18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbt Cumhuriyet Malbaactltk ve Gazeteohk Turk Anonım Şırketı adına Nadir Nadı 0 Gcnes >ayın Mudurj Hasaa Cemal, Muessese Muduru Emınc LşaklıgiL, Yazı lşlen Müduru Okay Goaeıu», 0 Haber Merlcezı Muduru ^alçın &My*r, Sa\fa Duzem Yönetmenı Ali Acar 0 Temsıtcıter ANK.ARA AarottTın. IZMIR Hikıntl ÇMınkaj». \DAN-\ ÇMta Yignoglu U PolmU Cctal ti^rıçır &s Haberler Isunbul Habenen Keaal Karvk, EJıiım Dii Yuılar Kcran Çalı>k*a. Vasıırma l:!r- Erol Lrkal 0 Muhasebc B«*nı V H«(y« Akyol A Idart Hmesın C ı m Eıx>n B*icı Ekonomı Ccagu T«rto« 1} S«r.dika ŞmkiM KMnKi, ku'Eur Cetal Lsttr Gncsy Ş*ytuı. ^un HabeHetı Necttet t>>ta>, Spor Danışmanı AbdattLjdır \Ltcr.n*> ^ U a U M , ChızcUme AbdaUab Ymacı 0 Koordına'or Ahac. Kontlsaa 0 Malı •v # BuLçe Piantamı. Srrfj Owukeşco|lıı 0 Reklam Ayfc Torn* 0 Ek YaytnLar 0 Işlnme- Ö^cr Ç«*k 0 Bılgı Isiem Ntfl Ual 0 Pmonel V«ıi I n Auru/u Bassan Nadır Nadj C«««l. Hlta«ı Çıuakna. Ob« GofteadB. LfBr MlKt. llaan Sdçak. âason ve Yayan. Cumhun>«t Matbucıltk ve Gazctccıjık T V Ş Tirkocagı Cad 39/41 34334 ls< PK 246 lsunbu! Td ÎI2 05 05 (20 hat} Tet« 12246 F*x (1) 516 60 72 £ Burojar- U ı n : Zıva GOkılp Bh l»kıtap S No 19/4, Td. 133 II 41-41 T e l c [ 43344 pj, _,, ,35 0! 65 9 l ™ i r H Zrya Btv 1352 S. 2,3 Td 13 12 30, T«ta 52359 FUL (51) 19 53 60 : luûnu Cad 119 S, No 1 Ku 1, Td. 19 3^ 52 (4 tut). Tdex 62155. Fax (71) İ9 25 71 TAKVİM: 19 NISAN 1991 îmsak: 4.39 Guneş: 6.13 öğle: 13.08 Ikindi: 16.53 Akşam: 19.54 Yatsı: 21.21 1986yılında Prof. Semih Tezcariın "Atatürk'ün özelyaşamına aitfılmprojesi"cumhurbaşkanınca desteklendi Atatürk filmini Evren istediBeş yıl içinde yapılan hazırlık çahşmalannda, Atatürk'ün özel yaşamının tüm yönleriyle film yapılmasına "aşınlıktan uzak olması" koşuluyla "evet" denildi. 1989'da 7 maddelik bir senaryo şartnamesi hazırlandı. Bu şartnameye uymaları koşuluyla her birine 15 milyon lira ödenerek 10 kişiye senaryo ısmarlandı: Halit Refiğ, Refik Erduran, Orhan Asena, Necati Cumalı, Güngör Dilmen, Recep Bilginer, Turan Oflazoğlu, Nezihe Araz, Ziya Öztan, Tarık Buğra. Senaryo Değerlendirme Kurulu, ilk olarak 1991 yılı programına, Halit Refiğ'in "Gazi ile Latife" ve Refik Erduran'ın "Metamorfoz" senaryolarının filme çekilmesini aldı. Refiğ'in filmi iki saatlik sinema ve 45'er dakikadan 4 bölümlük ÎV dizisi olacak. Yapımına 4.5 milyar ödenecek. SSCB GÜNSELİ ÖNAL ANKARA — Atatürk'ün ya- şamını, ulusal mücadeleyi, Ata- türk devrimlerini ve Türkiye'yi modemleştirme çalışmalannı konu alan uzun metrajlı bir Ata- türk filmi çekilmesini öngören "Atatürk FUmi Projesi" beş ya- şında. tlk ürününü Halit Refiğ'in çe- keceği "Gari üe Latife" üe ve- recek proje, Yüksek öğretim, Eğitim ve Araştırma Vakfı Baş- kanı Prof. Semih Tezcan'ın, 26 Kasım 1986'da, Cumhurbaşka- m Kenan Evren'e başvurmasıy- la gündeme gelmiş, Evren, Ata- türk filmi çekilmesi için bakan- üklan ve ilgili kuruluşlan görev- lendirmişti. Beş yıl içinde yapılan hazırlık çahşmalannda, Atatürk'ün özel yaşamının tüm yönleriyle film yapılmasına, "aşınlıktan uzak olunması" koşuluyla "evet" de- nildi. Evren'in talimatıyla çalışma- ları hemen başlatan Kultur Ba- kanı Mesut Yılmaz başkanlığm- da, 3 Şubat 1987'de bir toplantı yapılarak Yüksek Kurul ve Yü- rütme Kurulu oluşturuldu. 3 Kasım 1988'de, Evren'in de katıbmıyla, Nfilli Kütüphane'de bir panel duzenlendi. Panele ka- tılan ilgili kuruluş temsilcilerinin çoğu, Atatürk'ün bir tabu ola- rak kalmasına karşı çıkarak, ge- rekirse içki sofrasında rakısım içerken perdeye yansmlacak "insan" Atatürk'ün özel yaşan- tısının da film yapılabümesi yö- nünde görüş bildirdiler. Atatürk Filmi Projesi, 31 Ma- yıs 1989'da Yüksek Kurul'da gö- rüşüldü. Aynı tarihlerde yapılan yürütme kurulu toplantısmda, 10 tamnmış yazara, senaryo si- pariş edilmesi kararlaştınldı. Kültür Bakanlığı, Atatürk'ün yaşamı, ulusal mücadele yıllan ve Atatürk devrimlerini konu alacak bir film yapımı için tem- muz 1989'da bir senaryo şartna- mesi hazırladı. Şartnamede, 90-120 dakikahk bir Atatürk fü- minin senaryosunda aranılan özellikler şöyle sıralandı: Kadın haklanna özel önem "1. Senaryoda Atatürk'ün ha- yatı bütünüyle ele alınabileceği gibi hayatından kesitler de se- naryolaştırılabilecektir. Milli mücadelenin haldûığı, Atatürk- ün banşçı yönü, Türkiye'yi mo- dernleştirici kişiliği iyi vurgula- nacaktır, 2. 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesi, demokrasiye bağlüık, mil- letine sonsuz güven, kadın hak- ları gibi bütün insanlığa hitap eden yönlerine özel önem veri- lecektir, 3. Atatürk'ün özel hayatı, aşı- nlıktan uzak, bütün yönleriyle senaryoda yer alabilecektir, 4. Türk milletinin Atatürk'e sevgi, saygı ve güvenini sarsacak, hatırasıru zedeleyecek unsurlar bulunmayacaktır, 5. Tarihi olaylann, kişi ve yer adlarının doğruluğuna özen gösterilecektir, 6. Eski belgesel filmlerden, arşiv belgelerinden, yaymlardan geniş ölçüde yararlamlacaktır, 7. Senaryolann yazunı ve kontrolü sırasında BaşbakanLk Polisin ağırlığı artıyor Suç işleme oranının giderek arttığı Sovyetler'de güvenlik güçlerinin sayısı da milyonu aştı. 'The Economist'e göre KGB, hem polis teşkilatını hem de özel birlikleri yönetiyor. Dış Haberler Senisi — SSCB'de güvenlik kuvvetleri- nin politik yaşama giderek daha fazla mudahale etmeye başladığı, SSCB'deki poüs sa- yısının 700 bin, milis sayısının 300 bin olduğıı, Içişleri Ba- kanlığı'na bağlı birlik men- suplarının da 90 bine ulaştığı bildiriliyor. Ingiliz "The Economist" dergisinin bir haberine göre SSCB'de güvenlik kuvvetleri Ulkenin politik yaşamına ar- tan ölçüde kanşmaya başladı. Sovyet yetkililerinin resmi ve- rüerine göre suç işleme oram- nın yalnızca geçen yıl yüzde 13 arttığını belirten dergi, şu anda bir Sovyet yurttaşının öldürülme olasıhgının, bir tn- giliz ya da Fransıza oranla beş kat daha fazla olduğunu ya- zıyor. Sovyet hükümetinın sivil huzursuzluğa karşı savunma hattının başında lçişleri Ba- kanlığı'run geldiğini belirten "The Economist", bu ulkede- ki sıradan polis sayısının 700 bin olduğunu bildiriyor. Iç güvenlikten sorumlu birlikler- de görev yapanların sayısını 300 bin olarak aktaran dergi, son dönemlerde giderek daha da güçlendirilen içişlerine bağlı özel birliklerin yalnızca 1989 ortalanndan bu yana 13 kez degişik "görev bölgesi"ne gönderildiklerini aktanyor. Muhafızlar ve Kara Bereliler Butün bunlardan a>Ti ola- rak lçişleri BakanüğYnın birisi "Muhafızlar" (Okhrana), di- ğeri de unlu Kara Bereüler ol- mak uzere ıki ayrı birliği da- ha bulunuyor. "The Economist"in bildir- diğine göre Okhranalar, yani "Muhafızlar" 200 bin kişi ve yerel yönetimlerin, hükümet- İerin ve Komünist Partisi'nin binalanm korumakla görevli. Kara Bereliler ise 1987 yüm- da kentlerdeki ayaklanmala- n bastırmak üzere kuruldu. Çoğunluğunu Afganistan'da çarpışmış askerlerin oluştur- duğu bu birliklere "Özel amaçh milis birlikleri" de de- niyor. Vilnius televizyon ku- lesindeki olaylara karıştıklan video kasetleriyle belgelenmiş bulunan bu birlikler, bu yüın ocak ayında Litvanya'da dört kişinin ölümünden de sorum- lu tutuluyorlar. ZekiAlasya ile Metin Akpınar, tiyatro seyircisi ile daha iyi iletişim kurduklannı söylüyorlar 'Kabarede meze oldıık'Akpınar: Saat 3 olmuş, milletin kafası kıyak. Onların şekerini tuketecek, rafıne, güncel, politik espri yapamıyorsun. Yani övünülecek bir iş değil. Alasya: Oyun seyrederken içki içecek insanlar yerine sarhoş olmuş, bir de üstune ikinci kez içki içecek müşteri geliyor ki onlara hiçbir şey anlatamıyorsun. Özellikle algılamada sonuç sıfır oluyor. MERT ALİ BAŞARIR Tiyatro sanatçılan Zeld Alas- ya ve Metin Akpınar salon yok- luğu nedeniyle 3.5 yıl ara ver- dikleri tiyatroya Kandemir Kon- dnk'un "Şnna Buna Dokondnk" adlı oyunuyla geri döndüler. BİT yılhğına kiraladıklan ye- ni salonları da kapanma tehli- kesi atlatmış, basında da sanat- çılann "Tiyatrofaui yıkılacak gi- bi yapıkü" şeklinde haberler yer almıştı. Bu konuda Zeki Alasya şun- ları söylüyor: "Binanın içinde çalısmalar için önceden izin alınması gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Bize gelip 'Niye proje yapmadmız?' dedikleri zaman hatamu vardı. Bu ak- sakuk yflzunden tiyatro kapatı- Ubuinli, lütfedip kapatmadılar. Fatma Hanun'ın (Girik) büyttk yardımını gördttk bn konuda. Yanlış yapü|ımız olaylan dii- zenletip eksikleri tamamhyomz. Basının yazdığı gibi salonun oraa burası yıkılacak degil." "Şuna Buna Dokunduk" adlı oyunda savaşa, silahlanmaya, işkenceye, televizyona, ihtilaJe, Istanbuî'u bozanlara, ekonomi- ye dokunuluyor. Metin Akpı- nar'ın Yaser Arafat ve Yılduim Akbulut, Zeki Alasya"run Sû- leyman Demirel tiplemeleri ise oyunun en ilginç sahneleri. — Salonu olmayan bir tiyat- rocn, köhne bir devlet dairesin- den içeri girip masalan bir tara- fa, dolaplan bir başka tarafa itip oyuna başlasa berhalde ya- sadışı bir şey yapmantış olsa ge- rek. ALASYA: Biliyorsun salon sadece bizim değil, Türk tiyat- rosunun bir sorunu... Devlet yardımı diye tiyatrolara hibe gi- bi dağıtılan para, efendi gibi üç- yüz, beş yüz, altı yüz koltukla "baraka tiyatro" dedikleri sa- lonlara harcansa ve bunlar özel tiyatrolara makul fiyatlarla ve- rilse önemli bir sonın çözülür. Tavam yüksek, yerleri mer- mer lüks tiyatrolara gerek yok. tşte bizde kannca karannca kendi cebimizi kurtarmak için böyle bir çabaya gîrdik. Olabi- leceğin iyisini yapmaya çahşıyo- ruz. Henüz bitiremedik. Bu mü- cadelede bir salon daha kazan- mışür Türk tiyatrosu. Yann biz Zeki Alasya ve Metin Akpınar, 3.5 yıl ara verdikleri tiyatroya'Şuna Buna Dokunduk'la geri döndüler.(Jotograt:İbrahim Giinel) burada oynamayız, başka tiyat- ro gelir oynar. AKPINAR: Bu konuda olumlu gelişmeler de yok değil. Sayın Adnan Kahveci'nin Kül- tür Merkezi'nin yanındaki oto- parkın üstüne tiyatro inşa etme projesi var. Üç bin kişilik ve bi^ kişilik salon çok amaçh olarak yapılacak. Fakat rakam büyük çıktı. Buna özel sektör de talip olabüir. Bu gerçekleşirse salon türbe gibi olacak. Bunu kim ba- şarırsa onu "evliya" diye nite- — Uç buçuk yıl aradan son- ra alkolsüz seyirci sizi hayli öz- lemiş... ALASYA: Biliyorduk özle- diklerini, biz de onları özlemiş- tik. Karşılıkh bu duygu. Oyu- nun başında Metin'in söylediği gibi kelle başına yüksek parala- nn alındığı kabarelerde, bu se- yircinin çok az bir bölümünü görebih'yorduk. Bu ödeme gü- cüne sahip değildi seyircimizin büyuk kısmı. Tiyatroya ara ver- diğimiz zaman tstanbul'da yak- laşık 250 bin seyircimiz vardı. Sezonun gecikmiş bir dönemin- de başlamış ohnamıza rağmen bu 250 bin seyirciyi tekrar kar- şımızda görürsek, o senin dedi- ğinin çok gerçek olduğunu an- layacağız. AKPINAR: Biz kendimizi er- ken emekliye ayırdık esasında. Otuz sene calıştık. Bize yeter de- dik. "En yüksek noktarnızda bı- rakalun. Ondan sonra daha bü- yük kitlelere başka iletişim araç- lanyla ulaşalım" diye düşünü- yorduk. Ordaki başan ve başa- nsızhk tartışıhr. Tabii para ka- zanmamız da gerekliydi. Bu gece yansı kabareleri dediğimiz ucubelere girdik. Night Club mı, işkembeci dükkânı mı, nö- betçi restoran mı, kabare mi, tiyatro mu? Ne olduğu belli ol- mayan bir yerde calıştık. Ama para kazandık. Allah bereket versin. — Tiyatro üe gece yansı ka- bareyi karşüastırır mısınız? AKPINAR — Aşağı yukan olay bu oluyor. Şunu çok iyi bi- liyor ve anlıyonız. Tiyatroda biz seyircimizle daha iyi iletişim ku- ruyoruz ve saygın oluyoruz. O içkili yerde ise meze oluyoruz. O koşullar bizd zaten istediğimi- zi söylemekten de ahkoyuyor. Saat üç olmuş milletin kafası kı- yak... Onların şekerini tükete- cek rafıne, güncel, politik espri yapamıyorsun. Yani övünüle- cek bir iş değil. O yüzden kendi işimize döndük. ALASYA: Karşımıza gelen insanlar bizim eskiden kabare tiyatrosunda yaptığımız gibi oyun sürecinde içki icebilirler. Çünkü Fransa ve Almanya'da kabare tiyatrolan bu sekilde de- vam ediyorlar. Kabarede sade- ce sarhoş olmak için ara verme- den içmeyeceklerine göre oyunu izlemekte zorluk çekmiyorlar. Ama gece kabarelerinde terslik var. Oyunu seyrederken içki içe- cek insanlar yerine sarhoş ol- muş, bir de üstüne ikinci bir de- fa içki içecek muşteri geliyor ki onlara hiçbir şey anlatamıyor- sun. Özellikle algılamada sonuç sıfır oluyor. — Siz oyuna nasıl buldunuz? AKPINAR — Tam düşundü- ğüm gibi olmadı. Salonun inşa halinde olması provalanmızj en- gelledi. Şimdi yeni yeni ısmıyor. Sorgulama yeteneğine sahip toplum olma mesajuıı veriyor bu oyun. ALASYA: Üç buçuk yülık bir ara, futbolcunun verdiği bir ara gibi. Bir miktar kabih'yetini kaybediyorsun. Akün ne kadar dolu olursa olsun, bunu yeniden seyirci karşısında kazanıyorsun. Seyirciyle olan ahşverişinin ge- tirdiği prova lazımdı bize. Ama birinci günle sekizinci gün ara- smda bile büyük fark var. Da- ha iyi olacak. Atatürk Kültür Dil ve larih Yüksek Kurumu Atatürk Araş- tırma Merkezi danışmanlık gö- revini üstlenecektir;' Senaryolar Bu şartnameye uymalan ko- şuluyla Haht Refig, Refik Erdu- ran, Orhan Asena, Necati Cu- malı, Güngör Dilmen, Recep Bilginer, Tnran Oflazoğlu, Ne- zihe Araz, Ziya Öztan ve Tank Bugra'ya sipariş verildi. Her senaryo için 15 milyon li- ra ödendi. Senaryolar, Atatürk Araştınna Merkezi'nde, gerçek- lere uyup uymadığı yönünden incelendi. Her senaryo Atatürk Araştırma Merkezi'nin hazırla- dığı raporlarla birlikte Kültür BakanlığYnca geri alındı. Senaryo Değerlendirme Ku- rulu, çeİcim sırasıru belirlemek üzere bir seçim yapü ve ilk ola- rak 1991 yılı programına, Halit Refiğ'in "Gazi Ue Latife" ve Refik Erduran'ın "Metamor- foz" adü senaryolarınınfilmya- pılmasını aldı. Bakanhğın yapımına 4.5 mil- yar lira ödeyeceği "Gazi Ue La- tife", Refiğ tarafından, 45'er da- kikalık dört bölümden olusan bir TV dizisi ve iki saatlik bir si- nema filmi olarak çekilecek. 2.5 milyar lira bütçeli "Metamorfoz" ise, Mehmet Ege tarafından, iki saatlik sinema filmi ve dört bölümlük TV di- zisi olarak gerçekleştirilecek. Ulusal mücadele yıllannı konu alan filmin yüzde 30*u belgesel, yüzde 70'i drama olarak çe- kilecek. Çekim için sıra bekleyen diğer senaryolar ve yazarlannın adları şöyle: "Candan Can Koparmak (Or- han Asena), Bagımw7İık Ya da ölüm (Necati Cumalı), Sam- sun'a Dogru (Gungör Dilmen), Zaferden Sonra (Recep Bilgi- ner), Mütarekeden Buyük Taar- ruza (Turan Oflazoğlu), Kırau- zı Gül (Nezihe Araz), Atatürk (Ziya Öztan), Zafer Gaye Degil- dir (Tarık Buğra):' Kültür Bakanlığı, yönetmen- lefden senaryolannı kimin çeke- ceği konusunda tercihlerini bil- dirmelerini de istedi. Atatürk'ün yaşamı, dünyaca ünlü lngiliz film yapımcısı Tar- quin Oliver tarafından da uzun metrajh bir fılm yapılacak. John Briley'in, Lord Kinros'- un yapıtından yola çıkarak ya- zacağı "Atatürk Filmi Senaryosn" ile Oliver'm "AU- türk FUmi Projesi", Kültür Ba- kanlığı tarafından olumlu bu- lundu. Oliver'm, bir Türk yapuncı ortak aradığı fılm, Türk-lngüiz- Amerikan ortak yapımı olarak çekilecek. Ancak Kültür Bakan- lığı, filmin çekimi su^sında de- netimi elden bırakmayacak. Se- naryo yazımı sırasında Türk ta- rihçiler de görev yapacak. Çe- kim sıras;nda bu tarihçiler da- nışman olacak. Çocuk Oliıııpiyatları 30nisanda KONYA (AA) — Konya'da Gençlik ve Spor ll Müdürlüğü- nce bu yıl beşincisi düzenlenen çocuk oümpiyatlan 30 nisan - 5 mayıs tarihleri arasında ya- pılacak. Verilen bilgiye göre, bu yıl at- letizm, cimnastik, basketbol, bentbol, voleybol, masa tenisi ve yüzme dallannda Turkiye birin- ciliği düzeyinde müsabakalar yapılacak. Oyunlara 1979 -1980 -1981 doğumlular katılabilecek. II Müdüril Vezir Balcıoğlu, çocuk onmpiyatlanrun önümüz- deki yıllarda uluslararası düze- ye çıkanlması için girişimlerin sürdürüldüğünü bildirerek, bu yılki müsabakalara yurdun çe- şitli bölgelerinden 1300 dolayın- da sporcunun katılacağını söyledi. David Lean öldü • LONDRA (AA) — Ünlü fılm yönetmeni David Lean (83) öldü. "Kwai Köprüsü", "Dr. Jivago", "Hindistan'a Bir Geçit", "Lawrence of Arabia" gibi klasikleşmiş filmlere imza atan Lean'ın uzun bir hastahk döneminden sonra Londra'da öldüğü bildirildi. Sinema dünyasına 1926 yılında set işçisi olarak başlayan Lean, bu alandaki uzun soluklu çabasını 1990 yılında Amerikan film enstitüsünün ömür boyu başan ödülü ile doruğa : ulaştırdı. Lean'ın üstün oyuncular ve kaliteli göruntü ile tanınan fılmleri toplam 28 Oscar topladı. Tıırizııı Haftası • ANKARA (ANKA) — Turizmin gelişmesi, çevrenin korunması için kampanyalann düzenleneceği Turizm ; Haftası 22 nisan günü : başhyor. Hafta boyunca turizm konulu panel, konferans ve sergiler düzenlenerek sezona hazırhk yapılacak. 22-29 nisan tarihleri arasında kutlanacak olan Turizm '. Haftası'nın Ankara etkinlikleri beürlendi. Hafta kutlamalan 22 nisan günü Devlet Resim ve Heykel Müzesi Konferans Salonu'nda yapılacak tören ' konuşmalarıyla başlayacak. Otonıatik alolar • ANKARA (AA) — 11 yerleşim merkezi daha şehirler ve uluslararası tam otomatik telefon görüşmesine açıldı. PTT Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre otomatik telefon görüşmesine açılan merkez, telefon kod numaralan ve mevcut telefon numaralannın başına gelen rakamlar şöyle: Selime (Aksaray) 5/4823, Büyükçiftlik (Rize) 1/0547, Yağmurlu Büyükoba (Kırşehir) 2/4887, Ekinhisar (Afyon) 5/4989, Evrese (Çanakkale) 4/1897, Köseler (Antalya) 1/3166, Gundoğdu (Antalya) 7/3174, Gökçedam (Adana) 7/7316, Kıalca (Niğde) 5/4842, Yakaören (Kastamonu) 5/4665, Ortapazar (Rize) 1/0569 Menıe kanseri tedavisi • ADANA (AA) — Kadınlarda görulen kanser hastahklanmn yüzde 25'ini oluşturan meme kanserinin erken teşhis edilmesi durumunda meme alınmadan tedavi edilebileceği bildirildi. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü ve Türk Onkoloji Vakfı Başkanı Prof. Nijad Bilge yaptığı açıklamada, memedeki tümörü 2 veya 3 santimetreyi geçmeyen ve koltuk altında lenf bezine ulaşmayan hastalarda tümörün bir emniyet sının içinde memeye zarar vermeden alınabileceğini söyledi. Yavaş ilerleyen mfornüan fakirfik ve işsizlik, ülkedekiyaşam koşullanm zorluyor Macarhalkı değişimden huzursuz YONCA ÖZKAYA BUDAPEŞTE — Doğu Avrupa ülkeleri ara- sında demokratik siyasi düzene ve piyasa ekono- misine geciş bayrağını en önde eünde taşıyan Ma- caristan'da üst düzeyde hükümet poütikalan ateş- li bir biçimde tartışüırken, halk günden güne fa- kirleşen yaşam koşullanna nasıl ayak uyduraca- ğmı düşünüyor. Geçen yıl mart ayında yapılan ilk çok partili seçimlerle işbaşına gelen merkez sağ koalisyon hükümeti, geçen haftalarda 3 yıl- lık ekonomiyi değiştirme programını onayladı. Macaristan'da yeni dönemde özelleştirüen ilk ku- ruluş Magyar Hiriap gazetesi de bu ay başında yüzde 51 hissesini dunya çapında ünlü basın kraü Robert Maxiveel'e sattı. Başbakanlık Basm, Yayın ve Enformasyon Ge- nel Müdurlüğü'nce düzenlenen gezi sırasında var- dığımız başkent Budapeşte, Bulgaristan ve özel- likle Romanya duraklanndan sonra "oldukça Ba- tılı bir göriinüm" veriyor. Ancak Macar halkı- na, içinde bulunulan ekonomik zorluklar nede- ni ile bu görüntuler gölgeli yansıyor. Diğer eski Doğu Bloku ülkelerindeki şartlann iyisine sahip olmalan Macarlaruı umurlannda bile değil. Kimi Macar için satın alacak maddi olanağa sahip olmadıkça dükkânların dolu olması bir önem taşımıyor. Kimisine göre, Macar halkı de- ğişimle birlikte düzeleceğini sandığı sorunlann artarak sünnesinden ha>ul kınklığma uğradı. So- ğuk savaş dönemini öncesinden başlayarak ya- şayanlar ise, biraz daha olumlu duşünerek "Her şe> daha iyi olacak. Geciş dönemi yaşıyoruz. Bunlar çok normal" diyorlar. Josef AntaD liderliğindeki koaUsyon hükümeti attığı adımlarla surekli eleştiri yağmuruna tutu- luyor. Antall'ın iktidara gelişi ertesinde kendini "tüm Macariann başbakam" olarak tanıtması sa- dece Macar aydınlannı değil, komşu ulke yöne- ticilerini de rahatsız etmiş. Nebzabadsag gazetesi yazı işleri müdür yar- dımcısı Dr. Laszlo Karcagı'ya göre 10 milyonluk Macaristan'ın sınırları dışmda milyonlarca Ma- car yaşarken, bu tür açıklamalarda bulunmak büyük hata. Birinci Dünj-a Savaşı sonrasında top- raklarının üçte ikisini kaybeden Macaristan'ın sı- nırları dışmda bugun, Romanya'nın Transilvan- ya bölgesinde 2, Çekoslovakya ve Yugoslavya- da l'er milyon olmak ••Tere 5 milyon Macar kö- kenlikişiyaşıyor.Dr.Karcagı, yeni yönetimin tüm kadroları yenileme anlayışını da hatalı buluyor. Koalisyon hükümetine yöneltılen diğer bir eleş- tiri, Macaristan'da geleneksel 'Tnilliyetçi kırsal kesim-liberal kentli" anlayışlannın çatışması so- nucu ortaya çıkıyor. Hükumet, 1948 yıhnda dev- letleştirilen toprakları sahiplerine geri verme programım başlattı. Bu kadar mali sıkıntı yaşa- nırken kime ne kadar toprak iade edihnesiyle uğ- raşılması muhalefet içinde "gereksiz" görulüyor. Hükümet ise, karannı "Macaristan'dan miilki- yet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesinde önem- li adım" olarak açıklıyor. Bu toprak tazminat yasasına göre, eski toprak sahipleri 50 hektara kadar toprak sahibi olabi- lecekler. Eski mülkiyetleri bu oranı aşanlar ise, toplam miktarın yüzde 80'ini geri alabilecekler. Toprak yerine para isteyenler en çok 5 milyon fo- rint alabilecek. Üzerinde yatınmlara girişilmiş topraklann sahipleri ilgili şirketlere hissedar ola- biîecekler. "İşsizlik ve artan yoksulluk" Macaristan'da en çok altı çizilen sorun. Ortalama kiramn şimdi- lik 2 bin-3 bin forint, ortalama gelirin 14 bin-16 bin olduğu Macaristan'da enflasyon da yüzde 35'lerde gezerken, işini kaybedenlerin sayısının da bu yıl sonuna kadar 400 bine ulaşabileceğine dikkat çekiliyor. Magyar Hiriap gazetesi yazı iş- leri müdürü Peter Memeth orta sınıfın giderek fakirleştiğini ve yaşam koşullarının alt sınırları- na yaklaştığını belirtiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear