29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 MAYIS 2006 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN TURHAN SELÇUK BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA C 3 Örtülü Faşizm, Açık Faşizm... Demirel’den Laiklik Dersi... E kim 1933’te Cenova’dan kalkan gemi sisli bir günde Karaköy Limanı’na yanaşırken güvertesinde onu taşıyordu. Hitler Almanyası’ndan kaçan Prof. Fritz Neumark, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne birkaç yıl için geldiğini sanmıştı. Oysa 1933’ten 1953’e kadar kaldı ve İktisat Fakültesi’nin 1936’daki kuruluşunda önemli görevler üstlendi. İktisat Fakültesi tarafından yeniden yayımlanmakta olan ‘‘Boğaziçine Sığınanlar’’ kitabı Türkiye’nin o günkü koşullarının tahlili yanında Almanya’nın 1920’li ve 30’lu yıllardaki durumu açısından da önem taşıyor. Neumark’a göre 1930’lu yıllarda Almanya’daki düşünürler ve bilim adamları üç gruba ayrılmaktaydılar: 1) Hitler’le işbirliği yapan bilim adamları ve düşünürler. Bunlar, ya Hitler’in felsefesine yakın veya ‘‘yükselen Hitlerci değerlerle birlikte’’ kendilerinin de yükseleceğini sanan insanlardı. Bunlar, Hitler ve Almanya düşünceye kadar amaçlarına ulaştılar ve olanaklardan yararlandılar. 2) İkinci grup ise Hitler’e karşı olmakla birlikte, ‘‘Hitlerci rejimin kendilerine zarar vermeyeceğini düşünen’’ bilim adamları ve düşünürlerdi. Bunlar da Almanya’da kaldılar ve Hitlerci rejimin baskısı altında ezildiler. 3) Üçüncü grup ise Hitlerci rejimle yaşayamayacaklarını düşünerek Almanya’yı terk edenlerdi. Prof. Fritz Neumark bunlardan biriydi. Birinci ve ikinci gruba dahil olan bilim adamları ve düşünürler ya Hitler’in suçlarına katıldılar ya da Hitler tarafından ezildiler. Hitler’e karşı olan Neumark’ın bile, ‘‘sistem tarafından nasıl devşirilmeye çalışıldığını’’, istemeden de olsa bazı eylemlerin içine nasıl sürüklendiğini anılarında açık olarak kendi kaleminden okuyoruz. İnsanların sosyal, iktisadi, siyasal yozlaşmaya nasıl itildiklerini ibretle okuyoruz. D OFER VE KUTMAN’IN EGEPORTS’TA YAPTIĞI 56 İŞ YERİNE YARGI ONAY VERMEDİ Kuşadası’nda ikinci iptal LATİF SANSÜR KUŞADASI Kuşadası Limanı’na işletmeci Sami OferMehmet Kutman’ın ortaklığında yer alan Egeports’un (Ege Liman A.Ş) denizi doldurarak yaptığı 56 işyerine yargı onay vermedi. Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin ardından Danıştay 6. Dairesi de Kuşadası Belediyesi’nin liman ilave revizyon uygulama imar plan notlarını iptal etti. Bölgedeki sivil toplum kuruluşları, mahkeme kararlarının bir an önce uygulanarak, iş yerlerinin mühürlenmesini isterken, Egeports’tan yapılan açıklamada, kararın temyiz edileceği belirtildi. CHP İlçe Başkanı Nail Özazman da, ruhsatların iptal edilmesi kararının kendileri için sürpriz olmadığını belirtti. Özazman, ‘‘TBMM komisyonlarında görüşülen Kıyı Yasası’nda değişiklik öngören tasarı OferKutman için sipariş edilmiştir. Bu yasa tasarısı, Fransız Tatil Köyü ile birlikte limandaki yapıları da yasallaştırmak adına meclise sunulmuştur. ‘MÜCADELEMİZ SÜRECEK’ Mücadelemizi Türkiye ölçeğine taşıma konusunda kararlıyız. Kıyı Yasası’nda OferKutman tarafından ısmarlanan değişiklikler yapıldığında Turizm Bakanı tarafından ‘Turşu mu yapacağız’ denilen koylar, uluslararası şirketlerin insafına terk edilecektir’’ diye konuştu. Kuşadası Belediyesi bağımsız meclis üyesi Ahmet Altunsoy, Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan’ın yöre halkının yanında olması gerektiğini belirtti. ‘KARARLARDAN DERS ALINMALI’ Altunsoy, ‘‘Akdoğan’a, global sermayenin yanında değil, Kuşadası halkının ve hukukun yanında yer alması gerektiğini hatırlatıyorum. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı da yargı kararlarından ders çıkarmalı. Danıştay’ın 29 Haziran 2004 tarihinde iptal ettiği Kuşadası Kruvaziyer Liman Planı dayatmalarından vazgeçilmelidir. Var olan imar çarpıklığını Ege Denizi üzerine taşıyan imar planı düzenlemelerine gidilmemesini umuyoruz” dedi. Öte yandan, Egeports’tan yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: ‘‘Aydın İdare Mahkemesi’nce karara bağlanan konu, zaten daha önce iptal edilmiş bulunan yönetmelik bazında yapılan işlemlere ilişkindir. Mevcut hukuki durumda bu konular Kıyı Yasası çerçevesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Aydın İdare Mahkemesi’nde görülen davada şirketimiz davalı konumunda değildir. Aleyhinde hüküm verilen davalının, kararı temyiz etme hakkı mevcuttur. Bu itibarla, hukuki sürecin kesinleştiğini söylemek ya da kesinleştiği varsayımıyla hüküm ifade etmek doğru olmayacaktır.’’ DÜN ALMANYA, BUGÜN TÜRKİYE... 2000’li yılların Türkiyesi ile 1930’lu yılların Almanyası arasında ilginç benzerlikler var. Bizde İslamcı siyasal yapılanmaya hızla ayak uydurmaya çalışan kimi şirketler, kimi sermaye çevreleri, kimi ‘‘aydınları’’ ve hata üniversiteleri görüyoruz. İslamcı siyasal yapılanmayı desteklemeseler bile ‘‘onu bir araç olarak kullanmaya çalışanlar’’, sonunda o sistemin ayrılmaz bir parçası durumuna gelebiliyorlar. Türkiye’deki yeni oluşumların 1930’lu yılların Almanyası’ndan en önemli farkı şunlar: Bizdeki bu ‘‘çizgi dışı ve anormal oluşumları’’ ABD ve AB’de destekliyorlar. Ilımlı İslamın, kimi tarikat liderlerinin Batı’nın denetiminde ve güdümünde eylemlerini sürdürmeleri bunun en açık kanıtlarıdır. Kimi sermaye çevrelerinin İslamcı siyasallaşma ve antidemokratik yapılanmayı var güçleri ile desteklemeleri diğer bir kanıttır. Ayrıca bu sermaye çevreleri ilginç bir biçimde, ‘‘Batı’nın sermaye ve şirket tekelleri ile de bütünleşmişlerdir. Siyasilerin danışmanları ile tekellerin danışmanları bütünleşmişlerdir.” Örtülü faşizm Türkiye’de, Hitler Almanyası’nın açık faşizmi ile aynı sonuçları doğurmaktadır. ‘‘Aydınların’’ önemli bir kısmının kimlerin güdümü altına girmekte olduğunu gözlemek bile yeter... Nereden nereye... Almanya’nın 1930’lu yıllardaki manzarasından 2000’li yılların Türkiyesi’ne... İLAN TBMM ödülleri sahiplerine verildi TBMM’nin ilk kez düzenlediği Üstün Hizmet Ödülleri, TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından sahiplerine verildi. Törende İzzet Baysal Vakfı adına ödülü, vakfın yönetim kurulu başkanı Ahmet Baysal alırken gözleri doldu. Üstün Hizmet Ödülü’nü alan diğer kişi ve kuruluşlar şöyle: ‘‘Neşet Ertaş, Zeynel Abidin Erdem, Hacı Ali Akın, Mehmet Refik Altaş, Oral Baytok, İbrahim Bodur, Hacı Boydak, Ahmet Çalık, Ömer Duruk, Şakir Eczacıbaşı, Mehmet Erdemoğlu, Ahmet Eren, Cafer Recai Gizer, Recep Salih İşgören, Emine ve Zehra Kadıköylüoğlu, Abdülkadir Konukoğlu, MADO Gıda Sanayi AŞ, Cemil Özgür, Güler Sabancı, Metin Sözen, Süheyla Tahaoğlu, Mehmet Tekerlek, Şevket Yardımcı, Kazım Yılmaz ve Prof. Dr. Sabahattin Zaim.’’ okuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, önce yazarımız deneyimli gazeteci Leyla Tavşanoğlu’yla konuştu, önceki gün de Haber Türk’te ‘‘Basın Odası’’nda meslektaşlarımıza iyi bir ders verdi... İki gazete ise dün, Demirel’in ‘‘tarihe ışık tutan’’ konuşmasını çarpıtarak yansıttı: ‘‘Türbanlılar Arabistan’a gidip okusun!’’ Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’in söyledikleriyle bir süre önce Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in konuşması birbiriyle örtüşüyor... Bugünlerde tartışılan konu laiklik, demokrasi, özgürlükler filan değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin giderek ‘‘Ilımlı İslam’’a doğru götürülmek istenmesi... Türkiye’de sivil ve asker anayasal kurumlar bu yüzden rahatsız... Halkın büyük kesimi olup bitenlerden kaygılı. Türkiye beş yıl sonra Malezya mı olacak, yoksa Pakistan mı? Haber Türk’teki ‘‘Basın Odası’’na katılan gazetecilerden sadece iki kişi (Taki Doğan ile Mete Belovacıklı) Demirel’in verdiği mesajları algılayabildiler... Ötekiler ısrarla ‘‘türban’’ diyerek siyasi İslamın simgesi olan ‘‘sıkmabaş’’ı kadın hak ve özgürlükleri olarak gördüler, bunun bir demokrasi mücadelesi olduğunu savundular... Demirel de ‘‘hayır’’ diyordu gazetecilere: ‘‘Onların başlarına geçirdiği Anadolu kadınının başörtüsü değil, siyasal İslamın simgesidir.’’ Meslektaşlarımız İran’da kadınların ‘‘sıkmabaş’’ı ve ‘‘kara çarşaf’’ı üzerlerinden atmaları için verdikleri özgürlük savaşımını unutuyorlardı nedense!.. İşte Türkiye böyle bir yol ayrımındaydı... Laik demokratik Cumhuriyet’in uygarlık olduğunu, fes, sarık, şalvar, yemeni, sıkmabaş ve kara çarşafın gericilik olduğunu Süleyman Demirel altını çizerek vurguladı... Demirel, Leyla Tavşanoğlu’na da ‘‘Laik devlet, dinsiz devlet değildir’’ demişti. Önceki gece de laiklik kavramının ne olduğunu anlattı uzun uzun. Ama iki gazeteci arkadaşımız dışında kalan ötekiler ne yazık ki bunu anlamak istemediler. ??? Dün sabah Süleyman Demirel’i aradım ve konuştum... Demirel’e ‘‘Tarihi bir konuşma yaptınız, çok önemli şeyler söylediniz, kutlarım’’ dedim. Teşekkür edip ekledi: ‘‘Sadece görevimi yaptım. Bazı konuları anlattım. Daha söyleyecek çok sözüm var...’’ Türkiye ‘‘Ilımlı İslam’’a doğru adım adım yürüyor... Medya bunun farkında mı? Medya patronları, işadamları, sanayiciler, laik demokratik Cumhuriyet’in altının oyulduğunun ayırdında değil... Olayı gören, irdeleyen, tehlikenin farkında olanların sayısı bir elin parmakları kadar... Birkaç gün önce Fethullah Gülen’in internet sitesindeki yazısı, laik demokratik Cumhuriyet’e meydan okumak değil de neydi? Gülen, ‘‘Gericilik yaygarası dinsizliğin maskesidir’’ diyor. Hızını alamayan Nurcu Gülen devam ediyor: ‘‘İrtica küfürün takıyyesidir. İslamı ya da onun bazı emirlerini fundamentalizm ve gericilik şeklinde karalamak isteyen kimseler bu çağın en sinsi takıyyecileridir.’’ Bu açıklamayı neden yaptı Fethullah Gülen? Yargıda aklanıp Türkiye’ye dönmek ve bir siyasi hareketi başlatmak istiyor... Fethullah Gülen’in beş yıllık erteleme süresi bir buçuk yıl sonra dolacak ama hemen aklanmak istiyor; kimilerine göre Terör Yasası’ndaki değişiklik bu yüzden yapılıyor... Denilen şu: ‘‘Gülen’in AKP Grubu’nda yaklaşık 100 milletvekili var, sözünden çıkmayacak. Özellikle Kürt kökenli milletvekilleri Gülen’in siyasi harekete girmesine çok sıcak bakıyorlar.’’ ??? Tarikat şeyhleri, şıhları, Türkiye’yi uygarlığın değil, ortaçağın karanlığına götürmek isteyen din bezirgânları, acaba Demirel’in tanılarına ne diyecekler? AKP’li belediyeler ‘‘Delilleriyle Aile İlmihali’’ kitabı dağıtıyorlar bugünlerde... İdeal aile nedir? İşte açıklaması: ‘‘Eşinizi disipline edebilmek için vücudunda iz bırakmadan dövebilirsiniz.’’ Ne diyor ‘‘sıkmabaşlı’’, ‘‘kara çarşaflı’’ kızlarımız, kadınlarımız, analarımız, bacılarımız? Haydi yanıt verin!. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle