Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Haydar Ergülen’in 175 şiirlik seçkisi üzerine ‘Aşk bizim sebebimizdir, her şeyden önce gelir!’ Şair Haydar Ergülen’in yeni kitabı Aşk Şiirleri Antolojiisi raflarda. Kitap Ergülen’in bugüne kadar yayımlanmış 12 şiir kitabındaki aşk şiirlerinin derlemesi değil, pek çoğu yeni, pek azı ise eski toplam 175 şiirden oluşan bir seçki niteliğinde. Yapıt, şairin aşk, ölüm, çocukluk ve hiçlik üzerine on üç yıl önce yazmayı düşündüğü dörtlünün ikinci kitabı. İlk kitap Ölüm Bir Skandal adıyla yayımlanmıştı, bundan sonra İnce Defter adlı çocukluk şiirleri yayımlanacak, son kitap ise yokluk ve hiçlik üzerine olacak. Haydar Ergülen ile Aşk Şiirleri Antoloji‘sini konuştuk. ? Gamze AKDEMİR şk Şiirleri Antolojisi... Evlenmiş şair nasıl da tirad atıyor nişanlılara... Bekâr günlere hani kimi hasretle kırpılı bir göz gibi bu kitabınızda yer verdiğiniz şiirlerin epeycesi... Hadi itiraf etsin şair! Ve ilk elden anlatsın, daha ilk sorudan az biraz açık etsin antolojinin meylini, seyrini, baskın duygularını... Galiba ne bekârlık ne evlilik, ‘şair’lere, benim gibi ‘şiir yazarları’na ‘nişanlılık’ duygusu daha çok yakışıyor, daha uygun gibi. Bekâr, avangard, yenilikçi genç ve şair arkadaşlar alınmasınlar, sözüm elbette onlara değil, ben kendi halime bakarak söylüyorum bunu, hatta kendi yazdıklarıma bakarak ve yalnızca kendim için söylüyorum diyeyim de durumu toparlayayım! ‘Nişanlılık’ duygusu bana galiba biraz da Ziya Osman Saba’dan geçmiş. Onun pek sevdiğim “Nişanlılar” şiiri vardır, herhalde onun etkisi de olmalı. Bekârlık romana daha uygun bir durum, evlilikse hani tarihi roman kategorisine filan girer ya da dizisi yapılan romanlar kategorisinde diyelim: Aşkı Memnu, Üç İstanbul, Yaprak Dökümü gibi klasik yapıtlar kategorisi de olabilir. Çocuk kitapları dizisi de. Sinema da. Fakat şiire en çok yakışan durum, bana göre nişanlılıktır. Nişanlılık durumu insanın yüreğinde, aklında sürüyorsa zaten şiir de sürüyor demektir. Aşka değerini veren şeylerden biri şiirse, diğeri de nişanlılıktır! Aşk Şiirleri Antolojisi‘nin nişanlılığa dair şiirlerle başlaması da doğal olarak ikisinin birbiSAYFA 14 ? 5 OCAK 2012 rine çok yakışmasındandır. “AŞK ŞİİRLERİNİN UNUTULMAZ ŞAİRİ DEĞİLİM AMA...” Kitap antoloji ama yayımlanmamış şiirleriniz de yer alıyor. Evet. Aşka dair yazdığım hemen pek çoğu yeni, pek azı eski şiirlerden oluşuyor. Eski şiir kitaplarımdaki aşk şiirlerinin derlenip bu kitapta toplanması değil. Daha önce yayımlanan 12 şiir kitabımdaki aşk şiirlerini derleyip bir kitap oluşturmaya kalksaydım, herhalde o kitapların yarısı kadar daha, yani 56 kitaplık bir antoloji yapmam gerekirdi. Attilâ İlhan ustamız gibi ‘aşk şiirlerinin unutulmaz şairi’ değilim ama farkına vararak ya da varmadan bir de baktım ki, üzerine pek az konuştuğumu, yazdığımı düşündüğüm aşk hakkında meğer epey söz almışım, elime kalem almışım. O yüzden de bu söyleşide gördüğün gibi hayli cesur bir biçimde tehlikeli sularda geziniyorum! Şiir ve aşk! Ayrı ayrı da tehlikeli ama yan yana geldiklerinde çifte tehlike oluşturan ayrılmaz bir ikili! Ve ikisi de ustalıktan çok acemilik gerektiriyor, hatta ‘acemiliğin ustası’ bile olmamak gerekiyor. Kitaptaki “Aşkın ‘Yüz’ü” bölümü şu küçük şiirle başlar: “Ey aşk/ adınla başlayan acemiyi unutma/ ustası olmasın sevmenin!” Ne şiirin ustası olmak isterim ne de aşkın ve sevmenin. Galiba işte nişanlılık da böyle bir oluşun, durumun karşılığı bende. Biz Cemal Süreya’nın “Asker su ver asker/ben asker değil nişanlıyım” dizelerini bile böyle bir ‘saf’lık içinde okumuş bir kuşağız, şiir kuşağından söz etmiyorum, yaş olarak söylüyorum bunu. A Oradaki ‘nişanlı’, askeri rütbelerin karşılığı, onbaşı, çavuş gibi... Aşkın da şiirin de o ‘saf’lığı biraz nişanlılıkta sürer çünkü ve ben onu uzatmak için, mümkünse hiç yitirmemek için her yıl eşim İdil’e, aslında ‘nişanlım’ demem gerekir, nişanlandığımız gün için bir şiir yazıyorum, kitap da zaten “Nişanlılar Müzesi” şiiriyle açılıyor: “Evlilik de iyi ama, fikrimce/ en iyisi müzede korumak nişanlıları/orada beyaz bir sessizlik içinde/kırışmadan beklerler senelerce.” EVVELAŞK! Aşkı yazan şair ne kadar teslim olur şiire? Aşk Şiirleri Antolojisi Haydar Ergülen şiirinde farklı bir zembil gibi... Daha içsel, duygusal, yüreğe teslim olmasına şaşırdığımdan değil ama biçemi kuşatan bir duygusal helezon, son sürat devinim söz konusu... Daha bir gerçek hayattan kopuk ki olumlayarak söylüyorum... Günlük dert, çile, gaile yer pek bulamıyor doğal olarak, öyle insani manevi bir içe dönüş! Enel hak gibi Enel aşk değil de nedir bu? Kitaba ‘antoloji’ dememin bir nedeni de bu. Evet, bir şiir kitabı için çok hacimli, tam 220 sayfa, aslında kitaba almadığım şiirler de var, onları da koysaydım adını ‘Toplu Aşk Şiirleri’ koymam gerekirdi yoksa. Ve içinde irili ufaklı, uzunlu kısalı tam 175 şiir var! Bu benim, aşk, ölüm, çocukluk ve hiçlik üzerine on üç yıl önce yazmayı düşündüğüm dörtlünün ikinci kitabı. İlk kitap Ölüm Bir Skandal, 1999’da yayımlanmıştı, bundan sonra da İnce Defter adlı çocukluk şiirleri yayımlanacak, son kitap da yokluk ve hiçlik üzerine olacak. Aşk Şiirleri Antolojisi 4 bölümden oluşuyor, ilk bölüm adsız, ikinci bölüm “Aşk Yaz, Bir Boşluk Bırak...” başlığını taşıyor, üçüncü bölüm “Yıllanmış Şiirler”, son bölümse “Aşkın ‘Yüz’ü”. Enel aşk demedim ama ‘evvelaşk’ diyebilirim, yalnızca kendim için mi, şiir için mi, hayır, herkes için galiba bu söylenebilir. “Evvelim sen oldun, ahirim sensin” diyor ya Neşet Ertaş, aslında tam da öyle. Aşk, tıpkı şiir gibi, hem evvelimiz hem sonramız, ama elbette hem de şimdimiz. Ben hem o ‘evveliyat’ın, yani aşk olmanın, âşık olmanın şiirini yazmaya çalıştım ama hem de günümüzdeki aşki durumlar ne vaziyette diye bakıp onları da “Aşk Yaz, Bir Boşluk Bırak...” bölümünde ironik bir biçimde yazmak istedim. Zaten bu cümleyi bir GSM şirketinin 14 Şubat Sevgililer Günü ilanında görmüştüm. Tabii onlar sevgilileri kısa mesaj çekmeye yönlendiren bir ilan yapmışlardı, ben onu birkaç anlamda yorumladım, hem aşktan sonrası boşluktur diye, hem de aşk yaz, bir boşluk bırak, öyle çok karşılığı vardır ki diye. Buradaki şiirler tam da günümüzdeki aşk kavramı etrafında şekillenen şiirler, öyle ki yer yer düzyazı haline geliyor, eh aşk nasıl yaşanırsa biçimi de ona benziyor, aşkın şiirden, şiirsel olandan daha gündeliğe kayması, hızlanması, bazen bir tür ‘fast food’ malzemesi gibi algılanması, onun da ‘şiiriyet’ini yitirmesine ve düzyazıya dönüşmesine neden oluyorsa bunda benim suçum yok! Şakaydı, elbette benim de suçum var. Daha doğrusu tek suçlu ben değilim. Ama şiirin suçu yok, onu biliyorum. O yüzden o bölümde, günümüzdeki aşk, deyim yerindeyse biraz layığını buluyor! “Yıllanmış Şiirler” ise 19801998 arası yazılmış, yayımlanmamış on beş kadar şiiri içeriyor, “Aşkın Yüz’ü”ünde ise bir dizeden dört dizeye kadar şiircikler var. Antoloji adını hak etsin diye de sanki hepsi benim şiirlerimmiş gibi yazmayı istemedim, başka başka şairler bir araya gelmişiz de yazıyormuşuz duygusu öne çıksın istedim. O nedenle de aşk hususunda birbirine karşıt, ikisinin de aynı kitapta yer alması düşünülemeyecek şiirleri de buluşturan bir kitap oldu. Bir şair arkadaşım, ‘aşkolsun beni antolojine almamışsın’ diye espri yaptı, fakat şimdi düşünüyorum da en azından ‘kardeş’ şairlerim Linas Salamandre ve Hafız’dan da bu antoloji için şiir isteyebilirmişim! Eğer okunur da yeni baskılar yaparsa neden olmasın, sanırım onlar da, konu aşk ya, seve seve yazarlar. Kısacası lirik, epik, ironik, komik, trajik, ontolojik, kaotik, ideolojik, filozofik, psikolojik, sosyolojik, telefonik, klasik, modern, postmodern, gazel, nefes, türkü, dize, beyit, düzyazı, konuşma, telefon konuşması, radyo konuşması, tesadüfi, kendiliğinden, üçüncü sayfa haberi, otomatik, pek çok farklı şiir var bu kitapta, uzunlu kısalı 175 şiir! “AŞKA SEVGİYLE BAKIYORUM” Rengi mavi bu şiirlerin, neden kırmızı değil mesela... Aşkı tutku ve şehvetten uzak tutarak “Diyor ki:” adlı şiirinizdeki gibi “yatıştıran sevgiyi” önceleyerek ve daha önemseyerek dışavurmak tercih edildiği için mi; yoksa aşkın özgürlüğünü, ket vurulamazlığını imlediği için mi? Belki de hiçbiri değildir... Ama sordum işte... Kitap fuarında bir okurum bir arkadaşı için kitap imzalattı, kitap imzalarken okura uygun biriki şey yazmak isti? yorum. Arkadaşının adı ‘Aşk’mış, ? ilk yaz biraz b hissediy ‘aşka se Aşk v tırıcı ol luğu, te dan, his mak ist halde k oldu. M landığım şeyin ye Bu so kür ede var, dah orda bu kuvvetl fakat ol de onu nin soru bım yen yeceğim mın ren kitabın dır. Kliş şiirlerin tuhaf k nacak a yalnızlığ rakları envai ç vuslata rüzgâr sayla ör kavuşsa sali ere özelind Nar’ı k dizeleri bunun ağabey, yim kliş Aşk ka sözc dillerde lerin de üzerine duygu. Ne ya bizim s lir ve as Bence a lü ilişki edebiya Çünkü de gere Öyley lında in ve aşk a hayat, ş bir tek vardır. diğince belki d şeyleri bunları da zate ki en ‘d dir? En dim, en zeli de, aşkın. O sevdiği birisidi Bir site lemem Aşk Şiirle Haydar E rinde far bil gibi... içsel, du sal, yüre teslim... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1142 CUMH