19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 2 EKİM SALI ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER 4 EKİM PERŞEMBE Yolculuk’un 100. sayısı dün akşam Rahmi M. Koç Müzesinde kutlandı. Böyle davetlerden sıkılırım ben. İyi ki Işık Öğütçü oradaydı ve beni yalnız bırakmadı. 2014’te babasının (yani Orhan Kemal’in) 100. yaşını kutlamaya hazırlanıyor aile. Ancak Orhan Kemal, yalnız ailesinin değil, Türkiye’nin gururu. Bu yüzden 100. yıl etkinliklerine haklı olarak katkı bekleniyor. Yapılması arzulanan çalışmaların konu başlıkları belirlenmiş. 2014, Türkiye’de ve dünyada “Orhan Kemal yılı” olarak kutlanabilir; Orhan Kemal adına posta pulu basılabilir; paneller, sempozyumlar düzenlenebilir; kurulacak kültür merkezlerine, cadde ve bulvarlara, daha önemlisi Adana’da bulunan Bilim ve Teknoloji Üniversitesine adı verilebilir. Adana’daki üniversiteye Orhan Kemal adı yakışmaz mı? Bunu ben de çok önemsiyorum. Her yere Mehmet Akif Ersoy adı veriliyor. Bu ülkenin tek şairi, tek edebiyatçısı, tek sanatçısı Mehmet Akif değil ki! Kitaplarını okuyor, romanlarından yapılan dizileri bayıla bayıla izliyorsak Orhan Kemal’e borcumuz var demektir. Hadi bakalım! 100. doğum yılı olarak 2014’ün bu borcun hiç değilse bir bölümünü ödeme yılı olması için şimdiden harekete geçmek gerek. 6 EKİM CUMARTESİ Etkinlikler üst üste geldi bu hafta. Bugün de Günışığı Kitaplığının düzenlediği Zeynep Cemali Edebiyat Günü vardı. Açış konuşmasını Yalvaç Ural’ın yaptığı tam günlük konferansta Semih Gümüş, “Edebiyat Cephesi ve Yaratıcı Yazarlık” başlıklı bir konuşma yaptı. Zekeriya Kaya, ders kitaplarındaki Türkçe yanlışlarına değindi. Kenan Kocatürk, Türkiye’de yılda ortalama 40 bin yeni başlıkla kitap yayımlandığı gibi, 2011’de 180 milyon kitap basıldığı gibi sayısal bilgiler verdi. Üstün Ergüder konuşmasında, “4+4+4 okuma kültürümüzü geliştirmek için bir fırsat olabilir mi?” sorusunun yanıtını arayacaktı; ama sonuç pek olumlu çıkmadı. “4+4+4’ün bir eğitim içeriğinden çok, siyasi bir rövanşı andırdığını ve olumsuz sonuçlarını asıl Anadolu’da ve varoş okullarında göstereceğini; okullarımızda sanata ve spora ayrılan saat sayısının, uluslararası ortalamanın neredeyse yarısı olduğunu söyledi. Öğleden sonraki ilk oturumu Müge İplikçi yönetti; Behçet Çelik ve Aslı Tohumcu, “Gençlik edebiyatı bizde de yazılabilir mi, yoksa zaten yazılıyor mu?” konusunu konuştular. Selim İleri’nin konuşması da “Edebiyattan yaşama süzülen öyküler” başlığını taşıyordu. Daha sonra Müren Beykan 2012 Zeynep Cemali Öykü Yarışmasına gönderilen öyküler hakkında bilgi verdi. Ardından ödül kazananlara ödülleri sunuldu. 7 EKİM PAZAR Hazır dün Günışığı Kitaplığından söz etmişken yeni yayınlarından hiç değilse birkaçını tanıtabilirim. Yeni yayın dönemini Güz 2012 Kataloğu ile karşıladı Günışığı. Katalogla birlikte Necdet Neydim’in İki Gözüm Üzümüm adlı şiir kitabı geldi (resimleyen: Suzan Aral). Buzdolabındaki Köpek, Behiç Ak’ın kitabı. Yalnız yazan değil, resimleyen de elbette Behiç Ak. Onun öncesinde Christine Nöstlinger’in yazıp Thomas M. Müller’in resimlediği Küçük Korsan Hazine Peşinde var. Sonrasında da ödüllü öykücü Fadime Uslu’nun yazar olmak isteyen küçük bir kızı anlattığı Çat Kapı Dayım’ı. Çıtır Çıtır Felsefe dizisi devam ediyor bir yandan. Dizinin yirmi birinci kitabı çıkmış: Aşk ve Dostluk. Dizi, alt başlığı olan “Hayatı Anlatan Kitaplar” ilkesine uygun ilerliyor. “Yaşamı ve dünyanın işleyişini anlamaya çalışan çocuklara, temel kavramları, doğru sorular sorarak düşündüren dizi, gerçek yaşamdan pek çok renkli örnekle dolu. Çocuklar, öğretmenler ve anne babalar, her kitapta farklı bir kavram üzerine birlikte düşünüyorlar, birlikte konuşuyorlar.” Bu son kitabı Brigitte Labbé ile Michel Puech yazmış, Jacques Azam da resimlemiş. Günışığı Kitaplığının iki de gençlik kitabı duruyor önümde. Suzan Geridönmez, bunlardan birinin yazarı, ötekinin çevirmeni. Yazarı olduğu kitap: Hiç Adil Değil. “Okulda ‘Tipsiz – Gerzek – Şişko Takımı’ olarak yaftalanan üç gencin arkadaşlığı, dış görünüşe aşırı bağlı günümüz yargılarını eleştirirken iletişim ve dayanışmanın yaşamdaki rolüne de dikkat çekiyor.” Çevirmeni olduğu kitap, James Krüss’ten, Satılan Gülüş. Kitabın arkasında şöyle deniyor: “Avrupa edebiyatının büyük ustası James Krüss’ün bir dünya klasiği sayılan bu ünlü romanı, her şeyin satılık olabildiği bir dünyada değerlerin önemine dikkat çekiyor. Şeytan’la anlaşma yapan insanın çıkmazını sorgularken dostların, dayanışmanın gücünü sergiliyor. Kitap, sürükleyici kurgusuyla her yaştan okur için bir başyapıt.” 10 EKİM ÇARŞAMBA Dr. M. Ali Işıksoluğu, TDK’nin “mesleki” sözcüğünü Türkçe Sözlük’ün 2005 baskısında “mesleki”, İmlâ Kılavuzu’nda ise “meslekî” olarak gösterdiğini söylüyor. Yok, 2009 basımlarında düzeltmiş; her ikisinde de “mesleki” olmuş sözcük. ? [email protected] [email protected] www.feyzahepcilingirler.com akmama hiç gerek yoktu; ama ben de baktım. “Katkı” sözcüğünün ilk anlamı, Dil Derneğinin sözlüğünde “Bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine, emek, bilgi, para vb. ile katılma, yardım.” diye verilmiş. Vedat Yazıcı “Bundan başka üç yan anlamı daha var, olumluluk anlamı vurgulayan. Ayrıca, katkıda bulunmak gibi, (Bir şeyin oluşmasına, gelişmesine ya da gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile yardım etmek...) deyimsel anlamı da biliniyor. Katkı sözcüğünün anlamları, anlatıma olumluluk işlevi yüklüyor. Böyle olunca (Ömer Asım Aksoy’un Dil Yanlışları kitabındaki örnekler de bunu doğruluyor.) bu sözcüğün olumsuz anlam taşıyan tümcelerde kullanılmaması gerekiyor. Oysa son zamanlarda sözcüğün, sıklıkla olumsuzluk anlamı içeren tümcelerde kullanıldığını görüyoruz.” deyip örneği hem de kimden; Emre Kongar’dan vermiş: “Birinci 12 Eylül,12 Eylül 1980 darbesi, birkaç açıdan ‘Türkiye’nin Sorununun’ büyümesine katkıda bulunmuştur.” (Emre Kongar, Aydınlanma köşesi, Cumhuriyet, 13 Eylül 2012) ve sormuş: “Siz ne dersiniz yazılarını beğeniyle, yararlanarak okuduğum sevgili yazarım Feyza Hepçilingirler?” Boş bulunmuştur, dalgınlığına gelmiştir; yoksa 1999’da “Medya ve Medyatik Türkçe Notları”nı Konsantremi Bozma! adıyla kitaplaştıran Emre Kongar’ın bile isteye yapacağı bir şey değil bu. 3 EKİM ÇARŞAMBA Kâmil Koç Otobüsleri’nin çıkardığı Yolculuk dergisi, 100. sayısını Anlar ve İzler – Türkiye Yollarında adlı bir kitapla kutladı. Faruk Akbaş’ın her biri sanat yapıtı sayılan fotoğraflarından yapılan seçkinin metinlerini Berna Çetin Akgün ve Şebnem Türkoğlu yazmış. 323 sayfalık, kalın, ağır, doyurucu bir görsel şölen niteliğindeki kitabın arka kapak yazılarından birini de ben yazdım (Ötekinin yazarı: Mehmet Ali Kılıçbay). Yolculuk dergisinin 100 sayılık ömrünün yarısına yakınında ben de vardım çünkü. Yıllardır her ay, aksatmadan yazıyorum Yolculuk’a. Dergi, bana kendisini adından başlayarak sevdirmişti. THY’nin Sky Life, Şehir Hatlarının Sea Life, Devlet Demiryollarının Rail Life adlarıyla dergi çıkardığı bir ülkede bir özel ulaşım firmasının sade bir Türkçe adı yeğlemesi gönlümü fethetmeye yetmişti. B BULMACA 8 F 9 D 10 M 1 E 2 I 3 E 4 E 5 F 6 D 7 K Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU [email protected] 11 B 12 F 13 E 14 A 15 D 16 C 17 D Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını ve Kara Bir Zamana Alınlık adlı şiir kitabının çıktığı yayınevinin adını oluşturacak; bulmaca karelerinde ise aynı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. I. “Buket …”(Edebiyat editörü ve eleştirmeni). 18 J 19 H 20 G 21 B 22 H 23 K 24 B 25 L 26 H 27 G 41 73 62 2 28 L 29 B 30 E 31 E 32 E 33 J 34 F 35 L 36 B 37 B J. Yüzyıl (kısa). 38 A 39 A 40 D 41 I 42 K 43 B 44 M 45 E 46 C 47 A 48 B 18 33 K. “… ve ihaneti gördük” (Nâzım Hikmet). 49 C 50 K 51 H 52 M 53 E 54 E 55 G 56 K 57 E 58 A 59 L 60 E 61 E 62 I 63 A 64 G 65 C 66 G 67 E 68 C 7 42 50 56 23 L. “Her doğan günün bir … olduğunu / İnsan bu yaşa gelince anlarmış” (Cahit Sıtkı Tarancı). Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Lübnanlı ünlü bir şair. 69 D 70 E 71 H 72 G 73 I 74 B 59 28 35 25 39 47 63 58 14 38 B. Attilâ İlhan’ın bir kitabı 69 6 17 40 15 9 E. Brezilyalı yazar Jorge Amado’nun bir romanı 34 8 12 5 G. Attilâ İlhan’ın takma adı. M. Çıplak. 52 10 44 1182. sayının çözümü: A. SU ÇÜRÜDÜ, B. ARUN, C. DÜŞ, D. ILO, E. KUYUMCU, F. KÖRDUMAN, G. AMİP, H. RİM, I. LİMİT, J. ISSIZLIĞIN, K. Tİ, L. ERBAİN M. LABİCHE, N. OYUN, O. SUNUM. 24 48 37 11 36 29 21 43 74 C. “Bay Puntilla ve Uşağı …” (Bertolt Brecht’in bir oyunu). 54 60 53 1 4 61 3 57 13 45 67 70 32 31 30 64 72 66 20 55 27 H. “… Özlü Kıral” (Yaşamın Ucuna Yolculuk’un yazarı). 49 46 68 16 65 D. “…ler”(Dostoyevski’nin bir romanı). F. “… Güney” (Grotowski ekolünü Türkiye’ye getiren tiyatro sanatçısı) Metin: “Cumali, diyorum. Cumali... Beni öldürür müsün? Dostluğumuzun hatırı için yapar mısın bunu? Eski Kış” 71 26 51 19 22 18 EKİM 2012 ? SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1183
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle