Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş 939’da Kent’te doğdu. Bir süre William Hickey adıyla İngiliz ulusal gazetelerinde köşe yazıları yazdıktan sonra, Cambridge demiryolu istasyonunda postacı ve mektup taşıyıcısı olarak çalıştı; Hindistan’a, Hellenizm yoluyla yapılabilecek en yaratıcı İngiliz yaklaşımlarını anlatan, India and the Romantic Imagination (OUP, 1986) adlı kitabı yazdı. Bir süre Şanghay Üniversitesi’nde İngilizce okutmanlık yaptı. İlk seçkisi The Lesser Vehicle, deli dolu, mizah ile felsefenin zen tarzı karışımından ötürü oldukça övüldü: Peter Porter Observer’da “Güler yüzlü, ama özlü mistisizm parçaları. Drew havaya yükselirken ayakları yere basar” diye yazdı. iir Atlası CEVAT ÇAPAN John DREW/ Şiirler/ Çeviren: Nice DAMAR 1 ‘Yüreğimde benimkinden daha mükemmel bir anne yok’ Anlamak için. O hep öyle anlayışlı Öyle sevgi doluydu ki bana. Yüreğimde Olabildiğince kusursuzdu o. Ailesine sevgisi Koşulsuz ve güçlüydü. Birçok yıl aradım Onun gibi birini bulmak için. Birini buldum Karım. Yüreğimde Bir parçamdı o benim. Hiç kimseyi incitmedi ya da Kötülük yapmadı bilerek. Sabır doluydu, Sevgiyle dolu bağlılık doluydu annem. Yüreğimde görüyorum meleklerin sevincini. Şimdi onların yanında onlarla birlikte o. Tanrı kutsasın ve korusun onu Ben orada ona katılana dek. Oğlun bakacak çocuklarımıza Torunlarımıza ve torunlarımızın çocuklarına. O çok keyiflenirdi onlarla İlgilenmekten. Kutsayın onu Çünkü o benim aşkım. Yaşa baba! *** AŞKIMA Söz veren. Şükrediyorum hâlâ özgür uçuşumuza, Bülbülüm. Ama duraksama soluk almak için, Aşağıya bakma. Yeryüzü hep kapalı. Kafesler ve yalnız bir ölüm bekliyor bizi. *** OLUMSUZ YETENEK Bir bülbül Olamaz dediler. O bir kara tavuk dediler Ya da gördüğüm bir ardıç kuşuydu Sokak lambasının üstünde şarkı söyleyen Noel arifesine karanlık çökerken. Nasıl istenirse öyle çağır onu Dinledim şarkısını tüm gece, Yoktu başka bir kişi yanımda. Böyle şarkı söyleyebilseydim Ne gereksinimim olurdu bir ada. Ne de beni dinleyecek birine. *** YÜREĞİMDE Yüreğimde benimkinden daha mükemmel Bir anne yok. Biri araştırabilir Dünyayı baştan başa daha iyisinin olmadığını Gel benimle yaşa ve aşkım ol, Ve kanıtla bana o zevklerin gerçek olduğunu, O vadiler, korular, tepeler ve tarlaların, Ağaçlıklar ya da sarp dağların boyun eğdiği. Ve otururken altında neon güneşinin, Bakarken alkolik serserilerin dalgalanışına, Solmuş reklam harikalarının, Aşağıların serseri gürültüsü içinden. Bana gülden yataklar serebilirsin Ve bin bir sevecen duruş, Söylenmemiş aşk ve özveriyle Hassas özenle başarılmış. Göstererek bana o harikaları Yüreğimin yine de dayanacak, Koruyarak sırlarını tatlı arzunun, Sevgi ile güzelliğin; gerçek duyguların. Çiçekler ve yakut goncalar diyarı, Sığ dereler ve altından güneşlerle birlikte; Ve kanıtlayabilirsen bana bu zevkleri, Gel benimle yaşa ve aşkım ol. Dehşet kalkacak ve korkular bitecek, Güneş dans edecek ve gökler çınlayacak Bu sevinçleri yaratabilirsen O zaman benimle yaşa ve aşkım ol. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1198 FELSEFEYE GİRİŞ Bir felsefeciydi Bower. Kahkahadan Kırılırdı gözlerimizin önünde tebeşir, sandalyeler ve masayı Yok ederken. Bu hep böyle Olmadı. Oynamadığımız günler de vardı, Tebeşirin beyaz, sandalyelerin kahverengi, Masanın sağlam kaldığı ve Bower’ın şeytani kahkahasının Deliliğinin bir işareti olduğu. Flütçü “Doktor” Blake Ve Kore’de savaşmış Ford onu ciddiye almamış olsalardı Geri kalanımız da almazdı. Bu durumda, bizden sonra odayı kullananlar da Terk ettiğimizde bizim tuhaflığımızın ayırdına varırdılar. Bir hafta orada olmadığımızı görmek için geldiler. Ne sandalyeler, tebeşir ve masa ne de Oda oradaydı. Eşyalarını yanında götürerek, Sonunda Bower numarasını yapmıştı. Bu bizi de kapsıyordu. Şimdi beni dinleyin. Çok yakından bakın bana. Bower’ın şeytani kahkahasının bir yankısıyım ben. *** DAHA KÜÇÜK TAŞIT Buda’yı eve getirmek Zordur. Çok ağır Geliyor. Çok para ödedim. Duyuyorum bunun akıllıca Olup olmadığı sorusunu Ortaya atışınızı. Sormayın bunu. Bisikletim yalpalıyor Ve Buda sepetinde onun. İKBAL’İN ŞİİRİ, MAYIS 1973 Bahçede İkbal ve ben Öldürecek miyim onu, Öldürecek miyim sineği? Hayır, derim, Öldürmeyin sineği, O arkadaşım mı benim, Arkadaşım sinek mi? Bahçede Bitki dikerken, Öldürecek miyim onu, Öldürecek miyim karıncayı? Yapacak mısın, yapmayacak mısın? Hayır, yapmayacaksın. O benim arkadaşım mı, SAYFA 20 ? 31 OCAK 2013 Arkadaşım karınca mı? *** BÜLBÜL ŞİİRİ Övmüyorum bu sesin güzelliğini İmgelemimin üstünde kuş gibi hep yükselen; Şükretmiyorum ay’ın o berrak gecelerine Kanatlı gövdelerin ruhların hapishanesi olmayacağına