23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler de TİP, CHP ve TKP’nin politika ve manevralarında takip ettiği değişimler kadar DİSK’in bu siyasal kurumlardan ne kadar etkilendiğini de ortaya koyuyor; kurumlar kadar bireylerin rolüne, bireyler kadar politik süreçlerin belirleyiciliğine aynı şekilde önem veren bir bakış açısıyla kapsamlı bir tartışma sunuyor. Kar ve Kurt Efsaneleri / Tekin Sönmez / Nis Media / 256 s. “Yola çıkarken günlük güneşlik hava birden bozmuş, alaca bir gökyüzü gerilmişti boşluğa ve hedefine varması da neredeyse gerçekleşecekti ki ‘olan oldu’ diye yineledi. Atın kolanlarını gevşetti. Deneyime, alışkanlığa bağlı, görgüye dayalı bir ustalıkla soluk alıp vermeyi sürdürdü. Bodur çalılıkta atın karnına yakın kar arasında geçen bekleme ne denli sürecek diye düşünürken aç kurtların tipili havaları beklediğini de ustan çıkarmadı, eli tetikte gözleri kısık, çevreyi kolladı. Hançeri kemerine asılıydı.” Tekin Sönmez, Kar ve Kurt Efsaneleri’yle okurlarla buluştu. Öpüşmenin Bilimi / Sheril Kirshenbaum / Çeviren: Nazlı Küpeli / Alfa Yayınları / 200 s. İnsanlar öpüşen tek hayvan mı? İyi öpüşenler aynı zamanda iyi sevgili de olur mu ve bu kadar pahalı olan dudak parlatıcıları, verdiğiniz paraya gerçekten değer mi? Öpüşmenin Bilimi bu neredeyse evrensel olan deneyim hakkında her bir cinsiyetin öpüşme tercihlerinin çeşitlerinden ve öpüşmenin başının ortaçağda neden belaya girdiğine kadar bilmek istediğiniz her şeye açıklık getirmeyi amaçlıyor. Kirshenbaum beynimizin öpüşmeye nasıl tepki verdiğini değerlendirmek amacıyla kendi çalışmalarını yönetmek için laboratuvara bile girer ve sonuçlar hayli şaşırtıcı olur. Öpüşmenin Bilimi, tüm bu sorulara yanıtlar arıyor ve bütün bu süreçleri anlatıyor. Tarih Felsefesi / Kubilay Aysevener / Say Yayınları / 280 s. Tarih felsefesi deyince aklımıza ilkin, tarihsel sürecin gidişatını yöneten genel yasaları keşfetme ve tarihsel varlık alanına ilişkin kapsamlı bir bilgi oluşturma girişimi gelir. Bu tür bir düşünme çabası, Batı’da, on yedinci yüzyıldan başlayarak gelişim gösterir. Bu girişimin gerisinde, tarihsel olgulara dayanarak birtakım genellemeler yapma ve sonra da bu genellemeler üzerine kapsamlı açıklamalar getirme isteği vardı. Bu anlamıyla tarih felsefesi, tarihin kendisiyle birlikte gelişen bir alan olarak ortaya çıkar ve C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I tarihsel bilginin düzenlenmiş bir bilgi bütünü olarak kendini gösterdiği her yerde o da düzenli ve tanımlanmış bir bilgi bütünü olarak var olur. Bu kitap, bu tartışmaların bir serimlemesi ve eleştirisi niteliğinde. Annem Masume Hanım / Yayıma Hazırlayan: Leyla Batu Pekcan / Pan Yayıncılık / 190 s. Leyla Batu Pekcan, annesi Masume Hanım’ın günlüklerinden yola çıkarak hem annesini hem de onun anılarına paralel giden yerlerde kendi anılarını ve yaşamını Annem Masume Hanım isimli kitabında anlatıyor. Kitapta, Osmanlı’nın son günlerinden Cumhuriyet’e uzanan bir dönemin tanıklığı yer alıyor. Anafartalar: Ağustos Taarruzu / Stephen Chambers / Çeviren: İsmail Hakkı Yılmaz / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 354 s. 1915’in Mart ayında denizden geçmeye çalıştıkları Çanakkale Boğazı’ndan ağır hasarla geri çevrilen, Nisan ayında Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerine yaptıkları çıkarmalarda Gelibolu Yarımadası’nı ele geçirmeyi başaramayarak dar kıyıbaşlarına çakılıp kalan İtilaf Kuvvetleri, son bir gayretle Anafartalar’dan bir kez daha zorlamaya karar verir. Ancak Ağustos ayında yapılan bu taarruz, aynı şiddetle karşılık bularak başarısız olur ve Anafartalar Cephesi’nde yürütülen harekât, İngiliz ordusunun ibretlik muhabereleri arasında yerini alır. Kitap, Anafartalar Limanı’na yapılan çıkarmayla açılan Anafartalar Cephesi’nin hikâyesini ve Britanya kuvvetlerinin yenilgisini, onların gözünden anlatıyor. Aksi Gibi / Pınar Öğünç / İletişim Yayınları / 120 s. Semizotu salatasının içine düşen sinek, seninkilerin bildiği Şermin, soğuk ama girince alışılan deniz, her yerde kesilince çabuk gelen elektrik, TOKİ’den evler, son otobüsler, migreni tutanlar, zona olanlar. Köprüsü görünmeyen trafik, nar ekşisi, dut kurusu... Pınar Öğünç, hayatın mânâsızlığı içine mutluluk sahneleri koyma gayretlerini, nefes alır gibi işlenen küçük kötülükleri, istemeden yapılan küçük iyilikleri, yalnızlığın, tesellinin, tahammülün ve mırıl mırıl söylenen yalanların vesilelerini, teferruatları, boşlukları, saçma hararetleri, gergin ve gevşek karşılaşmaları, tuhaflıkların derinliğini, kısacık manzaraları anlatıyor. Yan yana ve apayrı. Aksi Gibi, beyhudenin, eksikliğin, çelişkilerin, sıkıntı yok diyebilmenin hikâyeleri. n 1303 5 Ş U B A T 2 0 1 5 n S A Y F A 2 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle