29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 MAYIS 2006 CUMA bilim/teknik/çizgilik/bulmaca AKILLI TASARIMCILAR BÜYÜK PARALAR HARCIYOR C 17 Evrim kuramı b Muhafazakâr "Discovery Enstitüsü" tarafından desteklenen akıllı tasarım yanlıları, Avrupalı insanın beynini yıkamak için misyonerler gibi harıl harıl çalışıyorlar. iri evrimin eskimiş bir masal olduğuna, diğeri insan ve maymunun ortak bir atadan türemediğine, üçüncüsü ise dünyanın en fazla 10.000 yıllık bir geçmişi olduğuna inanıyor. Connie Morris, Kathy Martin ve Steve Abrams, Kansas eyaletinin eğitim danışmanları ve yedi meslektaşıyla birlikte Amerikan eyaletinde öğrencilere neyin nasıl okutulacağına karar veriyorlar. Çoğu yaratılış yanlısı olan bu danışmanlar geçen kasım ayında şu karara vardılar: Kansas’taki biyoloji dersinde evrim teorisiyle birlikte akıllı tasarım da okutulmalı. Pennsylvania eyaletinde velilerce açılan bir mahkemede akıllı tasarımın okullarda okutulamayacağı kararı alınması bile onları rahatsız etmiyor. Sonuçta Amerikalıların %31’i insanın milyonlarca yıl içinde diğer yaşam biçimlerinden gelişirken bu sürecin Tanrı tarafından çalıştırıldığına ve %53’ü de Tanrı’nın insanı tıpkı İncil’de yazılı olduğu gibi yarattığına inanıyor. Ve akıllı tasarım fikrinin bir temsilcisi geçen yıl bir makalesini bir biyoloji dergisinde yayımlatmayı başardı. AKILLA AÇIKLANABİLİRMİŞ Stephen C. Meyer’in "The origin of biological information and the higher taxonomic categories" adlı makalesi gerçi pek de saygın bir dergide yayımlanmadı, ama eleştirmenler bilimsel rasyonalitenin gözden düştüğünden söz edince akıllı Çığır açan gelişmeler Daha birkaç hafta önce Almanya’nın güneyinde bulunan bir Archaepteryx fosili büyük bir heyecan yaratmıştı. Çok iyi korunagelen fosilin bir parmak kemiği, benzer bir şekilde yırtıcı pençelere sahip olan ilkel bir kuş türünde (Veliciraptor) de bulunmakta. Özellikle son iki hafta içinde keşfedilenler evrim teorisine büyük destek verdi. Hem denizden karaya çıkan canlılarda eksik halka bulundu hem de moleküler düzeyde evrimin gerçekleştiği gösterildi. Bunları önceki haftaki dergimizde duyurduk. Bilim adamları yeni açıklamalar için araştırmalara devam ederken durmadan dünyadaki yaşamın gerçekleriyle ilgili yeni bulgulara ulaşıyorlar. Ve Amerikalılar akıllı tasarımcıya inanmaya devam ederken ülkelerindeki en saygın bilim dergilerinden biri olan "Science" evrim teorisini kanıtlayan yeni bulguları 2005 yılının çığır açan gelişmeleri olarak seçti. Sonuçta evrimle ilgili yeni bilgiler edinildikçe, büyük evrim bilmecesinin yanıtına da yaklaşılmakta. Genetikbilimciler son zamanlarda organizmaların kalıtımlarını daha hızlı bir şekilde okumaya başladılar. Eylül ayında şempanze kalıtımı çözüldü. Böylece, bizi şempanzelerden ayırarak zeki, hırslı, yaratıcı vb. tasarım yanlıları önemli bir başarı yakaladıklarına inandılar. Makalesinde, gelişkin canlılara ait yapı planlarının temelini oluşturan genetik bilgilerin ne şekilde oluştuğu sorusunu yanıtlamaya çalışan Meyers şu sonuca varmış: Evrim teorisi, gelişkin canlıların kökenini açıklayamıyor. Akıllı tasarım, gelişkin yapı planlarının oluşumu için en uygun açıklama. Bu şu anlama geliyor: Bilgilerin kökeni maddesel süreçlerle değil, akılla açıklanabilir. Akıllı tasarım düşüncesine geçen ağustos ayında Amerikan Başkanı bile destek verdi. Bush, okullarda akıllı tasarımın okutulmasını önermişti. Bush’tan destek alan bazı Amerikan eyaletleri şimdi evrim teorisinin yaygın olarak okutulmasını engellemek için bir kampanya başlattılar. Dünyanın en büyük bilim insanları birliği AAAS, hazırlanmakta olan yeni yasaları protesto etti. Farklı disiplinlerden gelen bilim insanlarından oluşan birliğin açıklamasına göre Alabama, Arkansas, Georgia, Kansas, Michigan, Mississippi, Missouri, New York, Ohio, Oklahoma, Pennsylvania, South Carolina, Texas ve Utah eyaletleri, evrim kuramını eğitim programlarından çıkarmak için çalışıyorlar. AAAS Başkanı Gilbert Omenn, birliğin son konferansında, “Evrim teorisini okumayan öğrenciler otomatik olarak biyoloji, fizik ve jeoloji gibi dersleri de kavrayamayacaklar” diye konuştu. Ülkemizde 1985 yılında Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle "Yaratılış" fikri müfredata girmişti. Yaratılış düşüncesi o zamandan beri evrim teorisiyle birlikte sanki bilimsel bir tezmiş gibi aktarılıyor öğrencilere. Geçen günlerde evrim teorisi yanlısı 700 akademisyen bu 21 yıllık uygulamaya son verilmesi için hazırladıkları bir protesto metnini Milli Eğitim Bakanlığı’na sundu. Girişimi başlatan Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), Milli Eğitim Bakanlığı’nın olumsuz yanıt vermesi halinde dava açacak. Sonuçta 150 yıldan bu yana binlerce bilim adamı tarafından sunulanların, kanıtlananların ve kontrol edilenlerin haddi hesabı yok. Soyaçekim öğretisi günden güne yeni kalıtım analizleri ve fosil bulgularıyla yeniden kanıtlanmakta. Nafiz Paşa’ya unvan D oksanıncı doğum yıldönümünü idrak eden Nafiz Paşa’nın tıp mesleğindeki 62. yıldönümü, Etibba Muhadenet Cemiyeti (Tıp Dostluk Cemiyeti) tarafından dün Türk Ocağı’nda kutlanmış ve bu münasebetle kendisine “Şeyhületıbba” unvanı verilmiştir. Cemiyetin evvelce düzenlediği programa göre merasime Etibba Muhadenet Cemiyeti azalarından başka, şairiazam Abdülhak Hamid, Süleyman Nazif, vali Süleyman Sami beyler, Darülfünun emini ve müderrisleri, Tıp Fakültesi öğretim heyeti ve hariçten birçok doktorlar katılmıştır... Cemiyetin reisi Neşet Osman Bey, bir nutuk irad ederek... Nafiz Paşa’nın Türk Tıp âleminde büyük bir rol oynadığını, doktor Kırımlı Aziz, Hüseyin Remzi, Emin Hafız beylerle, tıp eğitiminin Fransızcadan Türkçeye dönüştürülmesi yolunda büyük hizmetler ettiklerini söylemiş ve Paşa’nın tıpla ilgili, çeşitli isimlerle toplam 6057 sayfalık kitabı Fransızcadan Türkçeye tercüme ettiğini ilave eylemiştir. Neşet Osman Bey’den sonra nutuk irad eden Darülfünun emini Nureddin Bey, Paşa’nın Darülfünun’da ders verdiğini, fakat Darülfünun’da dersi okutan hocaları yetiştirdiğini ve Darülfünun mefkuresini (idealini) memlekete aşılayan ilk unsur olduğunu beyan ile Darülfünun’un hakiki bir kurucusu sayılabileceğini söylemiş ve Paşa’nın meziyetlerinden bahsettikten sonra nutkuna şöyle bir nihayet vermiştir; “Darülfünun’un elinde resmen daha yüksek bir unvan olmadığı için size, mükerrem (saygıdeğer) üstad, ancak fahri müderris unvanı takdim edilebilmiştir. Siz Darülfünun’un medarı iftiharı, büyük hocamızsınız.” Nafiz Paşa, kendisine gösterilen bu coşkun hürmete beyanı teşekkür etmek üzere ayağa kalkmış ve nutkuna başlamak istemişse de heyecanından buna imkân bulamamıştır. Etrafını saran kadirşinas kitle arasında hıçkıra hıçkıra ağlayan Paşa’nın gözyaşları beyaz sakallarını ıslatarak yere yuvarlanmıştır. Bunun üzerine cemiyet azasından iki kişi kollarına girerek oturmasını rica etmişlerdir. Paşa’nın yazılı olan şu nutkunu, Tıp Fakültesi muallimlerinden Behcet Sabit Bey okumuştur; “Evet, uzvi hayatım 90 ve mesleki hayatım 62 senelik iki uzun devir teşkil eder. Fanilerin pek azına nasip olan bu uzun yılların gün ve gecelerinde gerek nefsime, gerek nefsimden bin kere aziz bildiğim vatanıma ait bin türlü zorluk karşısında kaldım. Kendi talihimden şikâyete hiç hakkım yoktur. Çünkü keremkâr (cömert) vatandaşlarımla büyük ve müşfik vatanımdan daima hürmet ve nimet gördüm. Fakat Türk’ün kendimi bildiğim günden ve 4 sene evveline kadar duçar olduğu türlü türlü ve sonu gelmeyen felaketler bana ömrümün seksen bu kadar senesini zehir ve cehennem etmişti.” Bundan sonra Paşa, Etibba Muhadenet Cemiyeti’ne, fahri müderrisliğini sunan Nureddin Bey’e beyanı teşekkür etti. Etibba Muhadenet Cemiyeti tarafından özel surette imal ettirilen kupa ile Etfal Hastanesi tıp heyeti tarafından bir buket, Gureba Hastanesi sıhhi heyeti tarafından bir buket, Gülhane Hastanesi sıhhi heyeti tarafından bir buket, Eczacılar Cemiyeti namına altından bir kronometro Paşa’ya takdim edildi. Sıhhiye Vekili Doktor Refik Bey de, merasimde bulunamadığından dolayı şu telgrafla beyanı teşekkür ediyordu... Bundan sonra hazır bulunanlara çay ve pastalar ikram edilerek merasime son verilmiştir. 17 Nisan 1926 En entelektüel devrim h Charles Darwin enüz yanıtlanmayı bekleyen sorular bile biyolojik evrimin, bilimdeki en aydınlatıcı ve en kabul edilebilir bir olgu olmasını engellememekte. Hatta biyolog, ornitolog ve taksonomi uzmanı Ernst Mayr, evrim teorisini "insanoğlunun yaşamış olduğu en entelektüel devrim" olarak nitelendirmiş ve Rus doğabilimcisi Theodosius Dabzhansky de "Evrimin ışığı olmadan biyolojideki hiçbir şey anlam kazanmıyor" demişti. İnsanlığı böylesine büyüleyen evrim teorisi ilginç bir şekilde aynı zamanda başka hiçbir bilgide olmadığı kadar derinden yaraladı. Birçok kişi soyunun maymuna uzandığını bir türlü kabul edemiyordu. Dahası yüzyıllar boyu insanın yaratıcısı olarak kabul edilen Tanrı’nın bu işte parmağının olmaması da mucizeyi yok ediyordu. İnsan, plansız ve programsız bir biçimde rastlantısal süreçlerle bugünkü haline gelmişti. Oysa bu şekilde ruhsuzlaştırılan doğaya bir varlık, bir akıllı tasarımcı yerleştirmek ne iyi olurdu. Seattle’daki muhafazakâr Discovery Enstitüsü şimdi 40 akademisyen ve yazarı, akıllı tasarım fikrini tüm dünyaya yayması için desteklemekte. Ve enstitüsünün misyonerleri akıllı tasarım saçmalıklarını Avrupa’ya kadar taşıdılar. Enstitü, Avusturyalı başpiskopos Christoph Schönborn’un evrimle ilgili bir eleştirisinin "New York Times" gazetesinde yayımlanmasına yardımcı oldu. Sponsorluğunu yine aynı enstitünün üstlendiği Prag konferansına 700 kişi katıldı. ALMANLARIN YÜZDE 16’SI Anketler Almanların sadece %16’sının İncil’deki yaratılışa inandıklarını gösterse de, Thüringen eyalet başkanı Dieter Althaus, bir Alman akıllı tasarım temsilcisini kamuoyu önünde bir tartışmaya davet ettiğinde, dinleyici sayısının hiç de azımsanmayacak kadar çok olduğu görüldü. Akıllı tasarım yanlıları her ne kadar kısa süreli olsa da Hollanda ve İtalya’da başarılı oldular. Ve tam da Darwin’in doğum yeri olan İngiltere’de yaratılışçılar, akıllı tasarım teorisini, devlete bağlı okulların doğa bilimleri dersine sokmaya başardılar. Tıpkı Amerika’da olduğu gibi İngiltere’de de köktendinci Hıristiyan zenginleri okullara büyük bağışlar yaparak, eğitim müfredatını etkileyebiliyorlar. Örneğin otomobil tüccarı Peter Vardy bu sayede üç okulda söz sahibi. Oysa doğruluğu doğa bilimleriyle kanıtlanabilen tek yara tılış öyküsünü yazan Charles Darwin’di. Aslında genç teolog ve amatör araştırmacı da 1831 yılında hayatında bir dönüm noktası yaşamasaydı belki ömrünü sadece bir papaz olarak tamamlayacak ve unutulup gidecekti. Ama öyle olmadı, Darwin, araştırma için gerekli bir yığın malzeme ve kitapla dünya gezisine çıktı. Üç yıllık gezinin ardından 700 sayfalık bir günlük ve 2000 sayfayı aşan notlar tuttu. 1529 canlı türünü alkole yatırdı, 3907 deri, kemik ve diğer buluntu parçalarını etiketledi. Darwin, yavaş yavaş türlerin değişimiyle ilgili konseptine yaklaşırken, özellikle de Galapagos kuşları yol gösterici olmuştu. Çit kuşu, ardıçkuşu ve kocabaş gibi önceleri farklı türlere ayırmış olduğu kuşların birbirlerine çok yakın olduğunu ve tek bir atadan türediklerini buldu. Ama bunu topluma açıklaması kolay değildi, sonuçta Tanrı’nın yaratılışçılığından kuşku duyanların başına neler geldiğini çok iyi biliyordu. Darwin böylece 1842 yılında teorisinin ilk taslağını hazırladıktan sonra dünyayı tam 17 yıl bekletti. Tabii bu arada teorisini kabul ettirmek için ilginç taktikler buldu. Mesela at, köpek ve insanın soyuna değinilmeyecekti. Bu üç türde büyük bir hassasiyet söz konusuydu. S Ü R E C E K ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle