17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

.chez.tizcali.fr/accueil.htm). Polonya’da bir kilise... Bu çevrelerce " İncilin Kocaman Yalanı (Le gros mensonge de la Bible) başlığı altında İncil’den alıntılar yorumlanmakta ve yer yer çeşitli düşünürlerin beyanlarına atıf yapılmakta ve özetle Katolik kilisenin öğretisini çürütebilecek bilgiler öne sürülmektedir. İki bin yıl kadar önce Nassralıların, (Nazareth’liler) bir zaman, bir gün, "Jezeus Krişna" adlı bir Mesih’in geleceğine inanmakta oldukları ve daha sonra tarihi bir gerçek kişinin öyküsünü yaptıkları, bu kişiye (Nasralı İsa) Jesus de Nazareth adını verdikleri belirtilmektedir. Bu öyküye, ilk hristiyan yazarların, İsa’nın doğumu, İsa’nın efsanevi öykülerini, hayat öyküsünü mucizelerini ve neticede çarmıha gerilmesi kurgularını yazarların, (Evangil’ler) Matthieu, Marc, Jean, ekledikleri öne sürülüyor. Luchas’ın, işe 150 yılında başladıkları bildiriliyor. Daha sonra Katolik Kilise bütün Roma Haçlı seferlerinin sonucunda 1090 yılında bölgeye İmparatorluğu’nda egemen olduktan sonra, din giren Katolik Haçlı ordularının aramalarına rağmen hürriyetini ortadan kaldırıp halkı cehalete mahkum bölgede Nassra veya Nazareth adında bir yerleşim edip zorla Katolik öğretisine inandırmak için katliam alanı bulamadıkları, fakat daha sonra, Nazareth veya yapmış olduğu öne sürülüyor. Yayınlanan kronolojik Nassra’nın 13. yüzyılda Haçlılar tarafından bilgiler arasında İsa’nın doğum yılının 0 yılı olarak kurulduğu belirtiliyor. 532 yılında kabul edildiği ve İsa’nın resmi ölümünün Daha ileri gidip Papa İkinci Paul’ün 1548 yılında, de 33 yılında vuku bulduğu belirtiliyor. "İsa’nın tarihi gerçekliğini kanıtlayan bir delil İlginç olarak 22 yıl sonra, Aziz Paul’ün 55 yılında, bulamadığına" ilişkin bir beyanına da yer veriliyor. Selaniklilere, Filibelilere, Korentlilere, Galatlara, Böylece internet sitesinde yayılan bilgilerle, adeta Romenlere, hitaben ilettiği yazılarında Nassralı İsa İsa Peygamber’in gerçekte anlatıldığı gibi olmadığı, veya Jesus de Nazareth gibi bir şahsiyetten hiç söz Hristiyanlığı yayanların ve Katolik Kilisesi’nin etmediği kaydediliyor. Hristiyanlığın yayılmasındaki Roma’da egemen olmasını takiben, Katolik temel bir iletişim aşaması olan Aziz Paul’ün öğretisinde "sonradan yaratılmış" bir dinsel şahsiyet mektuplarında Nassra’dan, Nassralı İsa’dan bahis olduğu sonucu çıkarılarak Hristiyanlığa inananlarca yokmuş. pek kolay kabul edilemeyecek nitelikteki iddialar Daha sonra, 68 yılında "Kumran belgeleri" olarak kronolojik bilgilerle destekleniyor. anılan veya Ölü Deniz evrakı olarak da nitelenen belgelerde Jesus de Nazareth veya Nassralı İsa’dan söz edilmediği belirtiliyor. Kırk yıl kadar sonra 107 yılında Roma’da aslanlara parçalattırılmış olan Antakya Piskoposu İgnatius’un, ölümünden önce yazdıklarında Meryem’in oğlu olan bir İsa’nın, Pilatus döneminde takibata uğradığı, çarmıha gerildiği ve daha sonra Tanrının yanına alındığı yolunda bir söylem kurguladığı öne sürülüyor. İncil yazımındaki ilk C S TRATEJİ 21 İsa’nın Roma Katolik Kilise düzenini kuranlar ve Hristiyanlığı bu düzen uyarınca yayanlar tarafından yaratılmış bir düşünsel kişilik yapan bu çevrelerin yaymakta olduğu bilgiler doğru kabul edilirse bu takdirde, Katolik Kilisenin söyleminin Kilise Babalarının ve Kilise mensuplarının iktidarının çıkarlarına göre şekillenen sonradan oluşturulmuş bir söylem ulduğunu ve kaçınılmaz olarak, İsa Peygamber düşüncesinin ilgili çağın gereklerine göre uydurularak Katolik Kilise tarafından geliştirildiğini de kabul etmek gerekir. Bu bağlamda insanların inanç ve düşünce hürriyetlerine saygıda kusur etmeksizin, acaba Polonya Parlamento üyelerinden 46’sının ne yapmak istediği, İsa’nın gerçekliğine inanmayanlar açısından daha da vahim bir durumu çağrıştırıyor. İsa’nın gerçekliğine inanmayan bu kimseler, İsa’nın Polonya Kralı ilanı ile, hurafeden türetilmiş bir düşünsel şahsiyetin, bir ruhani masal kahramanının Polonya’ya Kral yapılmak istendiğini de ileri sürebilirler. Aman dikkat. Eğer bir gün Polonya Parlamentosu tarafından, İsa Peygamber’in Polonya Kralı ilanına ilişkin bir karar alınırsa, bunun ardından, aynı Parlamentoda Katolik Kilisenin öğretisinin, doğruca tanrıdan geldiğini küreselleşen dünyaya yaymak için de kararlar alınması gerekecektir. Ancak bu küresel iletişimin hangi dille yapılacağını hiç düşündünüz mü? Latince kullanılırsa okuyucu kitlesinin sadece Katolik Papazlardan oluşması ve küresel olmayan kısıtlı bir zümreye hitap etmek tehlikesi olabilir... Galiba en akılcı çözüm iş küreselleşen bu dünyada yapılacağına göre, çağın gereklerine de uygun olarak, Polonya Parlamentosu’nun alacağı bir diğer Kararla, İbranicenin iletişim dili olarak kullanılması olur. Esasen İsa’nın da yahudi olduğu hatırlanırsa bu çözüm Katolik Kilise Devleti’nin söylemi ile de örtüşür.. Polonyalı parlamento üyelerine akıl sağlığı dolu yeni yıllar dilemeliyiz. Katolik Kilise’nin öğretisini temelden sarsacak iddialar günümüzde sanal dünyada kolayca yayılıyor. İnanç özgürlüğüne karşın Polonya’daki yaklaşımın akıl sağlığı açısından da sorgulanması gerekiyor. Polonya’yı yöneten ikizler...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle