Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Endüstriyel orman plantasyonları gündemde “Geniş çapta biyolojik çeşitliliği içerisinde barındıran çok kıymetli doğal ormanlarımızdaki baskıyı azaltmak için tek çare endüstriyel orman plantasyonlarıdır.” A. Nihat GÖKYİĞİT (TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı) ünyamızın en hayati sorunlarından çölleşme, küresel ısınma, yoksulluk ve su sancısı, hiç şüphesiz yeşil örtü tahribinden kaynaklanmaktadır. Her yıl Portekiz alanı kadar ormanın yerküremizi terk etmesi ve bu çapta yeşil örtü kaybedilirken aynı zamanda karbon emisyonun süratle artışı dünyamızda büyük bir endişe yaratmaktadır. Diğer taraftan dünya ormanlarındaki bu yıkım devam ederken, yerine tam ikame edilecek başka bir madde olmadığı için odun tüketimi de hızla artmaya devam etmektedir. Odun yerine ikame edilmeye çalışılan çelik, plastik, aliminyum gibi malzemelerin üretilmesi oduna nazaran 6120 misli daha fazla enerji gerektirmekte; enerji üretimi ve tüketimi ise dünyanın başına dert olan karbon emisyonu artışı demektir. Bir dünya sorunu olan odun açığı şüphesiz doğal ormanlarda daha fazla kaçak kesime ve baskıya yol açacaktır. Ülkemizin doğal ormanlarının değerini küçümsemeyelim. 21 nci asırda, ülkelerin zenginlik seviyelerini ölçmede doğal ormanlarının vüsatı da bir ölçek olmuştur. Avrupa Kıtası’nda Rusya ve Ukrayna hariç tutulursa doğal ormanların toplam ormanlara oranı yüzde 1’ in altında iken Türkiye’de bu oran yüzde 93 dür. AB Parlamentosu ile temaslarımızda, başka hiçbir varlığımızla kıyaslanmayacak derecede Türkiye’nin doğal ormanları ve biyolojik çeşitliliğine ilgi gösterdiklerini tespit etmiş bulunuyoruz. Avrupa Kıtası’nın, biyolojik zenginlikte ölçü olan endemik (Belli bir bölgeye özgü başka hiçbir yerde bulunmayan) bitki sayısı 3.000’in altında ve kuş türü 560 iken, Türkiye’nin yalnız başına endemik bitki sayısı 3.062 ve kuş türü 456 adettir. Bu rakamlar şunu göstermektedir, Türkiye bir gün Avrupa Birliği üyesi olursa, Avrupa’nın biyolojik zenginliği neredeyse ikiye katlanacaktır. Geniş çapta biyolojik çeşitliliği içerisinde barındıran çok kıymetli D doğal ormanlarımızdaki baskıyı azaltmak için tek çare endüstriyel orman plantasyonlarıdır. Ülkemizde endüstriyel orman plantasyonun yaygınlaştırılması için her türlü desteği vermek zorundayız. Hiç şüphesiz, doğal ormanlardan sadece veriminden olmak üzere büyük özen ile ve ekosisteme zarar vermeden istifade edilebilir bunun üzerindeki kayıp yerine konulamaz. Fakat bu kadar özen ile alınacak odun, kaçak kesim odununun haksız rekabeti ile nasıl baş edebilir? Kaçak kesim ancak endüstriyel plantasyon ile önlenebilir ve mücadele edilebilir. Endüstriyel orman plantasyonu yeni iş sahası açar ve odun endüstrisini teşvik eder. Bugün aile bazında yapılan kavakçılık bile bu konuda faydalı olmaktadır. Unutmayalım ki, tüketicinin bilinçlenmesi o dereceye ulaşmaktadır ki, üzerinde "doğal ormandan kesilmemiştir" damgası olmayan mobilyayı bile satın almaktan imtina etmektedir. ABD’de kereste ticareti ile meşgul en büyük firmalar, doğal ormanlardan kesilen kereste ticareti yapmamak için hazırlık içindedirler. Şili ve Yeni Zelanda endüstriyel plantasyonları ülke ekonomilerinde 2 nci sektör durumuna gelmektedir. Başarılı Şili’nin bir yılda ihraç ettiği kereste 2 milyar doları aşarak doğal ormanlarındaki baskıyı neredeyse tamamen kaldırmıştır. Şili’deki bu gelişme son 1520 yılda arazi tahsisi, formalitelerin azaltılması ve vergi reformları gibi kolaylıklar yolu ile devletçe verilen 200 milyon dolar mertebesindeki bir destek ve teşvik sayesinde olmuştur.Uzun vadeli yatırımları tercih eden emekli fonları ve sigorta şirketlerinin gayrimenkul yatırımlar yerine plantasyon yapan şirket hisselerine talip olmaya başlamaları, bu yatırımların finansmanında olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Ayrıca enerji üreten şirketler giderek ağaçlandırma projelerine destek vermek suretiyle karbon emisyonu günahlarına karşı kredilendirmeye çalışmaktadırlar. Yeni Zelanda Hızlı Yetişen Ağaç Türleri Enstitüsü Direktörü’ne kızılçamdan söz açınca çok heyecanlandı. Ona " TEMA olarak Çevre ve Orman Bakanlığımızla birlikte, kızılçam da genetik yoluyla kalite geliştirme ve rotasyon müddetini kısaltma çalışmalarına girmek istiyoruz. Bugüne kadar yapılan araştırmala rı bir gönüllü kuruluş dinamizmi ve son teknolojiler ve teçhizat ile daha ileri götürme niyetindeyiz." demiştim. Cevabı şöyle olmuştu: " TEMA’nın başka neler yaptığını bilmiyorum, ancak Akdeniz’in bu hızlı yetişen türündeki vizyonu, alkışlanması için yeterlidir" demişti. Genelde dünyada ve Türkiye’de odun açığı giderek büyümektedir. Bu sebeple bu endüstriyel hizmet, yalnız ekonomisi sağlam bir yatırıma değil aynı zamanda toplumsal sorumluluğa yönelmektir.Turizme yapılandan daha ileri, daha cesur teşvikleri ağaç tarımına vermede tereddüt etmemeliyiz. İnsan eliyle yapılamayan çok kıymetli doğal ormanlardaki baskıyı azaltmak için kavak gibi hızlı yetişen ağaç cinsleri ile endüstriyel orman plantasyonları şart olmuştur. Son yıllardaki bilimsel araştırmalar, klon ve genetik mühendisliği ve yeni yetiştirme yöntemleri sayesinde ağaç verim ve gelişme hızında, odun yoğunluk ve kalitesinde ve rotasyonda, ağaç tarımı fizibilitesini kolaylaştıran önemli mesafeler alınmış bulunuyor. Türkiye’de kavak dışında hızlı gelişen kızıl çam, sahil çamı ve kızıl ağaç türleri ile en ileri teknolojileri kullanarak özel sektör endüstriyel ağaç tarımı (ENAT) şirketi ile 2005 yılında faaliyete geçmiş bulunuyor. Uzun vadeli yatırımları tercih eden emekli fonları yöneten kuruluşlar ve sigorta şirketlerinin gayrimenkul yatırımları yerine plantasyon yapan şirket hisselerine talip olmaya başlamaları, bu yatırımların finansmanında olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Ayrıca enerji üreten şirketler, karbon emisyonu günahlarına karşı ağaçlandırma projelerine destek vermek suretiyle kredilenmeye çalışmaktadırlar. Dünyanın başına büyük dert olan karbon emisyonuna karşı en etkili çare hiç şüphesiz yeşil örtüyü korumak ve genişletmektir. Gelişirken yapraklarındaki foto sentez prosesi ile bu soruna çare olan ağacı, büyümesi yavaşlayınca kesip alarak yerinde yeni fidanları büyütme amacı taşıyan ağaç tarımı, ekonomiye olduğu kadar çevreye hizmet etmek böylece sosyal sorumluluğa duyarlı olmaktır. Yeşile hizmetin herkese nasip olmasını diliyorum. 25