16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası [email protected] AB’nin, Rusya ile enerji anlaşmasını engelliyor… C S TRATEJİ Letonya ve Litvanya’yı da etkiliyor. Polonya ve Almanya’daki depolarını dolduran Rusya, şartlar ne olursa olsun Avrupa’ya güvence verse de bu durum, Avrupa’nın enerji güvenliğini ve çeşitliliğini sağlayamadığını bir kez daha gösterdi. L ech ve Jaroslaw Kaczynski… Polonya’yı yöneten ikizler! Ülkenin cumhurbaşkanı Lech’i, başbakan Jaroslaw’dan ayıran ise taranmamış saçları ve burnundaki beni… Henüz çocukken Ay’ı Çalan İkili (The Two that Stole the Moon) adlı bir çocuk kitabından uyarlanan sinema filmiyle adını duyuran ikizler, yeniden üne kavuşmanın tadını çıkarıyorlar. Ancak bu kez sinema filmindeki melek görünümlerinden farklı bir yüzle… Polonya, Kasım ayından bu yana AB ile Rusya arasında imzalanması planlanan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması’nı vetosuyla yeniden gündemde. Kaczynskiler, ihraç ettikleri et ve bazı tarım ürünlerine Rusya’nın koyduğu yasağın politik olduğu gerekçesiyle, Rusya yasağı kaldırana kadar veto hakkını kullanmaya devam edeceklerini söylüyor. Göreve geldikleri günden beri Avrupalı kimliğiyle örtüşmeyen radikal söylemleri ile dikkatleri üzerine çeken ikizler, Brüksel’i sıkıntıya sokmuş görünüyor. Rusya ile ekonomik entegrasyonun derinleştirilmesinden ortak komşuluk alanında dış güvenliğin sağlanmasına, insan hakları konusundan göçmenlik meselesine kadar birçok konuyu içeren anlaşma; özellikle enerji arzının güvenliğinin sağlanması bakımından Avrupa için yaşamsal önem taşıyor. Polonya’dan Rus vetosu yenilenecek anlaşmaya ihtiyaç duyan AB’yi sıkıştırmış görünüyor. Jaroslaw Kaczynski, Polonya radyosuna verdiği bir röportajda, "Uzlaşma için hala bir şans var. Biz, vetonun ertelenmesi seçeneğini dışlamıyoruz" derken AB’nin, Polonya adına arabuluculuktan fazlasını yapması isteğini böylelikle açıklıyor. Birliğin bir üyesi olduğu halde Polonya ile yaptığı ticareti ikili anlaşmalar ile sınırlandıran Rusya’nın bu tehdidi, Sovyet Rusya’dan ayrılıp Batı’ya yönelen Polonya’yı cezalandırma isteğinin bir sonucu olarak algılıyor. Almanya’nın dönem başkanlığı ile Finlandiya’dan devraldığı sorun, yalnızca Polonya’nın et ve tarım ürünlerine konulan yasağın kaldırılması talebiyle sınırlı değil. Polonya, enerji yatırımı ve dağıtımının güvence altına alınmasını öngören Enerji Şartı Anlaşması’nın imzalanmasını da istiyor. Ne var ki enerji arzı konusunda tekelini sürdürmekte ısrarlı görünen Rusya karşılıklılık ilkesine dayanarak AB’nin temel stratejik sanayilerinin Rus kapitaline açılmasını talep ediyor karşısında Polonya, Litvanya’nın zayıf desteği dışında, Birlik üyelerinden destek bulamadı. Her ne kadar AB Komisyonu Polonya’nın haklı gerekçeleri olduğu düşüncesiyle sorunu çözmek için çabalasa da, Brüksel için önemli bir uluslararası anlaşmayı veto eden Kaczynski kardeşlerin Brüksel koridorlarının melek yüzlü liderleri olmadıkları kesin. 21 Aralık’ta Alman Dışişleri Bakanı Frank WalterSteinmeier’in, AB ve G–8 dönem başkanlıkları kapsamında Rusya’ya gerçekleştirdiği ziyaretin gündeminde enerji alanındaki işbirliğine ilişkin Polonya’nın vetosu tartışılan konular arasındaydı. Hatırlanacağı gibi 2006 yılının başında Rus doğalgaz şirketi Gazprom, Ukrayna’nın artırılan doğalgaz birim fiyatına itiraz edince Ukrayna’ya gönderdiği gaz vanalarını kapatmıştı. Ukrayna’nın AB’ye giden doğalgazdan kullanması sonucu doğalgaz miktarının azalmasından etkilenen Birlik, sıkıntılı günler geçirmişti. Bir yıl sonra yeniden Gazprom’un doğalgaz birim fiyatını yükseltme talebinin Belarus tarafından reddedilmesi karşısında Rusya’nın doğalgaz vanalarını kapatacağı tehdidi ile birlikte Polonya’nın devam eden vetosu, enerji yollarının güvenliğini sağlamayı hedefleyen AB’nin kaygılarını tırmandırıyor. Avrupa’nın Rusya üzerinden gelen doğalgaz ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayan Belarus’un şimdilik çözülmesine karşın Rusya ile ilerde yaşayacağı olası bir kriz, başta Almanya ve Polonya olmak üzere Hollanda, Fransa, Kaczynski KACZYNSKİ’LERİN POLONYASI Polonya ile Rusya arasında geçmişten kalan derin yara kendini günümüzde de hissettiriyor. AB’nin Rusya ile yapmak istediği doğalgaz anlaşması Varşova’daki ikizler yönetimine takılıyor. İMZALANAMAYAN ANLAŞMA 24 Kasım’da gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde, Finlandiya’nın dönem başkanlığında Rusya ile yenilenmesi planlanan Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması’nın sıkıntıda olduğu, zirve gerçekleştirilmeden belli olmuştu. Birliğin Rusya’ya karşı daha sert bir tavır almasından yana olan Polonya karşısında Finlandiya, süreci iyi yönetemedi. Böylece Polonya veto tehdidini kullanarak Rusya’yı değil, Rusya ile İkizlerden küçüğü Lech’in, Ekim 2005’te cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Jaroslaw’ın Temmuz 2006’da başbakan olması, Polonya’da ikizler iktidarının başlangıcı oldu. Tek yumurta ikizleri olmalarının yanı sıra Kaczynskilerin fikirleri de birbirinin aynısı. Muhafazakâr Hukuk ve Adalet Partisi’nin adayı olarak ahlaki devrim sözü ile halkın desteğini alan Lech, Polonya’daki birçok kimse gibi, koyu bir Katolik. Yüzde 90’ı Katolik olan bu ülkede 1980’li yıllarda Polonya asıllı Papa II. John Paul’un ülkedeki dayanışma hareketinde önemli bir role sahip olduğunu hatırlatmakta fayda var Hristiyanlık günlük yaşamın ve siyasetin önemli bir parçası… Bir Polonya gazetesinin yaptığı yoruma göre Lech’in parlamentodaki yemini, 1794’te Kral Stanislaw August Poniatowski’nin taç giymesinden bu yana karşılaşılan en görkemli tören oldu. Ne var ki trajik bir tarihin vatanperverleri olarak görülen Kaczynskiler’e destek azalmış görünüyor. İdam cezasını kaldıran ülkelerin "kurbana karşı saldırgana inanılmaz bir avantaj verdiklerini" söyleyen Lech’in idam cezasını geri getirme önerisinin Birliği tanımlayan temel hak ve prensipler ile çatıştığını söylemeye gerek yok. Kaczynskiler’in "eşcinsellerin cehennemde yanmayı hak ettiği" yönündeki açıklamaları bir yana ahlaki devrim sözü ile başa geçen hükümetin bir bakanı hakkında seks skandalının ortaya çıkması ikizlere duyulan güveni azaltmış görünüyor. KAPANMAYAN YARALAR ABD yanlısı dış politikanın yanı sıra AB derinleşmesi için atılan adımlara pek de sıcak bakmayan Polonya’nın Rusya ile anlaşmazlığını AB düzeyine taşıması, Brüksel’i rahatsız etmiş görünüyor. AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Avrupa Komşuluk Politikası’ndan sorumlu Komiseri Benita FerreroWaldner, Polonya ve Rusya arasındaki sorunun ikili bir sorun olduğunu söylese de AB, bu soruna dâhil olmuş görünüyor. RusyaMoldova ve Gürcistan’a şarap ihracatı yasağı uyguladığı gibizaman zaman dış ticareti politik bir enstrüman olarak kullanıyor. Bulgaristan ve Romanya’nın katılımının ardından bu ülkelerin ürettiği gıda ürünlerinin üçüncü bir üye ülke aracılığı ile ülkeye giriş ihtimali karşısında Rusya’nın AB’den et ithalatını yasaklamayı düşünmesi de bir tür tehdit olarak algılanabilir. Gıda güvenliği konusunda AB standardına henüz erişmemiş olsalar da Rusya’nın aldığı önlem, Sovyet bloğundan ayrılarak Batı’ya yönelmenin bir cezası olarak da yorumlanıyor kimi zaman… Avrupa’da geçmişin açtığı yaralar hafızalarda diriltilerek yaşatılmaya devam ediliyor gibi. Tarih boyunca kültürel özelliklerin vurgulanmasıyla yaratılan farklılaşma, şüphesiz diğerini dışlama ve küçümseme üzerine kurulu. Avrupa tarihi uzmanı Norman Davies’in belirttiği gibi insan doğası, komşularının mitolojide ölüler dünyasını kuşatan nehir olan Styx’de yaşadığını düşünmek ister. Bu açıdan bakıldığında, Fransızların "histoires belges" (Belçikalıları küçümseyen fıkraları), Polonya’nın "Na Rusi sie musi" (Rusya’da insan –her şeye mecburdur) atasözü, birliğe üye olduktan sonra diğer üye ülkelerde çalışan Polonyalılar için kullanılan "Polonyalı muslukçular" tabiri, ortak idealler ve değerler üzerine kurulmuş AB’de geçmişi bir kenara bırakmanın zorluğunu gösteriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle