Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C S Aslı GÖKÇORA TUSAM Amerika Araştırmaları Masası [email protected] atrina fırtınası, ABD'nin dünyayla ve kendisiyle yüzleşmesi açısından bir dönüm noktası niteliğindedir. Neredeyse aylar önceden geleceği bilinen, dolayısıyla sonuçları açıkça kestirilebilen bir felaketten sonra beş gün boyunca kaderlerine terk edilen insanların ezici çoğunluğunu siyahların oluşturması, tarih boyunca ne kadar üstüne gidilse de Amerikan toplumunun derinliklerinde yer alan ırkçı bakış açısını belirgin biçimde dışa vurmuştur. On binlerce kişinin şehirde mahsur kalması, ülkede hiçbir iktidarın yeterince üzerine eğilmediği gelir dağılımındaki derin eşitsizliğin de acı bir faturasıdır. Nitekim, çevre felaketlerini körükleyen küresel ısınmayla dalga geçerek önceliği küresel savaşa veren ve teröre karşı mücadelede güçlü önlemler almak vaadiyle ikinci kez seçim kazanmayı başaran Bush’un kurduğu İç Güvenlik Bakanlığı, bir doğal afet karşısında başarısız kalmıştır. Böylece Bush’un yaratmak istediği "güvenlik toplumu" kavramının çökmeye elverişli, kırılgan TRATEJİ 5 Katrina’dan geriye ‘ırkçılık’ kaldı K BD’de yüzlerce insanın ölümüne neden olan Katrina kasırgası Amerikan toplumunun derinliklerindeki ırkçı bakış açısının ortaya çıkmasına neden oldu. Bu yaklaşım siyahi Amerikalıların çoğunlukta olduğu ve ABD’nin en yoksul 9. kenti olan New Orleans’taki kasırgadan sonra kente yardımın geç gitmesiyle daha da açığa çıktı. A New O rleans ’ı Boş altma başına düşen gelir açısından ABD’deki en fakir 9. kent sayılan New Orleans’taki mevcut The Independent 8 Eylül durum toplumsal parçalanma yapısı gözler önüne serilmiştir. Bütün tehdidine işaret etmektedir1. dünyaya akseden görüntüler utanç veAyrımcı politika ve davranışlar, rici bir ayrımcılığın damgasını taşıABD’deki devlet yapısını etkilerken, maktadır. Nitekim, Katrina öncesinde ulusal bilincin ve kültürün şekillenmekent nüfusunun üçte sinde ve siyasi, sosyal ve ekonomik ikisini oluşturan siThe Sunday Times 11 Eylül yapının oluşmasında da önemli rol oyyahlar, toplumsal dünamıştır. ABD’de ırkçılığın izlerine zenin en ufak bir sargünlük hayatın her evresinde rastlansıntısında ayaklanan maktadır. Ceza hukukunda ayrımcılık fırsatçı suçlular olarak göze çarparken, işyerlerinde farklı ırksunulmaktadır. Kişi tan olanlar göreli bir iyileşme sağlanmış olsa da bazı konularda ve durumlarda halen dezavantajlı durumdadırlar. Nitekim, ortalama gelirde siyahlara oranla beyazlar daha iyi durumdadır. Hayallerini spor veya rap müzikte yükselmek üzerine kuran birçok siyah genç, bu gerçekleşmeyince uyuşturucu sektörüne, çetelere ve mafyaya yönelmektedir. Nitekim ülkede cezaevlerinde yatanların yarısı siyahtır. ABD’nin Irkçı Tarihi merikalılar ırk ve etnik köken konusunda bağnazca davranarak uzun yıllar "ırkçı ulus" damgasını yemişlerdir. Beyaz Amerikalılar, tarihte, kendilerini Kızılderililerden, siyahlardan, Asyalılardan ve Meksikalılardan kesin biçimde ayırmış, onları Amerikan toplumunun dışında kabul etmişlerdir. Zira Amerikalılar, ırklar arasındaki nitelik farklılıklarının çevreden değil, daha çok doğuştan kaynaklandığına inanmışlardır. Yaygın olarak, insanların dört ana ırktan geldiğini düşünmüş; Beyaz, Moğol, Hint ve Afrika ırklarını kalite sıralamasına koymuşlardır. Ayrıca, anayasada yer almamasına rağmen, ABD başkanlarının hemen hepsinin beyaz Protestanlardan oluşması da, ırkçılığın siyasi sistemdeki ağırlığını göstermektedir. Siyahlar 1808 yılına kadar, ülkeye getirilip köleleştirilmiş ve baskı altına alınmıştır. 1790 yılında ilk yurttaşlığa kabul yasası, sadece "özgür beyaz insanlar"a yurttaşlığın kapılarını açmıştır. O dönem, ço A Katrina’nın yaralarını sarmada çaresiz kalan ABD yönetimi dünyanın her yerinde açılan yardım kampayalarından destek bekliyor. ?