17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2,5 milyar metreküp olarak hesap edilmekte. Bin metreküpünün 120 dolar civarında bir maliyetinin olacağı söylenen gazla bağlantılı olarak Türkiye’nin doğalgaz bütçesini dengelemese de rahatlatması beklentisi bulunuyor. Bilindiği üzere Türkiye’nin bu yılki doğal gaz tüketiminin 6 milyar metreküp civarında olması bekleniyor. Bu gazın da yaklaşık yüzde 6570’i Rusya’dan sağlıyor. İran’dan alınan doğalgazda ise her sene bir takım sıkıntılar yaşanıyor ve kışın en sert günlerinde İran gazında yaşanan kısıtlamalar ve gaz akışındaki aksamalar Rusya’nın Türkiye’ye sağladığı ilave gazla ya da serbest piyasadan yüksek fiyatla sıvılaştırılmış doğal gaz satın alınmasıyla kapatılıyor. İran’la yaşanan gazın fiyatı konusundaki sıkıntılar da göz önüne alındığında Şahdeniz gazının önemi daha da artıyor. C S TRATEJİ 9 sıkıntılarının artacağı düşünülüyor. Türkiye yukarıda belirtilen sebeplerle bu sürecin dışında kalamayacaktır. Bu enerji merkezli başlayan sıkıntıların biraz daha tırmanması anlamına gelebilir. Diğer yandan Gürcistan’ın, her türlü destek ve yardıma rağmen Türkiye’nin isteklerine beklendiği biçimde ve çabuklukta yanıt vermediği de görülüyor. Türkiye’nin büyük önem verdiği Ahıska Türkleri meselesi ve yapımı yılan hikâyesine dönen KarsAhılkelekTiflisBaku demiryolu bu durumun en önemli örneklerini oluşturuyor. Demiryolu projesinin Ermenistan’ın bölgedeki yalıtılmışlığını artıracağına inanan ABD ve bazı AB üyesi ülkelerin yanı sıra; Gürcistan, projeye açıkça karşı çıkmasa da, öteden beri bir takım zorlukları erteleme gerekçesi olarak gündemde tutuyor. Bilindiği üzere Aralık ayının 20’sinde Amerikan Exim Bank’ın bu projeye destek olması Kongrenin alt komisyonunda onaylanan bir kararla engellenmişti. Fakat Türkiye ve Azerbaycan yaklaşık 420 milyon dolara mal olması beklenen projeyi kendi kaynaklarıyla gerçekleştireceklerini açıklamış bulunuyor. Bu açıklamaya rağmen Gürcistan’ın işi ağırdan alması Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı rahatsız ediyor. Bu gelişmeler Gürcistan’ın ve iktidara bir devrimle gelen, arkasında başta ABD olmak üzere Batı dünyasının büyük desteği olduğu varsayılan Saakaşvili’yi soğuk, sorunlu ve uzun bir kışın beklediğinin işareti olarak görülebilir. Gelişmeler aynı zamanda Gürcistan politikasını Eylül başından bu yana tırmandırarak geren Rusya’nın Saakaşvili’ye karşı beklenen doğal gaz silahını çektiğini ve sonuçlarını daha şimdiden almaya başladığını göstermekte. Fakat diğer yandan "Büyük Oyun"un devam ettiği bilindiğine göre kısa vadede öngörülen ve öngörülemeyen bir takım yeni gelişmelerle mücadelenin devam edeceği de bir gerçek. Hele bir de buna Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov’un ani ölümü sonrasında ortaya çıkan sessiz iktidar mücadelesi ve bu ülkenin doğal gaz kaynaklarının paylaşılması senaryoları eklendiğinde çok boyutlu ve heyecanlı yeni bir "Büyük Oyun" sahnesi izleyeceğimiz söylenebilir. Türkiye bu sahnenin oyuncularından biri olarak elini hızlı tutmalı ve bir sonraki sahnede de başrollerden birini garanti edecek adımları süratle atmalıdır. Gürcistan’ın Rusya’ya bağımlılıktan kurtulma girişimleri sonuç vermedi... Saakaşvili’nin İran’dan gaz alma girişimleri daha önce ABD tarafından engellenmişti. Azeri gazına yönelmesi de bölgesel dengeyi sarsmaya başladı. İçine Rusya, Azerbaycan ve Türkiye’nin girdiği denklem sonuçta Tiflis’in istemediği şekilde çözümlendi. Durumun Gürcistan açısından çok da parlak olmadığı sonraki gelişmelerle ortaya çıktı. Nitekim gelişmeleri takiben Gürcistan Başbakanı Zurab Nogaideli’nin 25 Aralık’ta Azerbaycan ziyaretinden de Şahdeniz gazı konusunda olumlu sonuç alınamadı. 2006’nın son günlerinde hızlanan gaz pazarlığı Tiflis lehine sonuç vermedi ve Saakaşvili yönetimi Gazprom ile yeniden anlaşmak zorunda kaldı. TÜRKİYE’YE YANSIMASI Bu koşullar altında Gürcistan’ın talepleri ve Saakaşvili’nin gezisi Türkiye’yi bir yanda Gürcistan’la ilişkilerinde, diğer yanda kendi ekonomik ve doğal gaz ihtiyaçları arasında dar bir alana sıkıştırmış gözükmekte. Türkiye’nin bu yılki sözleşmelerden doğan hakkından Gürcistan lehine feragat etmesi hem içeride bir gaz sıkıntısı yaratabilir, hem bu Rusya’nın şimdiye kadar enerji konusunda Türkiye’ye karşı izlediği tutumun değişmesine neden olabilir. Bunun ötesinde, takip eden sözleşme dönemlerinde Türkiye’yi farklı faturalarla da karşı karşıya bırakabilir. Rusya’nın bu konudaki tavrının ne olacağı Ukrayna ve bizatihi Gürcistan örneklerinden de anlaşılabileceği üzere gayet açık. Diğer yandan bu türde bir durumla karşı karşıya kalındığında, Türk kamuoyunda oluşacak olumsuz havanın siyasi iktidarı seçim yılı olan 2007’de zor seçeneklerle karşı karşıya bırakabilir. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında Türkiye’nin Gürcistan’ın beklentilerini karşılamasının zorluğu anlaşılabilir. Nitekim Saakaşvili de böyle bir siyasi atmosferde tüm olumlu, ılımlı söylemlerine ve imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması’na rağmen doğal gaz konusunda eli boş dönmek zorunda kaldı. Enerji Bakanları arasında yürütülen görülmeler de sonuçsuz kaldı. Gürcü Bakan daha Türkiye’den ayrılmadan Rus enerji devi Gazprom’un Başkan Yardımcısı Aleksandr Medvedev Gürcistan’la 2007 yılı için 1,1 milyar metreküplük doğal gaz sağlanmasını içeren 3 sözleşmenin 1000 metreküpü 235 dolardan olmak üzere imzalandığını açıkladı. Bu Gürcistan’ın yıllık ihtiyacı olan 1,8 milyar metreküpün yaklaşık yüzde 70’lik kısmını oluşturmakta. Her ne kadar Gürcü Enerji Bakanı Ankara’da bunun tam olarak böyle olmadığını "1,1 milyar değil birkaç aylık ihtiyacımız kadar alacağız" diyerek yalanlasa da, Gürcü yönetiminin geri adım atmak zorunda kaldığı anlaşılmakta. Saakaşvili’nin ziyaretinin ardından da süren doğalgaz pazarlığında, bir ara Türkiye ile Gürcistan’ın anlaşma sağladığı haberleri yayıldı. Uzlaşmanın Azerbaycan tarafının katılımıyla yeniden ele alınacağı da dile getirildi. DİĞER SIKINTILAR Enerji pazarlığının yanı sıra imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması ve karşılıklı olarak sarf edilen güzel sözlerin dışında TürkGürcü ilişkilerinin bir takım sıkıntıları da bünyesinde barındırdığı belirtilmelidir. Türkiye’nin, varlığını sürdürebilmesi için askeri, ekonomik, ticari ve siyasi bakımlardan Gürcistan’ı desteklediği aşikâr. Hatta bu duruşun özellikle Abhazya’nın statüsü ile bağlantılı olarak iç kamuoyunda bir takım sıkıntılar yarattığı da biliniyor. KafkasAbhaz Dayanışma Komitesi ve Kafkas derneklerinin Türkiye’nin bu yaklaşımını açıktan açığa eleştirdikleri ve siyasal iktidar üzerinde baskı kurdukları gözlemlenmekte. Abhazya’nın bağımsızlığının kabulü çerçevesinde yürüttüğü politika ve son dönemde Rusya’nın da buna olumlu yaklaşmasıyla Gürcistan’ın Kafkasya’daki yakıt sorunu her kış yineleniyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle