Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ahmet Cevizci’den ‘Eğitim Felsefesi’ alanındaki izdüşümü ve yansıması olmak durumundadır” (s. 173). ELEŞTİREL PEDAGOJİ Analitik eğitim anlayışının “kendi içinde pek çok problemli husus barındıran hatalı bir teori olmak durumunda” olduğunu belirten Cevizci, bu yaklaşıma yönelik eleştirisini şöyle temellendirir: “Öncelikle, bir bireyin, hele hele bir çocuğun kendi içinde gerçekte ne istediğini keşfetmesinin mümkün olup olmadığı baştan sona kuşkulu bir husustu. Böyle bir şey mümkün olsaydı bile, değerlerin özel ve bireysel olarak ortaya çıkmadığı, yani çocukta ve gençte, her türlü etkiden bağımsız olarak kendiliğinden zuhur etmediği hususunun herkes için açık olması gerekirdi” (s. 178). Eleştirel eğitim felsefesinin, klasik eğitim felsefesi ve analitik yaklaşıma yönelik bir tepkiyle ortaya çıktığı gerçeğiyle beraber, bir yandan da onların bir sentezini oluşturmaya çalıştığını belirten Cevizci’ye göre, “bir yanıyla tamamen negatif veya yıkıcı, diğer yanıyla da pozitif veya kurucu olduğu söylenebilir” (s. 201). Eleştirel eğitim felsefesi yalnızca analizle yetinmez, aynı zamanda eğitimin nasıl olması gerektiğini de söyler ve bu bağlamda “gerçek eğitimin veya hakiki bir demokrasiyle adil bir düzenin tesisine hizmet edecek eğitimin genel çerçevesini oluşturmaya çalışır.” Eleştirel eğitim felsefesinin iki temel kaynağı ise Cevizci’ye göre, Marx’ın bilinç kuramı ya da ideoloji eleştirisi ve Nietzsche’den başlayıp pek çok filozofta da rastlanan ama özellikle Frankfurt Okulu tarafından yapılan pozitivizm eleştirisi. Eleştirel pedagojinin temel ilgi ve özellikleri arasında şunlar sayılabilir: Hümanizm, eğitime bütünsel bakış, Aydınlanma, özgürleşim, eleştiri, teknik rasyonalite eleştirisi. Cevizci, eleştirel eğitim anlayışına örnek olarak eğitime hem kuramsal hem de pratik katkılarda bulunan Paolo Freire’yi ele alır ve onun özgürleştirici eğitim anlayışının önemli yönlerini ortaya koyar. Düşünce tarihinde ortaya çıkan ve çeşitli biçimlerde etkileri ve düşünsel miraslarıyla günümüze kadar gelen klasik, analitik ve eleştirel eğitim felsefelerini inceleyen Cevizci, kitabının son bölümünde, eğitimin epistemolojik, ontolojik, etik ve politik boyutlarını ele alır. Cevizci’ye göre, düşünce tarihi boyunca sorgulayıcı, eleştirel ve kuşatıcı bir düşünce olarak felsefe, gerçeklik, bilgi ve değerin ne olduğu soruları üzerinde yoğunlaşır. Aynı durum felsefenin uygulamalı bir dalı durumundaki eğitim felsefesi için de geçerli. Kendi deyimiyle, “eğitim felsefesinin varlık, bilgi ve değerle ilgili birtakım temel dalları, görünüm ya da boyutları var” (s. 240). Cevizci’nin eğitimin ontolojik, epistemolojik, etik ve politik boyutlarıyla ilgili olarak incelediği kavramlar, sorunlar ve anlayışlar, günümüzdeki eğitim problemlerini anlama ve eleştirme konusunda bize yardımcı olduğu kadar, olması gereken bir eğitim tasarısı konusundaki imkânlara da işaret eder. Bu bağlamda eğitim sürecinin öğretmen, öğrenci, eğitimsel eylemler, müfredatlar açısından yeniden tartışılması büyük önem taşır. Eğitim konusundaki farklı paradigmaları açık ve anlaşılır bir dille, felsefe tarihi zemininde ve uygarlık tarihindeki değişimleri de göz önünde tutarak ortaya koyan Cevizci’nin Eğitim Felsefesi kitabı, eğitimi sorgulamak için düşünce dünyamıza yapılan değerli bir katkı. Eğitim Felsefesi/ Ahmet Cevizci/ Say Yayınları/ 342 s. EYLÜL 2011 SAYFA 13 Eğitime felsefeyle bakmak Ülkemizde felsefe tarihi alanına çeviri ve telif çalışmalarıyla önemli katkılarda bulunan Ahmet Cevizci, yeni kitabında eğitimin felsefi temellerini inceliyor. Daha önce felsefe tarihi konusunda İlkçağ Felsefesi Tarihi, Ortaçağ Felsefesi Tarihi, On Yedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi, Aydınlanma Felsefesi, Felsefe Tarihi: Thales’ten Baudrillard’a gibi kitapları bulunan Cevizci’nin Eğitim Felsefesi kitabının arka planında felsefe tarihçiliği birikiminin bulunduğunu söyleyebiliriz. Ë Mustafa GÜNAY ğitimin ülkemizde sorunlarla dolu bir alan olduğunu söyleyebiliriz. Ancak eğitimi felsefe açısından irdeleyen çalışmaların yetersiz olduğu dikkati çeker. Bu konuda bazı çalışmalar yapılmışsa da eğitimin ve eğitim felsefesinin, felsefecilerimiz tarafından ihmal edilmesi ve daha çok eğitim bilimcilere bırakılması söz konusu. Aslında felsefecilerin işlemesi gereken bir konuyu ve problemler alanını önemsemeyişleri düşündürücü. Felsefi temelleri olmadan eğitim bilimlerinin de eğitimi kavramada ve ülkemize özgü bir eğitim düşüncesi ve sistemi inşa etmede yetersiz kaldığı görülüyor. Daha çok davranışçı bir psikolojiye ve pozitivist bilim anlayışına dayanan eğitim bilimlerinin, felsefenin ışığında eğitim olgusuna yönelmelerine ihtiyaç var. İthal kuramlar ve paradigmalarla eğitim konusunda yol alınamayacağını ve karşılaştığımız sorunlara çözüm üretilemeyeceğini, yaşadığımız tarihsel deneyimler ve sıkıntılar açıkça gösteriyor. BAŞLANGIÇTAN BU YANA EĞİTİMFELSEFE İLİŞKİSİ Cevizci’nin Eğitim Felsefesi yapıtında da açık ve anlaşılır bir dille, eğitim ve felsefe arasındaki ilişkileri, eğitimin temel unsur ve boyutlarını irdelediğini görürüz. Eğitimin insan için önemi, birey ve toplum açısından işlev ve gerekliliği her zaman gündemde. Sokrates ve Platon’dan günümüze kadar pek çok filozofun da eğitimle, insanın eğitimiyle yakından ilgilendiği ve eğitimi felsefe açısından irdelediğini saptayabiliriz. Eğitimin felsefe bağlamında ele alınması gereği, özellikle “Nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz?” sorusuyla kendini gösterir. İnsanın sadece eğitim ile insan olabileceği pek çok filozofun temel tezi durumunda. Bu noktada filozofun insan ve toplum anlayışı, onun eğitim görüşünün de temelinde yer alır. Cevizci, felsefenin başlangıç dönemlerinden bu yana filozofların eğitimle ilgilenmelerine karşın, eğitim felsefesinin yirminci yüzyılda ayrı bir disiplin haline gelebildiğini belirtir. Eğitim felsefesinin ayrı bir disiplin halinde ortaya çıkmasına kadarki süreçte, eğitimi belirleyen çeşitli unsurlar yer alır. Cevizci’ye göre, “Bunların başında hiç kuşku yok ki öğuygarlık tarihi içindeki konumlarını da renci ya da eğitilen insan, öğretmen veele aldığını saptayabiliriz. Bu noktada ya eğiten kişi, öğretim içeriği veya müfise eğitimden anlaşılan şeyin, eğitimin redat, eğitim faaliyetinin kendisi ve kapsamının ve amaçlarının çeşitli felsefi amaçları, eğitim yoluyla kazandırılan yaklaşımlara göre ve aynı zamanda içindeğer ve tutumlar gelir” (s. 1213). de yaşanılan tarihselkültürel koşullara Eğitim felsefesinin, felsefede olduğu göre değişmesi ve şekillenmesi söz kogibi ontolojik, epistemolojik, etik ve ponusu. Klasik eğitim anlayışının en litik boyutları olduğunu belirten Cevizönemli örnekleri olarak Cevizci’nin yakci, felsefi bir disiplin olarak eğitim felselaşımlarını ele aldığı filozoflar arasında fesinin kavramsal, normatif ve eleştirel şu isimleri görürüz: Platon, Aristoteles, yönleri içerdiğini ifade eder. Cevizci, Gazali, Rousseau, Nietzsche, Dewey ve yirminci yüzyılda eğitim felsefesinde üç Buber. temel yönelimin belirgin olduğunu vurAnalitik eğitim felsefesinin eğitime gular. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Noryaklaşımı ile klasik eğitim yaklaşımı aramatif, analitik ve eleştirel yönelimler. sında önemli farklılıklar var. Eğitimle ilKökleri bakımından antik Yunan felsegili olgusal içerikli ve normatif önermefesine kadar uzanan bu üç temel eğililer ortaya koymayan, eğitimin şekillenemin, yirminci yüzyılda üç farklı eğitim ceği amaçları ve müfredatı belirlemeyen felsefesinde cisimleştiğini belirten Ceve görevini yalnızca bir analiz etkinliği vizci’ye göre, “Bu üç ayrı felsefe anlayışı olarak gören analitik yaklaşımın analitik doğal olarak eğitimi farklı şekillerde ve felsefenin ürünü olduğunu söyleyebilifarklı yöntemlerle ele almış, eğitim bu riz. Cevizci’nin sözleriyle: “Analitik eğifarklı felsefe anlayışları üzerinden, batim felsefesi yüzyılın ilk yarısında, özelzen bir süreç veya faaliyet bazen de bir likle AngloSakson dünyaya egemen ürün veya disiplin olarak ele alınmıştır. olan ve felsefenin görevini veya işlevini Hal böyle olunca, eğitim felsefesindeki hemen tamamıyla çözümleyici bir işlev üç felsefi yönelimin cisimleşmesi anlaolarak alan analitik felsefenin eğitim mında üç ayrı eğitim felsefesi anlayışının ortaya çıktığı söylenebilir. Bunlardan birincisi “klasik eğitim felsefesi”, ikincisi “analitik eğitim felsefesi”, üçüncüsü de daha ziyade kıta felsefesinde karşımıza çıkan “eleştirel eğitim felsefesi”dir. Cevizci, “klasik eğitim felsefeleri” arasında idealist, realist, spiritüalist, natüralist, kültürel, pragmatist ve bireyci yaklaşımlara yer verir ve bu yaklaşımların varlık, bilgi ve değer anlayışları temelinde ortaya çıkan eğitim anlayışlarını inceler. Cevizci’nin farklı eğitim anlayışlarını yer yer birbiriyle karşılaştırdığını ve bu yaklaşımların Ahmet Cevizci’nin Eğitim Felsefesi yapıtında da açık ve anlaşılır bir dilortaya çıktıkları inle, eğitim ve felsefe arasındaki ilişkileri, eğitimin temel unsur ve bosanlık durumu ve yutlarını irdelediğini görüyoruz. 29 E CUMHURİYET KİTAP SAYI 1128