Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Veterinerler, suni tohumlama talimatının gözden geçirilmesini istiyor Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ (Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı) ilindiği gibi Türkiye, Avrupa Birliği istemese de onunla entegre olmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor. Zorlanacağımız en önemli konuların başında da Tarım ve Hayvancılık gelmekte. Bu nedenle Hükümet 20052010 yıllarını kapsayacak şekilde hayvancılığa destek miktarlarını açıkladı. Hayvancılıkla ilgili en önemli sorun Türkiye’nin hayvan ıslahını henüz gerçekleştirememesi. Ne yazık ki ülkemiz hayvan varlığının büyük başta %40’ı, küçük başta ise %97’si verimsiz yerli ırklardan oluşmaktadır. Bu da yapay (suni) tohumlamanın yeterince yaygınlaştırılamamasından kaynaklanmaktadır. Bunun için 24 Şubat 2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararının (2005/8503 sayılı Karar) 2. madde d bendi gereğince "Suni tohumlama hizmeti sağlayan gerçek ve tüzel kişilere, soy kütüğüne kayıtlı olan işletmeler için ve kalkınmada öncelikli bölgelerde farklı olmak üzere hayvan başına suni tohumlama teşvik primi ödenir" diyerek yapay tohumlamanın B yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Ardından 24 Mart 2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararının Uygulama Esasları Tebliğinin 9. madde a bendinde (Tebliğ No: 2005/13) ise "Bakanlık İl Müdürlüklerinden suni tohumlama izni almış ve Bakanlık İl Müdürlükleri ile yapılan sözleşmeyle kendilerine suni tohumlama bölgesi belirlenen serbest veteriner hekimler, veteriner sağlık teknikerleri ve teknisyenleri ile gerekli izinleri alarak suni tohumlama hizmeti yürüten birlikler, kooperatifler, hayvan hastaneleri, hayvancılık işletmeleri ve suni tohumlama yapmak üzere kurulmuş şirketler ve meslek kuruluşları (kamu kurum/ kuruluş ve personel hariç) desteklemelerden yararlandırılır" demektedir. Buraya kadar her şey normal. Doğal olarak herkes bu duruma çok seviniyor. Çünkü suni tohumlamanın ülkemizde başladığı 1928 yılından 1995’e kadar kamuda çalışan veteriner hekimler (tabii teknisyenleri de unutmamak gerekiyor) bu uygulamayı ücretsiz olarak yapmış. 1995’ten sonra az da olsa para kazanmaya başlamışlardı. Nihayet devlet baba kendilerini hatırlamış ve teşvik primi uygulamaya sokmuştu. Tabii herkesin hevesi kursağında kaldı. Çünkü 6 Nisan 2005 tarihinde tüm il tarım müdürlüklerine gönderilen talimatta "Desteklemeden yararlanacaklar, suni tohumlama ile ilgili sperma, araç ve ekip Tarım Bakanı Mehmet Mehdi Eker: ‘Toprakla uğraşmak zordur’ E DİRNE Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, dünyanın her yerinde tarımla uğraşanların gelir durumunun, diğer sektörde çalışanlara göre daha düşük olduğunu belirterek, ''Toprak ve tabiatla uğraşmak zordur, eziyetlidir ve karşılığını da bilemezsiniz. Çünkü paraya şehirliler hükmeder'' dedi. Eker, Ticaret Borsası'nda düzenlenen ''Yağlı Tohumlu Bitkiler Zirvesi''nde yaptığı konuşmada, şehirde yaşayanların her öğün tarım ürünü yediklerini ancak o ürünün hangi zahmetle sofraya geldiğinin bilincinde olunmadığını söyledi. Bunun ne kadar çileli bir iş olduğunu tatil ve seyranının olmadığını şehirlinin bilmediğini ifade eden Eker, ''Buğdayı hasat zamanına getirirsiniz, Çukurova'da yaşandığı gibi yağmur gelir sizin ekininizin değerini düşürür'' dedi. Dünyanın her yerinde tarımla uğraşanların gelir durumunun, diğer sektörde çalışanlara göre daha düşük olduğunu belirten Eker, şunları kaydetti: ''Toprak ve tabiatla uğraşmak zordur, eziyetlidir ve karşılığını da bilemezsiniz. Çünkü paraya şehirliler hükmeder. Peki dünya bu işi nasıl hallediyorlar. O ülkenin toplam zenginliğinden diğer sektörde üretilen zenginlikten tarıma pay ayrılarak bu sorun çözüyor. Tarımla uğraşanlara pay ayrılır, yani desteklenir. Toplam 100 kişi çalıyorsa bu kişilerden tarımda çalışmayan diğerleri, tarımda çalışanları ceplerinden çıkardıkları para ile desteklerler. İşte destekleme dedikleri şey budur.'' Türkiye'nin diğer ülkelere oranla farklı bir boyutu olduğunu belirten Eker, ''Onların tarımla uğraşan kişi sayısı bizdeki kadar çok değildir. Diğer sektörde çalışanların sayısı daha yüksektir'' dedi. Çözümün desteklemelerin ''rasyonel'' yapılmasında yattığını bildiren Eker, desteklemelerin, milli menfaatleri, sektörün menfaatlerin, çiftçilerin geleceğini hesap ederek, stratejik bakış açısı ile yapmak gerektiğini kaydetti. Avrupa ortak tarım politikası oluşturulduktan sonra, insan sağlığı için hangi ürün gruplarını gerekli olduğunu belirleyerek stratejik plan yapıldığını bildiren Eker, ''Avrupa ortak tarım politikasında, etle, sütle hububatla, şekerle birlikte en önemli kalemi yağlar oluşturuyor. Temel politikalar bunun üzerine inşa ediliyor'' dedi. manı kendileri temin edecek, uygulama ile ilgili yetiştiriciden ücret almayacak, Bakanlığa ait laboratuarlarda üretilen sperma maliyetleri dikkate alınarak, ancak yetiştiricinin farklı sperma talep etmesi halinde aradaki ücret farkı yetiştirici tarafından ödenecektir" diyordu. Hemen arkasından destekleme fiyatları geliyor. Kalkınmada öncelikli iller veya soy kütüğü işletmelerinde 35 YTL/baş, diğer illerde ise 25 YTL/baş. Bir hayvana bir yılda en fazla 3 defa tohumlama yapılacak ancak yapan kişiye sadece 1 defa destekleme ödemesi yapılacaktır. Eğer buna rağmen gebelik şekillenmezse inek proje kapsamından çıkarılacaktır. Peki destekleme ödemesi ne zaman yapılacak? Buna ilişkin bir kayıt yok. Sadece tohumlanan hayvan 3 ay içinde il/ilçe müdürlüğüne bildirilecek, 4. ayın sonunda ise veri tabanına işlenmiş olacak şeklinde bir ibare var. Bunda ne var? Devlet baba ücreti garantiye alıyor ve ne zaman vereceği belli olmasa bile bana paramı kendi veriyor diyebilirsiniz. Ama bu ücret belirleme hakkı 6343 sayılı yasanın 33/c maddesi gereğince Odalara verilmemiş miydi? Bakanlar Kurulu Kararı "teşvik primi ödenir" demiyor muydu? Teşvik primi uygulamasından bizler bir işte gösterdiği başarıdan dolayı işi yapan kişinin işveren veya başkaları tarafından aldığı ücretin haricinde ekstra ücret veya başka bir şekilde ödüllendirilmesini anlıyoruz. Ama talimatta öyle demiyordu. Net olarak "Yaptığın işten ücret almayacaksın" diyor. Demek ki ortada hem 6343 sayılı yasaya hem de Bakanlar Kurulu Kararına aykırı bir durum var. Unutulan bir şey daha var ki veteriner hekim hastanın ayağına gider, kolay kolay bir ineğin kliniğe gelip muayene olup gittiği görülmüş şey değil (istisnalar hariç). 2030 km belki daha uzak bir köye gidip gelen bir veteriner hekimin harcadığı benzinin hesabı da yapılmamıştı. Zaten bu talimatı hazırlayan kişiler de meçhuldu!!! Talimatta aslında daha eleştirilecek pek çok yön var ama biz yer darlığından sadece birinden bahsedelim. Şimdi hep birlikte bir hesaplayalım; ortalama 25 km uzaklıkta bir köye yapay tohumlama için gittiğinizi varsayalım. Birinci uygulamada gebelik şansı çok az (gelişmiş ülkelerde ilk tohumlamada gebelik şansının ortalama %60 olduğunu hatırlatalım). Dolayısıyla bir veteriner hekimin aynı ineğin tohumlaması için yaklaşık 2 defa gidip geldiğini düşünelim. Katettiği yol 100 km. Aracı km başına 15 YKr yakıt harcarsa 100 km x 15 Ykr= 15 YTL. Sperma maliyeti her defasında 1.6 YTL ’den toplam 3.2 YTL. Bu arada antiseptik, eldiven gibi diğer giderler için de yaklaşık 5 YTL dersek, sırf bir ineğin tohumlanması için 23.2 YTL masraf yapılması gerekiyor. Peki devlet ne kadar veriyor? 25 YTL. Bunun stopaj ve gelir vergisi gibi giderlerini hesaba katmazsak veteriner hekime kalan para 1.8 YTL. Kalkınmada öncelikli yöredeyseniz daha şanslısınız. Çünkü oradaki destek miktarı 35 YTL. Dolayısıyla size 11.8 YTL kalıyor demektir. Bozdur bozdur harca. Bu şekilde yapay tohumlama ne kadar yaygınlaşır varın siz düşünün. Bu koşullarda kaç kişinin dürüstçe çalışacağının da hesabını yapmak gerekir. Benim bildiğim Türkiye bir hukuk devleti ise yasalarla konmuş kurallar, bir talimatla ortadan kaldırılamaz. Değilse diyecek bir sözümüz yok. Eski Bakan zamanında çıkarılmış bu talimatı, teşkilatta yıllarca çalışarak hayvancılığı yakından tanıyan yeni Bakanımızın yeniden gözden geçireceğine de kuşkumuz yok! 23