Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kuraklık yüzünden pancar suçlanamaz Şekerİş Sendikası K üresel ısınma, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de su kaynaklarını tehdit etmekte, kuraklık giderek yaygınlaşmaktadır. Ülkemiz de kuraklık tehdidi altında olan ülkelerden birisidir. Küresel ısınmanın ve kuraklığın en önemli nedenleri ise; sanayi tesislerinin giderek artan oranda atmosfere saldığı zararlı sera gazları ve orman alanlarının azalmasıdır. Ancak son zamanlarda bazı kamu yetkilileri, basın – yayın kuruluşları, köşe yazarları, dernek, vakıf gibi bazı sivil toplum kuruluşları, küresel ısınma ve orman alanlarının tahribi sonucu yağışların azalmasını göz ardı ederek ve adeta ağız birliği etmişçesine ülkemizde kuraklığın artmasının ve su kaynaklarının azalmasının en önemli nedeninin şeker pancarı tarımı olduğunu iddia etmeleri, şaşkınlık ve esefle karşılanmaktadır. Tarımsal verilerle uyuşmayan ve asla rasyonel olmayan bu yaklaşım; kanımızca şeker pancarı üzerinde bugüne kadar oynanan oyunların, hazırlanan senaryoların ve süregelen saldırıların bir devamı niteliğindedir. Öncelikle pancar, sadece Türkiye’de değil, başta ABD, AB ülkeleri ve Rusya olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde yetiştirilmektedir. Su kaynaklarının azalması da sadece Türkiye’ye özgü değildir. Tüm dünyada aynı olumsuzluk yaşanmaktadır. Ancak ne hikmetse, bundan dolayı şekerpancarının suçlanması ve pancarın su düşmanı olduğu yönünde propaganda yapılması, sadece Türkiye’de yaşanmaktadır. Öte yandan pancar; kuraklık yaratan değil, aksine toprakta nemi tutan, yaprakları vasıtasıyla atmosfere aynı miktardaki bir orman alanından üç kat daha fazla oksijen salan bir bitkidir. Bir dekar şeker pancarının fotosentez sonucu havaya verdiği oksijen, 6 kişinin bir yıllık oksijen ihtiyacını karşılamaktadır. 1 dekar şeker pancarının üretiminden, fabrikada işlenmesi süreci boyunca fosil kaynaklı yakıt kullanılması sonucu havaya verilen karbondioksit gazının 26 katı oksijeni, atık su ile oluşan kirliliğin arıtımı için ihtiyaç duyulan oksijenin 487 katını yine fotosentez ile havaya vermektedir. Bu yönü ile Kyoto Protokolü çerçevesinde başlayacak olan ülkeler arası sera gazı emisyonu ticaretinde ülkemizin elindeki en önemli kozlardan biridir. Yani pancar, su kaynaklarını zannedildiği kadar tüketmemekte, aksine atmosfere ormanlardan daha fazla oksijen salarak yağış çekmekte ve suyun doğal döngüsüne katkıda bulunmaktadır. Pancar tarımından vazgeçilmesi halinde çiftçi, su tüketimleri pancara yakın ve hatta daha üzerinde olan, çoğunluğu pancarla münavebeli olarak ekilen diğer bitkilere yönelecektir. Ancak pancar tarımına dil uzatılırken bu bitkiler için aynı iddiaların ortaya atılmaması, iddiaların amacını açıkça ortaya koymaktadır: Amaç Ranttır… Eleştirilerin mantık çerçevesine oturması ve haklı gö Pancar, su kaynaklarını sanıldığı kadar tüketmiyor. rülebilmesi için, konunun tek yönlü ele alınmaması, tarımda suyun optimum şartlarda kullanımını sağlayacak önlemlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkemizde devletin kurumları tarafından yapılan sulama sistemlerinde çok bariz teknik hatalar bulunduğu ve dolayısıyla su kaynaklarının dağıtımında ve kullanımında yanlışlıklar yapıldığı bilinmektedir. Dolayısı ile "Kuraklık var, pancar üretmeyelim, patates, çeltik, mısır ekmeyelim, kısacası tarım yapmayalım" şeklinde, ekonomi kurallarına ve milli menfaatlerimize aykırı bir yaklaşım yerine, çiftçinin eğitilmesi ve sadece pancar üretiminde değil, tüm tarım sisteminde en tasarruflu sulama yöntemlerini uygulamaya yönelik stratejilerin geliştirilmesi çok daha kabul görür bir uygulama biçimi olacaktır. Şeker pancarı tarımının geleceğini tartışırken, çevreye yararları yanında ülke ekonomisine ve istihdama katkılarını da göz ardı etmemek gerekmektedir. Pancar tarımı ve pancar şekeri sektörü en fazla istihdam yaratan, yan sektörlere büyük katkı sağlayan, en fazla çiftçi geliri sağlayan sektördür. Bu sektör ülkemizde yılda yaklaşık 3 milyar dolar katma değer yaratmakta, taşımacılık sektörüne yılda 25 milyon ton iş hacmi sağlamaktadır. Kırsal kesimde ayçiçeğine göre 4,4 kat, mısıra göre 10 kat, buğdaya göre 18 kat fazla istihdam oluşturmaktadır. Bir dekar şeker pancarı tarımı, tarımda 80, sanayide 13 saat olmak üzere toplam 93 saat istihdam sağlamaktadır. Ülkemizde 3,2 milyon dekar şeker pancarı tarımı yapıldığı göz önüne alınırsa yılda yaklaşık 123.000 tam istihdam sağlanmaktadır. Bir tam istihdam yaratmanın yatırım değeri 100 bin dolar olduğuna göre bunun yatırım değeri 12,3 milyar dolar olmaktadır. Geçimini doğrudan veya dolaylı olarak sektörle ilişkilendirmiş 10 milyon insanımızın iş ve ekmek kapısıdır. Bu özellikleri nedeniyle sektör, su tüketimine bakılmaksızın tüm dünyada desteklenip korunmaktadır. Türkiye bu sektörü desteklemeyen tek ülke konumundadır. Üstüne üstlük, pancara yönelik böylesine karalama kampanyalarına sahne olmaktadır. Kaldı ki; günümüzde tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına ve bu çerçevede enerji tarımına büyük önem verilmektedir. Şeker pancarı, en verimli biyoetanol hammaddelerinin başında gelmektedir. Dolayısıyla pancar tarımı yapılabilen tüm ülkelerde, şeker üretimi için şeker kotası dahilinde yapılan pancar tarımının dışında, biyoetanol üretimi için de pancar yetiştirilmektedir. Hatta bu nedenle dünya şeker arzında daralma meydana gelmektedir. Türkiye’nin de, enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için gerekli önlemleri alarak enerji tarımına yönelmesi, bu çerçevede elverişli tüm alanlarda pancar tarımı yapılmasının gerekliliği ortadadır. Su kıtlığını bahane ederek bu gelişmenin önüne geçmek, Türkiye’nin geleceğini karartmak anlamına gelecektir. Su konusundaki çözüme pancar üretmemekle değil, su kaynaklarının verimli, bilinçli ve etkin kullanımını sağlayacak yöntemler geliştirmekle ulaşılacaktır. Öncelikle mevcut sulama kanalları ve diğer sistemler gözden geçirilmeli, hatalar düzeltilmelidir. Çiftçinin, damla sulama gibi daha verimli ve daha tasarruflu sulama yöntemlerini benimsemesi sağlanmalı, bu çerçevede gerekli eğitim ve bilgilendirme çalışmaları bir an önce başlatılmalıdır. Bunun dışındaki yaklaşımlar ve yönlendirmeler, iyi niyet sınırları dışında algılanmakta ve çözümsüzlüğü de beraberinde getirmektedir. 31