Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ına boedandı, ğini iyi fil ri ve y sala. rtlar.) ktar. şi atını “Otomatik kapıları açmak için düğmeye basınız.” Meksika’da bir diskonun kapısında: “Yalnızca üyeler ve üye olmayanlar girebilir.” Macaristan’da bir restoran vitrininde: “Günün yemeği: Dondurma kalmadı.” Mikrodalga fırının kapağında: “Evcil hayvanları kurulamak için kullanmayınız.” Bir Amerikan saç kurutma makinesi kutusunda: “Uyurken kullanmayınız.” A.B.D.’de bir restoran mönüsünde: “Garsonların saygısızlık yaptığını düşünenler lütfen müdürü görsünler.” ? beriyle rekabet yerine geri çekildim. Ruken’in beni Leylâ Hanım’ın evine götürme sözü vardı, o anı beklemeliydim. Her yazdığı kitapla nitelik skalasını yükseltmeye devam eden Leylâ Erbil’le birlikte bir fotoğrafım olamaz mıydı? 2671 Okumayazma evimde, nicedir karıştırmayı unuttuğum bir çekmecede PAPİRÜS’ün 1. sayısına (Haziran 1966, 2.5 lira, 56 sayfa) rastladım. Dergi, Cemal Süreya, Metin Eroğlu, Süreyya Kanıpak’dan (artık Berfe) şiirler; Edip Cansever, Nurullah Ataç ile Murat Belge’den öz ama yetkin denemeler; Tomris Uyar’dan Pablo Neruda çevirisi; Doğan Hızlan’ın yanı sıra Behçet Necatigil ile Mehmet Kaplan’ın katkıda bulunduğu Fazıl Hüsnü Dağlarca dosyasıyla dolu dolu idi. Nurullah Ataç’ın “Münekkid Hakkında” başlıklı denemesi 1922 ürünüydü ve ilk kez yeni harflerle yayımlanıyordu. (O yazı bir alıntı cevheri.) Günümüzdeki dergi silsilesiyle bir karşılaştırma yapmak kaçınılmazdı. “Annem çok küçükken öldü / beni öp, sonra doğur beni” dizeleriyle noktalanan Cemal Süreya şiirinin başlığı, “Şimdi Utançtır Tanelenen”di. 2672 “Drew Barrymore’un sesi çok kötüdür, o şarkı söylerken işitme özürlüler onun dudak hareketlerini izlememek için başlarını çevirirler.” Woody Allen 2673 Fakir Sözleri’nden – (H.L. Şuşud, 1958): Tasavvuf bilmek değil, bitmektir. Müridlere bak, mürşidi (kılavuzu) anla. Nedir suâlin odur kemalin. Hakâiki (Gerçekleri) bulmayanlar merâsimi din edindiler. Allah’tan konuşan çok, Allah’ı bilen yok. 2674 Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde bu dönem açılış dersini, Prof. Dr. Nabi Avcı verdi. Son seçimde Eskişehir milletvekili seçilen Eskişehir Maarif Kolejli Avcı, bir zamanlar o üniversitenin popüler hocalarındandı. Prof. Avcı’nın dersini YouTube’dan izledim. Alçakgönüllü bir üslup ve sevecen ses tonuyla konuştu. Sunumunda bilgiçlik taslamadı, içtendi. Akademi Politiğin Eleştirisine Katkı konulu dersi boyunca edebiyattan, psikolojiye; felsefeden genel kültüre nice kitap ve yazar adları önerdi. Dinleyiciler arasındaki bazı akademisyenlerin tüyoları not etmesinden etkilendim. Vesileyle Prof. Avcı’nın TBMM Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı olduğunu öğrendim, memnun oldum. Onda bir devlet adamı duruşu görüyorum. 2675 Kitabistan’daki ödül sürecini her fırsatta eleştiririm. Bu ülkede, bir kitap yerine “birikimin” ödüllendirilmesinden yanayım. Hiçbir edebiyat ödülüne aday olmadım, benden habersiz romanlarım bir ödüle aday gösterilmişse, onları geri çektim. Bu kez bir aksilik oldu! Dünya Kitap Ödülü sonuçları açıklandıktan sonra elime geçen Dünya Kitap’ta (Sayı 241), Bizans Sultanı’nı adaylar arasında görünce şaşırdım. (Roman, öykü, anı ve belgeselin aralarındaki kulvar farkına rağmen aynı ödüle aday gösterilmesi ilginçti.) Dergi yönetmeni Faruk Şüyün’e, iznim olmadan romanımın neden aday gösterildiğini sormaya yeltendim. Bizans Sultanı mart ayının telif kitabı seçildiği için otomatikman adaymış. Bu uygulamalarını bilmememe çıkışarak şaşırmıştı. Hiç olmazsa gelecek için şakalaşarak anlaştık. Okurunun ilgisinden başka, kitaplarımın bu ülkede, ödüle gereksinimi yoktur. ? 5 OCAK 2012 ? 2668 Sana Şehir Gelecek’ten – Tozan Alkan, Yasakmeyve Efil (ilk kıta) Sahaf dükkânlarından rikkatle topladığım kısa cümleler gönderdim sana bir karşılaşma biçimi olarak harflerin düşlerle, gün batımıyla, ay ışığıyla ateşkesi, belli belirsiz 2669 Sonbahar hasatından öneriler: Düzelti – Thomas Bernhard (Çev. Sezer Duru), YKY / Taşraya Bakmak – Der. Tanıl Bora; Foto. Nuri Bilge Ceylan, İletişim ( 5. Baskı) / Troya Savaşı’ndan İstiklâl Harbine Anadolu’da Yunanlar – John Freely (Çev. G.Ç. Güven), Doğan Kitap / Kediler Güzel Uyanır – Yekta Kopan, CAN / Deli Kadın Hikâyeleri – Mine Söğüt, YKY / Çizgi Öyküler – Yiğit Özgür, Mürekkep / Görsel Yolculuklar – Ferit Edgü, SEL / Tilki – Enis Batur, Notos Kitap / Bilmezsiniz Aşk Nedir – Raymond Carver (Çev. Cevat Çapan), CAN / Herkes Kendine Yabancı – Metin Celal, Everest / Kardelen ve Mum – Hasan Eken, Postiga… (Kardelen ve Mum, yetkin bir finans akademisyeni olarak tanıdığım Doç.Dr. Hasan Eken’den bir sürpriz. Arka kapağında Selçuk Altun diyor ki; “Güneydoğumuzda nice insan çetin doğa koşullarıyla düello, töre koşullarına ise biat eder. ‘Kardelen ve Mum’ bu olguyu ustalıkla irdeliyor. Yapıtta bir plato görevi üstlenen Derik’in suyunu içmiş, havasını solumuştum; bu ilk roman beni zaman tünelinde elli yıllık bir safariye de çıkardı. Yazar Hasan Eken’in varsıl bir iç dünyası, söyleminde yer yer dengbej vuruculuğu ve akıcı bir üslubu var.) s’un ebi dobilen ğramışTEM halde sürdü82e ABD V. Yüzberini dığını der ası gesam Titüm I. Julius ara güitesi’nin Manş choentakılırMusevi yoktur ”un da yan yüalan ilk ğumuarmen’i romaibir düz uz? / day’ın ardan e Deni nci ane 445 270 nları udacı: üldüm. abası yerek LeylaMehmet Erbil’lerin evinde, solumda Ruken Kızıler (Kasım, 2011). mi olan nü tara brit kuaat yaı (he nın altıata” çemiş. Yılbunun grabi mdilik dı, ina? e: 2670 01.11.11! Kitabistan’daki etkinliklere katılmamaya çalışırım. Ancak İş Kültür’ün düzenlediği kokteyle uçarak gittim. Çünkü düzyazının ana kraliçesi LEYLÂ ERBİL Hanımefendi’nin başyapıtı KALAN’ın tanıtımı yapılacaktı. Davette seçkin bir hazirun vardı. Leylâ Erbil salona girer girmez mekânın aura’sını değiştirmişti. İş Kültür Genel Müdürü Ahmet Salcan ile editör Ruken Kızıler’in Leylâ Hanım’a gösterdiği ilgiden etkilendim. Ruken beni Leylâ Hanım’a takdim ederken onun elini öptüm ve “amigo şiddetinde bir okuru” olduğumu söyledim. O da bana iltifat etme inceliğini gösterdi. Etrafındaki yoğun ilgi çem 1142 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1142 SAYFA 11