18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19NİSAN1991 EKONOMÎ CUMHURİYET/13 Maxwell his§e satıyor . • LONDRA (AA) — tngiliz basın imparatoru Robert Maxwell, sahibi olduğu yayın grubu Mirror Group of Newspapers Plc'yi halka açıyor. önceki gün yaptıgı açıklamada, Maxwell, gnıbun hisselerinin yüzde 45'i ile yuzde 49'u arasındaki bir miktannı haika satacağını bildirdi. Mirtor Group'un hisselerinin değerinin 30 nisan tarihine kadar açıklanmayacağı belirtildi. Ancak piyasa gözlemcileri, satış miktarının 250 milyon sterlin (yaklaşık 448 milyon dolar) dolayında olacağını tahmin ediyorlar. Hisselerin ttçte biri Ingiltere dışında satısa sunuluyor. Satış kapsamında yer alacak yayınlar arasında The Daily Mirror, The Sunday Mirror, The People, The Racing Papers, The Sporting Life ve The Sporting Life Weekender de yer alıyor. Aynca lskoçya'da yayımlanan The Daily Record, The Sunday Mail ve iki bağımsız yayının da hisseleri satılacak. TEK'ten yüzde 9 zam • • ANKARA (ANKA) — Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK) yıl sonuna kadar programlanan ve her ay elektrik fiyatlarına yüzde 3 zam yapılmasını esas alan • programından sapıldı. Bu : program uyarınca mayıs ayı başında yüzde 3 zam görmesi planlanan elektrik fiyatlanna, 1 mayıstan geçerli olmak üzere yüzde 9 zam yapıldı. TEK'in 1 mayıstan itibaren geçerli olacak zam tarifesine göre elektrik fiyatlan şöyle belirkndi: Konutlar; Ayda 120 kwh'ya kadar olan tüketimlerde, kwh ücreti 205 lira. 120 kwh'dan fazla kullammlarda kwh ücreti 320 lira. Ankara, Istanbul, tzmir, Bursa, Adana ve Kocaeli'nde sanayi kuruluşlarında 258 lira. 100 bin liralık banknotlar • ANKARA (UBA) — 100 bin liralık banknoüarla haziran ayında tanışıyoruz. 25 bin ve 250 bin liralık banknotların da 1992 yılında tedavüle çıkacağı açıklandı. Merkez Bankası ldare Merkezi 100 bin liralık banknotların haziran ayında tedavüle çıkanlmasını kararlastırdı. Kalıplan îsviçre"de hazırlanan ve ilk baskılan yapılan 100 bin liralık kâğıt banknotlar, piyasadaki 5 bin liralık banknotların boyutunda olacak. Türk kâğıdı 55 yaşında • lZMtT (Cumhuriyet) — SEKA Genel Müdürü Sabahattin Yalınpala Tüıkiye'de ilk kâğıdın üietilişinin 55. yıl dönümü olinası nedeniyle dün yayımladığı mesajmda "Hedefimiz her konuda tasamıfu ilke edinerek en yüksek verimlilikle daha kaliteli ve daha fazla üretimdir" dedi. tlk kâğıdın üretildiği 18 Nisan 1936 tarihinde günümüze yanm yüzyılı aşan calışmalanyla SEKA'nın ülke ihtiyaanın karşılanmasındaki tarihi görevini basanyla sürdürdüğünü belirten SEKA Genel Müdürü Yalınpala SEKA'nın bugün 577 bin 500 tonluk üretim gücüyle dünyanın sayılı kuruluşlan arasında yer aldığını söyledi. Bavyera'dan 5 milyon nıark • MÜNİH (AA) — Bavyera eyaleti Basbakanı Max Streibl, eyalet taukümetinin Türkiye'ye, Kıuey Iraklı sığınmacılar için 5 milyon mark yardım yapacağıru acıkladı. Bosfor şirketler grubu yönetim kurulu Başkanı Feyyaz Tokar, Milliyet gazetesi sahibi Aydın Doğan, Sabah gaaetesi sahibi Dinç Bilgin, Koc grubundan tnanç Kıraç ve Erdoğan Gönül, Bavyera eyaeti baskaıu Max Stıtibl'i ziyaret ettiler. Ayçiçekyağıpiyasasında kızgın rekabet ortasındafıyat anarşisi var Her şişede ayrı bir fiyatESER ATtLLA Yaklaşık 30-40 yılhk mazisi bulunan Türkiye'nin genç endüstrilerinden ayci- çekyağında fıyat anarşisi yaşanıyor. Yıl- da 350-400 bin tonluk ayçiçekyağını tü- keticiye ulaşııran piyasaya bazı tahmin- lere göre 60, bazı tahminlere göre ise lOO'ün üzerinde ayçiçekyağı üreticisi mal veriyor. Kıran kırana bir rekabetin ya- şandığı ayçiçekyağı piyasasında fiyatın en büyük rekabet unsuru olduğu dikka- ti çekiyor. Bu arada büyük firmalann son 3 ay içinde ürünlerine toplam yüz- de 5 0 ^ varan oranlarda zam yaptıkla- n, küçük firmalann ise yoğun rekabet- ten dolayı fıyatlannı fazla arttıramadık- lan gözleniyor. Büyük holdinglere bağ- lı ayçiçekyağı üreticileri yaptıkları zam- ları hamyağ, işçilik, pazarlama gibi ma- liyet artışlarıyla açıklarken sayılan 50, hatta 60'ı aşan küçük üretıciler "büyüklerin" bu kadar sık zam yapma- larına bir türlü akıl sır erdiremiyorlar. 1 litre ayçiçekyağı maliyetinin yakla- şık yüzde 60'dan fazlasını oluşturan hamyağ ve ambaJaj giderlerinin irili ufaklı her fırmada hemen hemen aynı ol- masma karşın büyük üreticilerle küçük- ler arasında uçurumlara dönüşen fıyat farklılıklanna etki eden faktörler özel- likle şu ana başlıklarda toplanıyor: • Büyüklerin fınansal güçlerinden do- layı pazarlamayı ön plana almalan ve te- levizyon reklamlan, kampanyalarla ta- lebi arttıncı ve markayı tarutıcı pazarla- ma yollanna başvurmalan maliyeti art- tıran en büyük unsur olarak gosteriliyor. Bunun karşüığında, maliarını geniş bir alana ulaştırabildikleri için fıyatlannı da- ha özgürce belirleyebiliyorlar. • Dagıtım: Daha çok Trakya bölgesi- ne yayılmış olan küçük ya da orta ölçekli ayçiçekyağı üreticilerinin dağıtım kanal- lan da büyüklere oranla daha dar boyut- Hangı marka nraıa M Trakya Yağ Sanayii Komili Yağ Sanayii Marsa Ünilever-iş Edirne Yağ Sanayii Paksoy Trakya Birlik Ersözler Yağ Sanayii Sun Yağları Türsal Yağ Sanayii kaça satıiıyor? Marka Salat Son zam tarihi 1 Nisan 1991 Komili Yudum 1 Nisan 1991 Ona Aymar Vıta Olin Paksoy Biryaö Özlem Sun Türsal 8 Nisan 1991 25 Mart 1991 25 Mart 1991 25 Mart 1991 6 Nisan 1991 Bayramdan sonra zam yapmayı planlıyor. — Ocaki991 Ocak 1991 HJVhartç fafctkaçıkı* flyab(TL) 4995 5600 5340 4485 4650 4650 4875 4150 3500 2600 3000 Ayçiçekyağı alırken nelere dikkat etmeli • Ayçiçekyağının en önemli işlemi rafine edilmesi. Kötü rafine edilen yağın ağır bir kuspe kokusu oluyor. Bu nedenle yağın nasıl koktuğu kalitesini ele veriyor. • Kötü kalite ayçiçekyağında yemek pişirilirken, çok çabuk, yanan yağda görulen dumanlanma göze çarpıyor. • Yağın yanma süresi kalite belirlemesinde önemli bir etken. Yanma derecelerinin 150 ile 220 derece arasında değiştiği vurgulamyor. Aynı yağın kullanma süresi ne kadar anarsa yağ o derece kaliteli sayıhyor. • Yağda ambalajm da önemli • olduğu vurgulanıyor. Kapağının açık mı kapalı mı, ambalajı kullanışh mı değil mi, gibi kriterler yağın kolay ve daha temiz kullanımı için önemli. larda. Daha çok bolgesel olarak satılan ya da İstanbul'dan öteye geçemeyen bu firmalar, dağıtım için daha az para har- cıyorlar. Bu maliyet avantajını fiyatları- na yansıtabiliyorlar. Ancak maliarını her yerde bulunduramadıklan için büyukler- İe gerçek anlamda bir rekabete giremi- yorlar. • Teknoloji: Küçük ile büyük ayçiçek- yağı üreticileri arasında en büyük tartış- ma konusu ise teknolojide kendini gös- teriyor. Büyük fırmalar, kendilerinin kü- çüklere kıyasla en buyük üstünlüklerini çağa uygun teknolojiyle tanımlarken, birçok küçük firma yetkilileri büyüklerle aralannda büyük teknolojik farkhhk bu- lunmadığını ileri sürüyorlar. Hatta kü- çük firma yetkilileri büyük Fırmalann ta- lebin bol olduğu mevsimlerde küçükle- rin yağlannı satın alarak şişelediklerini ileri sürüyorlar. • İşçilik maliyeli: Büyük firmalann iş- çilik maliyetlerinin yüksek olduğu belir- tiyor. 1 şişe ayçiçekyağında yaklaşık yüz- de 12'lik bir payı olan işçi giderlerinin fiyatı arttıncı bir unsur olduğuna dikkat çekiliyor. Küçüklerle büyük üreticiler arasındaki fıyat farklılıklan, pazarlama, dağıtım kanallannın büyüklüğu ve teknolojik farklılıklar nedeniyle uçuruma dönüşür- ken büyükler arasında da fıyat farklılık- lan olduğu göze çarpıyor. Hemen hemen aynı teknoloji ve pazarlama maliyetleri olan yaklaşık 6 büyük firma arasındaki yüzde 10'lara varan fıyat farklılıklan pi- yasadaki pazar paylarıyla açıklanıyor. Pazar payı daha yüksek olan firmalann fıyatlannı daha rahat arturabüdikleri göze çarpıyor. Örneğin 1 kilo Salat ay- çiçekyağının fabrika çıkış fiyatv 1 nisan- da yapılan son zamdan sonra 4 bin 995 liraya yükselirken, piyasanın şu anki li- deri Komili Yudum'un 1 kiloluk yağının fabrika çıkış fiyatı aynı gün yapılan zam- la 5 bin 600 liraya çıktı. Komili'nin Pa- zarlama Müdürü Ali R. Danış, piyasa- da Komili'nin daha pahalıya satılması- nı pazar payının yüksek olmasına bağ- Uyor. Büyükler arasındaki fıyat farklılık- larının bir diğer nedeni olarak da reklam yoğunluğu gosteriliyor. Öte yandan Trakya Birlik'in (Trakya Yağlı Tohumlar Tanm Satış Kooperatif- leri Birliği) bir kiloluk ayçiçekyağı şu an- da 3 bin 500 liradan piyasaya sunuluyor. Trakya Birlik Genel Müdürü Oral Kiper, bu fıyatlarla zarar ettiklerini, ancak za- ranna da olsa kooperatif olarak piyasa- da dengeleyici bir konuma sahip olma- larından dolayı fiyatlan arttırmadıkla- nnı belirtiyor. Ancak küçük üreticilerle büyük üreticiler arasında fıyat yelpaze- sinin giderek açıldığını dile getiren Ki- per, Trakya Birlik'e göre fiyatlannı be- lirleyen küçük üreticileri mağdur düşür- memek için bayramdan sonra ürünleri- ne zam yapmayı planladıklarını be- lirtiyor. Dış borç göstergeleri kötüleştiIMF'nin ülkelerin borçluluk derecelerini belirlemek için kullandığı dört göstergeden üçüne göre Türkiye "çok borçlu". Ancak ödeme gücü nedeniyle IMF Türkiye'yi bu kategoriye sokmuyor. ANKARA (ANKA) — Tür- kiye'nin dış borçlannda 1990 yı- lında görülen hızlı artış dış borç- larla ilgili karşılaştırmalarda kullanılan hemen bütün rasyo- lan kötüleştirdi. IMF'nin ülke- lerin borçluluk derecelerini be- lirlemek için kullandığı dört göstergeden üçü Türkiye'pin çok borçlu ülkeler sınıfında öl- duğunu gösteriyor. Türkiye yal- nızca dış borçiann gayri safı milli hasıladaki payı açısından orta derecede borçlu ülkeler grubunda. 1990 yılında dış borçiann bir önceki yıla göre yüzde 17 gibi yüksek bir oranda artması sonu- cu toplam dış borcun ihracata oranı yüzde 358'den yüzde 364'e yükseldi. IMF kriterleri- ne göre toplam borcun ihracat gelirlerine oranı yüzde 275'in üzerinde olan ülkeler çok borç- lu sayüıyor. Türkiye 1990 yılın- da 12 milyar 960 milyon dolar ihracat yapmıştı. Dış borcu ise 49 milyar 35 milyon dolara çık- mıştı. Türkiye 1990 yılında ödeme- ler dengesi bilançosundaki tanı- mıyla 7 milyar 255 milyon do- lar dış borç servisi yaptı. Yapı- lan toplam dış borç servisi ihra- cat geluierinin yüzde 56'sına denk düştü. IMF bu oranı yüz- de 30'un üzerinde olan ülkeleri çok borçlu ülke kabul ediyor. Türkiye'nin geçen yıl yaptığı faiz ödemelerinin ihracat gelir- lerine oranı ise yüzde 25 olarak gerçekleşti. IMF bu rasyoda da yüzde 20'nin üzerini çok borç- lu olarak görüyor. Dış borçiann gayri safi milli hasılaya oranı ise IMF'nin orta borçluluk oranına karşüık düşü- yor. Türkiye'nin toplam dış borçlan gayri safı milli hasıla- sının yüzde 45'ine denk düşü- yor. Bu oran 1989 yılında yüz- de 52 düzeyindeydi. IMF, bu oranın yüzde 30-50 arasında ol- duğu ülkeleri orta borçlu, yüz- de 50'den fazla olan ülkeleri de çok borçlu kabul ediyor. Dört belirli rasyondan üçü Türkiye'nin çok borçlu olduğu- nu gösteriyor. IMF bir ülkeye çok borçlu damgasıru vurmadan önce bu dört rasyonun en az ücünun belirlenen limitlerin üze- rinde olmasım gözönüne ahyor. Göstergeler böyle olmasına kar- şın dış borç ödeme gücü nede- niyle Türkiye IMF nezdinde cok borçlu ülke olarak kabul edilmi- yor. IMF krijeri olmamasma kar- şın, uluslararası karşılaştırma- larda kullanılan bir diğer kriter olan toplam dış borçiann top- lam döviz gelirlerine oranı ise yüzde 189'dan yüzde 193'e yük- seldi. Uluslararası rezervlerin toplam dış borçlan karşılama oranı ise iyileşti. Ancak kısa vadeli dış borçia- nn stok içerisindeki payının yüzde 14'ten yüzde 19'a çıkması 1991 yılında Türkiye'nin kritik bir dönemeçten geçeceğine işa- ret ediyor. Kısa vadeli dış borç- iann artması da dış borçiann 1989 yılında 15 yıl olan ortala- ma vadesini 15.1 yıla çıkardı. Batı, Doğu Avrupa'yı paylaşıyorEkonomi Servisi — Doğu Av- rupa'nın ekonomileri en iyi du- rumda olduğu kabul edilen üç ülkesi Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan, Batıh büyük şirket- ler tarafından yavas yavaş pay- laşılıyor. Üç ülkede de yabancı şirketlere elde ettikleri kârın yüzde 100'ünü yurtdışına trans- fer hakkı tanınması, yatınm ya- pan yabancüara da ilk iki yıl bo- yunca çeşitli vergi kolaylıklan getirilmesi, herkesin iştahını ka- bartıyor. Şu ana kadar 1.2 mil- yar do!arlık yabancı sermaye çekmiş olan bölgenin 1993 so- nuna dek bu rakamı 3.5 milyar dolara çıkarması bekleniyor. Bugüne kadar Doğu Avrupa'- da yapılan en büyük satış, Çe- koslovakya'nm ünlü otomobil fabrikası Skoda'run 6 milyar 630 milyon dolara (bu para 10 yıl içinde kademeli olarak getirile- cek.) Alman Volkswagen şirke- tine devredilmesi oldu. Skoda 1 mn satışı için Renault ile Volk- svvagen arasındaki uzun müca- dele Almanların başansıyla so- nuçlanmış, geçen 28 martta da anlaşma imzalanmıştı. Doğu Avrupa'daki ikinci büyük satış ise Fransız CBC şirketinin Çe- koslovak Tourinvest otel zinciri- ni 175 milyon dolara satın alma- sı oldu. Ancak Doğu Avrupa'daki bu paylaşım için Batıh şirketler yal- nızca kendi aralannda mücadele Polonya'da uzun yıllardan sonra borsa yeniden açddı. Varşova Borsası, eski Komunist Partisi rnerkezinde çaiışmaya başladı. etmekle kalmıyor, yatınm yap- mayı düşündükleri her ülkede de hükümetlerle, özelleştirme- den sorumlu kurumlarla ve ka- muoyuyla da didişmek zorunda kalıyor. Business Week dergisinde bu konuda yayımlanan bir yazıda bu iki tür zorlukla ilgili örnek- ler yer alıyor. Macaristan'da da elektrikli ev eşyalan üreten Le- het firmasının satışı projesi bu örneklerden yalnızca bir tanesi. tsveç'in ünlü beyaz eş>>a fırması Eiectrolux, iki yıldır bu şirkete ortak olabilmek için uğraşırken Macar hükümetinin 1990 yılın- da şirketi blok halinde satışa sunması üzerine yeni talipler or- taya çıktı. General Electric, Whiripool ve Bosch-Siemens de Lehel'i ele geçirmek için teklif verdiler. Bunun üzerine Electro- lux de kendi teklifini yükselt- mek zorunda kaldı. Lehel için verilen savaş henüz sonuçlanmış değü. Macaristan'da 70 yılhk tarih- sel Gundel Lokantası'nın satışı da Doğu Avrupa ülkelerinde karşılaşılan diğer güçlükler ko- nusunda iyi bir örnek. İkinci Dünya Savaşı öncesinin "neşe- li" Budapeşte'sinde Avrupa ça- pında bir üne sahip olan bu lo- kantayı, Macaristan'dan New York'a göç etmiş ve orada Cafe Artistes'i kurmuş olan George Lang satın almak istedi. Kendi- sine ortak olarak Estee Lauder kozmetik şirketinin varisi Ro- nald S. Lauder'i de alan Lang, hükümete lokantanın yüzde 50'sini almak üzere başvurdu. Görüşmeler bir yıl .sürdü, so- nunda hükümet anlaşmayı ka- bul etti. Ancak daha sonra hü- kümet Budapeşte*nin simgele- rinden biri olan Gundel Lokan- tası'nı satmaktan vazgeçti.Birsü- re sonra bu kez yeniden satma- ya karar verdi. Lang, tam işe gi- rişecekti ki bu kez de ortaya Gundel Lokantası'nın savaş ön- cesi dönemdeki sahiplerinden biri ortaya çıktı ve lokanta üze- rinde hak iddia etti. Bu tür pek çok zorluğa kar- şın Çekoslovakya, Polonya ve Macaristan ellerindeki şirketle- ri hızla satmay'a çalışıyor. Geçen hafta bir borsaya da kavuşan Polonya'da 7 bin 600 şirket sa- tılık. Bunlardan bin tanesinin bu yıl sonuna kadar satılması he- defleniyor. Çekoslovakya 4 bin 500 şirketinden 300'ünü yıl so- nuna kadar satmayı düşünüyor. Macaristan'da ise 2 bin 400 şir- ket satılacak, bunlardan 400'ünün yıl sonuna kadar elden cıkanlması hedefleniyor. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY Şuna Buna Dokunarak llmut Dolu Yarınlara Türkiye'de yönetimi en yakından izlenen, sorgulanan, he- sap vermeye zorlanan kuruluşlar hangileridir? Geniş bir gru- bun yönetime katılma çabasının en yoğun biçimde görüldü- ğü alan hangisidir? Bana öyle geliyor ki yönetimi en yakmdan izlenen kuru- luşlar futbol kulüpleri, geniş bir kitlenin yönetime katılma ça- basının en belirgin olarak görüldüğü alan da futbol alanı. Tuttuğu takım bir maçta istenen oyunu oynamıyorsa, ta- raflar hemen duruma müdahaie etme çabasına girişiyor, yap- tığı tezahüratla hangi oyuncunun çıkartılması, hangisinin oyu- na alınması gerektiği konusunda takımı yönlendırenlere akıl vermeye çalışıyor. Kimi zaman yöneticiler bu baskının etkisi altında kalarak istenen değişiklikleri yapıyorlar, Ahmet'i çı- kartıp Mehmet'i oyuna alabiliyottar. Tutulan takımın performansı yalnızca bir maçta değil, bir- birinı izleyen maçtarda tatminkâr bulunmuyorsa, takım ba- şarısız bir sezon geçirıyorsa taraftarın tepkisi ve baskısı başka şekiller alıyor Antrenmanlara kadar uzanan protesto göste- rileri, oyunculara yönelik sataşmalar, antrenör ya da mena- jerin görevden uzaklaştırılması yönünde baskıiar birbirini iz- leyebiliyor. Tepkiler, sonunda kulüp yöneticilerini ve başka- nını hedef alacak boyutlara varıyor. Bunu bilen kulüp yöneti- cileri, bazen tarattarlann istekleri doğrultusunda kararlar al- mak, başarısız görünen antrertörü görevden uzaklaştırmak zorunda kalıyorla- Futbol taraftarı çoğu kez sabırsız ve insafsız olabiliyor. Ta- kım sürekli başarılı olsun istiyor, oyunculan tartaklamaya ka- dar varan çağdışı tepkilere başvurabiliyor. Bu nedenle ba- zen kaliteli bir antrenör, takımı adam edecek süreyi kullana- madan kendisini kapının önünde bulabiliyor; bazı kurnaz fut- bolcular taraftarın tepkisini kullanarak kulüpteki derebeylik- lerini kıracak yöneticiienn başarısını engelleyebiliyorlar. Bü- tün bunlar doğru ama sonuçta taraftar olaya katıldığı, tepki- sini ortaya koyduğu için futbol kulüplerinde başarısız yönetimler uzun ömürlü olamıyor. kolay kolay ayakta kalamı- yor. Ne yazık ki futbol alanı dışında, oynanan "oyun"la bu ka- dar yakından ilgili, yöneticilerden böylesine hesap soran bir "taraftar" kitlesine pek rastlanmıyor ülkemizde. Adam bir sürü partak vaatle halkın oyunu alıp iktidar olmuş, bunların hiçbi- rini tutmamış ama hâlâ hiçbir şey olmamış gibi rahatça otu- rabiliyor koltuğunda. Sendikal hareketin en büyük darbeleri yediği, işçilerin en büyük kayıplara uğradığı dönem boyun- ca en büyük sendikal örgütün başı yerinde kalabiliyor. Pek çok alanda "taraftar" kitlesinin ataleti ve tepkisizliği, başarı- sız yöneticilerin koltuğunu korumasına olanak veriyor ve ba- şansızlığın kronikleşmesine yol açıyor. Sivil toplumun geliş- mişlık derecesini bu tepkilerin çeşitliği ve yogunluğuyla ölç- mek mümkün gibi görünüyor. Metin Akptnar-Zeki Alasya ikilisinin yeni oyunu "Şuna Buna Dokunduk" bu noktaya parmak bastığı için ilgiye değer bir girişim. Metin Akpınar bu oyunla vermek istedikleri mesajı şöyle ayıklıyor: "Yeni oyunumuzda yeni bir olgu var. Toplumlar sorgula- ma yeteneğine ulaşmışlarsa, olayı irdeleme, didikleme, araş- tırma seviyesine varmışlarsa, yöneticilerini de şartlandırıyor- lar. Yani yöneticınin önerdiği doğrultuda kalmıyorlar. Böyle- ce genel doğrulara daha fazla yaklaşmış oluyorlar. Biz diyo- ruz ki toplum yöneticisıne de, kendine de, ilertye de sahip çıkmalı. Her olayı irdelemeli, doğruyu aramalı." (1) Zeki Alasya ise şunları söylüyor: * "Birileri benim cebimden para çalarken, ben hiç sesimi çıkarmadan nemelazımcıhk içine girersem, çalmaya devam ederler. Ben cebimden çalınan paranın hesabını sormalıyım." "Bu_ülkede her şey deneniyor. Deneyelim bakalım ne ola- cak? Ülkeyi yönetirken de bu deneylerle yönetiyorlar. Olur mu böyle şey? İnsan malzemesi olarak politıkacı kalitesi bu olursa, olur tabii." (2) Oyunun kendisi bu mesajları ne denli etkileyici ve kalıcı biçimde verebiliyor, doğrusu pek emin değilim ama merak eden herkesin gidip görmesini önerırim. Bu konuda kendi ölçülerimi esas almanın doğru olmayabileceğini düşünüyo- rum; oyunu kahkalarla ve alkışlarla izleyen seyirci kitlesinin verilmek istenen mesajı ne ölçüde aldığını da kestiremiyo- rum. Ama önemli olan ve umut veren şey, bu mesajın verilmek istenmesi, giderek daha fazla kişinin, daha fazla alanda "sor- gulayan, hesap soran vatandaş" kımliğini kazanması. insan- ların daha iyi bir yönetim, daha güzel bir gelecek için çözü- mü Allah'tan, devletten, kurtancı büyüklerden beklemek ye- rine kendi sorunlarını ve taleplerini ortaya koyarak hak ara- ma, daha iyiyi bulma alışkanlığını kazanması. "Şuna buna dokunmanın" önemini kavraması. Bayram günlerinde İstanbul'un doğalgaz faciasına uğra- mış yollarında çukurlara girip çıkarkerv, vergi ödeyenlerın tab- lolarına bakıp enflasyon belasının ardındaki kamu açığının nedenlerini düşünürken; Türkiye'de en yaşamsal kararlann nasıl keyfi biçimde alındığını ve uygulandığını anımsarken bir yandan da bunları düşündüm. Ve umut dolu yarınlara bu yol- dan gidilebileceği duygusuna kapılarak iyimserliğimi koru- maya çalıştım. (1) ve (2), Milliyet, 14 Nisan 1991, Özcan Ercan'ın Tatil Sohbeti. KlSA KISA • APS Otomotiv, ABD'den ithal ettiği otomobillerin arasına Pontiac Transport'u da kattı. General Motors'un yaptığı ankete göre Pontiac Transport, en beğenilen otomobil unvanmı kazandı. • Türk Tuborg net dönem kârmı yüzde 11.438 oramnda bira satışlannı yüzde 12, cirosunu ise yüzde 78 oramnda arttırdı. Şirketin genel kurulunda elde edilen kânn geçmiş yıUann zararına mahsup edilmesi kararlastırüdı. • Karabacaklar Fuarcıhk Ltd. 19-28 nisan tarihleri arasında Perpa Ticaret Merkezi fuar alanında 2. Çocuk ve Bayram Şenliği Fuan düzenliyor. • Gümüşsuyu halı kampanyası 23 nisandan mayısa kadar sürecek. Güzel Sanatlar/Saatchi and Saatchi'nin hazırladığı kampanyada her biri 5 saniyeden olusan bir tele katalog dizisi bulunuyor. Ve Gümüşsuyu halılan ayn ayn tanıtüıyor. Paktaş'ın çilesi hâlâ bitmediÖnce Sümerbank'a sonra DMO'ya devredilen Paktaş tekstil fabrikalarının yeniden Sümerbânk'a geçmesi ya da özelleştirilmesi söz konusu. Adı Aksantaş olarak değiştirilen Paktaş'ın Genel Müdürü Oral Türkdoğan, şirketteki iki temel soruna çözüm bulunması gerektiğini, bunlardan birinin işletme sermayesi yetersizliği, birinin de teknolojik gerilik olduğunu söyledi. ADANA (AA) — Maliye ve Gümrük Ba- kanlığı'nca vergi borçlannı ödeyemediği için Sümerbank'a devredilerek 4 yıl işletildikten sonra Devlet Malzeme Ofisi'nin bağlı ortak- hğa dönüşen Paktaş fabrikalan sanah gün- ler yaşıyor. Toprak ailesinin Adana ve Tar- sus'ta kurduğu fabrikalann yeniden özelleş- tirilmesi veya yeniden Sümerbank'a devri konusunda çalışmalar sürdürülüyor. 31 Aralık 1990 tarihinde TMO'ya bağlı ortaklığa dönüştürülen Paktaş fabrikaları- nın adı ise "Akdeniz Sanayi ve Ticaret tş- tetmdcri A.Ş. (AKSANTAŞ)" olarak değiş- tirilmişti. AKSANTAŞ Genel Müdürü Oral Türk- doğan, tamamen KİT statüsü kapsamında üretimini sürdüren şirkette iki büyük soru- nun güncelliğini koruduğunu bildirdi. Şir- ketin sermaye sorununun çözüme kavuştu- rulamadığını bildiren Türkdoğan, "Taıe ka- na ihtiyaç var. tşietme sermayesi soruna çö- zümlenmezse AKSANTAŞ'ın ayakta kal- ması mucize olur" dedi. "ÖıelHkle Adana'da kurulu fabrikanın teknolojisi oldukça raşlı. Dış pazariarda re- kabet şansımızı kavbetmemek için tekno- loji transferine gitmek zonındayız. Bunun için kaynak gerekir. Türk tekstil piyasasın- daki dalgalanmalar da dikkate alındığında finansman sorunumuzu çözmekten başka çaremiz kalmıyor. Kendi kendirnize yeterli durama gelebMmek ve yeterli ozkavoağa kn- vuşabilmek için bir statu değişikliği gündemde. Bu statii değişikliği, ya kamu ortaldığı- na devir suretiyle gerçekleşecek ve daha son- ra rehabilitasyona gidilerek özelleştirilecek veya kamu ortaklığı vasıtaa ile yeniden Sü- merbank'ın içerisinde yer alarak, işletme hakkı Sumer Tekstil tşletmeleri AŞ'ye (SÜ- Tİ) ait olacak." Oral Türkdoğan, AKSANTAŞ'taki statü değişikliğinin kısa sürede gerçekleştirilme- sini arzu ettiklerini de bildirerek şöyle de- vam etti: "Paktaş'ın TMO'ya bağlı olarak KİT kapsamına alınması. işletmenin kâriı duru- muna geleceği anlamını taşımaz. Paktaş fabrikalaruun özelleştirilınesi ihümali gide- rek agırlık kazamyor." Adana ve Tarsus'ta kurulu Paktaş fabri- kalan Toprak Kardesler tarafından işletil- mekte iken, 1985 yılı sonunda bazı kamu kuruluşlanna ve bankalara olan yaklaşık 40 milyar liralık borcu nedeniyle Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca el konularak Sümer- bank'a kiralanmıştı. Tesisler, 1 Ocak 1990 tarihinde Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca kurulan Akdeniz Sanayi ve Ticaret Işletme- leri'ne (AKSANTAŞ) devredildi. SİGORTA DANIŞMANI /•SÇevremde "sigorta danışmanı" olarak tanınınm. ^ L ^ L Sigorta konulannda pek çok insan bana danısır, ^ * ^Sü^f benden yol göstermemi isterler. Bu ünüm ' ^mŞL W bosuna değıldir. ' "^ 14 yıliık sİgortacılık gecmisimde deneyimlerimi J I B H B - ' ^ ^ ^ ^ özenle biriktirdim. Ve onlcn iiaortolılara ^ • • • ^ H ^ ^ ^ B -A ^ ^ ^ ^ ^ daha iyi hizmet vermek için kullandım. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H r X ^ ^ ^ ^ ^ B Şunu da gururla söyleyebilirim; ^^^^^^^^^M ^M^^^^^K İmtaş Sigerta acentesi olabilmenin ^^^^^^^^^M ^ H ^ ^ ^ ^ ^ H ilk sartı, gerçekten "Usta bir Sigortocı" W^^^^^^M ^ • ^ ^ ^ ^ B olmakhr. Ve tüm İmtas acenteleri J ^ l ^ ^ ^ ^ ^ ^ F ^ B ^ ^ ^ ^ ^ l bu üstün özelliğe sahiptiHer. ^ S ^ ^ ^ ^ ^ ^ B ^ ^^K^^^^B^ Imtaş Sigortaı rriM*Dı M ı u T u M A N G N I U $ ıfnt T - - • • "Bu Gücü Kullanın" Mehmel Ali Soner 1 i yıBık imlo> Sigorfa Acentesi Gazi Mustala Kamd Bulvan Onur h Hon K.5 No. 111 1 ANKARA Tel:9-4 118 06 64
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear