Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ÇEVRECİLER YILLARDIR UYARIYOR EYLEM YAPIYORLAR ANCAK TEHLİKE YOK SAYILIYOR C dizi EYLÜL CUMA ‘Dilovası Trakya’nın yanında buzdağının görünen yüzü’ SORUMLU BAKAN PEPE’NİN AĞZINDAN TRAKYA YAĞMASI B ğı rakamlar, bir yandan yeraltı sularının tüketilmesinin öyküsünü özetliyorlar. rip sorularla anlamaya çalışmam, kendisikenişinin SOS’ini verirken, diğer yandan Gerçi üst üste gelen kimileri bilim insannin de önündeki dosyalardan belge çıkaryerüstüne kirli su olarak akıtılması, Trakya larının araştırmalarının ürünü, kimileri TEma arayışlarıyla kesilip duruyor. Çok farklı için olağan yağmurlarda büyük taşkınların MA başta, çevrecilerin yaptırdığı resmi anakonular, sorunlar, eylemlerin belgelerinin da açıklaması. En kötüsü yağmurla, yağlizler artık kirliliğin boyutlarını bilimsel raporbir sürü fotokopisi, notlarımla baş başa kamurla karışmış olması bağlantılı her taşkınlarla saklanamaz kılmış. Yalanlama raporlıp bu yazıyı yazmaya çalıştığımda daha bir da göreceli daha az zehirli, zararlı gibi gölarında bile kirliliğin boyutları reddedilemizorlanacağımı görüyorum. rünen sular bastıkları topraklardaki ekini yor. Tüm resmi belgeler de kirliliğin topraHangilerini öne çıkarsam, hangilerini sizyok etmekle kalmıyorlar. Suyun çekilmeğı, bitkiyi fazlasıyla kirlettiği, verimini olumlerle paylaşsam? Gazete sayfalarına sığsinden sonra zararlı tüm atıklar toprakta suz yönde etkilediğini itiraf ediyor. Sadece maz. Sonunda Dedeoğlu’nun yaptığı gibi yerleşiyor, taşkın yaşanan bölgeler çok dakirliliğin henüz insan sağlığı için çok büyük ben de daldan dala atlamış olarak sadece ha fazla zarar görmüş oluyor. tehdit oluşturmadığı, sınırlarda kaldığı kasizlerin dikkatini sorunlara çekmeye çalışİşin bir başka trajik boyutu Erdoğan hünıtlanmaya çalışılıyor. Örneğin Trakya pirinmış olacağım... Öncelikle bilmelisiniz ki sikümetinin bu yıl üst üste yaşanan taşkıncinin toprağında, köklerinde, yaprağında yasi irade, yerel yöları doğal afet kapsamına bile almaması. olan kirliliğin henüz tanelerinde görülmedinetimlerin sorumTrakya köylüsünün büyük zararlarının hiçe ği, insan sağlığı için tehdit oluşturmadığı suzluğunda sanasayılması. Yasal koz ve gerekçe taşkınların anlatılmaya çalışılıyor. yimizin çevre sotek tek, parçalı, toplam tarım alanı içinde Yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlırumluluğu ‘‘kocaafet sayılacak sınırın altında kalmaları. Oyğı’ndan Dedeoğlu’na gönderilmiş, tekzip man bir sıfır’’ desa yılda birden fazla, ayrı ayrı taşkınların niteliğindeki yazılı açıklamada Trakya bölmek hiçbir anlam Trakya üreticisine zararlarının boyutları akıl gesinin tümü için yapılmış su tahsisinin taşımıyor. Sanayialır gibi değil. günlük yaklaşık 1 milyon 73 bin metreküp imizin üretim kültüHükümetin bu tavrı siyaseten Trakya olduğu vurgulanıyor. ründe çevreyi kirköylüsünü Erdoğan hükümetine karşı çok Resmi kuyulardan, izinli çekilen su mikletmeme gibi bir daha kızgın, kırgın noktaya getirmiş. Yöretarı kastediliyor olsa gerek. Çünkü artısı var kavram yok. Hiç sel kimlikleri nedeniyle bağırıp çağırmayı eksiği yok. Bölgedeki fabrikaların kullanım umursanmadan pek sevmiyorlar, ama bugünkü kızgınlıklasu kapasiteleri ile yapılan hesaplar her gün tüm yasalar, yönetrıyla oy vermeye hiç niyetli görünmüyorlar. yeraltında 78 ton suyun çekildiğini ortaya melikler çiğneneZaten çok sıklaşan, Trakya’nın kurtarılmakoyuyor. Bu rakamı tek kaynaklı almış da rek, en zararlı atıkTEMA Trakya’nın, tarımının kurtarılması projelerinde, sına ilişkin çevre eylemlerinin artan büyük değilim. lar sorumsuzca köylüyü bilinçlendirme, durumu saptayıp kamuoyunu katılımı, büyüyen yöresel muhalefetin de Çevreciler yanında, Trakya planı üzerinçevreye saçılıyor. uyarma eylemlerinde ön safta. Hakan Dedeoğlu TEMA simgesi. de çalışmış, yöreyi tam taramış bilim insanBüyük büyük marTrakya Temsilcisi olarak sayısız dosya ve rapordan, saİsterseniz her yıl daha çok sayıda yineları, uzmanlar, su araştırmacıları.. üç aşağı kalar güzel binalar, yısız soruna ilişkin bizi bilgi bombardımanına tutarken lenen Trakya’yı kurtarma eylemlerinden birbeş yukarı aynı hesap tahmininde buluşuhatta çevre düzenkafamız iyice karışıyor... kaç notla bu konuya şimdilik nokta koyayor, birbirlerini doğruluyorlar. Tabii söz kolemeleriyle pazarlım... nusu günlük yer altı suyu çekiminin ulaştılamaya, vitrine özen gösterirlerken bile kirli, zehirli atıklarında sorumsuz vakalar bile var. Köylü yanlışlıkla suya budavranıyorlar. Çünkü biçimsel, çok yeterlaşmamaları için evcil hayvanlarını su kesiz kimi arıtma sistemleri yapılmış olsa da narlarına yakın otlaklarda otlatamıyor. Üsgerçek arıtmanın parasal bedeli yüksek. tü akan sularla dolu Trakya’da insanlar, büSonuç olarak hesap sorulmayınca, bedeli tün canlı varlıklarıyla birlikte olabildiği ka? Toprakların, suyun giderek kirleniyor. olmayınca, yetersiz arıtmalar bile çalıştırıldar sudan kaçarak yaşamaya çalışıyor. ? Trakya’da yitirdiğin tarım toprağı Sakarya, Amasya, Gümüşhane tamıyor, her şey, zehirlerin kendileri bile doğÖzetle, kamuoyuna yansıdığı, tüm borım toprağından daha fazla. rudan, olduğu gibi toprağa, derelere akıtıyutlarıyla belgelendiği için gündemde olan ? Trakya’da yitirdiğin toprakla 245 bin ton buğdayı artık üretemiyorlıyor. Büyük çıkar ve suç ortaklığı içinde bu Dilovası’ndaki sanayi atıklarıyla ortaya çısun. tablo hem işverenler hem de yerel yönetimkan kirlilik ve tehdit Trakyalılara göre buz‘‘Bu denli verimli topraklarda, ana karayollarının çevresinde tarım dıler, Ankara’ya uzanan siyasi iradenin resdağının görüşı arazi kullanımındaki artış, 19851991 yılları arasındaki artış yüzde 216 mi temsilcileri, bakanlar ölçeğinde şiddetnen yüzü. Geiken, 199197 yılları arasında yüzde 727 olmuştur.’’ le yalanlanıyor. rek bilimsel ça‘‘Edirne’nin yüzde 24’ü, Kırklareli’nin yüzde 24.6’sı, Tekirdağ’ın yüzde İşte Dedeoğlu’nun verdiği sayısız belge lışmaların için22.3’ü yanlış ve amaç dışı olarak kullanılmaktadır. bilgi, raporların fotokopileri tüm bu çelişkide, uzman leri, büyük çıkar savaşımının, Trakya’nın tüolanlar, gerekse konuya duyarlı Trakyalılar birbirlerinden habersiz birçok kez Dilovası’ndaki sanayi kirliliğinin TrakTekirdağÇorlu yolu üzerinde Karaevli köyüköylülerin durumundan söz etmekteyiz. Biz koya yanında çok nün kahvesinde, yörenin ciddi çiftçileri arasınnuşurken, daha önceki köylerde, yollarda da küçük kaldığını da yeri olan, 8 yıl Tekirdağ Belediye Başkanlıgördüğüm ‘‘Önder Çiftçi Projesi’’ yazılı araçlar anlatmaya çağı yapmış Osman Tabak ile karşılaşıyoruz. Degelip geçiyor. AB uyum çalışmaları için örgütlıştılar. Hükümeneyimli çiftçi, deneyimli siyasetçi yaşadıklarınlenilmiş, bu anlamda önemli yol alınmış. Gelin tin, kamuoyudan, başlarına gelen olumsuzluklardan şaşkın, görün ki en ileri üretim teknolojilerine uyum nun Trakya’ya çaresiz. sağlamak, eldeki rakamlarla krize girmeyi önsırtını dönmüş olmasına sitemlerini duyurEskiden siyasilere söz geçirebildiklerini, solemiyor. maya çalıştılar. runlarını yansıtıp tam yeterli olmasa da kimi Osman Tabak kendi adına iflas noktasında, sonuçlar alabildiklerini anımsatıyor. Erdoğan eski birikimlerle ayakta kalmaya çalıştığını, girTEMA EYLEMLERİ hükümetinin köylüyü, üreticiyi yok sayma podi çıktı hesaplarını tutturamadığını anlatıyor. litikasına akıl sır erdiremiyor. Trakya’da ikili bir Masasındaki arkadaşları, diğer köylüler, daha Trakya’nın yok edilmesine karşı köylü eydram yaşandığını, tarıma zarar veren sanayiküçük topraklıların alternatif çıkış, tasarruf önlemlerinin başını çeken TEMA’nın bölgede nin de artık tıkandığını, sanayiye bağlı büyük lemleri alamadıkları için çok daha büyük açıksimge olmuş ismi Hakan Dedeoğlu ile bir göçün işsiz kaldığını anlatıyor. larla karşı karşıya kaldıklarını anlatıyorlar. konuya yoğunlaşarak konuşmanın galiba Bir yandan iş için merkezlere gidenler işsiz AB standartlarını değil yakalamak, üstüne olanağı yok. O kadar dolu, anlatmak istekalınca köye dönüyor, diğer yandan köy besçıkmış olmak Trakya çiftçisini kurtarmıyor. diği o kadar çok konu var ki... Kendisi de lemediği için rızkını dışarda aramak üzere yoAB’deki yakından izledikleri tarıma yönelik büdosyaların arasında boğuluyor. Tabii konula çıkanlar artıyor. yük desteklerle Erdoğan hükümetinin akıl alları bildiği için, konudan konuya birbirinden İşin garabetine bakın ki AB standartlarında maz kösteklerini bir bir sayarak haklı isyanlarıçarpıcı bilgilerle atlayıp dururken siz izleyetarım için yola çıkmış öncülük yapan köylerin, nı dile getiriyorlar. mez oluyorsunuz.. enim de ilk tanıklık yaptığım, Ergene’nin pis kokuları arasında yapılmış protesto eylemi 1015 yıl geride kalmış. Mevsim yazdı, ama yılını hatırlamıyorum. Dönemin bakanlarından İmren Aykut da vardı. Köylü daha o tarihte nehrin suyuna giremez, hiçbir biçimde kullanamaz noktadaydı. O günden bugüne çevrecilerin ağırlıklı protesto eylemleri gündeme geldikçe, siyasiler önlem alma sözü veriyorlar. O günden bugünlere giderek tarım alanlarının arasında daha fazla dağılmış, daha sorumsuz, asla bölgede olmaması gereken, bildik bütün ünlü markaları da içine alan sanayileşmede, tabii birlikte konutlaşmada patlama yaşanıyor. Şimdi dolaştığım her yerde, aynı kapıya çıkan, güncel yaşanan olaylardan trajik insan öyküleri anlatılıyor... Kimse eldiven olmadan elini yerüstünden, tarlaların arasından akıp giden sulara sürmeye kalkışmıyor. Suyun cilde değmesiyle yanmaların yaşandığını anlatıyorlar. Kazayla akan derelerin, nehirlerin suyuna düşenler ağır yaralanmış olarak hastanelere kaldırılıyor. Ciltlerinin üzerindeki yanmaların, yaraların tedavileri çok zor. Trakya köylüleri sadece sanayinin atık yolları üzerindeki, artık değil balık, kurbağa, bitkinin yaşamadığı sularda, göreceli uzakta, temiz kalmış, Meriç çevresinde, hatta sulama tarımın yapıldığı alanlarda çıplak el ve ayakla suyun içine girilemediğini, ciltte hemen kızarmaların, yaraların başladığını anlatıyorlar. İnanılır gibi değil ama yer, tarih verilerek yanlışlıkla suya düşen çocukların, hele de çok sayıda hayvanın başına gelen ölümlü ‘Trakya çölleşme tehdidi altında’ TEMA’nın öncülüğünde Trakya’da Saray’da “Termik santrala hayır” mitingi, 2 Temmuz 2006. (Fotoğraf: ERDAL ÖZCAN) T rakya’nın yok edilmesine karşı alınacak önlemlerde, yasaların işletilmesinde sorumlu Bakan Osman Pepe’nin, ‘Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı’nın tamamlanması nedeniyle yapılan toplantıdaki konuşmasından kimi alıntıları sizlerle paylaşmamız gerekiyor. Çünkü hükümetin bildiklerine ve bugüne kadar yapılmamış işlerin sorumluluğuna ilişkin belge niteliğini taşıyor.. ‘‘Trakya bölgesinin tamamının çevre düzeni planı yaklaşık 1 milyon 950 bin hektar... Bölgede ağırlıklı olarak tekstil endüstrisi egemendir. Arkasından gıda gelmektedir. Bu sanayilerin ortak özelliği, en çok çevre kirliliği getiren endüstriler olmasıdır... Türkiye’nin en büyük ve en verimli tarım arazilerinden birisine sahip olan Trakya’nın toprakları bu bilinçsiz sanayileşmenin hoyratça saldırısına maruz kalmıştır. Bölgedeki pek çok sanayi tesisinin planı yoktur, projesi yoktur, ruhsatı yoktur, ÇED’i yoktur. Biz önümüzdeki süreçte Trakya’da ya da Türkiye’nin başka yerlerinde bunları yaşamak istemiyoruz.” PEPE’DEN İTİRAF Pepe şöyle devam ediyor: “Bugün ruhsatsız sanayi kuruluşlarının yüzde 15’i Edirne’de, yüzde 8’i Kırklareli’nde ve yüzde 12’si Tekirdağ’dadır. Türkiye sanayiinin yüzde 8’i bu bölgededir. Çok çarpıcıdır. Bu bölgedeki sanayiin yüzde 88’i kaçaktır... Trakya bölgesinde yaklaşık 1 milyon hektar verimli tarım alanlarının yüzde 22’si sanayiin eline geçmiştir. Bununla kalmamış, 15 sene önce yeraltı sularının seviyesi 180 metre civarında iken bugün 450500 metreye düşmüştür. Bu da bölgeyi nasıl bir çölleşmenin beklediğini göstermektedir.’’ Bakan Pepe, söz konusu konuşmasında alınacak acil önlemleri kapsayan planın hemen uygulamaya geçirileceğini özellikle vurgulamışken aradan geçen iki yıl içinde ne bakanlıklar ne de yerel yönetimler adına gündeme gelmiş tek bir önlem, icraat yok. Tam tersine kuralsız sanayileşme, AKP’li yerel yönetimler eliyle yeni tarım alanlarının sanayiye tahsisi icraatları, kaçak kuyuların açılması, keyfi su kullanımı, kirli atıklar uygulamaları artıyor. Trakyalı çiftçi! ‘AB’nin önünde olmak işe yaramıyor’ Konuşmalarımız sürekli benim araya gi S Ü R E C E K