29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 1 MAYIS TÜRKİYE’DE OLAYSIZ KUTLANDI, ÇALIŞANLAR AKP ‘Yİ PROTESTO ETTİ C haberler BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ 5 MAYIS 2006 CUMA Emekçinin bayram coşkusu İstanbul Haber Servisi Emekçilerin, ‘‘Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’’ 1 Mayıs, DİSK, Türkİş ve KESK’in Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlediği mitingle coşkuyla kutlandı. Çok sayıda meslek kuruluşu, oda ve demokratik kitle örgütünün desteklediği mitingde binlerce kişi, ‘‘insanca bir yaşam, eşitlik, özgürlük, adalet ve barış’’ için yürüdü. AKP iktidarının hak ve özgürlükleri budadığına, reform adı altında kölelik düzenlemelerine gittiğine dikkat çekilen mitingde, 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak resmi tatil günü ilan edilmesi istendi. 1 Mayıs Tertip Komitesi sabah saat 09.00’da 1 Mayıs 1977’de 37 kişinin yaşamını yitirdiği Taksim Kazancı Yokuşu’na karanfil bıraktı, Cumhuriyet Anıtı’na çelenk koydu. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 1 Mayıs 1977’de, Taksim Meydanı’ndaki katliamın sorumlularının henüz ortaya çıkarılamadığını anımsatarak ‘‘Gelecek yıl 1 Mayıs’ı Taksim Alanı’nda kutlayacağız’’ dedi. Mitinge katılacak gruplar sabahın erken saatlerinde Haydarpaşa Garı, Haydarpaşa Numune Hastanesi ve Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi’nin önünde toplanmaya başladılar. TMMOB’ye bağlı odalar, İstanbul Tabip Odası, SHP, 68’liler Birliği, Cumhuriyet Okurları (CUMOK) İnsan Hakları Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, İstanbul Tabip Odası, kadın kuruluşları, Halkevleri, anarşist, çevreci ve sosyalist dergi çevrelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda demokratik kitle örgütü katıldı. DİSK Genel Sekreteri ve Tertip Komitesi Başkanı Musa Çam, 1 Mayıs’ın gericiliğin, ortaçağ karanlığının, sahte cennet palavralarının boşa çıkarılacağının ilan edilmesinin adı olduğunu ifade etti. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, konuşmasında Sosyal Güvenlik Yasası, Terörle Mücadele Yasası’na dikkat çekerek ‘‘Bunlar, AKP’nin halkın değil IMF’nin hükümeti olduğunu açıkça gösterdi’’ dedi. 1980 yılında katledilen DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in eşi Sabahat Türkler, Türkler’in 1 Mayıs 1976’daki konuşma metnini okudu. Petrolİş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ve KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Taşdemir de birer konuşma yaptılar. Miting Edip Akbayram’ın katılımcıları coşturan konseriyle sona erdi. ANKARA : 1 Mayıs İşçi Bayramı Ankara’da coşkuyla kutlandı. Tandoğan Meydanı’nda yapılan mitingde ‘‘İş, ekmek, özgürlük’’ sloganları atılarak ABD emperyalizmi lanetlendi. Sendika temsilcilerinin AKP politikalarını eleştiren konuşmalar yaptığı miting, bayram havasında, olaysız sona erdi. Türkİş, Hakİş, DİSK, CHP, EMEP, İşçi Partisi, Ankara Tabip Odası gibi birçok sendika, siyasi parti ve derneğin katıldığı kutlamalara, çeşitli lise ve üniversitelerden gelen gruplar da destek verdi. ‘‘Sosyal devlet, sosyal adalet’’, ‘‘Ampul yandı, geleceğimiz kapandı’’, ‘‘Özgür basın susturulamaz’’ pankartlarının açıldığı meydana, Emek Partisi (EMEP), ‘‘Emperyalizme karşı özgürlük, barış, kardeşlik için birleşelim’’ pankartı ve Deniz Gezmiş posteriyle katıldı. Türk bayraklarıyla donatılan meydandaki kutlamalar İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra 1 Mayıs 1977’de ölenleri anmak için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Savaşa karşı barışı, sömürüye karşı emeği savunanların 120 yıldır 1 Mayıs’ta toplandığı kaydedilen mitingin açılış konuşmasını DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genelİş Genel Başkanı Mahmut Seren yaptı. Seren, ‘‘Bugün burada dünya işçilerinin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı kutlamak için toplandık’’ dedi. Türkİş Başkanı Salih Kılıç ise ‘‘Adımız geçici, sıfatımız köleliktir’’ pankartını taşıyan işçilerin sloganları üzerine geçici işçilerin kadroya alınması için gerekenleri yapacaklarını belirtti. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, yaptığı konuşmasında küreselleşmeyi ve hükümet politikalarını eleştirerek gelinen durumun iç açıcı olmadığını ifade etti. Hakİş Genel Başkanı Salim Uslu, işçinin, memurun tek yürek olduğunu belirterek ‘‘Yüreğimizin bir yarısı da Irak’ta kanıyor. Filistin’de de canımız yanıyor’’ dedi. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı’nın da bir konuşma yaptığı mitinge Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin ile CHP milletvekilleri de katıldı. ASKER BAYRAK ÇEKTİ Grup Kibele’nin konseri sırasında Tandoğan’daki Astsubay Orduevi’nin üzerindeki direğe Türk bayrağı çekildiği görüldü. 1 Mayıs yurt genelinde coşkuyla kutlanırken Elazığ’da yürüyüş yapmak isteyen Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonu üyelerine polis müdahale etti. 3 kişinin yaralandığı olaylarda gözaltına alınan 34 kişi, aralarında ülkücülerin de bulunduğu bir grup tarafından linç edilmek istendi. Antalya’da alana tek tip kıyafetle girmek isteyen 15 kişilik bir grup gözaltına alındı. ELAZIĞ: İstasyon Caddesi’nde yapılacak mitinge katılmak isteyen Temel Haklar ve Özgürlükler Federasyonu üyesi küçük bir grup, Hozat Garajı’nda bir araya geldikten sonra yürüyüşe geçti. Mitingin yasak olduğunu belirten polisle göstericiler arasında arbede çıktı. Aralarında ülkücülerin de bulunduğu bir grup da göstericilere müdahale etti. Olaylarda 3 kişi yaralandı. İkinci olay ise İstasyon Meydanı’nda yaşandı. Bir grup, ‘‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’’ sloganları atarak gösterici gruba saldırdı. Olaylar nedeniyle gösteriye katılan 34 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Kutlamalar iptal edildi. ANTALYA: Güllük Caddesi eski Köy Hizmetleri binası önünden başlayan yürüyüşe Temel Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyeleri tek tip kıyafetle katıldı. Ancak polis bu şekilde alana girmelerine izin vermeyeceklerini söyleyince tartışma çıktı. Gruptan yaklaşık 15 kişi gözaltına alındı. MERSİN: Kutlamalara 5 bin kişilik bir kitle katıldı. Devlet Hastanesi önünde kortejler bir araya gelirken Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) üyelerinin üzerinde ‘‘Tecride Karşı Mücadele Ederek Öldüler’’ yazan ve geçen yıl Adalet Bakanlığı’na intihar saldırısı düzenlemek isterken öldürülen Eyüp Beyaz’ın da fotoğrafının yer aldığı bir pankartla alana girmeye çalışması gerginliğe neden oldu. Tertip Komitesi üyeleri, polis yetkilileri ve HÖC üyeleri arasında tartışma sürerken alanda görevli bir çevik kuvvet polisinin taşıdığı gaz bombası tabancası ateş aldı. Bu nedenle, çevrede bulunanlar zor anlar yaşadı. DİYARBAKIR: İstasyon Meydanı’nda düzenlenmek istenen mitinge izin verilmemesi nedeniyle emekçiler Büyükşehir Belediyesi Konukevi önünde toplandı. Yaklaşık 200 kişilik gruba hitaben bir konuşma yapan Türkİş 7. Bölge Temsilcisi Bahri Zülküf Karakoç, ‘‘Ülkemizde ve bölgemizde barış ve kardeşlik güçlendirilmelidir’’ dedi. MARDİN: Belediye İşhanı önünde toplanan Emek Platformu üyeleri valiliğe kadar sessizce yürüdü. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşün ardından Belediyeİş Sendikası Mardin Şube Başkanı Memduh Özkök açıklama yaptı. İSKENDERUN: Boyacılar Parkı’nda toplanan Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ‘‘Savaşa geçit vermeyeceğiz’’, ‘‘Katil ABD Ortadoğu’dan def ol’’, ‘‘Liman halkındır, satılamaz’’ sloganları ve marşlarla yaklaşık 1200 metre uzaklıktaki limana kadar yürüdü. ADANA: Adana’da da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı. Binlerce emekçinin Mimar Sinan Açıkhava Tiyatrosu’ndan Uğur Mumcu Alanı’na dek sloganlarla taleplerini haykırdığı yürüyüşün ardından düzenlenen mitingde konuşan Tertip Komitesi Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Güven Boğa, ‘‘Başka bir dünya yaratmanın, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya kurmanın özlemi, kapitalizm ve emperyalizmle mücadelenin simgesidir’’ dedi. Konuşmaların ardından katılımcılar davulzurna eşliğinde halaylar çekip türküler söylediler. Tunceli, Gaziantep, Trabzon, Şanlıurfa, Burdur, Malatya, Samsun’da da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı. İzmir Kitap Fuarı’ndan... ve İktidar, pek ilginçtir. Bir de, ünlü bir eserin çevirisi: Raymond Aron’un, Sosyolojik Düşüncenin Evreleri. Çeviriye Korkmaz Alemdar emek vermiş. Kırmızı Yayınlar’a başarılar diliyoruz... Öte yandan, Ayrıntı Yayınları, 20 yılda 500 kitap yayımlamış. Nasıl kutlamaz oluruz? Bilgi Yayınevi’nin yayımladığı Şu Çılgın Türkler çarpıcılığını sürdürüyor. Turgut Özakman’ın sevinci hepimizindir de. Aynı yayınevinin çıkardığı, Vural Savaş’ın Dip Dalgası okunmalı; bir de, büyük mizahcımız Muzaffer İzgü’nün son eseri Anneannem Sihirbaz’ı. Profesör Baskın Oran’ın yeni bir eseri, Türkiye İnsan Hakları Bilançosu. 2005 İzleme Raporu (TESEV Yayınları) önemlidir. Profesör İbrahim Ö. Kaboğlu’nun Kemal Akkurt ile birlikte yazdığı İnsan Hakları Danışma Kurulu Raporları (İmge Yayınları), bir başka önemdedir. Oran’ın, Kenan Evren’in Yazılmamış Anıları’nı, mizahın bu şaheserini İletişim Yayınları’nda görüyoruz. Nesin Yayınevi, Aziz Nesin’in eserlerini sürdürüyor: Irak ve Mısır, Yol, Bir Sürgünün Anıları, Zübük, Tatlı Betüş, Herkesin İşi Gücü Var, Gözünüz Aydın Efendim, son çıkanlar. Okumaz olur musunuz? İthaki Yayınları, Rainer Maria Rilke’nin bütün hikâyelerini çıkarmıştır ki, pek önemlidir. O. Aydın Süer’in, Evrensel Yayınlar’dan çıkan 19. Yüzyıl Rus Edebiyatı Üzerine Yazılar’ı, büyük bir boşluğu dolduracaktır. Orhan Tüleylioğlu, Savaşçı ve Şair adıyla Jose Marti’den seçmeler yapmış. Bu titiz çalışma Edebiyatçılar Derneği’nin yayını. Bir de Kaos Yayınları’ndan çıkan Fredy Perlman’ın, ErTarih’e Karşı Leviathan’a Karşı adlı eserini zikretmeli. İlya Yayınevi, bir Arslan Kaynardağ’a Armağan sundu ki, çok yerindedir. Son olarak, Emre Kongar’ın pek önemli bir eserini, Remzi Kitabevi yayımladı: Tarihimizle Yüzleşmek, çok tezgâhı bozacaktır... ? İstanbul’da yeni bir edebiyat olayının haberi fuara ulaştı: Turgay Fişekçi’nin başında olduğu Sözcükler adlı edebiyat dergisi çıkmış. Gözlerimiz aydın olsun! Ve başarılar... T Eylem günü 1 Mayıs İşçi Bayramı mitinginde, emekçilerin sorunlarının yanı sıra Sinop’ta yapılacak nükleer santraldan Terörle Mücadele Yasa Tasarısı’na, gecekondu yıkımlarından Tuzla’da bulunan zehirli varillere dek gündemdeki birçok konu protesto edildi. Sabah saatlerinden itibaren alanı doldurmaya başlayan eylemciler gün boyu halaylar çekip marşlar söylediler. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) ÜYAP, İzmir 11. Kitap Fuarı, sade ama anlamlı bir törenle açıldı. Deniz Kavukçuoğlu konuşmasında, on bir yılın vardığı noktada, göz doldurucu bir tablo çiziyordu: Geçen yıl fuara 185 yayınevi katılmıştı, bu yıl sayı 225’e yükselmiştir; yine bu yıl, 103 etkinlik yapılacak ve okurlar 200 yazar, sanatçı, bilimci, gazeteci ve politikacıyla bir araya gelecektir. Bir kent için ne kadar önemli bir olay! Törene Büyükşehir Belediye Başkanı ve Vali de katıldı ve konuştular. Gelecek için fikir ve özlemleri dile getiren başka konuşmalar da yapıldı. Olan, büyük bir başarıdır ve İzmir’e de yakışıyor. Bu başarının altında imzası olan her kişi ve örgüt kutlanmalı! ? Etkinlikler ilk günden heyecanla başladı. Fotoğraf sanatçısı ve şair Mahmut Turgut’un 40’a yakın yazar ve sanatçının portresinin yer aldığı ‘‘Objektifimden Edebiyatçılar’’ sergisi pek önemlidir. Rıfat Ilgaz’ın yaşamından bir parça olan ‘‘Hababam Sınıfı 50 Yılını Kutluyor’’ adlı sergi, bizleri ayrıca duygulandırdı. Onu izleyen bir sempozyum 10, 11, 12 Mayıs’ta Kastamonu’da olacak, oraya gideceğiz. Başka sergiler de fuara bir zenginlik getiriyor. Fuarın son gününde, ‘‘Can Şenliği’’ var. Her günü dolduran söyleşileri ve kitaplarını imzalamak için gelenleri nasıl anlatmalı? Ben de, ‘‘Kadın Sorununun Neresindeyiz?’’ konulu bir söyleşi yaptım. İzleyenler, bilinçli idi ve yararlı tartışmalar geçti. Kitaplara gelince; bir ‘‘kitap yağmuru’’ görüyoruz fuarda... ? Yayınevleri kafilesine bir yenisi, ‘‘Kırmızı Yayınlar’’ da katıldı: Yayınevinin ilk kitaplarının başında, Louis Aragon ile Bertolt Brecht’in Aşk Şiirleri geliyor. Onların yanı sıra, büyük İngiliz tarihçisi Gordon Childe’in, Tarihte Neler Oldu? adlı ünlü eserini görüyoruz. Kitabın çevirisi, Alaeddin Şenel ile Mete Tunçay’ın yetkin kalemlerinden. Nilgün Tutal’ın Küreselleşme, İletişim, Kültürler Arasılık adlı çalışması ayrı bir önem taşıyor. Serdar Öztürk’ün, ‘Cumhuriyet Türkiyesi’nde Kahvehaneler Hesap soracağız İstanbul Haber Servisi Kadıköy’deki 1 Mayıs İşçi Bayramı mitinginde, yoksullaştırma, işsizlik, özelleştirme politikalarına dikkat çeken emekçiler, ABD’nin Irak’taki haksız işgaline karşı da ‘‘ABD Ortadoğu’dan def ol’’ sloganlarını haykırdılar. İşçilerin yanı sıra, öğrenciden emekliye, toplumun her kesiminin bir araya geldiği mitingde, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı, gecekondu yıkımları, Sinop’a nükleer santral yapma planları da protesto edildi. Sermayeye ve iktidara karşı ‘dayanışma’ sloganlarının atıldığı mitingde, emeğin kurtuluşu için ‘birlik, mücadele ve örgütlülük’ çağrıları yapıldı. Aşçı ölüm orucunda’’ pankartları ile tecride karşı 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü’nde ölüm orucuna başlayan Aşçı’ya destek verdiler. Miting alanına üç koldan yapılan yürüyüşlerde sık sık, geçen yıl haziran ayında yaşamını yitiren Karadeniz’in asi çocuğu Kazım Koyuncu’nun şarkıları da çalındı. Diyarbakır’daki olaylar sırasında yaşamını yitiren Devrimci Demokrasi gazetesi muhabiri İlyas Aktaş’ın fotoğrafları da taşındı. Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyeleri, beyaz gömlek, siyah pantolon, kırmızı fular ve siyah bereleri ile uygun adım yürüyerek alana girdiler. TAYAD’lıların ölüm orucu eyleminde yaşamının yitiren 122 kişinin fotoğraflarını taşıdığı mitingde, F tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamaları protesto edildi. SHP’liler de Bush, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal’ın maskelerini takarak ABD güdümündeki AKP politikalarını protesto ettiler. “SAVAŞA KARŞIYIZ” Beşiktaş’ın taraftar grubu ‘‘Çarşı’’ da mitinge ‘‘Savaşa karşıyız, Beşiktaşlıyız’’ sloganları ile renk kattılar. Terörle Mücadele Yasası’na Hayır’’, ‘‘Bergama, Munzur, Fırtına Vadisi, Tuzla... Emperyalizm doğaya karşıdır’’, ‘‘Eğitim ve sağlımızı satanlardan, kondumuzu başımıza yıkanlardan, toprağımıza zehir katanlardan hesap soracağız’’, ‘‘Diyarbakır Paris Fatsa, 1 Mayıs’ta yeniden başla’’, ‘‘Kışla tipi lise istemiyoruz’’, ‘‘Çayda, fındıkta sömürüye son’’, ‘‘Faşist saldırılara, işsizliğe yoksulluğa karşı birleşelim’’, ‘‘Katil ABD Ortadoğu’dan def ol’’, ‘‘Tek yol devrim’’, ‘‘Susma haykır halklar kardeştir’’, ‘‘Taksim’de 1 Mayıs’’, ‘‘Nükleer sizinse Sinop bizimdir’’, ‘‘Yaşasın devrimci dayanışma’’ pankartları taşındı. T ürkiye’nin temel sorunu aşırı şişkin kamu personeli olabilir mi? Bu amaçla Maliye Bakanlığı’nın sitesine girdiğiniz vakit, ortaya inanılmaz bir tablo çıkıyor. Eski Özelleştirme İdaresi Başkanvekili Süleyman Yaşar, işte bu tabloyu gözler önüne sermiş. Radikal’deki yazısından yola çıkarak, ben de Maliye Bakanlığı’nın sitesine girdim ve manzarayı daha ayrıntılarıyla anlamaya çalıştım. Görünen o ki Türkiye bir devlet memurları ülkesi. Üstelik de çoğunluğu üretici olmayan bürokratlardan oluşuyor. Örneğin öğretim alanında devletin kadro sayısı 115 binken, genel idare hizmetlileri 525 bin. Diyanet İşleri’ndeki hizmetli sayısı ise 81 bin. Bu devletin teknik eleman sayısı odacı sayısından düşük. Odacılar 217 bin, teknik elemanların sayısı ise 105 bin. Üstelik bu teknik elemanlar mühendis, jeolog, mimar, kimyager, fizikçi, istatistikçi gibi çok temel alanlarda çalışan kişiler. Onların sayısının bu kadar az olması Türkiye’deki devlet tercihlerini de belirliyor. ??? Ülkemizdeki siyasi tartışmalara bakıyorum. Bu ülkenin nereye gittiğine ilişkin tartışmaların çoğu, soyut konular üzerinden gelişiyor. Devletin neden bu kadar hantal olduğu üzerine biraz kafa yorsak, belki de tartışmaların asıl ko SIFIR NOKTASI ORAL ÇALIŞLAR 217 Bin Odacı, 81 Bin İmam... de inanmayanlara, onların inancı doğrultusunda bir hizmet veriyor. Böyle laiklik, böyle inanç özgürlüğü olur mu? Tabii, sorun yalnızca bu alanda değil. Devlet, bu şişkin kadroyu aynı zamanda adaletsiz bir şekilde ücretlendiriyor. Bir grup yüksek bürokrat çok yüksek maaşlar alırken, emekliliklerinde de yüksek emekli maaşlarına kavuşurken, toplumun önemli bir kesimi üç kuruşluk SSK emekli maaşıyla devlete yıllarca ödediği primin karşılığında çaresiz bir duruma itiliyor. ??? Bu tablo içinde Türkiye’de devletin demokratikleşmesi meselesinin ne kadar zor olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü devletten geçinenler, insanların yeteneklerine göre, üreticiliklerine göre bir yere gelmesini nasıl istesinler ki? Hantal devletin, demokratik ve sosyal bir devlete dönüşmesi kolay mı? Bizim öncelikle tartışmamız gereken şey, belki de devletin bu hantal yapısının nasıl değiştirilebileceğidir. Çünkü nusuna girebiliriz diye düşünüyorum. Türkiye’de son yılların en kritik tartışması laiklik üzerinden yapılıyor. Bir kesim AKP iktidarı nedeniyle laikliğin tehdit altında olduğuna inanıyor ve bu nedenle derin bir endişe yaşıyor. AKP’liler de bazı çıkışlarıyla bu konudaki endişeyi kışkırtıyorlar. AKP’nin Kars il kongresindeki ‘‘haremselamlık’’ uygulaması hâlâ bu konunun ne kadar nazik bir durumda olduğunu gözler önüne seriyor. ??? İşin diğer boyutu ise laiklik adına kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 81 bin imam kadrosuyla ülkenin dört bir yanında SünniHanefi merkezli bir din propagandasını örgütlüyor olması. 81 bin imamın tamamı aynı mezhebin mensupları. Bu ülkede Hıristiyan, Musevi, Alevi veya herhangi bir dine mensup olmayan yurttaşların hepsi vergi veriyorlar. Bunlardan vergi alan devlet, ne Hıristiyanlara, ne Musevilere, ne Alevilere, ne bunu tartışmaya başladığımız an iktidardan pay alan bütün kuvvetler harekete geçecektir. Türk devletinin bir yeteneksiz kadrolar cenneti olduğu söylenir. Her gelen iktidarın kendi yandaşlarına kadro açtığını biliyoruz. Aynı şeyin şimdi AKP hükümeti tarafından da sürdürüldüğünü görüyoruz. ??? Bu noktada, çifte standartlı olmayan bir tutum göstermek şart. Benimki girerse iyi, onunki girerse kötü diye yaklaştıkça bu sürecin önü kesilemez. Sonunda aşırı şişirilmiş bürokrasi kendi başına bir güç olarak devlet despotizminin ana merkezini oluşturabilir ve değişimin önüne dikilebilir. 2001 ekonomik krizinin ardından, devlet giderlerinde tasarrufa gidildiği söylenmişti. Bunların gerçekçi olmadığını, bizi kandırdıklarını, Hazine’nin internette yayımladığı personel giderleri cetvelinden anlamıştık. Şimdi de kadrolara bakıyoruz ve bu kadro politikasıyla Türkiye’nin bir modern, demokratik devlet haline gelmesinin mümkün olmadığını görüyoruz. 217 bin odacı kimlere hizmet ediyor, bu hizmetin ne kadarı üretici işlerde kullanılıyor? Bu soruyu da araştırmak ve soruşturmak gerekiyor. Tabii mesele o odacılar değil, onları oraya tayin eden anlayış... oralcalislar?cumhuriyet.com.tr Kadıköy Meydanı’nı sabah saatlerinden itibaren dolduran emekçiler, gün boyu halaylar çekti, marşlar söylediler. Alanın her yeri Marx, Engels, Lenin, Che Guevara’nın da aralarında bulunduğu devrimci önderlerin resimleriyle süslendi. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya gibi 68’li yılların solcu önderlerinin resimleri tüm alana yayıldı. TMMOB üyelerinin beyaz baretlerle katıldığı mitingde liseli öğrenciler de okul üniformalarıyla yerlerini aldılar. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, ‘‘Avukat Behiç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle