17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 C S TRATEJİ Saddam Hüseyin’in idamı ile Barış ve istikrar Bahadır Selim DİLEK 06 yılının son günleri, Ortadoğu’nun siyasi tarihine önemli bir kırılma noktası olarak geçti. 31 Aralık’’ta Türkiye saati ile sabaha karşı 04:55’te, Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin, Bağdat’ta Şiilerin yaşadığı Kazımiye Mahallesi’ndeki askeri cezaevinde asılarak idam edildi. Uluslararası haber ajansları hiç zaman yitirmeden, bu gelişmeyi dünyaya duyurdu. Atlantik’in ötesinde idamın siyasi kararını verenler uykularını bölme zahmetine katlanmasalar da, sabahın ilk saatlerinden itibaren Ortadoğu ile ilgilenen hemen herkes, "Irak’ta bundan sonra ne olacak?" sorusunun yanıtını aramaya başladı. Ancak, gerek kıta Avrupası’nın başkentlerinden gerek Washington’dan gelen (Geogle W. Bush’un yatağına gitmeden önce okuyup onay verdiği metin) açıklamalar, gerekse Arap dünyasının önemli merkezleri ile Tahran ve İsrail’den yapılan yorumlar, infazın gerçekleştirilmesine hemen herkesin kendi gündemi çerçevesinde baktığını gösterdi. Peki, Irak’ı 24 yıl demir yumrukla yöneten Saddam Hüseyin’in idam edilmesi Irak, Ortadoğu ve dünya için ne anlama geliyor, tarihte nasıl bir kırılma noktası yaratıyor? Bunu anlayabilmek için öncelikle Saddam Hüseyin’i ortaya çıkaran koşulları, Saddam Hüseyin ile küresel güçlerin ilişkilerini, ortaya koyup değerlendirmek gerekiyor. 20 Saddam Hüseyin’in idam edilmesiyle birlikte Irak’taki şiddetin önemli kaynaklarından biri olarak görülen Sünniler yeniden oyunun dışına itilmiş oldu. Bu aşamadan sonra Sünnilerin Şiilerle pazarlık yapmaları olanaklı görülmüyor. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan boşluk, ABD ve SSCB tarafından dolduruldu. Irak, SSCB’nin yanında yer aldı. 14 Temmuz 1958’de bir darbe ile krallık devrildi ve cumhuriyet ilan edildi. Darbenin lideri General Abdülkerim Kasım Cumhurbaşkanı oldu. Irak darbenin ardından Bağdat Paktı'ndan çekildi. Bu gelişme domino taşı etkisi yarattı. Moskova, Suriye’de de askeri bir darbe ile yönetimi değiştirdi. Ortadoğu yavaş yavaş SSCB’nin denetimi altına giriyordu. ABD ve İngiltere duruma seyirci kalmadı. ABD Lübnan'a askeri müdahale yaptı, İngiltere Ürdün'deki karışıklığı gerekçe gösterip burayı işgal etti. hareketine üye olan Saddam Hüseyin’in adı, 1959 yılında Devlet Başkanı General Abdülkerim Kasım suikastına karıştı. Bu olay Saddam Hüseyin’i gelecekte Irak lideri yapacak sürecin başlangıcı oldu. Çıkan karmaşada Saddam Hüseyin ayağından vuruldu, CIA’nin yardımıyla kaçtı. Saddam Hüseyin önce memleketi Tıkrit’e, ardından Suriye’ye ve Lübnan’a geçti. Beyrut’ta kaldığı dönem Saddam Hüseyin’in bundan sonra atacağı adımlar için belirleyici oldu. CIA’nin ‘rahlei tedrisinden geçti. CIA’nin Ortadoğu’daki anti komünist uzmanları tarafından eğitildi. Daha sonra ise Mısır macerası başladı. Burada Hukuk okudu, ABD’nin Kahire Büyükelçiliği ile ilişkilerini geliştirdi. 19591963 yıları arasına ise komünist akımlar ve etnik milliyetçilik damgasını vurdu. Kerkük ve Musul'da katliamlar oldu. Daha önce SSCB’ye kaçan Kürt lider Molla Mustafa Barzani Irak’a döndü. KDP'nin faaliyetleri serbest bırakıldı. Geniş haklar tanınmasına karşın, Kürtler 1961'de yine ayaklandı. Bu kez 1963'te, Baas Partisi ile ittifak yapan General Abdülselam Arif, Devlet Başkanı Kasım'ı devirdi. Ülkede komünist avı başlatıldı. 1965'te Arif esrarengiz bir uçak kazasında öldü. Yerine kardeşi Abdurrahman Arif geçti. Saddam Hüseyin eğitim sürecinden sonra 1964 yılında Irak’a gönderildi. Irak’ta cezaevine girdi, buradan 1967’de çıkabildi. Hemen ardından Baas partisinde denetimini eline aldı ve 17 Kasım 1968'de bir darbe ile iktidarı ele geçirdi. General Ahmed Hasan ElBekir Cumhurbaşkanı oldu. Temmuz 1979'da ise Saddam Hüseyin, ElBekir'i devirdi. Devlet Başkanlığı, Başbakanlık, Ordu Komutanlığı, Baas Partisi Genel Sekreterliği ve Devrim Komuta Konseyi Başkanlığı’nı birleştirip başına geçti ve Irak’ın yeni lideri oldu. CIA EĞİTTİ Saddam Hüseyin ilk kez, bu dengeler arasında kendisini gösterdi. Arapça’da "diriliş" anlamına gelen Baas (1940 yılında Suriye'de kurulan bu hareketin ilk teorisyenleri Ekrem Havrani ile Suriyeli bir Hıristiyan olan ve bu ideolojinin efsanevi lideri olarak görülen Michel Eflak oldu. Baas ideolojisi, amaç olarak Ortadoğu'da tek bir Arap devleti kurulmasını benimsemişti. Partinin sloganı ‘Birlik, özgürlük ve Sosyalizm idi. Parti ideolojisi Parti birliğine ve dış baskılara karşı durmaya dayanıyordu. Baas hareketi Suriye'de ortaya çıkmışsa da, Irak'ta da taraftar buldu) ORTADOĞU’DA KANLI SATRANÇ Saddam Hüseyin’in bir Arap lideri olarak ortaya çıkmasındaki en büyük etken Soğuk Savaş’ın sıcaklığını koruduğu dönemdeki koşulları oldu. 2. Rumsfield elçilik yıllarında Saddam’la görüşürken... IRAKİRAN SAVAŞI 1969 Nisan ayında, ABD’nin desteğini alan İran Şahı, önemli su yolu olan ve 1937 yılı Irakİran sınır antlaşması ile Irak’a bırakılan Şattül Arap’ı geri almak istedi. 1975’te bir antlaşma imzalandı. Buna göre iki ülke arasındaki sınır, su yolunun en derin noktasından geçecekti. Ayrıca İran, Irak’taki Kürtleri merkezi hükümete karşı desteklemeyeceğini güvencesini veriyordu. Fakat 1971 yılındaki silahlı çatışmalar sırasında İran’ın ele geçirdiği Körfez adalarından çekilmemesi, iki ülke arasındaki sıkıntı yarattı. Sıkıntı, 1979’daki İslam Devrimi’nin ardından daha da arttı. Saddam Hüseyin, Tahran’ın Irak’taki Şii çoğunluğu Sünni iktidara karşı kışkırtmasından kaygı duyuyordu. İran, ABD Büyükelçiliği’nin basılması ile ortaya çıkan rehineler olayı nedeniyle, İran’ı zaten gözden çıkarmış, Humeyni de ABD’yi, "Büyük Şeytan" ilan etmişti. Yani, 1980 yılının sonlarına doğru, Ortadoğu’da saflar netleşmişti. ABD’nin desteğini almış olan Saddam Hüseyin İran’a karşı savaşa hazırlanıyordu. 22 Eylül 1980’de Irak ordusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle