Katalog

VİTRİNDEKİLER ? Birgi’ye Bakmak/ Emin Başaranbilek/ Kendi Yayını/ 74 s. (İletişim: [email protected]) Şair, naif ressam ve arkeolog Emin Başaranbilek, uzun yıllar İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcılığı yaptı. Başaranbilek, Aydınoğulları’nın başkenti Birgi’yi anlattığı kitabı Birgi’ye Bakmak’ta burasıyla ilgili izlenimlerini aktarıyor. Kendi çizdiği on altı adet karakalem resme de yer veren Başaranbilek’in kitabı şiir gibi bir düzyazı. Cecile/ Raşel Rakella Asal/ Kafekültür Yayıncılık/ 280 s. “Cecile”, 19391943 arasında Varşova’da yaşamış Yahudi bir genç kızın ağzından anlatılıyor. Roman Cecile’in savaş sonrası göç etmek zorunda kaldığı İsrail’den 1986’da Varşova’ya gelişi ile çocukluğunu, gençliğini anımsaması ile başlıyor. Raşel Rakella Asal Holokost’u değişik bir bakış açısından ele alıyor. Holokost deyince akla hep kamplar gelir ki kamp dönemi Holokost’un son aşamasıdır. Oysa yazar, o dönemde Varşova Yahudilerinin yaşamlarının nasıl yavaş yavaş değiştiğini, nasıl Varşova gettosunun oluşturulduğunu ve insanların o getto duvarları arasında neleri yaşadıklarını anlatıyor. Okudukça insanların lağımlarda, tuvaletlerde, ahırlarda ve açık alanlarda hangi koşullarda yaşadıklarını, kimi Yahudilerin nasıl partizanlara katıldıklarını ve en önemlisi hayatta kalabilmek için ne tür zorluklardan geçtiklerini algılıyorsunuz. Bu açıdan bakıldığında “Cecile” romanı Varşova gettosundaki Yahudi yaşamının romanı. Şimdi ve Burada/ Paul Auster, J. M. Coetzee/ Çeviren: Seçkin Selvi/ Can Yayınları/ 266 s. Okyanus aşırı ülkelerde yaşayan çağımızın iki büyük yazarı, Paul Auster ile J.M. Coetzee, yazışmalarından bir kitap yaptılar. Auster ve Coetzee’nin iki yılı aşkın bir süre boyunca Amerika ile Avustralya arasında gidip gelen mektupları, sanattan siyasete, spordan savaşlara, ekonomiden insan ilişkilerine kadar iki yazarın pek çok konudaki duygularını, düşüncelerini, gözlemlerini ve çok ilginç saptamalarını içeriyor. Bu mektuplar ayrıca, sadece iki romancının düşünce dünyasını ve çağımıza tanıklıklarını değil, aralarındaki insan sıcağını da aktarıyor. Kış Masalları/ Murat Atabarut/ Altın Kitaplar/ 312 s. Pek çok gizemli masal Kafdağı’nın ardında başlar ve kim bilir nerede son bulur? Orası, gerçekle hayalin, umutla çaresizliğin, aşkla nefretin, kavgayla sükunetin bir arada harmanlandığı gerçeküstü bir diyardır. Bizim masalımız Kafdağı’nın kıyısında başlayan yüzlerce yıl sürecek bir lanetin kadere karşı çaresiz kıldığı âşıkların izini sürüyor ve artık öğreniyoruz ki, Kafdağı’nın eteklerinde alınan nefeslerin, çarpan kalplerin, dökülen gözyaşlarının bir farkı yoktur Uludağ’ın kıyısındakilerden... Mehmet’in kalbi de tıpkı büyük atası Rostom gibi ancak aşkıyla dolu olduğunda çarpabiliyor. Bu masalda bazen keskin gerçeklerle baş edemeyecek kadar naif, derin, duyarlı hatta bazen de hayata karşı savunmasız insanlarla tanışıyoruz. Yıllar ve yıllar süren hayatlarda herkesin anlattığı masallar vardır elbet ama Kış Masalları onu okuyan ve dinleyen herkesin kalbinin bir köşesinde iz bırakacak, bildiğimiz tüm kadim hikâyeleri hafızalarda tazeleyecek, gizemli ve olağanüstü öyküsüyle ruhlarımıza nüfuz edecek. Romy Schneider: Aktrisin İkili Hayatı/ Bernard Pascuito/ Çeviren: İsmail Yerguz/ Agora Kitaplığı/ 224 s. Yirminci yüzyılın efsanevi oyuncularından Romy Schneider’in bu biyografisi, oyuncunun henüz on beş yaşında Sissi karakteriyle tanınmış bir oyuncu olarak sinemaya adımını atışından, kırklı yaşlarının başında erken ölümüne kadarki sinema serüvenini, aşklarını, umutsuz aile saadeti arayışını ve oğlunun ölümünü kaybedişiyle hayata küskünlüğünü anlatıyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1198 31 OCAK 2013 ? SAYFA 25