30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 MART 2006 CUMA BİRKAÇ SATIRDA DOKSAN YIL insan Can yoldaşım Mihri Belli... BERAT GÜNÇIKAN MİHRİ BELLİ’LERİN ALBÜM’ÜNDEN C Sevim Belli 13 ÇOK YAŞAYIN DOSTLARIM... K B ir grup Yahudi her yıl krismisi bir dağ evinden karşılamayı gelenek haline getirmişler. 10 gün kalıp yiyip içip dağılıyor, ücretini de evden ayrılırken ödüyorlarmış. Yaşlı bir madam bu kez gelecek yılki ücretini de ödemek isteyince, ev sahibi nedenini sormuş, madam `“ödeyeyim ki gelecek yıl da gelebileyim” demiş. Anlaşılan bir yıl sonrasını da güvence altına almak istemiş. Peki Mihri Belli’yi inatla 90. yaşına ulaştıran nedir? Ne yapıp da her yıl bir sonraki yılı güvence altına alıyor? Bolivya’da Evo Morelez, Şili’de Michelle Bachelet’in sosyalizm bayrağını yükseltmesiyle güçlenen kanaatim şudur ki, Mihri Belli dünyayı bilmem, ama Türkiye’de sosyalizmin iktidar oluşunu görmeden hayata pes etmeyecek. TKP’nin 1951 Terziler Tevkifatı’nda yer alanlardan terzi İsmail Altan, sosyalizmi görmeden ölmemek konusundaki ısrarından vazgeçip, demokrasiyi görmeye razı olmuş, onu da görmeden gitmişti. Besbelli, Mihri Belli kolay kolay pabuç bırakmayacak... Mihri Belli’nin 90. yaş gününün bence birçok anlamı var, birkaçını burada sıralayalım; birincisi, Türkiye Komünist Hareketi’nin kesintisiz bir militanı oluşu, ikincisi, suikastlere ve çatışmalarda yaralanmalara karşı yaşamaktaki ayak direyişi, üçüncüsü, yüzyıla yakın tarihe, doğru ve gerçekçi tanıklık yapması, dördüncüsü, gençliğe devrim için ölünebileceğini göstermesi, beşincisi ve en önemlisi de yurtseverlikle enternasyonalizmi en gerçekçi biçimde yerine getirebilmesi... Aklı erdiğinden beri barış ve sosyalizm yolunda solun ve sosyalistlerin birliği yolunda yürümek azmi ve kararlığı az bir şey mi? Bu kesintisiz mücadele tarihinde eşi, arkadaşı, yoldaşı ve koruyucusu Sevim Belli’nin yerini ve vazgeçilmezliğini de görmezden gelmemeli... Ezilenlerden, emekçilerden yana mücadele tercihleri, onları Türkiye’nin tarihinde aynı tercihleri yapmış olanlarla şu ya da bu dönemde şu ya da bu yerde tanıştırdı ve buluşturdu. SevimMihri Belli’yle tam 20 yıldır gerek barış ve insan hakları mücadelesinde gerekse solun, sosyalistlerin birliği yolunda birlikte yürüdük. Bundan daima onur duydum. Çok yaşayın dostlarım, yoldaşlarım. Çok yaşayın ki özlediğimiz Türkiye’nin barış ve sosyalizmle taçlandırılmasına tanıklık edelim. ısaca tanımlarsak, Mihri Belli inanmış bir Marksist, dürüst ve fedakâr bir insandır; bilinçli bir Türkiye yurtseveridir. İnanmışlığı Marksist olmanın tüm unsurlarını, bu arada hümanizmayı ve enternasyonalizmi içerir, elbette. Mihri Belli yurt ve insan sevgisinden yola çıkarak büyük insanlığın emeğinin ürünlerini gasp eden dünya emperyalist kapitalizmine ve her türlü sömürüye duyduğu tepkiyle, Marksizme gelmiştir ve bunun bilinçli, dolayısıyla sağlam bir geliş olduğu inancındadır. Kişiliğindeki bu gelişme sürecini pek çoklarının gözlerini kamaştıran ABD topraklarında perçinledi, sömürülenlerin ve ezilenlerin safında yer alarak ilk örgütlü politik çalışmaya 1937 yılında Mississippi eyaletinin karaderili tarım emekçileri arasında başladı. Ame rika’da yaşadığı o dört yıl içinde gençlik örgütleri ve San Francisco’nun liman işcilerinin safları eylem alanı oldu. İkinci Dünya Paylaşım Savaşı patlak verdiğinde de kendi ülkesinde bulunmayı görev bildi. CHP’YE KARŞI MUHALEFET Yurda dönüşünde mücadelesini, tek parti CHP’ye karşı biricik muhalefet olan illegal Türkiye Komünist Partisi saflarında sürdürdü. Bu arada üniversiteli gençlerden oluşan İleri Gençler Birliği örgütünün yöneticiliğini yaptı; ki bu demokratik gençlik eylemi nedeniyle tek parti döneminde işkence, hapis ve ardından sürgün cezalarıyla cezalandırılacaktı. Belli, daha Amerika’da, Amerikalı arkadaşları ile birlikte Entenasyonal Tugaylar bünyesinde İspanyol içsavaşına katılmak istedi, Abraham Lincoln tugayı kısa bir süre sonra dağıldığından bu isteği gerçekleşme di. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yunan halkının faşizme karşı mücadelesine katıldı, iki kez ağır şekilde yaralandı, Bulgaristan ve Sovyetler Birliği’nde tedavi gördükten sonra tekrar savaş alanına döndü. Bu savaşta kumandanlığı hak edecek yararlık göstermesi, bence, Mihri Belli’nin devrimci mücadelesini, enternasyonalizmini taçlandıran en saygıdeğer bir edimdir, feragat örneğidir ve bütün ömrünce bu tutum içinde olmuştur. Bilirsiniz, kurulu düzenin sınıflar mevzilenmesine karşı olanların kaderi pek parlak değildir ülkemizde; birçok başka ülkelerde de. İşkenceler, mahpusluklar, sürgünler, amme haklarından yoksun kalmalar, horlanmalar, işsizlik, yoksulluk içeren bu kader Mihri Belli’nin de kaderi oldu, ama sanmayın ki yaşamı acılar içinde geçti.Onun ilkesi “tebessümünü yitirmemek” ve “başını dik tutmak”tı. Kahkahası boldur Belli’nin, direnci asla zayıflamaz. SevimMihri Belli (1960, İstanbul) Renklendirme: KADER ERGÜLER SevimMihri ve Emre Belli (1967, Bodrum) SevimMihri Belli (1987, Paris) Aynı kaderin yolcuları m AKIN BİRDAL ihri Belli ve ben, 50’li yıllarda, yani ünlü “Demokrat Parti” iktidarı döneminde aynı kaderin yolcuları olarak aynı mekânlarda bulunduk. Herkesin merak ettiği tanışmamız, o zamanlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan ünlü “Sansaryan Han”ın 6. katında, bizlere uygulanan tecrit koşullarında oldu. “Düzenin tecridini kırmak boynumuzun borcudur” diye düşündük işte! Ancak bu konuda kimseden yardım görmediğimizi de özellikle belirtmem gerekir. Bu tanışma benim hapisliğim sonrasında (1957) zamanın ünlü Sultanahmet Cezaevi’nde evliliğe dönüştü. Ellilerin sonu ve altmış başlarında iki oğlumuz oldu. 1964’te ben, iki küçük oğlanla birlikte Fransa’ya karşı bağımsızlık savaşını kazanan yepyeni Cezayir devletinde doktorluk yapmaya talip oldum. Mihri Belli yurtta kaldı ve bir türlü pasaport alıp yanımıza gelemedi. Belli, 60’lı yılların başında Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluşunu bütün gücüyle destekledi, partinin ilk program taslağı bizim evimizde hazırlandı, çizgileri sonradan farklılaştı. Gene 60’lı yılların başında, bizim otantik TKP grubumuza dışarıdan dayatılan “Mülteci TKP”si ile çalışma önerisini ve SovyetÇin politik kutuplaşmasında taraf tutmayı reddeden tutumumuz yüzünden yurt dışındaki bu sözüm ona “TKP”den ihraç edil dik. Ben ve Belli yozlaşmış Sovyet bürokrasisinin Türkiye masası olarak iş gören bu sahte partiyi hiçbir zaman ciddiye almadık ve hareketimiz Türkiye toprağına ayak basarak devrimci eylemini sürdürdü. 60’lı yılların ikinci yarısında, DevGenç hareketinin, Türkiye’nin gündemini belirler bir önem kazanmasındaki katkımız ve gençlikle kurabildiğimiz yakın ve sıcak bağlar hareketimizin onurudur. Bu yıllarda Mihri Belli’nin önayak olduğu ve başyazarlığını yaptığı “Türk Solu” ve “AydınlıkSosyalist Dergi” Millî Demokratik Devrim (MDD) temelinde politik bir okul oluşturmuştu. SevimMihri Belli (2000, Küba) Mihri Belli Filistin Kurtuluş Örgütü’nün misafiri 12 Mart 1971 darbesi üzerine illegaliteye geçen Mihri Belli yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Bir süre Filistin Kurtuluş Örgütü’nün misafiri oldu, 1972 yılbaşında, tekrar yurda döndü. O yılın ekim ayında illegal olarak Almanya’ya gitti, orada “Yurtsever” dergisinin yayınında aktif olarak çalıştı, bir yıl sonra yurda dönerek çalışmalarını sürdürdü. Ben, bu süre içinde Ankara’da, Kazıkiçi Bostanlarında, kadınlara tahsis edilen Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyordum. 1974 affından sonra, Belli’nin önderliğinde Türkiye Emekçi Partisi (TEP) kuruldu. Daha kurulur kurulmaz da programında ana dili Türkçe olmayan tüm halk gruplarına kendi ana dillerinde eğitim ve kültürünü geliştirme hakkını yasalaştırmayı hedeflediği için, ayrıca parti program ve tüzüğünde “Kürt” sözcüğü geçmesi gerekçe gösterilerek bölücülük suçlamasıyla devlet güvenlik mahkemesi (DGM) harekete geçirildi. Parti defter lerini teslim etmeyi reddeden Belli tutuklandı, altı ay tutuklu kaldı... 1979 yılı Nisan ayında Belli silahlı saldırıya uğradı, ağır yaralandı. Cerrahpaşa hastanesi doktorlarının çabasıyla yaşama döndü. Bu suikast girişimi hâlâ aydınlatılmamıştır. Bir fail bulundu, daha birçok icraatı olan bu kişi bir süre cezaevinde kaldı, ama basına “Belli’yi kurşunlattık” diye demeç verenler hakkında kovuşturma yapılamadı. Belli bir kez de üzerinde silah bulundurduğu için tutuklandı, oysa saldırıya uğramasına, parti başkanı olmasına rağmen, üstelik hakkı olduğu halde kendisine silah taşıma ruhsatı verilmedi. 1980 başlarında Anayasa Mahkemesi TEP’i kapattı, aynı yılın 12 Eylül’ünde de askeri darbe oldu ve dava DGM’den sıkıyönetim mahkemesine aktarıldı. Bağımsız ve demokratik bir Türkiye özlemi taşıdığımız için 15’er yıl ağır hapsimiz isteniyordu. DÜNYAYI KAVRAMAYA ÇALIŞMAK... 1981’de Mihri Belli yurtdışına çıktı, bir süre gene Filistinlilere misafir oldu, oradan İsveç’e geçerek sığınma hakkı istedi, istemi kabul edildi. 1982 sonunda ben de illegal olarak İsveç’e gittim, emekli oluncaya kadar doktor olarak çalıştım. Özetle, 12 Eylül’den payımıza uzun ve zorunlu bir sürgünlük yaşamı düştü. 1983’te sekiz Türkiye örgütünün ve Belli’nin katılımıyla “Faşizme Karşı Birleşik Cephe” kuruldu. Amaç ortak bir mücadele yürütmekti. Belli başından beri kardeş Kürt halkının demokratik istemlerinin destekleyicisi olmuştu, yine bu tavrını sürdürdü. Biz mültecilik yaşamını Türkiye’ye dönük yazılar yazarak değerlendirmeye çalıştık. Her isteyene ve sürekli yazdık. 1992 yılından beri de Türkiye’ye gidip gelebiliyoruz, araya bir Küba ziyaretini de sıkıştırabildik. Ekonomik nedenlerle kesin dönüş yapamıyoruz, ama 2003’te torunlarımızın yakınında olmak için Stockholm’dan Paris’e taşındık. Belli 1990’lı yılların ortalarında önce ÖDP’nin, sonra da SDP’nin kurucu üyesi oldu. 3 Kasım 2002 seçiminde DEHAP listesinden, Emek Barış Demokrasi Bloku’nun İstanbul birinci bölge adayı oldu. İşte böyle... Mihri Belli en azından yetmiş yıldır tüm dünyayı kavramaya ve yorumlamaya çalışan uyanık bir kafa ve coşkulu bir ruhla, başta kendi halkı olmak üzere tüm insanlık uğruna çarpan sevgi ve sorumluluk dolu bir yürekle, gözleri her zaman sömürüden kurtulmuş insanlığın mutlu yarınlarına varacak yolu taramakla doksan yaşını tamamladı. Nice yıllara! l Belli, 90 yaşında Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden Mihri Belli’nin 90. yaşgünü, yıl boyu bir dizi etkinlikle kutlanıyor. Önceki akşam Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen ilk etkinlikte Belli’nin, cezaevleri ve sürgünlerle geçen sosyalist mücadelesi, tanıklar eşliğinde sinevizyon gösterisiyle anlatıldı. Sahne alan çok sayıda sanatçı geceye renk kattı. (SALİM HALİMOĞLU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle