Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y eçen eylül ayının 5’iyle 14’ü arasında, Ege sularına bakan Cunda’da gözlerden uzak, ama hummalı bir çeviri etkinliği vardı. 2005’te Prof. Dr. Saliha Paker’in öncülüğünde kurulan Uluslararası Türk Edebiyatı Çevirmenleri Cunda Atölyesi (TEÇCA) yedinci kez toplanmıştı. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Paker’in yanı sıra Mel Kenne, Prof. Dr. Şehnaz Tahir Gürçağlar, Amy Spangler ve Yrd. Doç. Cemal Demircioğlu’dan oluşan bir yürütme kurulunca yönetilen TEÇCA, Türkçe edebiyat yapıtlarının İngilizceye çevrilmesi ve yayımlanmasını destekleyen etkinlikler gerçekleştiriyordu. TEÇCA, bu yıl, Gülten Akın’ın şiirlerinin çevirilerinden bir seçkiyle açıldı; katılımcıların, Mine Söğüt’ün öykülerinden yaptıkları İngilizce çeviriler üstüne çalışmalarla sona erdi. Saliha Paker, TEÇCA’nın doğuşu, amaçları, çalışmaları ve Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatı ile İlgili Eserlerin Türkçe Dışındaki Dillerde Yayımlanmasına Destek Projesi TEDA’yla ilgili sorularımızı yanıtladı. TEÇCA’nın kuruluş öyküsünü anlatır mısınız? 1980’lerde Londra’da bulunduğum yıllarda, SOAS’taki öğrenciler ve hocaları Yaşar Kemal’in eserlerinden başka şehir romanlarının da çevirilerine ihtiyaç duyduklarını dile getiriyorlardı. Türkçe edebiyattan İngilizceye çeviri yolunu 1960’tan beri Yaşar Kemal ile Thilda Kemal açmışlardı zaten. Şiir çevirileri ise, usul usul da olsa hep devam etmiştir. 1980’lerde bir canlanma beklendiğini sezmiştim ancak Türkçeden roman çeviren pek azdı, çevirmene, yayıncıya mali destek sağlayacak bir kurum, kuruluş da yoktu. Türk edebiyatının Londra’daki en önemli temsilcisi değerli çevirmen Nermin Menemencioğlu ile buluşmalarımızda da bu sıkıntılardan söz ederdik. Latife Tekin’in Berci Kristin Çöp Masalları’nı Ruth Christie ile birlikte çevirdikten sonra Londra’da yayıncı arayışına girmiştim. Kitaba büyük ilgi duydukları halde birçok önemli yayıncı, çevirmene ya da yayına mali destek olmadan “risk”e atılmak istemediklerini belirtiyorlardı. Uzun süren çabalardan sonra kitap Marion Boyars tarafından yayınlanabildi ve İngiltere’de, Amerika’da büyük ilgi topladı ancak çevirmenlere hak ettikleri ödeme yapılamadı. Ne var ki o yayıncıçevirmen ilişkisi Tekin’den başka çevirlerle 2000’lerde devam etti, bunu da önemli bir kazanç saymak gerekir. 1980’lerde Londra’da kur eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Saliha Paker, TEÇCA’nın kuruluşunu, etkinliklerini ve hedeflerini anlattı Cunda’da bir çeviri atölyesi G duğum ilişkilere, 1990’larda, İstanbul’a döndükten sonra burada yaşayan Amerikalı şair ve çevirmenler de katılınca, TEÇCA gibi çiftdilli bir edebiyat ortamının, çekirdeği oluşmuş oldu. Tabii, 2005 yılında TEDA kurulmasaydı, projem herhalde daha uzunca bir süre hayal olarak kalırdı. 2006’da Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle kurulan TEÇCA’nın ilk toplantısına aralarında şairlerin de bulunduğu Britanyalı, Amerikalı ve Türk çevirmenlerin yanı sıra seçkin şair ve yazarlarımızdan bazıları davet edildi. Eski ve yeni katılımcılarla bugüne kadar aynı çeşitliliği ve düzeni korumaya çalıştık. TEÇCA’nın hedefleri için neler söylersiniz? Ana hedefimiz Türkiye içinde ve dışında Türkçeden İngilizceye çalışan nitelikli edebiyat çevirmenlerinin çoğalmasına ve modern/çağdaş Türkçe şiir ve kurmacanın İngilizce konuşulan topluluklara titiz bir biçimde aktarılmasına yardımcı olmak. Bu hedefe ulaşmak için ortak bir çalışma ortamında genç/yeni çevirmenlerin deneyim alanını genişletmeye ve zenginleştirmeye, her yıl davet ettiğimiz şair ve öykü/roman yazarlarımızla tanışmalarını ve metinler üzerinde birlikte çalışmalarını sağlamaya, tüm verimli çevirmenlerimizin yayınlarla görünür kılınmasına çaba gösteriyoruz. Peki, TEÇCA Türk edebiyatının İngilizceye çevrilmesi ve yayımlanmasına bugüne dek ne gibi katkılarda bulundu? Çevirilerin yayına dönüştürülmesinde bize yürütme kurulumuzun üyelerinden Mel Kenne ve Amy Spangler’in yardımı büyük. LAF (Literature Across Frontiers) ile 2008’de başlayan ortaklığımız sayesinde TEÇCA’da çevrilen bazı öykü ve şiirler online “Transcript”te çıktı. Ayrıca Mel Kenne’den başka Sidney Wade ve Kurt Heinzelman gibi Amerikalı şairçevirmenlerimizin girişimleriyle ABD’de dergilerde birçok şiir çevirisi yayımlandı. Birkaç ay önce Milet’in Londra’da yayımladığı, Hande Öğüt’ün derlediği “Istanbul in Women’s Short Stories”in çevirisinde katılımcılarımızın önemli bir payı bulunuyor. Kurt Heinzelman’ın editörlüğünde yakında yayımlanacak olan “Texas Studies in Literature and Language”in ve Bronwyn Mills’in “Absinthe” dergisinin 2013’te çıkacak olan Türk edebiyatı özel sayılarında yine pek çok katılımcımızın şiir ve kurmaca çevirileri var. 2013 baharında Talisman House’tan, TEÇCA ortak çevirilerinin çoğunlukta oldugu, Mel Kenne ile birlikte hazırladığımız, Gülten Akın’ın değerli eserlerinden bir seçkinin çıkmasını bekliyoruz. TEÇCA’daki ortak çeviri çalışmaları, çeviri üstüne söyleşiler ve okumalar, yeni bir çevirmen kuşağının yetişmesine katkıda bulundu mu? Türkçeİngilizce edebiyat çevirisi alanında bazı olumlu dinamiklere katkımızın olduğunu düşünüyorum, ama yeni bir çevirmen kuşağının yetişmesi tabii ki epey zaman alan bir süreç. Ortak çeviri çalışmalarının, tartışmalarının, çevirmenlerin farklı şairlerle ve kurmaca yazarlarıyla tanışmasının, onları ve eserlerini daha yakından tanımasının, diğer çevirmenlerin görüşlerine, eleştirilerine açık olmasının fevkalade yararlı olduğundan sanırım hiçbirimizin şüphesi yok. Ancak, gördüğüm kadarıyla, yeni bir kuşağın yetişmesinde TECÇA’nın yanında, dışında pek çok başka girişimin de rolü olmaktadır. Tarihsel bir bağlam içinde dinamikleri okuyabilmek için o kültürlerarası girişimleri de “yetişme” sürecine katmak gerekiyor. En başta çevirmenlere destek veren TEDA projesi, kitap çevirmenlerini aktif özneler olarak temsil eden ÇEVBİR ağı, periferide kalan edebiyatları ve çevirmenlerini öne çıkaran LAF, Kültür Bakanlığı’nın yayıncılarımızın işbirliğiyle eskiye göre bambaşka bir enerjiyle gerçekleştirmekte olduğu uluslararası kitap fuarları, yine eskiye göre çok daha aktif bir rol üstlenen edebiyat ajanslarımız. Yakından baktığınız zaman 2000’lerden beri eyleme geçen bütün bu kuruluşların, yenilik diyebileceğimiz etkenlerin, birbirleriyle ilintili olduğunu, edebiyat çevirmenlerinin “yetişme” sürecini olumlu biçimde etkilediğini düşünüyorum. Uzunca bir süredir yürütülen TEDA projesi Türk yazarların yabancı dillere çevrilmesinde yararlı oldu mu sizce? Eksikleri var mı? Nasıl yararlı olmaz ki! TEDA kurulalı daha 7 yıl oldu, kurumsal açıdan hiç uzun bir süre değil ama 2005 öncesiyle karşılaştırılınca, çevrilen eserlerin ve erek dillerin sayıca ne kadar arttığını görüyorsunuz. Ama tabii, her şeyi sayılarla ölçmemek gerekir. Bence en önemli olan, değerli bir eserin, yazarın/şairin üslubuna uygun ve hünerli bir biçimde çevrilerek yabancı okurun ilgisini zevk vererek çekebilmek. Bu nedenle kimin neyi nasıl çevirdiği de önemli. TEDA’ya sunulan örnek çeviriler, çok bilinen ya da az bilinen dünya dillerinden olsun, bu açıdan ayrı bir anlam taşır. Bu meseleye gösterilen titizliğin de vakit kaybı sayılmadığını düşünüyorum. Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması, yabancı yayıncıların Türk edebiyatına ilgi duymasında etkili oldu mu? Olmaması mümkün değil. Hem yayıncıların hem okurların “Türk edebiyatında başka ne var?” merakını uyandırdı. Tabii bunda Orhan Pamuk’un eserlerini okutan tüm dünya çevirmenlerinin payı çok büyük. Sanıyorum, TEÇCA’daki çeviri çalışmalarından örnekleri içeren bir öykü seçkisi önümüzdeki dönemde Britanya’da Milet tarafından yayımlanacak. Bu kitap hakkında biraz bilgi verir misiniz? Kitabımız kuruluşundan bu yıla kadar TEÇCA’da üretilen çevirilerden bir seçki olacak. Atölyemiz yılda on gün toplanabiliyor ancak bazı ortaklıklarımız yıl boyunca sürüyor, böylece yayın amaçlı üretimimiz artıyor. Kitabımızda TEÇCA’ya davet edilen tüm şair ve yazarlarımızın ve çevirmenlerimizin ürünlerinden örnekler bulunacak. Güzel bir edebiyat kitabı olmasına çalışıyoruz. Umarız 2013 Londra Kitap Fuarı’na yetişir. ? Bu yılki TEÇCA çalışmalarında, katılımcılar, Mine Söğüt’ün öykülerinin çevrilmesinde yoğunlaştılar. SAYFA 6 ? 18 EKİM 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1183