16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dünyanın bildiği "sözde sırlar"dı bunlar. Saddam Hüseyin’i kimlerin "Saddam Hüseyin" yaptığını, İran’a karşı özenle besleyip büyüttüğünü, sekiz yıl süren ve her iki taraftan toplamda milyonu aşkın insanın ölümüne yol açan İranIrak Savaşı’nda kullanılan istihbarat bilgilerinin, silahların kimlerden temin edildiğini, çoğu silah alımında kullanılan milyonlarca dolarlık kredinin nerelerden alındığını, İran Savaşı’nda, Halepçe’de ve adı anılmayan diğer katliamlarda kullanılan kimyasal silahların hangi ülkelerden alındığını, Kuveyt’in hangi amaçla ve kimlerin teşviki ile işgal edildiğini ve bunun gibi onlarca sorunun yanıtını yani Saddam’ın suç ortaklarını biliyoruz aslında. Hatta elimizde açık ve net bir isim listesi bile var. Öyle ki, Saddam Hüseyin’in akıttığı kandan üzerlerine sıçrayan lekeler halen o günkü gibi duruyor. Hatta aynı isimler, bugün Irak’ı bir zamanlar müttefikleri olan Saddam Hüseyin’den ve rejiminden "kurtarmaya" gelen "demokrasi ve adalet dağıtıcıları"nın ta kendisi olmasın sakın? Evet, evet ta kendileri; ABD, İngiltere ve bu ikilinin gölgesinde kalan diğerleri… Demiştik ya, aslında herkes biliyor bu sırları diye ama her ne kadar Irak denkleminde kimin ne olduğu tüm dünyaca, en azından aklı selim olanlar tarafından biliniyor olsa da Saddam Hüseyin’in yukarıda sözü edilen soruların cevabını vermesi muhtemel olan davalar görülmeden idam Saddam’ın idam edilmesi, İranIrak Savaşı’nda ABD’nin faaliyetlerini de örtmüş oldu. Diğer davaların görülememesi, Saddam Hüseyin’in kimyasal silahları hangi ülkelerden aldığını açıklayamayacak olması bu açıdan önem taşıyor. Saddam yargılanırken... edilmesi bilinen sırların tescillenmesini önledi. Gerçekler ise halen apaçık ortada ama görebilene, görmek isteyene… ABD Başkanı George Bush, Saddam Hüseyin’in idamını "Irak’ın demokrasi yolunda bir kilometre taşı" olarak tanımlarken, Irak’taki ikinci adam İngiltere idama, "Saddam Hüseyin Irak halkına karşı işlediği suçların hesabını verdi" şeklinde bir yorum getirdi. Peki, ABD, İngiltere ve diğerleri Irak halkına karşı işlediği suçların hesabını ne zaman verecek? C S TRATEJİ 17 Çeviriler: İbrahim Özgür Bektaş Saddam’ın İdam Edilişinin Yansımaları... bozulma ve rüşvetin arkasındaki kilit figürlerin kovuşturulduğu bir yargılama süreci olmadı. Hal böyle olunca, sonucun daha fazla bozulma ve daha fazla mezhepsel çekişme olması, yabancı topraklarda olduğu sürece ABD için asla önemli olmadı. İşgalci bir güç olarak Amerikalılar, Saddam’ın bir Irak mahkemesinin kararı ile asılmasından sonra, sorunu tamamen bir Irak olayı gibi gösterebilirler. ABD’nin siyasi hesapları tarafından dikkate alınmayan mezhepsel yapısı Irak’ın ve ABD’nin zor durumunu kötüleştirmeye hizmet etti. Aynı zamanda, Saddam’ın Enfal davasında yargılanmasının, Kürtlere Saddam tarafından kovuşturulmalarının sonucunda adalet dağıtma yönünde olduğuna inanılması gibi, İranIrak savaşının karanlık alanı derinlemesine araştırılsaydı duruşmanın daha merak uyandırıcı olacağı yönünde egemen bir görüş var. Saddam’ın idamındaki tüm yerel, bölgesel ve ABD ipliklerini dokumak resmi açığa çıkarmaya yardım edebilir; ve böyle bir şeyin siyasi olarak başarılamaması durumunda bu celladın ipine dönüşebilir. Bu 30 Aralık 2006’da, şafak saatinde Saddam’ın boynunu saran ip idi ve arkasında büyük soru işaretleri bıraktı: neden şimdi de başka bir zaman değil? Saddam’ın idam görüntüsü... Neden şimdi? Muhemmed Ashab ElHayat 31.12.2006 ejiminin çökmesi ile biten ve gelecek kuşaklar tarafından yargılanmayı bekleyen tarihin bir parçası haline gelen Saddam’ın asılması bir mesele değil aslında. Saddam’ın devrilmesinin üzerinden neredeyse dört yıl geçmesine rağmen Iraklıların hayalini kurduğu güvenlik, barış ve düzen ortamı henüz gelmiş değil. Saddam’ın, bir ölüyü mezarına taşıyan ambulansı vurmayı andıran idamının çok ciddi bir etkisinin olması beklenmiyor. Sadece insan hakları savunucularının, yargılanma koşullarına ve adil yargılanma garantisinin yokluğuna değinen sözleri olabilir. Bu ünlü idamı hızlandıran en yakın işaretler, ABD’nin Irak krizi ile yeni baş etme stratejisinin bir parçası şeklinde geldi. Saddam’ın idamı aslında onun darağacına götürülmesinden önce başladı ve ilk doğrudan imalar onu, yardımcılarının olduğu gibi, rejimin başı olarak yargılayan mahkeme prosedürlerinin geçici olarak durdurulması şekline geldi. Gerçekten, duruşmaların ertelenmesi idam için bir neden mi; yoksa duruşmalar ABD kuvvetlerine, mezhepçi milislere ve yabancıların ihtiraslarına bağlı olarak gelişen ciddi saldırılardaki yükselişin önceki rejimin acımasızlıklarından çok daha kötü hale gelmesi yüzünden mi ertelendi? Her nasılsa, Saddam’ın siyasi açıdan yenilgisini ve askeri rejiminin çöküşünü izleyen fiziksel olarak ortadan kaldırılması, işgalden kaynaklanan sorunların üstesinden gelecek ve Balkanlaşma tehdidine ve yükselen kaosa karşı koyacak kararlı adımlar atılmaya başlamadığı sürece Irak’ta bir değişikliğe yol açmayacak. Bu, radikal bir diktatörlüğün daha baskıcı bir yenisi ile değiştirilmesinden başka bir şey değil! Dahası eski rejimin eski liderini yargılama, iddia edildiği gibi bu ülkeyi daha ölümcül iç ve bölgesel mezhepsel çatışmalara tutsak eden ekonomik Saddam’la birlikte gerçekler de öldü Robert Fisk Independent Arap dünyasında Saddam'ın 1980'deki İran işgali öncesinde üst düzey Amerikalılarla görüştüğüne, Pentagon'un, İran'ın savaş düzeni hakkında istihbarat sağlayarak Irak ordusuna yardım ettiğine dair giderek artan kanıtlar var. O dönemde de İranlılar Saddam'a bilgileri ve kimyasal silahları ABD'nin verdiğini iddia etmişti. Washington bu iddiayı hep reddetti ama İranlılar haklıydı. Amerika'nın bu katliama suç ortaklığı yapmasını sağlayan uzun müzakereler halen bir sır. R MİLYONLARCA DOLARLIK KREDİ Irak'a ABD tarafından 1982'de verilmeye başlanan kredilerin mahiyetini henüz bilmiyoruz ve Saddam'ın ölümüyle de muhtemelen asla bilemeyeceğiz. 300 milyon dolarlık ilk kredi, Ürdün ve Kuveyt'ten alınan Amerikan silahlarına harcandı. 1987'ye gelindiğinde Saddam'a 1 milyar dolarlık kredi taahhüt edilmişti. 1990'a doğru, Saddam'ın Kuveyt işgalinden hemen önce, Bağdat'la Washington arasındaki ticaret hacmi 3.5 milyar dolara ulaşmıştı. Saddam'ın dışişleri bakanı Tarık Aziz'in kredilerin devam etmesi yönündeki baskısıyla o dönemin ABD Dışişleri Bakanı James Baker, ki daha geçenlerde George Bush'u bugünkü Irak felaketinden kurtarma niyetiyle bir rapor hazırlayanla aynı Baker, ABD'den 1 milyar dolar daha kredi güvencesi sağladı. Bağdat'ta 30 Aralık günü Saddam Hüseyin'le birlikte bütün gerçekler de ölmüş oldu. Saddam’ın sonsuza kadar susturulması, Washington ve Londra'da birçoklarının rahat bir nefes almasını sağlamış olmalı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle