Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA lışkan, “100 Yılla Yüzleşme Anlaşılır Tarih Dizisi”nden yayımlanan ilk iki kitabı “100 Yılın Rövanşı” ve “100 Yılın Darbesi”nde tarihin bu kritik dönemlerini büyüteç altına alıyor. Kerem Çalışkan ile “100 Yılla Yüzleşme Anlaşılır Tarih Dizisi”ni konuştuk. İnsana dair hiçbir şeyin yaşama dünyasının dışında tutulamayacağını savunan; hermeneutiğin ve tin bilimleri bilgi kuramının büyük filozofu olarak bilinen Wilhelm Dilthey’in dört yazısından oluşan “Hermeneutik ve Tin Bilimleri”, aynı zamanda Dilthey’den Türkçe’de kitap olarak yayımlanan ilk çeviri olma niteliği de taşıyor. Kitabı Şehriban Cenan değerlendirdi. Orhan Kemal ile yapılmış söyleşiler, yapıtları hakkında kaleme alınmış eleştiri yazıları ve ölümsüz anıları “Zamana Karşı Orhan Kemal” adlı bir kitapta derlendi. Oğul Işık Öğütçü tarafından hazırlanan ve “Zamana Karşı” adını taşıyan kitapta yer alan eleştiri yazılarının ilki 1949, en yenisi ise Eylül 1970’e tarihleniyor. İçlerinde Orhan Kemal’i değerlendirmenin yanı sıra ciddi ciddi yerin dibine batıran, düpedüz kötüleyenler de var... Bu noktada bireyin gerçek mutsuzluk ya da mutluluğunun, içinde yaşadığı toplum düzeninden gelebileceğine inanan, her türlü insanı ve sosyal sınıfı yazan, kendisi de ekmeğinin peşinde mücadele vermiş bir emekçi olan Orhan Kemal’i yazarken sadece üstadı kutsayan bir çalışma olsun istememiş Oğul Öğütçü. Sert eleştirileri nedeniyle kimseyi bertaraf etmemiş. Öğütçü’nün, tüm çalışmalarında olduğu gibi bu çalışmasında da amaçladığı Orhan Kemal’in düşünceleri üzerinden insanlığın faydalanabileceği olumlu mesajlar iletmek. Oğul Işık Öğütçü ile Zamana Karşı Orhan Kemal kitabı üzerine söyleştik. Bol kitaplı günler... Gazeteciyazar Kerem Ça P B irçok yapıtın yanından geçiyoruz. Şu yaşta, benim kadar takipçi olunmasın, faltaşı bakmama karşın farkındayım: Evrensel kitaplığın, müzenin, diskoteğin içinde bekleyen çok sayıda bana göre yapıtı ıskalamış biri olarak çekip gideceğim buradan. Çaresi vardır da ben bulamamış değilim, çaresi yoktur: Kimse her şeye yetişemez, hele merak alanını yolda iyice genişletmeyi seçmişse. Durumun kaçınılmazlığını göreli yıllar oldu. Bilmem nedeniyle bir tür telaşa kapılma duygusu boy attı mı içimde, açıkçası sanmıyorum, gecikmeden kabullendiydim: Erişebileceklerime erişecektim sonuçta, bundan ağır bir ukte yükü peydahlamadım. Gene de, durum oyalar zihnimi; söz konusu koşulu tartarım arada bir; rastlaşmalar, terazi yoklamalarına sürükler beni. Aynı ana denk gelen çifte karşılaşma tetikliyor işte şu içbükeyi: Dün, 7 Ocak 2012, 16.00 seansında Tarkovski’nin Nostalgia’sının gösterildiğini öğrenince, içimden geldi: 27 yıl önce izlediğim ve etkilendiğim bir filme yeniden dönmek istedim, Rue Cujas’taki Accatone sinemasına gittim. ‘Sinema ve Deneme’ zincirinin bir parçasıdır o eski salon, her seansına sıkı bir yapıt koyar, ufak bir sinamatek gibi çalışır geçen yıl Pasolini ve Ayzenştayn izlemek için oradaydım. Filmin başlamasına yaklaşık çeyrek saat vardı, girişteki vitrinlere yerleştirilmiş, gösterimdeki öteki filimlerle ilgili bilgilendirme panolarına bakarken, bir tanesi aradan sıyrıldı: Hrabal’ın aynı adlı romanından hareketle 1995’te gerçekleştirilmiş, yapımcının kör inadı nedeniyle 2010’a dek izleyici karşısına çıkamamış bir filim: Çok Gürültülü Bir Yalnızlık. Ben ki her şeyin listesini tutmaktan alıkoyamam kendimi, 19701975 arası bir “okuma listesi defterim” vardı, gerisini getirmediğim için hayıflanıyorum. Benjamin’in çeyrek yüzyıl boyunca tuttuğu çeteleye göz atıldığında, yaklaşık ervasız Pertavsız ENİS BATUR Gecikmek, ıskalamak (I) TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr 1500 kitaplık bir bütünlükle karşılar: Kaç kitap okumuş olabilirim, bilmiyorum. Bütün bildiğim, kütüphanelerin ve büyük kitabevlerinin raflarında, ezici çoğunluğunu okumadığım, okuyamayacağım yapıtların beklediği. Son, geçen yaz, yıllar yılı raf tararken adının önünden duraksamadan geçmekle yetindiğim bir yazara, Paul Nizon’a sokulma hamlemden söz ederken konuya değinmiştim. Hrabal, adına nicedir âşina olduğum, tek satırını okumadığım sayısız yazardan biri; bugüne dek, hiçbir kitabını elime almadımsa tek bir nedenim var(dı). Yolumun yapıtına çıkmasına yol açacak bir kıvılcım doğmamış, bir eksen kesişmesi gerçekleşmemişti. Bir yapıta, çoğu zaman bir başka yapıttan geçeriz. Benim açımdan en taze örnek, Carlo Ossola’nın küçük kitabı En Pure Perte: Dag Hammarstejöld’ün günlüğüne, Charles de Foucauld’nun Ouvres Sprituelles’ine uzanmamı sağladı o Collège de France ders metni. Sıkça rastladığımız durum, bir yazarın sizi tanışmadığınız yapıtlara kışkırtması, sevk etmesi. Hrabal’ın Çok Gürültülü Bir Yalnızlık başlıklı romanının tam benlik bir yapıt olduğu izlenimine kapıldım dün; ilk fırsatta edineceğim onu, denk getirebilir sem filmi de izlemek istiyorum ayrıca. Görevi ıskartaya ayrılmış kitapları hamura dönüştürmek olan, onları yok etmeden önce okumadan edemeyen, durmadan okuyan ve içen yapayalnız bir ‘terminator’un öyküsü. Aradığımı bulamayabilir, düş kırıklığına uğrayabilirim; bu olasılık her deneyim için geçerlidir. Karşıt yönde bir sonuç elde edileceği umudu, iyimserliği, beklentisi içinde bir yapıta davranırız; öyle olduğunda kazançlı, artmış çıkarız tanışma salonundan, mayaya bir şeyler eklenmiştir. Çok Gürültülü Bir Yalnızlık’ı da, Hrabal’ı da çoktan tanımış birileri varsa çevremdekilerin arasında, benim gecikişimi şaşkınlıkla karşılayacaklardır. Şaşılası ne var oysa: Her birimizin okumaizleme güzergâhı gecikmeler, ıskalamalar, yanından geçmelerle dolu. Bir de: Zamansız karşılaşmalar, yanlış zamanlamalarla. Bu sonuncu duruma ilişkin, Musil ve Niteliksiz Adam üstünden yazdıklarımı anımsayanlar olacaktır. Hangi yapıtlarla en doğru zamanlamayla tanışma olanağı bulduğumuzdan söz edebiliriz ki? Çoğu okur, 20 yaşında Kafka’yı, 25’inde Dostoyevskiy’i, 30’unda İlyada’yı okumuş, bir daha aynı limana dönmemiştir. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Reklam Müdürü: Ozan Altaş ?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1183 18 EKİM 2012 ? SAYFA 3 Bohumil Hrabal