Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞAHSENE CAMIZ’DAN
‘Horhor’un Leblebisi’
Usta yazar Şahsene Camız’ın yeni kitabı Horhor’un Leblebisi, Çevreci Uç Uç Böceği’nin ardından
yine Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlandı. Camız’ın içtenliği ve uzak zamanlardan günümüze
kültür mirasını aktardığı masalsı seslenişiyle ipek gibi dokuduğu ve ambarda ekilmeyi bekleyen bir
nohut tanesiyle tanıştırdığı Horhor’un Leblebisi hem çocukların hem de büyüklerin gülümseyerek
okuyacağı, unutulanı anımsatan güçlü bir kitap.
olunca zorlukların üstesinden geliverirler. Çalışkan
İCLÂL NUR
yüzler yeniden aydınlanır, güler.
Nohut yüklü demetler nasıl ayrılacak peki, daha döveni
MASALLARIN İYİ NİYET ELÇİSİNDEN
var bu işlerin. Emeğin ter olup akması ne de zormuş.
İNCELİKLİ BİR ANLATI DAHA…
Ustamız su gibi akan diliyle anlatır, anlatır… Tıkır tıkır
Masalların iyi niyet elçisi Fethiyeli usta yazar Şahsene
aşılır yollar, avuç içi kadar köylerden geçirilir, sonunda
Camız, Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan
yemyeşil bir kasabadan geçip durur traktör.
yeni kitabı Horhor’un Leblebisi’nde, bu kez de ambarda
ekilmeyi bekleyen bir nohut tanesiyle tanıştırıyor
YAŞAM, ASIRLARIN YATAĞINDA
okuyucuyu. Çalışkan insanların yaşadığı, düzenli bir
YİNE USULCA AKARKEN…
köydeyiz. Azıklar çantada, türküler dillerde. Sevimli
Hepimiz mis gibi leblebi kokan dükkânları biliriz. Yine
oğlaklar, kara gözlü kuzular eksik olur mu hiç? Hep
çuvallarla getirildiler buraya. Pembe yanaklı, yaşlı, azıcık
birlikte ver elini zümrüt yeşili çayırlara…
da tombişmiş leblebici amca. Avcunu çuvala daldırıp
İşte böylesi güzel mi güzel bir köyde her mevsimin
bakınca nohutlara, beğeni yayılır yüzüne. Sırtladıkları
ayrı işi, inceliği varmış. Ambarda ekilmeyi bekleyen
gibi çuvalları mis kokan dükkâna…
nohut tanesi, leblebiye dönüşünceye dek başından
Önce elendik, diyor bizim nohut, sonra karıştırıla
geçenleri bize bir bir anlatacakmış. Nasıl mı, tabii ki dili
karıştırıla bir güzel kavrulduk. Daha sonrası mı, okunmalı
uyandım. Yorganım, yatağım sıcacıktı. Bir süre sonra
döndüğünce yani tıngır mıngır. elbet… Ne yararları varmış leblebinin bir bilseniz. Övmekle
yeşil bir sürgün çıkıverdi göbeğimden. Özüm canlandı.
Günlerden bir gün, ambarın kapısı gıcırtıyla açılıverir. Bizim
bitiremiyor, kendini beğenmiş ufaklık. Hele çeşitleri. Tuzlu,
Sürgünümün toprağı deldiği gün, gökyüzüyle yeniden
nohut uykusundan uyanır ki ne görsün, bir çuvalın içinde
şekerli, karanfilli, acılı, sade daha neler neler.
buluştuk…” Böyle anlatıyor, tatlı dilli nohut tanesi, baharın
arkadaşlarıyla. Çiftçi amca toprağa kavuşturmaya götürür Peki, Osman amcaya neden Horhor deniyormuş? Osman
coşkusundan gözleri kamaşarak.
onları. Sonra kuşlar geçer üstlerinden. Gak diyen, guk diyen, amca, çizgili mendiliyle terini sile sile çalışır. Kesekâğıdına
kalın kalın bağıran, tohumları yemeye çalışan. Çiftçi amca Çiftçi, üründen memnun, bir de iyi para etse ne var!
sıcacık leblebileri doldururken de mis kokular içinde bir
onca emeği yedirir mi hiç… Yağmurlar çisil çisil yağdıkça, Çocuklar, ürün daha tarladayken babalarından “Çotur” güzel anlatır nedenini… “…Dışar da kar yağıyordu çisil
toprağın altında tohumlar da beslenmeye, şişmeye başlar. … istiyor. Çotur, ne mi? Tıngır mıngır anlatılır satırlarda. çisil. Uzaklarda köpekler havlıyordu. Yaşam, asırların
“İçimin iyice ısındığı bir sabahtı. Hoş bir kıpırtıyla Hasat zamanı yağmur çiftçiyi üzse de çoluk çocuk bir yatağında yine usulca akıyordu…”
n
CAN | ÇAĞDAŞ
“Bir kentuki 'sahip’i olmak yerine
kentuki 'olma'yı kim seçerdi ki?"
Samanta Schweblin’in bu son romanında insanların yeni
takıntısı “kentuki” adı verilen oyuncaklar. Mahremiyet,
gözetleme, kimlik gibi kavramların öne çıktığı Kentukiler’de
Arjantinli yazar, teknoloji-insan ilişkisi üzerinden insanların
birbirleriyle ilişkilerine dair çarpıcı sorular yönelterek
günümüzü mercek altına alıyor.
VEDAT ARIK