17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] ağdat’ta bir bayram sabahı… Ama, Kurban Bayramı, bizzat kendisi, hem de her gün birilerinin "kurban"ı olan Irak’ın neyine! İşgal altında bir ülke, yerle bir edilmiş kentler, yok olmuş bir tarih, giderek şiddetlenen bir iç savaş ve paramparça bir ulus… İşte böylesine bir "Irak" resminde bayrama yer yok diye düşünürken, yerel saatle şafak vakti Bağdat’tan dünyaya hızla yayılan bir haber, Irak resmine kara bir fırça darbesi daha attı. Saddam Hüseyin idam edilmişti! Cellatlar ile mahkumlar yer değiştirmişti Bağdat’ta; bir zamanlar kendi emri ile Şiileri katlettiği darağacında ilmiğe geçirilen baş bu sefer Saddam Hüseyin’inkiydi. Irak’ta, Ortadoğu’da bir dönemin kapandığının fotoğrafıydı bu, Saddam Hüseyin’in karanlıklarla ve sırlarla dolu 69 yıllık yaşamı , geçmişi gibi karanlık bir infaz odasında, bir grup maskeli celladın elinde son bulmuştu… Arap milliyetçiliği son sembolünü de yitirdi… C S TRATEJİ yaşıyordur belki ama unutmayalım ki, Irak halkı bu dünyada hem de her gün cehennemi yaşıyor. Karşı cenahta, yani Sünni tarafında ise idamın yarattığı öfke giderek büyüyor. Öyle ya Birruh, Biddem, Nefdik Ya Saddam (kanımız canımız sana feda olsun Saddam) sloganları halen hafızalardaki yerini korurken Saddam Hüseyin’in idam edilmesi, Saddam’ı taraftarlarının gözünde çoktan "şehit" mertebesine ulaştırdı, Sünniler, intikam yeminleri etti bile. Hatta idamdan sonraki sadece iki günün bilançosu Şii camilere ve pazar yerine yapılan saldırılar sonucu 80’e yakın ölü ve yüzlerce yaralı. Gerçi bunlar artık Irak için "olağan", "sıradan" dahası "normal" olabilir ancak 20 Ocak’ta Şiiler’in kutsal Muharrem ayının başlayacağını, 29 Ocak’ın da Kerbela Olayı’nı andıkları Hazreti Hüseyin’in yasını tuttukları büyük gün "Aşure Günü" olduğunu dikkate alarak "SaddamİdamMuharremKerbelaİntikam" sözcüklerinden oluşan bir cümle kurmaya kalkınca ortaya korkunç bir kıyamet senaryosu çıkıyor. Yıllardır Irak’a dair yazılan kıyamet senaryolarının yanına itina ile bir tane daha iliştirdikten sonra Iraklılara yapılacak tek şey kalıyor "kıyametlerden kıyamet beğenmek!" B Irak’ta bir dönem kapandı ABD KURGUSU VE SADR Saddam Hüseyin’in akıbeti çok öncelerden beri biliniyordu aslında. ABD’nin Bağdat’a girdiği gün de, Saddam heykellerinin yerle bir edildiği gün de, aylar sonra kara bir delikte yakalandığı gün de, mahkemeye çıkarıldığı ilk gün de, son gün de Saddam da, Iraklılar da Amerikalılar da biliyordu bu "son"u. Ama kum saatinin bu kadar hızlı akacağı, idamın bu kadar hızlı bir şekilde hem de bir bayram sabahı gerçekleşeceğine ihtimal verenlerin sayısı çok değildi. Ama Ortadoğu burası, yine bir sürpriz, yine bir çelişkiler yumağı sunmasa olmazdı! Nitekim ABD’nin farklı hesapları ve Şiilerin intikam ateşi birleşince ortaya böyle bir manzara çıktı. İdam haberinin ilk şoku atlatıldıktan sonra Saddam’ın alelacele idam edilmesinde ABD kadar Şiilerin de rolü olduğu düşünüldü. Hatta kimilerine göre Iraklı Şiilerin özellikle de Saddam rejimine olduğu kadar ABD’ye ve ittifak kuvvetlerine karşıtlığı ile de bilinen Şii lider Muktada Sadr’a bağlı Şiilerin her ne kadar tersi söylense de düpedüz ABD eliyle gerçekleştirilen bu "jet idamda" en ön saflarda yer alması, Şiilerin isteyerek ya da istemeyerek bu oyuna alet olduklarını gözler önüne serdi. Başka bir deyişle, Iraklı Şiiler öfkelerine ve karşı koyamadıkları intikam Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin hakkında verilecek cezayı herkes tahmin ediyordu. Cezanın bu kadar erken infaz edilmesini ise kimse ON KALE... beklemiyordu. Saddam’ın idam S Saddam Hüseyin’in idamıyla birlikte, birçok birçok "son" yaşandı. 1979 yılında edilmesinin Irak’taki çatışan tarafları anlamda, başlayan Saddam "saltanatı" 2003 yılında fiili olarak ABD işgali ile bitmişti ancak, Saddam daha da keskinleştirebileceği Hüseyin’in idam edilmesi ile "saltanat" resmen ve ebediyen bitmiş oldu. Bu bitiş, sadece düşünülüyor. Saddam rejimini değil Ortadoğu’nun bir duygularına yenik düştüler. Saddam elbette zerre kadar savunulacak yanı olmayan acımasız, eli kanlı bir diktatördü ancak Şiilerin hele ki ABD’ye "kafa tuttuğunu" iddia eden Muktada Sadr ekibinin ABD’nin kurguladığı bu idamın en ön saflarında yer alması bir çelişki değil mi? "Yezid’in oğlu" dedikleri Saddam’ın idam edilmesi ile 1326 yıl önce (M.S. 680 yılında) gerçekleşmiş olan "Kerbela"nın intikamının alındığını düşünen Şiiler varken, bu tavra çok da şaşırmamak gerekiyor belki ama yine de sormadan edemiyor insan: İdam, Şiilerin yıllardır içlerinde biriken öfkeyi dindirecek, intikam ateşini söndürmeye yetecek mi? Bu sorunun cevabını vermek şimdilik çok güç, hatta olanaksız ama idamın Irak’taki yangını söndürmek bir yana dursun körükleyeceğine kimsenin şüphesi olmasın. Saddam gittiği yerde cehennemi dönemine damgasını vurmuş olan BAAS efsanesinin de sonu oldu. Başka bir ifadeyle, Saddam ile birlikte, BAAS’ın son kalesi de düşmüş oldu. Mısır’da Cemal Abdul Nasır ile başlayan, Suriye’de Hafız Esad ile devam eden, Irak’ta Saddam Hüseyin rejimiyle kendisine bir başka vücut bulan Arap Milliyetçiliği efsanesi (görece laik olan fraksiyon), efsanenin kalelerinden Bağdat’ta, bir darağacında trajik bir şekilde son buldu… BİLİNEN SIRLAR 30 Aralık 2006 sabahında, şafak sökmeden idam edilen Saddam Hüseyin birçok sırla birlikte gitti belki ama gözlerden kaçan bir ayrıntı var. Sırlar ikiye ayrılır: bilinen sırlar ve bilinmeyen sırlar. Saddam ile birlikte gidenler bilinen sırlardandı. Evet, tüm Saddam’ın yaşamından bir kesit...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle