAĞDAŞ
^ ^ YAYINLARI
m PAYEL
^ Y/VINEVl
TOROS
YAYINLARI
400 seçme kitap Elden teslim
(') Sadece IfLanbul II sınırlan içinde.
Bır telefon yeterlı
TELEFON : 512 05 05 / 516
3 günde 100 ölümHaber Merkezi — Yüz binler-
ce Iraklı sığınmacı, Ramazan
Bayramı'nı Türk-Irak sınırında
güç koşullarda geçirdi. Bayram
boyunca nakliye uçaklannın at-
tıklan yardım paketlerinden üç
kişi, olumsuz koşullardan da ço-
ğunluğu çocuk, 100'ü aşkm kişi
yaşamını yitirdi. Bu arada gerek
Kuzey Irak'ta kampların kunıl-
ması, gerekse yardım malzeme-
lerinin nakli konusunda görev
yapmak üzere Türkiye'ye gelen
ABD'li askerlerin sayısı 5693'e
ulaştı. Çukurca Camii'nde bay-
ram namazı, caminin ceset do-
lu olmasından dolayı kılınama-
dı.
Uludere'den Cumhuriyet mu-
habirleri Hakan Aygün, Zafer
Aknar, Uygar Gürkan ve Ergün
Aksoy'un- bildirdiklerine göre
49. sınır taşının Irak kesiminde
bulunan çadırkentte bayram sü-
resince ilaç sıkıntısı çekildi. Ça-
dırkentte kamp düzeni oluştur-
mak için büyük bir uğraş veri-
lirken kurulan seyyar hastanede
hastaların büyük bölümünû ço-
cukların oluşturduğu yoğun bir
hasta trafiği gözlendi. Kampta
bulunan doktorlar, sığınmacıla-
nn büyük bölümünde ishal, di-
zanteri gibi hastalıklann görül-
düğünü, havaların ısınmasıyla
birlikte salgın hastalıklann or-
taya çıkabileceğini belirtiyorlar.
Bu arada bayramın birinci gü-
nü Çukurca Camisi'nde caminin
ceset dolu olmas. yüzünden bay-
ram namazı kılınamadı. Çukur-
ca'nın tek camisinin ceset dolu
olması ve günde ortalama 30'u
aşkın sığınmacmın cesetlerinin
yıkanması, ibadetin aksamasına
yol açıyor.
Bayram günlerinde de devam
eden yardım malzemelerinin da-
ğıtımı sırasında 49. smır taşının
bulunduğu kampta olaylar çık-
tı. Bazı sığınmacılar güvenlik
güçlerine taş atınca buna hava-
ya ateş açılarak karşılık verildi.
Yaşanan izdiham sırasında can
kaybı olmadı. Nakliye uçakla-
nnca bölgeye atılan yardım pa-
ketleri biri kadın 3 kişinin daha
yaşamını yitirmesine neden ol-
du. Bugüne kadar yardım paket-
Nakliye uçaklarından
atılan yardım
paketlerinden l'i kadın
3 kişi öldü. Bayram
süresince soğuk ve
çeşitli hastahklardan
100 sığınmacı yaşamını
yitirdi.
leri yüzünden ölenlerin sayısı
18"e yükselirken, bayram süre-
since de yaklaşık 100 sığınmacı
soğuk ve çeşitli hastalık yüzün-
den yaşamını yitirdi. Bölgeye
yardım taşıyan tngiliz helikop-
terlerinin sayısının önümüzdeki
günlerde 10'a çıkarılacağı öğre-
nilirken, Hakkâri'de bulunan iki
tngiliz helikopteriyle gelecek 200
personele bannacak yer aranı-
yor.
ABD askerleri
Kuzey Irak'ta Kürtler için
kamplann kurulmasında ve böl-
geye yardım malzemesi gönderil-
mesinde görev almak üzere In-
cirlik Üssü'ne gelen ABD'li as-
ker sayısının 5693'e ulaştığı bil-
dirildi. Bu askerlerden
700'ünün, Silopi yakınlannda
kurulan askeri kampta yerleşti-
rildiğini belirtildi. ABD'li asker-
lerin bulunduğu kampın 5 kilo-
metre kadar yakınında da Türk
askeri birliklerinin konuşlandı-
nldıgı gözlendi.
Bayram süresince lncirlik,
Batman ve Diyarbakır'daki üs-
lerden havalanan uçaklarla sı-
ğınmacılann bulunduğu bölge-
lere yapılan yardım miktannın
1800 tonu bulunduğu kaydedil-
di.
AA'nm bildirdiğlne göre Av-
rupa Topluluğu (AT) Komisyo-
nu Türkiye Temsilciliği'nden ya-
pılan açıklamaya göre komisyo-
nun sığınmacılara yardımda bu-
lunulması amacıyla şimdiden
39.65 milyon dolar seferber et-
tiği bildirildi. Fransa'nın Anka-
ra Büyükelçiliği'nden yapılan
açıklamada da "Fransız insani
yardımı"nın süreceği bildirildi.
Dışişleri'nden açıklama
Bu arada Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Murat Sungar, Türki-
ye'nin Türk-Irak sınınndaki
Iraklılara yönelik tutumu hak-
kında bazı Batılı basın-yayın or-
ganlarında çıkan haberlere
ilişkin bir s>omya verdiği yanıt-
ta, Türkiye'nin sığınmacılara
yardım konusunda "kendi pa-
yına düşeni imkâniannın ötesin-
de bir özveri ile
gerçekleştirdiğini" söyledi.