Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetle doğan bir millet…
İlhan Selçuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün katmanlarında bir yurtseverlik ölçeriydi, üstelik bunu, bu topraklarda
yaşamanın şaşmaz ölçütlerinden biri yapmış, tüm yaşamına yaymıştı. Bu yüzden gerek kurum bağlamında gazeteyle gerekse
bütün vatan sathıyla özdeşik ada dönüşmüş, yarattığı “İlhan Selçuk Yontusu”yla kendisinde bunun mührünü kazımıştı.
umhuriyeti kuranların her biri, yurtları, bağımsızlıkları
konusunda gözlerini karartmış birer Kuvayı Milliyeciydi
C ilkönce, efsane kişiliklerdi.
Cumhuriyet kurulmamıştı ama onlar adı sanıyla, düşünüşleri
eylemleriyle yerleştirmişti bu ideali yüreklerine, bu yüzden biz-
lerin yüreğindeki yerleri de sapasağlam sürer gider, sonradan
sonraya vurulup tertemiz alınlarından, yanlarına düşen günü-
müz Kuvvacılarıyla birlikte.
İlhan Selçuk, Yüzbaşı Selahattin’in Romanı’nda (1973-75,
Cumhuriyet Kitapları, I. ve II. Kitap, Alıntılar: Dokuzuncu Basım,
2002), bu Kuvvacılardan Yüzbaşı Selâhattin Yurtoğlu’nun
anılarını işleyip roman örüntüsüyle bir yaşamöyküsü anlatısı
ortaya koyuyor. Bunları İlhan Selçuk’a, kendisi de Kuvvacı oğul
Dr. Cengiz Yurtoğlu aktarıyor.
Ciltleri tutan anılardan İlhan Selçuk, “Yüzbaşı Selâhattin”
adında kanlı canlı roman kahramanı yaratıp anı olgusunun
yerine, görece bir roman kalıbı çıkarıyor denebilir gönül
rahatlığıyla. Yapıtın tümünü değilse de bir bölümünü 1971’de,
Maltepe Askeri Ceza ve Tutukevi’nde “belgeler ve notlarla
koğuşta” yazıyor üstelik. (Cumhuriyet, 22.08.2000)
Siz Cumhuriyeti, onun Kuvvacılarını yazılı tarih içinde nesnel
olgulara bağlı ele alıp anlatmaya kalksanız da roman evreninin
dramatik gerçekliği içinde yer açmaya yöneldiğinizde çok farklı
etkilere yol açabiliyor. Fethi Naci’nin, yazın ortamında özlü deyişe
dönüşen ünlü sözü anımsanabilir: “Cumhuriyetin gerçek tarihi,
biliyorsunuz, şimdilik ancak romanlarda okunabiliyor.”
Gelin yüz yıl önce bir büyük kavgaya girişen bu
kahramanlara doğru kısa bir yolculuk yapalım birlikte.
Özlemleri, edimleriyle, tutumları, kılgılarıyla insanı çok daha
derinden tanıma olanağı bulabileceğimiz en iyi adres Fethi
Naci’nin de vurguladığı üzere “roman” olacaktır çünkü.
YÜZBAŞI SELÂHATTİN’İ ROMAN KİŞİSİ
OLARAK OKUMAK…
Zengin ayrıntı ağıyla işlenen kahramanlar, romanda bize bu
savaşın ne anlama geldiğini, bunun arka alanını çarpıcı bir
gerçeklik içinde aktarabiliyor.
Yüzbaşı Selâhattin’in Romanı, bir roman olarak kaleme alınmış
değil, bu nedenle anı bağlamında düz bir akışla da okuyabilirsiniz,
ne ki roman kişisi olarak Selâhattin’in dramatik örgülemeye dayalı
bütünlemeyle yapılandırılan kurmaca dolantısı içinde algılanışı
ister istemez heyecanlı bir izlemeye dönüşürken okuma edimi
de bundan alabildiğine etkileniyor elbette.
>>
İlhan Selçuk’un, önsözde, “Yüzbaşının hayatı bir roman”
22 26 Ekim 2023