Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 47 / 8 Temmuz 2008 Bursa ve bölgesi modern hayvan hastanesine kavuştu Prof. Dr. Hasan BATMAZ Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı lkemizde sayısı 17 olan Veteriner Fakültelerinin öğretim yanında en önemli görevlerinden birisi bulunduğu bölgede hayvancılık sektörünün gelişmesine bilimsel katkıda bulunmak, küreselleşen hayvan hastalıklarına erken tanı koyarak ekonomik ve sosyal önlemlerin alınmasını sağlamak, hayvanlardan insanlara bulaşan (zoonoz) hastalıklara karşı insan sağlığını korumak ve gıda güvenliği konusunda gerekli önlemleri kamuoyu ile paylaşmaktır. Hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacı ile 16 Nisan 2008 tarihinde açılan Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi (Hayvan Sağlığı Araştırma ve Uygulama Merkezi), Türkiye’de hayvan türlerine göre planlanmış ilk hastane olup, Avrupa standartlarında bir yapıya ve 5000 m2 kapalı alana sahiptir. Hastanede Küçük Hayvan, At ve Çiftlik Hayvanları Kliniği olmak üzere 3 Klinik bulunmaktadır. 7gün/24 saat hizmet veren Hastanede Acil Kliniği, Radyodiagnostik (Radyoloji Tanı) Merkezi, Merkez Laboratuarı, Eczane, Bekleme Salonu, hayvan türlerine göre çok sayıda muayene ve uygulama oda ve salonları, toplam 5 adet operasyon salonu, yoğun bakım ve rehabilitasyon üniteleri, kardiyoloji, diş ünitesi ile her hayvan türüne yönelik hospitalizasyon üniteleri, bulaşıcı hastalıklar için bokslar ve otopsi salonu vardır. Ayrıca hastanede yine ülkemizde ilk kez olarak egzotik hayvan hastalıkları kliniği ve davranış bozuklukları kliniği bulunmaktadır. Hasta hayvanların barınaklarının yapımında, günümüzde gitgide önemi artan hayvan refahı dikkate alınmıştır. Ü Hastanede şu anda öğretim üye ve elemanlarından oluşan konularında uzman toplam 25 hekim görev yapmaktadır. Hastane yalnız burada hizmet vermekle kalmayıp, 2 adet donanımlı Ambulans Klinik aracı ile Keles, Karacabey ve Gürsu yönündeki köylerde çiftlik hayvanlarına sağlık hizmeti götürmektedir. Ayrıca iki büyük modern çiftliğe öğrencilerin de katılımı ile danışmanlık hizmeti verilmekte ve gerektiğinde de çağrılı sistemle yerinde veya hastanın durumuna göre nakil sağlanarak burada tedavi yapılmaktadır. Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi, Yeni açılan Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan HastanesiTürkiye’de hayvan türlerine göre planlanmış ilk hastane. konularında deneyimli öğretim üye ve elemanları, fiziki ve teknik olanakları ile başta Marmara ve Ege Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin batısına hizmet verebilecek özelliktedir. Verilen hizmetler yalnız hayvan sağlığı ile sınırlı olmayıp, Veteriner Hekimler hayvan sağlığı ile ilgilenirken, çevre sağlığı ve halk sağlığına hizmet götürmekte ve Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği konusunda baştan sona bir bütünlük içinde görev yapmaktadırlar. Bu anlayış ile bölgenin hayvan hastalıkları, son yıllarda gitgide önemi artan zoonoz hastalıklar ile ilgili sorunların çözümünde öncü bir görev üstlenmiştir. Hastanede sağlık hizmeti alanları yanında; 2 adet büyük dershane, seçmeli dersler için 3 adet derslik, toplantı salonu, öğrenciler için duş yerleri gibi olanaklarla da önemli bir eğitim kompleksi olduğu anlaşılmaktadır. Öğrenciler hastanenin eğitim olanaklarından yararlanması yanında, 5. sınıftaki intörn öğrenciler sağlık hizmetine destek vermektedirler. Bu merkezin bir diğer hedefi Türkiye’nin Veteriner Hekimlik alanında Sürekli Eğitim Merkezi olmasıdır. Bugüne kadar yapılan uluslar arası katılımlı kongre ve sempozyumlara dünya çapında tanınmış kişilerin gelerek Veteriner Hekimlere verdikleri eğitimler dikkat çekicidir. Yalnız 2008 yılında hastanede Veteriner Hekimlere yönelik 6 adet kurs planlanması bunun önemli bir göstergesidir. Fakültenin 2004 yılında Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği (EAEVE)’nin ilk değerlendirilmesi sonrası, 69 Nisan 2008’de gelen 4 kişilik EAEVE heyeti tarafından 3.5 yılda Fakültenin gelişiminin çok önemli olduğu, hastanenin modern ve verilen eğitimin Avrupa standartlarında bulunduğu bildirilmiştir. Ülkemizde Veteriner Hekim eğitimine başlanmasının üzerinden yüz altmış altı yıl geçmiştir.Bu süreçte Veteriner Hekim’lik sürekli gelişme göstermiştir.Fakat hayvan hastalıkları, hastalıklar ile savaşım, yetiştirme, hayvanlardan ürün elde edilmesi v.s birçok parametre de gelişme göstermiştir.Refahın artması ile birlikte bilimsel gelişmelerin toplum ile paylaşılması gücümüzün gelecekte daha da çok artmasını sağlayacaktır. Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner: “İç piyasada Rusya’dan geri gönderilmiş ürün yok” dartlardan bazı pestisitler için 40, bazıları için 100 kat daha aşağıda olduğunu ifade etti. Saner, "Bazı basın organlarında olduğu gibi (Rusya'nın almadığı zehirli yaş sebze ve meyveler Türkiye'de tüketiliyor) açıklaması doğru bir ifade olmamaktadır. Zira, Rusya'dan yüksek pestisit seviyeleri nedeniyle geri bildirim alan ürünler 5 ay önce gönderilmiş ve Rusya'nın iç piyasasında tüketilmiş ürünlerdir. Sonuç olarak Rusya Federasyonu'ndan ülkemize geri gönderilmiş ve iç piyasaya sunulmuş herhangi bir ürün bulunmamaktadır" dedi. Türkiye'de, yıllık ortalama 25 milyon ton sebze ve 15 milyon ton meyve üretildiğine işaret eden Saner, üretilen meyve sebzenin yüzde 5'inin doğrudan ihraç edildiğini, söz konusu yüzde 5'lik kısmın da kontrollü bir şekilde ihracatının mümkün olduğunu kaydetti. Geri kalan yüzde 95'lik kısmın ise iç piyasada tüketildiğini, burada asıl sorunun yüzde 5'lik kısımda değil yüzde 95'lik kısımda oluştuğunu belirten Saner şunları kaydetti: "Geri kalan yüzde 95'lik kısmın kontrol ve denetim altına alınması, esasında Türk tüketicisinin sağlığı açısından önem arz eden asıl konudur. Bunun için bir an önce Hal Yasasının ve Taze Sebze ve Meyve Üretiminde Bitki Koruma Ürünü Kalıntısının Önlenmesi konusundaki yasaların çıkartılarak ivedilikle uygulamaya geçirilmesi ve bu şekilde tüm ürünlerde izlenebilirlik ve kayıt altına alınmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde sorunun asıl çözümü olan ve İTU olarak anılan 'iyi tarımsal uygulamalara' da geçilmiş olacaktır. AB'de olduğu gibi piyasa kontrollerine ve raftan toplanan ürünlerin analizlerinin etkin bir şekilde yapılması, mevcut durum tespiti ve yapılanların doğrulaması açısından son derece önemlidir." İSTANBUL (A.A) Gıda Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Samim Saner, Rusya'dan yüksek pestisit seviyeleri nedeniyle geri bildirim alan ürünlerin 5 ay önce gönderildiğini ve Rusya'nın iç piyasasında tüketildiğini belirterek, "Rusya Federasyonundan ülkemize geri gönderilmiş ve iç piyasaya sunulmuş herhangi bir ürün bulunmamaktadır" dedi. Samim Saner, Rusya'nın Türkiye'den meyvesebze ithalatına getirdiği kısıtlamaya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Rusya Federasyonunun yaş sebze ve meyvelerin ithalatında uyguladığı pestisit kalıntı limitlerinin Türk ve AB limitlerinin genelde altında olduğunu belirtti. Rusya Federasyonu için uygunsuz olan bazı ürünlerin Türk ve AB limitlerine göre uygun olabileceğinin gözardı edilmemesi gerektiğini aktaran Saner, Rusya'nın maksimum kalıntı limitlerinin, Türk ve AB'nin kabul ettiği stan 23