05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyetle doğan bir millet… İlhan Selçuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün katmanlarında bir yurtseverlik ölçeriydi, üstelik bunu, bu topraklarda yaşamanın şaşmaz ölçütlerinden biri yapmış, tüm yaşamına yaymıştı. Bu yüzden gerek kurum bağlamında gazeteyle gerekse bütün vatan sathıyla özdeşik ada dönüşmüş, yarattığı “İlhan Selçuk Yontusu”yla kendisinde bunun mührünü kazımıştı. umhuriyeti kuranların her biri, yurtları, bağımsızlıkları konusunda gözlerini karartmış birer Kuvayı Milliyeciydi C ilkönce, efsane kişiliklerdi. Cumhuriyet kurulmamıştı ama onlar adı sanıyla, düşünüşleri eylemleriyle yerleştirmişti bu ideali yüreklerine, bu yüzden biz- lerin yüreğindeki yerleri de sapasağlam sürer gider, sonradan sonraya vurulup tertemiz alınlarından, yanlarına düşen günü- müz Kuvvacılarıyla birlikte. İlhan Selçuk, Yüzbaşı Selahattin’in Romanı’nda (1973-75, Cumhuriyet Kitapları, I. ve II. Kitap, Alıntılar: Dokuzuncu Basım, 2002), bu Kuvvacılardan Yüzbaşı Selâhattin Yurtoğlu’nun anılarını işleyip roman örüntüsüyle bir yaşamöyküsü anlatısı ortaya koyuyor. Bunları İlhan Selçuk’a, kendisi de Kuvvacı oğul Dr. Cengiz Yurtoğlu aktarıyor. Ciltleri tutan anılardan İlhan Selçuk, “Yüzbaşı Selâhattin” adında kanlı canlı roman kahramanı yaratıp anı olgusunun yerine, görece bir roman kalıbı çıkarıyor denebilir gönül rahatlığıyla. Yapıtın tümünü değilse de bir bölümünü 1971’de, Maltepe Askeri Ceza ve Tutukevi’nde “belgeler ve notlarla koğuşta” yazıyor üstelik. (Cumhuriyet, 22.08.2000) Siz Cumhuriyeti, onun Kuvvacılarını yazılı tarih içinde nesnel olgulara bağlı ele alıp anlatmaya kalksanız da roman evreninin dramatik gerçekliği içinde yer açmaya yöneldiğinizde çok farklı etkilere yol açabiliyor. Fethi Naci’nin, yazın ortamında özlü deyişe dönüşen ünlü sözü anımsanabilir: “Cumhuriyetin gerçek tarihi, biliyorsunuz, şimdilik ancak romanlarda okunabiliyor.” Gelin yüz yıl önce bir büyük kavgaya girişen bu kahramanlara doğru kısa bir yolculuk yapalım birlikte. Özlemleri, edimleriyle, tutumları, kılgılarıyla insanı çok daha derinden tanıma olanağı bulabileceğimiz en iyi adres Fethi Naci’nin de vurguladığı üzere “roman” olacaktır çünkü. YÜZBAŞI SELÂHATTİN’İ ROMAN KİŞİSİ OLARAK OKUMAK… Zengin ayrıntı ağıyla işlenen kahramanlar, romanda bize bu savaşın ne anlama geldiğini, bunun arka alanını çarpıcı bir gerçeklik içinde aktarabiliyor. Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı, bir roman olarak kaleme alınmış değil, bu nedenle anı bağlamında düz bir akışla da okuyabilirsiniz, ne ki roman kişisi olarak Selâhattin’in dramatik örgülemeye dayalı bütünlemeyle yapılandırılan kurmaca dolantısı içinde algılanışı ister istemez heyecanlı bir izlemeye dönüşürken okuma edimi de bundan alabildiğine etkileniyor elbette. >> İlhan Selçuk’un, önsözde, “Yüzbaşının hayatı bir roman” 22 26 Ekim 2023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle