27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y rof. Dr. Emine Gürsoy Naskali ile Dr. Hilal Oytun Altun’un editörlüğünde yayımlanan Kasap (Tarihçi Kitabevi) kitabını görünce, ilk ağızda, yıllar önce Ayakkabıcılık Terimleri Sözlüğü (Boğaziçi Üniversitesi) üstüne yazdığım yazıyı anımsadım. “Ne ilgisi var?” demeyin. Mesleklerle ilgili incelemeler, araştırmalara ülkemizde pek sık rastlanmıyor. Ayakkabıcılık mesleğiyle ilgili terimleri, çizimler ve resimler eşliğinde ayrıntılı bir biçimde açıklayan Ayakkabıcılık Terimleri Sözlüğü, Prof. Dr. Sami Akalın, Asuman Yılgör ve Nezihe Seyhan tarafından hazırlanmıştı. O zaman, “Pabucunun Götürdüğü Yere Git” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi, İstanbul Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkârları eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Emine Gürsoy Naskali ve Hilal Oytun Altun’un hazırladığı “Kasap” kitabı Tarihçi Kitabevi’nden çıktı Etobur bir topluma kültürel bakış P Odası Yönetim Kurulu’ndan Cengiz Kastan’ın, kitabın başındaki “Giriş” yazısında, “ayakkabı”nın toplumumuz, kültürümüz ve folklorumuzdaki yeri, dilimiz ve edebiyatımızdan örnekler de verilerek, kapsamlı bir biçimde anlatılıyordu. Çok zaman oldu; İngiltere’de ayakkabı ve ayakkabıcılığın tarihiyle ilgili bir kitap okumuştum. O kitapta da ayakkabının toplumdaki yerine ilişkin çok ilginç örnekler veriliyordu. Sözgelimi, bir zamanlar İngiltere’de soylular, uşaklarını, “ayakları kendi ayaklarına denk” kişiler arasından seçerlermiş. O çağda, kösele yeterince yumuşatılamadığı için, ayakkabılarını bir süre uşaklaSurname, 296 a. rına giydirirler, giyile giyile yeterince yumuşadıktan sonra kendi ayaklarına M oyuncularının da benzersiz karikatürlerini çizmişti. Benzersiz diyorum, çünkü Levine’ın çizgisi imzası gibidir. Bir bakışta anlaşılır. Updike’ın, Hemingway’in, Tolstoy’un, Kafka’nın, Proust’un, sayısız yazarın oranları bozularak tümüyle kendine özgü bir biçimde çizilmiş portreleri belleklere kazınmıştır. Pek çoğumuz, Levine’ın adını bilmese bile, çizimlerini görmüştür. Görmüştür, çünkü bu illüstrasyon ustasının çizimleri, yalodern kısa öykünün babası diyebileceğimiz Anton nızca yabancı gazeteler ve dergilerde değil, bizim basında da Çehov’un, uzun yıllar Cem Yayınevi’nce yayımlayıllardır kullanılır. Bazen kocaman, bazen küçük bir vinyet nan Bütün Öyküleri, şimdilerde Everest Yayınlaolarak. Sanki o çizimlerin bir çizeri yokmuş gibi, çoğu kez adı rı’ndan çıkıyor. Yine, Çehov’un dilimize aktarılmasına büverilmeksizin… yük emek vermiş olan Mehmet Özgül’ün çevirisiyle. Portrelerini çizdiği tüm o yazarlar arasında Çehov’la özel Yanılmıyorsam, ilk dört kitap yayımlandı şimdiye kadar: bir bağı vardır Levine’ın. Dahası, romancı ve gazeteci Pete Memurun Ölümü, Entipüften Bir Adam, Eczacının Karısı ve Hamil, “Eğer David Levine yazar olsaydı, Çehov olurdu” deKırlarda Bir Gün. Öylesine Bir Öykü de yayına hazırlanıyor. mekten alamamıştır kendini. Tiyatro sanatına Vanya Dayı, Martı, Üç Kız Kardeş, Levine’ın pek çok Çehov portresinden biri ise Vişne Bahçesi gibi başyapıtlar bırakan Çehov’un, karRus yazarın “görsel simgesi” olup çıkmıştır nermaşık olay örgüleri ve kestirme çözümlere yüz vermedeyse. Hani şu, burnunun üstünde monoklu, başınyen, karakterlerinin davranışlarının ardında gizlenen ruh da geniş kenarlı şapkası, elinde bastonuyla, gövdesi indünyalarını yalınlığın doruklarında gezinen bir biçemle ce uzun Çehov karikatürü. yansıtan kısa öyküleri, her zaman yalnızca okurların deŞimdi, sözünü ettiğim bu ünlü Çehov portresi, Eveğil, yazarların, özellikle genç öykücülerin de erişebilecerest’in yayımladığı “Bütün Öyküleri”nin ön ve arka kaği bir yerde olmalı. paklarını süslüyor. Biraz yan yatırılmış, tümüyle karartıO yüzden, Everest’in, ustanın Bütün Öyküleri’ni yalarak ayrıntılarından arındırılmış, daha grafik bir niteliğe yımlamayı üstlenmesi, benim gibi Çehov hastalarını büründürülmüş olarak. mutlu ediyor. Gel gör ki, benim elimdeki “Bütün Öyküleri 4”ün künEvet, Çehov’un hastasıyım, ama eskiden beri Ameriye sayfasında, “Kapak tasarım: Utku Lomlu” yazıyor ve kalı çizer ve illüstratör David Levine’ın da hastasıyım. David Levine’nın adı hiç anılmıyor. Doğrusu, tuhafıma gitÖncelikle de, yıllarca The New York Review of Boti. Utku Lomlu, son dönemin en başarılı grafik sanatçılarınoks’ta yayımlanmış olan portrekarikatürlerinin. dan biri. Everest için yaptığı kapak tasarımlarında da hünerİki yıl önce yitirdiğilerini konuşturuyor. İyi güzel de, Çehov kitaplarının kapaklamiz Levine, aralarında rını hazırlarken Levine’dan aldığı “esin”i adıyla sanıyla belirtThe New York Times, seydi ne kaybederdi? Hiç değilse, kitapların künye sayfalarınThe Washington Post, da, “David Levine’ın Çehov karikatüründen yararlanılarak” Rolling Stone, Time, gibisinden bir açıklamaya yer verilseydi kötü mü olurdu? Newsweek, The New Adı konulsaydı, Levine’ın Çehov portresinYorker’ın da bulunduden yararlanılarak hazırlanmış bu kitap kapakğu gazeteler ve dergiları, sayısız yazarın karikatüründe el emeği, lerde yalnızca yazarlar göz nuru olan, dahası yaşamının son yıllarında ve edebiyatçıların değil, gözleri körlüğe varabilecek ölçüde bozulan Levipolitikacılar ve sporcune’a bir “homage”, “ustaya saygı” niteliği taşıyaAnton Çehov ların, tiyatro ve sinema caktı. Peki, adını koymamak neden?.. (David Levine çizimi, 1966) EYLÜL Levine “esinli” Çehov kapakları geçirirlermiş… Diyeceğim, meslekleri konu alan böylesi kitaplar, söz konusu mesleği tanıtmanın yanı sıra, toplumla ilgili, toplumun sınıfsal yapısıyla ilgili çok değerli bilgiler de içerir. Kasap kitabı da böyle bir kitap. Kasaplık mesleğinin kültürümüzdeki yerini ortaya koymak için hazırlanmış olan Kasap kitabı, editörlerinin belirttiğine bakılırsa, ülkemizde bu içerikle yayımlanmış ilk yapıt. Kitapta, kasaplık geleneğiyle ilgili incelemeler Pınar Kasapoğlu Akyol ve Baktıbek İsakov; kasaplık âletleriyle ilgi inceleme Priscilla Mary Işın tarafından kaleme alınmış. Osmanlı minyatüründe kasaplığı Ebru Zeren ile Gözde Sazak; edebiyatta kasaplığı ise Fuzuli Bayat ve Yunus Kaplan yazmışlar. Kasap kitabı, “et”in onsuz edilemez bir yer tuttuğu Türk toplumunun, geçmişten günümüze bir aynası niteliğinde aynı zamanda. Ebru Zeren’le Gözde Sazak’ın “Osmanlık Minyatüründe Kasaplık” incelemesini, sanat tarihçileri mutlaka okumalı. Fuzuli Bayat, “Köroğlu Destanında Kasapoğlu” karakteri üzerinden kasaplık uğraşının halk edebiyatımıza yansımasını inceliyor. Priscilla Mary Işın, Osmanlı döneminde kasapların kullandığı âletlerle ilgili yazılı ve görsel kaynaklardan derlediği bilgileri, günümüze gelen bazı kasaplık âletleriyle karşılaştırıyor. Pınar Kasapoğlu Akyol’un “Çorum’un Sungurlu İlçesinde 18951947 Yılları Arasında Kasapoğlu Ailesi Üzerinden Kasaplık Kültürüne Bir Bakış” incelemesi ise, çok değerli tarihsel bilgiler içermesinin yanı sıra, “kasaplık kültüründe bir hayvanın kesimi”ne ilişkin bilgiler de sunuyor. Önümüz Kurban Bayramı. “Günümüz Türkleri” yine bıçakları kuşanacaklar, kurbanlıklara etmedik zulmü bırakmayacaklar, bu arada hayvanları keseyim derken kendilerini ve birbirlerini de kesecekler. Kasap kitabını okuma zahmetine katlanırlarsa, hem toplumumuzda çok önemli bir yer tutan bu uğraşın kültürüne ilişkin bir fikir edinebilir, kurban kesiminin gerçekte nasıl yapılması gerektiğini öğrenebilirler. Kasap kitabı, etobur bir ulus ve toplumun gelenek ve göreneklerinin toplumsal yaşayışa, sanat ve edebiyata yansımaları üstüne aydınlatıcı bilgiler sunuyor okurlara. Kasaplık uğraşını, kültürsüzlük ortamından kültür ortamına taşıyor. SAYFA 6 15 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1126
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle