04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İstanbul’da. Oldukça yüklü bir miras. Fakat bu mirasın Feyyaz Ağabeye intikali konusunda bazı sorunlar vardısorunların ne olduğunu söylemeyeceğim. Bana bir gün dedi ki “Olur mu olmaz mı, miras bana kalır mı kalmaz mı? Birtakım engeller var,” vs. Ben de “İnşallah kalır abi,” falan deyince “Bak Hilmi Yavuz” dedi. Bu arada benim şiir kitabım olduğunu ve onu bastıramadığımı da biliyor. “Eğer bu miras bana kalırsa, senin bu kitabının yayınını ben üstleneceğim.” O kadar tekinsiz bir durumdu ki, mirasın ona intikal etmesi mucize olacaktı. Nitekim o mucize oldu sonunda. Feyyaz da tabi unutmadı bunu, benim hatırlatmama gerek kalmadan, ben Londra’dayken kitabı kendi kitaplarının da yayımlandığı Yeditepe Dergisi’nin sahibi o da rahmetli oldu.Hüsamettin Bozok’a gönderdi. Ve bin beş yüz lira da para gönderdi. İlk kitabım öyle çıkmıştı. Yani benim paramla değil, rahmetli Feyyaz Kayacan’ın katkılarıyla… (Yazar/şair Feyyaz Kayacan (19191993) Londra’da yaşardı, belki de bu yüzden ülkesinde hak ettiği ilgiyi göremedi. O Londra’daki Türkler ve hatta İngiliz dostları için bir iyilik meleğiydi. Şimdi onun yerinde, Moris Farhi (doğ.1935) var!) 3518 Londra’daki bir sahafta (yaşasın “abebooks.com”) Moris Farhi’nin hem de imzalı ilk iki romanını buldum: “The Pleasure Of Your Death” (1972) ve “The Last Of Days” (1983). İlk romanındaki tanıtım notundan, onun bir oyununun (“From The Ashes Of Thebes”) Londra’daki Mercury Theatre’da sahneye konduğunu ve bir ay süreyle oynandığını öğreniyoruz. Edebiyat tarihçilerimize arz olunur. manca entelektüel diyalog için uygun bir dil değildi, çünkü fiil cümlenin sonunda yer alırdı ve onu duyabilmek için cümlenin sonunun gelmesi beklenmeliydi.” 3522 Suriye nüfusunun yüzde beşi ülkemize sığındıktan sonra kentte insan manzaramız da değişti; İstiklal Caddesi dilenci istilası altında. Gümüşsuyu’ndaki okumayazma evimin önündeki parkın cephesine zaman zaman aile boyu dilenciler sıralanır; sevimli, küçük çocuklar ön planda kurban ararlar. 19.11.14 günü dışarıda bir gürültü koptu, dilenciler çete halinde ricat ediyorlardı. (Oysa görünürde zabıta yoktu.) Yaşlı kadınların koşu temposundan antrenmanlı oldukları anlaşılıyordu, herkes başının çaresine düşmüştü. Dört veya beş yaşındaki o sevimli oğlan çocuğu en sondaydı, ayağı çıplaktı, koşarken ağlıyordu, gözlerindeki korku ifadesini asla unutamam. Birkaç dakika sonra çete döndü, eski yerlerinde konuşlandılar. Küçük oğlan çocuğu neşe içinde, betonda yarım taklalar atıyordu. Aklıma, “İvan Denisoviç’in Yaşamında Bir Gün” romanı geldi. 3523 Şiir, Şair: “Gerçek şair şiirsel olmaya çalışmaz, bir bahçıvanın güllerini koklamaması gibi.” Jean Cocteau “Şiirin ana fikri doğru tahmin etmektir, çocukların yaptığı gibi.” G.K. Chesterton “Kaygı ile teknik buluşunca oluşana şiir denir.” Lawrence Durrell “Solucanlardan ipek giysi üretene şair denir.” Wallace Stevens 3519 Mithat Sadullah 3524 James Laughlin Sander (18921961), 1941 (19141997) Amerikalı ürünü “Lügatçeli ve İzahlı varsıl bir aileden geliyor, Antoloji, Kitap:1”ini, sabit şair olmak istiyordu. Ezra kalemle 19.3.1941’de: Pound ona şiiri bırakma“Cümhuriyet Kiz Lisesi sını, bir yayınevi kurmasını Müdürü Bay Câfer’e derin önerdi. O, şiirden vazgeçhürmetlerimle” diyerek medi ama 1936’da New imzalamış. Directions’ı kurdu. New Sander, yazar ve eğitDirections nitelikli, öncü bir mendi. Türkiye’de Avrupa yayınevi oldu, bu konumutarzında okul kitabı yazan Mithat Sadullah Sander nu koruyor. ilk kişi olarak bilinir. Yüze Laughlin’in yayınevinde yakın ders ve alfabe kitabı güvendiği iki yardımcısı olyazdı. Anısına saygıyla… muştu: Delmore Schwartz (19131966) ve (Tükenmez kalem hayatımıza girmeHayden Carruth (19212008). Bu üç elzem den, kurşun kalemin bir üst sınıfı sayılan kişinin iki ortak özelliği vardı; şairdiler ve “sabit kalem” vardı, silgiyle silinmezdi. tehlikeli ruhsal bunalımları vardı… Bu yüzden sabit kalemle yazılan dilek“Ölümden korkuyorum, çünkü Dante çeler kabul edilirdi. Ucu yaz(a)maz ducehennemde kitabın varlığından bahsetruma gelince, tükürükle destek verilirdi. memişti.” “Kopya kalemi” diye de bilinirdi. Onurlu, James Laughlin yokluk yıllarıydı.) 3520 “Kazan Türkçesinde Atasözleri ve Deyimler” – Abdullah B. Taymas: Dus ikiz, duşman sigiz. (Dost iki, düşman sekiz.) Künil ni Hemi: yazık yibermiy. (Gönül ne istemez, ama günah bırakmıyor.) Kazakda eyren küp, Urısta beyrem küp. (Kazak halkında ayran çok, Ruslarda bayram çok.) 3521 Germaine de Stael (17661817) aykırı bir Fransız yazardı. Ona göre, “AlC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 3525 Önemli koleksiyoner ve ressam dostum Ahmet Merey bana anlamlı bir yılbaşı armağanı verdi; kendi yaptığı ve içinde S harfi şeklinde bir patika bulunan güzel bir dağ tablosu…Ona bakarken Hasan Dağı’nda yükseklik korkusuna kapılan roman kahramanım Alp’i (Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme) ve Nemrut Dağı’ndan inerken yükseklik korkusuna kapılan zavallı Selçuk Altun’u anımsadım. Tablo, okumayazma evimin stratejik bir noktasına yerleşti ve birlikte teşekkür etmek için, Ahmet’in ziyaretini beklemeye koyulduk… n 1303 5 Ş U B A T 2 0 1 5 n S A Y F A 1 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle