Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Andaç’ın mektupları
Feridun Andaç’ın Genç Meslektaşıma Mektuplar adlı kitabı (Eksik Parça Yayınları), okuma
tutkunlarını rahata erdirirken, yazınsal deneyimden yoksun olmalarına karşın şiir-roman-deneme, oyun
yazmaya kalkanları onların edebiyat olduğunu sanan gençleri, ne yazdığının bilincinde olmayanları
da uyarıcı mektuplardan oluşuyor.
“Kalemdaşım” diye başladığı 50 mektupta, yazma arayışları içindeki gençlere bir tür öğretmenlik
yapıyor Andaç. Öte yandan rafları dolduran edebiyat, bilim, sanat konularını içeren kitaplardan
seçtiği alıntılarla onlara yazmanın yollarını açan da odur. Bu bağlamda kendi deneyimlerinden, seçkin
yazarların yazı dünyalarından örnekler vererek, onların da yazı alanında tutunmalarına çalışıyor.
YAZIŞMA ğını da açıklıyor: “Yazarak yaşamak ya da yaşayarak yor, bu bağlamda kitap-olay bağlantısının yazarda
Feridun Andaç’ın edebiyatçılığının içinde mektubun yazmak düşüncesidir beni bu kıyıya getiren. Yazılan çağrışımlar yarattığını vurgulayarak özetle bir olay-
en başta yer aldığına örnek olsun diye bana gönder- mektuplar okuyanadır, kalemi eline alan herkesedir.” dan da söz ediyor:
diği 8 Nisan 2021 günlü mektubun girişini buraya ak-
“Rousseau’nun İtiraflar’ını okumuştum. Bu kitabı
YAZMANIN KAYNAKLARI
tararak onun yazınsal dünyasına gireyim: bana İstanbul’da, dönemin bir semtinin namlı ka-
Andaç’a göre yazma güdüsünü eyleme sokmanın
“Sevgili Adnan Ağabey,
badayısı (sonradan mafya lideri) büyük amcamın
temel kaynağı yazarların yaşadıklarını, gözlemlerini,
Mektubunuzu birkaç kez okudum. Size yazmak
yetimhanede büyüyen oğlu, ‘Mutlaka okumalısın!’
düşündüklerini duyumsama incelikleridir.
için bugünü bekledim. ‘İnsanın azaldıkça çoğalaca-
diyerek armağan etmişti.
Bu da klasiğinden başlayıp günümüzde de canlılı-
ğına inanırım’ diyorsunuz. Bu düşüncenizi alıp ge-
Ona yanaşmamam istense de, yetimhanede bü-
ğını sürdüren kitapların yayımlanmasıdır. Sürekli yer
zindirdim bir süre... Sizin duygu tınınızı, hissettiğim
yüyüp Rousseau okuyan bir ‘kabadayı’yı yıllar yıl-
değiştirmek, film izlemek de önemli bir kaynaktır.
düşüncelerinizin, yazılarınızın, insanlığınızın yanı-
lar sonra salt adını bilip namını işittiğim amcaoğlu-
Yazar, okuduğu kitabın düşünsel, duyumsal ör-
na koydum. İnsan, sevdiğinde ‘tek’tir. Gönül ve akıl
nu keşfetmek duygumun önüne hiçbir şeyin geçe-
güsüyle, beğenisini kurgulayan yansıtan üslubu-
gözüyle bakar, bağlanır ona. Bizim sizinle dostlu-
mediği delifişek çağlarımdı. Onunla geçirdiğimiz bir
nun ayrımında olmalıdır. Ernest Hemingway buna
ğumuz, kardeşliğimiz de öyledir.
yaz ne çok şey öğrenmiştim hayata, ona ve ailemi-
şunu da ekliyor: “Önce konuyu bilmeniz gerekiyor,
Sen, benim hayatımda ‘Az’ın çoğusun’ diyorsu-
ze dair.”
sonra da nasıl yazılacağını...”
nuz. Ne büyük armağan, ödül bu bana. Varlığınızla
“Yaşanmaya değer bir hayat, yazılmaya değerdir.
Andaç, eline kalemi alıp yazmaya başlayanlara
çoğaldığımı hissederim her daim.(...) Bu duygula-
Yazdıklarını okutabileceğin günlerin olsun.” Böyle bir
yazının başıyla sonu arasındaki gelişimi göz önün-
rımla sizi hep taşıyorum yanı başımda... Kitaplarını-
ithaf yazarak bu kitabı bana armağan etmişti.
de bulundurmalarını anımsatırken şunu da ekliyor:
za, yazdıklarınıza, her döndüğümde o karşılıklı söy-
“Bir öykünün / anlatının başlama noktasıyla bitişi
leyişimizi, adeta bir agorada bilgi / duygu pınarında ÖNERİLER
önceden tasarlanamıyor.”
Olay burada bitmiyor, anlatıda, Andaç’ın kitabın
karşılaştığımızı hissediyorum.”
Yazarın kafasında bir biçim vardır ama bunda
özünü yansıtan bir değerlendirmesi de var.
Feridun Andaç’ın kalemdaşlarına gönderdiği
seçilen sözcüklerin, kurulan tümcelerin birbirini ta-
mektupların çoğu bu havadadır. Kanım odur ki, salt bu olay anlatıldığı için, ki-
mamlaması da önemlidir.
tap tutkunları, yazmaya yönelim gösterenler, yaz-
YAZI ORTAMI
Genelldiğimiz bu gerçeği, Albert Camus şu açı-
ma konusunda çok yönlü bilgi edinmek gereksinimi
Andaç, “Yazarak Hayatı Karşılamak” başlıklı sunuş
dan da önemsiyor:
duyanlar; kitaplardan, önermelerden oluşan kav-
yazısında, okuma-yazma konusunda bulunduğumuz
“Bir insanın yapıtları, çoğu kez, onun özlediği, he-
ramların içeriği konusunda bilgi edinmek istiyorlar-
insan manzarasını çizdikten sonra, gerekçe olarak
veslendiği şeylerin öyküsüdür. Ama yapıtınız hiçbir
sa gün geçirmeden Andaç’ın Genç Meslektaşlarıma
eğitim ortamının yetersizliğini öne sürüyor:
zaman kendi öykünüz değildir, hele yaşamöykünüz
Mektuplar’ını edinip onu başucu kitabı yapsınlar.
“On sekiz milyonu bulan öğrencisiyle Türkiye’de
olduğu savındaki yapıtlarda. Hiçbir insan, hiçbir za-
Özeti okurken, gözümün önünde Gabriel Garcia
okuma yazma sorunumuzdan söz ediyorsak eğer,
man, kendini olduğu gibi anlatmayı göze alamaz. Her
Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ta anlattığı olaylar sı-
demek ki eğitimde iyi gitmeyen, oturmayan bir şey-
sanatçı, kendi doğrusunun peşindedir.”
ralandı. Gönül ister ki Andaç da “semtinin o namlı
ler var. (...) Çağı yakalamak, tüketim kültürünün
kabadayısı”nın “yaşanmaya değer” bulduğu haya-
alanlarını genişletmekle olmaz. Bunun aynası eği- KONU ALANLARI
tını yazarak anlatı dünyamıza şafak yıldızı gibi par-
timdir. Bunda başarılı olunmadığında başkaları ge- Feridun Andaç, kendi yazı dünyasına ağırlık ver-
lak bir roman katsın...
n
lip öteki alanları kolaylıkla dolduracaktır. Nitekim ül- diği “Yazınca Görülen” başlıklı 37.-50. arası mek-
kenin bugün geldiği nokta burasıdır.” tuplarda, çeşitli yazarlardan aktardıklarının yanında Genç Meslektaşıma Mektuplar / Feridun
Bu bağlamda böyle bir kitabı hangi amaçla yazdı- okuduğu kitaplarda ilgisini çeken kavramları açıklı- Andaç / Eksik Parça Yayınları / 224 s.
MEHMET SAMSAKÇI’DAN ‘TANPINAR’IN EŞİĞİNDE:
AHMET HAMDİ TANPINAR VE ESERLERİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER’
talarından birisinde, 20. yüzyılın hemen başında kendisini kültürümü-
“Hayatımın hangi devrinde edebiyatçı olmaya karar verdim?
zün, edebiyatımızın içerisinde bulmuştur. Her bilinçli aydın gibi Tan-
Bunu pek söyleyemeyeceğim. Hatta böyle bir karar verdiğimi de pek
pınar da edebi, tarihi, felsefi ve sosyolojik kavramları; kişilikleri ve
hatırlamıyorum. Daha iyisi şöyle düşünelim: Günün birinde kendimi
yapıtları büyük uygarlık sorunları etrafında incelemiş, bunları çok çe-
edebiyattan başka bir işe yaramaz buldum. Ama o günün tarihini
şitli nedenlerin doğurduğu birer sonuç ama aynı zamanda başlı başına,
benden isteme. Hususi istidatlara inananlardan değilim. Hatta insanın
kendi başına birer değer olarak kabul etmiştir.
biraz da şartlarının esiri veya mahsulü olduğuna kaniim. Benim
Mehmet Samsakçı, Tanpınar’ın Eşiğinde: Ahmet Hamdi Tanpınar
şartlarım beni edebiyata götürdü.”
ve Eserleri Üzerine Düşünceler (Bilge Kültür Sanat Yayınları) adlı in-
Ahmet Hamdi Tanpınar...
celemesinde Tanpınar’ın Türk kültür ve uygarlığını, sanatını, yaşamı-
hmet Hamdi Tanpınar hangi nedenle olursa olsun Türk edebiya- nı ve bunların yapıcı unsuru olan “insan”ını mesele yapan çok yönlü
A tının belki de en hareketli, en karmaşık, en önemli kırılma nok- yapıtlarının kaynaklarına iniyor.
n
26 Ekim 2023
34