Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
deyişi boşuna söylenmiş değil zaten. Bu, İlhan olduklarını kavramaya çalışmışlardır; Türkçü anlayış farklı ışıldaklarla aydınlatıp bizi sarsması, kıyıda
Selçuk’un yapıta kazandırdığı yazınsal dönüştürüm sergileyip, bundan beslenip Turancılığın peşine köşede kalmış küflü, yosunlu taşların altına,
değeriyle belirgin olarak ortaya çıkıyor. takılmışlar ama yıllarca süren savaşta bu özlemi sağına soluna bakmamızı sağlaması da onun
de tarihe gömerek, ötesinde hilafeti, İslamcılığı da “deneme kurucusu” yanını ele veriyor.
Kuvayı Milliyeciler hasta, yorgun, aç, uykusuz,
acılı insanlar olarak vatan için cepheden cepheye bir kıyıya bırakıp milliyetçiliği Cumhuriyetin ulusalcı İlhan Selçuk, hiç kuşku yok ki on yıllar içinde
kimliğiyle bütünlemeyi başarmışlardır.
koşup yetişmişler ama sonunda avuç içi o daracık çakıl taşı benzeri yuna arına deneme yazınımızın
yetkin kalemlerinden biri olup çıktı.
Anadolu koridoruna çekilmiş, toplanıp bir araya
KURMACADAN DENEMEYE,
gelmişlerdir. Bütün olumsuzluklara karşın onurları, Onun denemeleri dil, anlatı, biçem bağlamında
SORGULAYAN DİLİN GÜCÜNE…
yurt sevgileri onları dimdik ayakta tutar hep. bunlara nasıl emek verdiğini, sonuçta bunların nasıl
Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı’nda, kurmaca yazarı
bir gelişim sonucunda parladığını ortaya koyuyor.
Dayanamadıkları tek şey onursuzluktur sanki.
İlhan Selçuk, bir deneme yazarı bağlamında nasıl
Her sıkıntıya göğüs gerebilirler ama onursuz Denemenin, bilgelikle filozofluk arasında köprü
önemli bir kalem olduğunu da yansıtıyor.
kuran çelebilik gerektirdiği kestirilebilir.
yaşayamazlar asla!
Cumhuriyet Kitapları yayını bir dizi deneme
İlhan Selçuk, bu ikisini de karşılayan, bunları
Kurtuluş Savaşı’nın parolası “Ya İstiklal Ya
yapıtıyla alalım onu şimdi de: Ağlamak ve Gülmek
Ölüm!”dür, bunun altında Kuvayı Milliyecilerin bu kendi kişiliğinde eritmiş insanlardan biri.
(1982), Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984),
Nitekim deneme yazarının, alçakgönüllü duruşla
onur anlayışı yatar biraz da.
Görülmüştür (1986), Japon Gülü (1989), Duvarın
nasıl yetkinlik taşıması gerektiğinin de başarılı örneği
Onursuz yaşamaktansa elleri tabancalarına gider
Üstündeki Tilki (1994), İskele Sancak / Sol-Sağ-
hemen. Bu tutumları, onlara, her an kendilerini de aynı zamanda andığım bu yapıtlarında.
Şeriat (1996), Enel Hakk’ın Hakkı (1998).
yok edebilme gücü kazandırmıştır açıkça.
1982’den 98’e on yedi yılda verimlenen yedi deneme
‘CUMHURİYET’: OLMAK YA DA
Nitekim İlhan Selçuk, babası Kasım Selçuk’un
yapıtı. Üstelik tarihimizin en kırılgan dilimlerinden
OLMAMAK SORUNU!
bıraktığı dört Kuran’dan birinin iç kapağına
biri sayabileceğimiz 1980 sonrası evrede.
Gelin bir kez daha Yüzbaşı Selâhattin’e dönüp
“eski yazıyla” şöyle yazdığını aktarır bir
Yedi kitapta toplam 613 denemeye yer vermiş
şu aktarımını okuyalım:
“Pencere”sinde:
görünüyor İlhan Selçuk.
“(Asiler tarafından) Şehit edilen Yarbay Rahmi
“…1333 (1917) senesi Arabistan ricatında (…)
Kaba bir hesaplamayla yirmi bin dolayında yazı
Bey, çevresinde çok sevilen bir subaydı, henüz
benimle helallaştıktan sonra şakağına dayadığı
kaleme aldığı öngörülürse onun, bunların yüzde
41 yaşındaydı, evli, üç çocuk babasıydı. O
tabancasıyla intihar eden merhum Bahaettin Efendi’ye
üç gibi küçük bir oranına yer açtığı anlaşılacaktır
sırada ortalıkta ne hükümet ne devlet kalmıştı.
ait olup tarafımdan muhafaza edilmiştir.”
kitaplarında.
Aile sürünecekti. Hemen çeşitli kaynaklardan 5
İlhan Selçuk, babasının bu notu üzerine bir kez
Ne ki denemelerin hiçbirinde İlhan Selçuk’un,
bin lira toplanarak aileye verildi. Rahmi Bey’in
daha vurgular: “Ricatın kahrına mı dayanamamıştı
karşımıza kendini yineleyen yazılar çıkardığı
arkadaşlarından Topçu Yarbayı Emin Bey bir gün
Erkân-ı Harp Yüzbaşısı Bahaettin Efendi?..”
söylenemez bana göre.
bize geldi: ‘Bursa’da Rahmi Bey’in dul ailesine
(Cumhuriyet, 02.01.2003)
Denemelerin yazınsal değerine göz atalım kuş
münasip bir ev bulduklarını, bunun altı bin
Kuvayı Milliyeciler, kadına bakışlarıyla da
bakışı. Metnini yazınsal dille örüntülemeyi aksatmayan
liraya satın alınabileceğini, eğer beş bin liranın
farklıdırlar. Eşitlikçi tutumla yaklaşıp kadını
bir kalem İlhan Selçuk.
üstünü sağlayabilirsek iyi bir yardım olacağını’
yücelten, erkeğin yanında ona yer açıp değer
Bunlarda göze ilişen yazınsal evriliş, estetik kaygıya
söyledi. / Bekir Sami emretti, para verildi. Ne
veren Cumhuriyetin genel anlamda ilk erkek
dönük karınca sabrı didişme, biçemde, biçimde
var ki kumandan bu emri verirken: / - Şu Rahmi
topluluğu da denebilir onlar için.
güzele ulaşma, bir öncekinin üzerine çıkma çabası,
ne kıymetli adammış, öldükten sonra ailesini
Üstelik aşklarını bile yaşayamadan cephede
İlhan Selçuk’un düşünsel dünyası kadar yazınsal
düşünen dostlara sahipmiş; acaba biz öldüğümüz
öne atılmış gençlerdir onlar. Aşklarını neredeyse
yönelişindeki zor beğenirliğin de ipuçlarını veriyor.
zaman ne olacağız? / Ben o sırada kumandanı
yüreklerine gömüp, yurtlarının kurtuluşu, halkın
Bu bakımdan düşünsel bağlamda zehir
çok büyük ve kuvvetli görüyordum. / - Beyefendi
özgürlüğü için çalışırlar hep. Örneğin şu satırlar,
zemberek yazılar olmakla kalmıyor, estetik albeni
siz öldükten sonra yalnız arkadaşlarınız değil,
bize böyle bir kahramanı tanıtır:
de getiriyor bunlara.
tarih de görevini yapacak. / Kumandan güldü: / -
“Muzaffer hareket tarihinden bir hafta önce
Öte yandan denemelerin dilsel-anlatısal
Görürüz, demekle yetindi.” (II, s.157)
evlenmiş… Alay hareket emrini alınca kendisini
şölen niteliği sergilemesi bir yana anlamca
Nitekim, “9 Eylül 1934’te Bekir Sami öldüğü
İstanbul’da bırakmak istemişler. Yirmi dört yaşındaki
yoğunlukları, içkinlikleri üzerinde de sıkı sıkıya
zaman cebinde 9 lirası vardı(r).” (II, s. 157)
delikanlı arkadaşları harbe giderken evinde karısıyla
durmak gerekiyor ayrıca.
Şimdi görev sırası hepimizde… Yıllar önce
kalmayı aldığı terbiyeye sığdıramamış, alayıyla birlikte
Sorular dizmekte, bu sorularla okuru
İlhan Selçuk, yine bir “pencere”sinde, “İki varlık:
hareket etmiş… Muharebenin yoğun bir anında
kuşatmakta üzerine yok çünkü İlhan Selçuk’un.
/ İnsan.. / Ve doğa. // İnsan hem kendisini hem
Muzaffer gırtlağına rastlayan bir kurşunla vurulup
Bu yönde öne sürülen bireşim, sav, tanı, kanıt,
doğayı kurtaracak bir hakça düzen kurmak
düşüyor.” (I, 212, 213)
yanıt kadar bunların tümü, onun yazı bütünlüğü
zorunda…. / Olmak ya da olmamak sorunu
Kuvayı Milliyeciler, gönül zengini insanlar.
içinde hem kendileri olarak hem de biçimsel
bu!…” (Cumhuriyet, 26.11.1999) demişti.
Yüzbaşı Selâhattin de Nimet’le evlenmeye karar
yerleştiriliş bağlamında çok önemli.
“Cumhuriyet” bizim için, “Olmak ya da olmamak
verirken düşünür: “Bir subayın banka defteri Ayrıca çelişkilerle çatışkıları sanki bir örgünün
sorunu!” Yüzüncü Yılı bu sorunun eşiğinde karşılıyoruz.
hizmet cetvelidir.” (II, 137)
ipini çekercesine kolayca ortaya çıkarıp sergilemesi
Ricattaki Kuvvacı benzeri intihar etmeyeceksek,
Bu veriler, onların, yoksul bir derviş gibi onurlu de dikkat çekici.
Cumhuriyeti, Cumhuriyetin onurunu koruyup kollamak,
yaşamayı yeğlediklerini ele veriyor. Yoksulluk, Örneğin soytarı-dalkavuk, kabadayı-külhanbeyi vb.
onu yaşatmak görevimiz.
n
ölümlerinde bile kendini gösteriyor. Kaldı ki hep sözcük, deyiş arasındaki farkı koyarken, çelişkileri,
ölüme karşı karşıyalar. Bir varoluş savaşı değil mi çatışkıları da kılçıksız biçimde göz önüne sermesi www.sadikaslankara.com, her perşembe öy-
zaten onların kavgası? yazınsal hüner. kü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında güncel-
Bu doğrultuda önce kimdirler, necidirler, ne Zaten getirdiği bu açılımlar kadar sözcükleri lenerek sürüyor.
OSMAN SELİM KOCAHANOĞLU VE HÜSEYİN CAHİT YALÇIN’DAN
‘İTTİHATÇI LİDERLERİN GİZLİ MEKTUPLARI’
920-1921 yıllarında, yurtdışına kaçan İttihatçı önderlerin ken- Osman Selim Kocahanoğlu, Hüseyin Cahit Yalçın’ın kaleme aldık-
di aralarında ve Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaşmaları... İhti-
ları İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları (Pankuş Yayınları) adlı kitap-
1 ras, kıskançlık, pişmanlık, riyakârlık ve acı itiraflarla dolu satır-
ta mektubu bulunan veya kendine mektup yazılan kişiler: Mustafa Ke-
lar... Milli Mücadele’nin toz dumanı içinde yazılmış kurşun gibi ağır
mal Paşa, Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa, Dr. Nazım, Cavid Bey,
mektuplar...
İsmail Canbulat...
Talat Paşa’dan Mustafa Kemal Paşa’ya, Mustafa Kemal Paşa’dan
Ahmet Rıza Bey, Rauf Orbay, Galip Kemâli, Falih Rıfkı, Dr. Baha-
Talat Paşa’ya, Enver Paşa’dan Mustafa Kemal Paşa’ya, Musta-
ettin Şakir, Halil Paşa, Fethi Okyar, Cevat Abbas, Kara Kemal, Câmi
fa Kemal Paşa’dan Enver Paşa’ya, Cemal Paşa’dan Mustafa Kemal
Bey, Memduh Şevket, Dr. Rusuhi, Edip Servet, Erzurumlu Cafer,
Paşa’ya, Mustafa Kemal Paşa’dan Cemal Paşa’ya...
Hakkı Behiç, Hacı Adil Bey, Eyüp Sabri, Emanullah Han...
n
Meşrutiyet’in sönen, Cumhuriyet’in parlayan yıldızları son kozları-
nı bu mektuplarla oynamışlar ama tarihin ve kaderin hükmünü değiş- İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları / Osman Selim Kocahanoğ-
tirememişlerdir. lu, Hüseyin Cahit Yalçın / Pankuş Yayınları / 560 s. / 2023.
24 26 Ekim 2023