23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Sazıyla Sevişen Adam’ Muzaffer Özdemir’den yeni şiirler Dalından Işık Kopardım Muzaffer Özdemir yaşadığı dünyayı bir şair duyarlılığı ile kavrıyor. Görsel ve yazılı halk kültürünü, çağdaş şiirimizi ve dünya şiirini öğrenerek oluşturuyor şiirini. Son derece dolambaçsız, etkileyici ve okurunu yakalamayı bilen bir şiir Özdemir’in şiiri. gularken aşk şiirleriyle yüzyıllara damgasını vuran Karacaoğlan’ın “Bugün yârdan haber geldi/ bir o yandan/ bir bu yandan” sözlerinden esinlendiğini söylüyor. Bu esinlenme ile aşk resmigeçidi yaptırdığı şairlerimizin dizeleriyle bir aşk şiirleri seçkisi sunuyor. Sonuçta yine Muzaffer Özdemir’in yeni bir yaratıcılığıyla karşı karşıya geliyoruz. Ë Öner YAĞCI “Her şeyin kirlendiği ve çürüdüğü şu gaddar çağımızda Muzaffer Özdemir dostumun müziği, pas tutmuş, duymayan kulaklara, kaybolmuş, incinmiş ruhlara, is tutmuş yüreklere nasıl da iyi geliyor bir dinleseniz… Türkülerimizin yüzü gülüyor o bağlamasının tellerine dokunduğu zaman… Onun türkülerini doğadaki bütün canlılar bile duyar da, ağaçlar yeşillenir, kuşlar uçmaya başlar, deniz bir başka gülümser, dağlar, ovalar birer ışık olurlar… Türküleriyle zalimlerin ve hainlerin uykusunu kaçırır…” Engin Turgut üçük yaşlarda şiir yazmaya başlayan 1961 doğumlu Muzaffer Özdemir’in ilk şiir kitabı Çelik Renkli Şiirler 1982’de yayımlandı. Şiir serüvenini 1980’lerde, Yazıldığına Pişman Olmayan Şiirler, Bu Dünyadan Gökçe Geçti, Mor Gecemin Terlediği Yıldızlar, Yorguncunun Anıları; 1990’larda Gökyüzü Bahaneydi, İyi Akşamlar Perşembe; 2000’lerde Sesin Aşk Diyor, Kasten Yazılmış Şiirler, Aşk Düeti, Dalından Işık Kopardım’la sürdüren Özdemir’in bazı şiirlerini Edip Akbayram, Hasret Gültekin, Onur Akın şarkılaştırdı. Muzovizyon, Ömrümde Bu Gün, Mizahımı Elleme Gıdıklanıyorum, Bebek Evde Kız Bahçede Sallanır adlı gülmece yapıtlarına, Essah Hikâyeleri ile Türkülerimiz, Bağlama’dan Ta’ya Şelpe adlı araştırma kitaplarına da imza atan Özdemir’in Sazım Sözüm Sobe adlı bir türkülü kabaresi de var. Film ve belgesel müziği çalışmaları da yapan, bestelerini içeren beş kaset, bir albüm çıkaran Özdemir, Türkiye’de ilk “şelpe” (elle çalınan bağlama) kaset ve CD’sini yayımladı. Ülkemizin birçok yerinde ve yirmi kadar Avrupa ülkesinde konserler verdi. Altı enstrüman icat etti. Curanın, çöğürün, tamburanın ve divan sazının seslerini aynı anda duyuran “Ta” bunların yalnızca biri. Muzaffer Özdemir, özgün ve ilgi çekici bir yöntemle hazırladığı Aşk Düeti adlı şiir kitabını, “Gönlünde aşk ateşi yananlara…” sunuyor. Bu yöntemi vurSAYFA 10 15 EYLÜL K TÜRKÜYLE HARMAN ŞİİRLER Özdemir, sevginin paylaşıldıkça çoğaldığına inananlara sunduğu Aşk Düeti’ndeki şiir demetinde, önce şairlerimizin aşk şiirlerinden dizelere yer veriyor sonra da kendi dizelerine. Bazı şiirlerde ise düeti kendisiyle yapıyor. Kimlerin dizeleri yok ki bu seçkide? Ahmed Arif’ten Cemal Süreya’ya, Kemal Özer’den Refik Durbaş’a, Ahmet Telli’den Behçet Aysan’a, Müslim Çelik’ten Sunay Akın’a şiirimizin ustalarının aşkla seslenişlerine kendisinin dizeleriyle ses veriyor. Bu ses, sazıyla olduğu gibi sözüyle de Özdemir’in bir yeniliğiyle daha buluşturuyor okurunu. Onun “En güzel şiirleri evlat edindik/ böylece çocuklarımız oldu onlarca, yüzlerce” anlayışıyla gerçekleştirdiği bu yenilikler Aşk Düeti’nde hep “aşk” teması üzerine kuruluyor: Aşk, Âşık oluş, aşkın acıları, aşkın düş kırıklıkları, hüzünler, özlemler, ayrılıklar, kavuşmalar, düşlemeler... Örnek vermek gerekirse: “Naftalinledim bende kalan yün kazağını/ söylemiş miydim size/ naftalin/ ki güvelere karşı kullandığı/ kimyasal silahıdır anların” dizeleri, şairlerimizin her biri ötekinden güzel aşk şiiri dizelerinden Sunay Akın’a ait olanı. Özdemir, Akın’ın bu dizelerine şu dizeleriyle düet yapıyor: “Sıkıca kilitle çeyiz sandığını/ içinden/ naftalinleyip bohçaladığın/ gençliğin kaçar.” Cemal Süreya’nın “Şimdi sen kalkıp gidiyorsun/ git” dizesiyle başlayan şiirini alıyor ve onu da şu iki dizeyle tamamlamayı uygun buluyor: “Bir fotoğraf gibi yanımdasın/ kendi fotoğrafın gibi yanımdasın.” Refik Durbaş’ın “Bir ses olsun isterdim hatıramda senin sesin” dizelerine düeti şöyle: “Sesini sesimin üstüne ört sevgilim/ şarkımız üşümesin.” “Makuşla”sına (sevgilisine) “Kirpiklerin gözleri kucaklaması gibi kucaklarım seni” derken aşkın kokusunu tanımlıyor: “Bütün Bağlama’dan Ta’ya Şelpe adlı araştırma kitaplarına güzel şeylerin/ rengi ve kokusu var da imza atan Özdemir’in Sazım Sözüm Sobe adlı bir dır/ gülün kokusu gül/ gülüşün ko türkülü kabaresi de var. 2011 kusu aşktır.” Ayrılığı ve kavuşmayı “Sen gelince/ sağlarım/ sollarım çiçek açar/ sen gidince/ ağlarım/ canım gözümden akar” dizeleriyle tanımlarken şiir ve türkü sevdasıyla bütünleştiriyor aşkı: “Güzel aşkım ay beneklim kız seni/ şiirledim türküledim söyledim.” Yelda Karataş, Aşk Düeti’ni şöyle tanımlıyor: “Sazın kalbine dokunan adam, kelimelerin kalbine de nasıl dokunduğunu, hepimize gösterdi. Hiç denenmemişi, duru bir içtenlikle sunuyor. Beğendiği, sevdiği şairlerin şiirlerinden bir bölümünü alıp, kendisi tamamlıyor gönlünce o dizeleri. Her bir şairin her dizesine bambaşka bir tat katarak. O bilinen alçakgönüllüğü ile ‘tamamladığı’ şiirler ya da dizeler, yepyeni bir ırmaktan, bambaşka bir yorumla akıyor kalbimize. Güneşin diğer yarısını tamamlar gibi...” “Olmak” adlı şiirinde, “Seni beklerken tamam oluyorum/ seni anarken ta mam oluyorum/ seni özlerken tamam oluyorum/ her işim yarım/ her işim ağıraksak/ bir seni severken tastamam oluyorum” diyen Özdemir’in şiirde vardığı aşama bilgelik. Saz ustalığıyla, türkülerle haşır neşir olmuş bir şairin ulaştığı bir doruktan sesleniyor son şiir kitabı Dalından Işık Kopardım’da (2010). “Uyarmaya yetmiyor seni/ namlunun ucuna sürdüğüm ses/ katil mermi/ patlamış oluyor bir kere” (Ses), “Göğsümün altından bir at fırlıyor/ sonra bir at daha/ sonra bir at daha/ acaba bütün kalpler böyle mi atıyor?” (Aşk), “Yannis Ritsos’tan, öğreneceklerimi öğrendiğim bir geceydi/ yalnız Ritsos, iki kelime on iki harfli, ışıyan bir heceydi” (Büyük Şair), “Baktım ki her şey ibrişim/ başladı şiirişim” (İşçi), “Bakmayın küçücük bir dut ağacı olduğuma/ bahçeye konan kuşların kaydını ben tutuyorum” (Alçak), “Bak işte çıkıp geldi/ nerelerde kışladıysa o güzel günler” (Bahar), “Bir gül açıyor yine/ dikenlene dikenlene/ dik/ enlene/ dik/ enlene” (Bahar mı ne?) şiirlerinde olduğu gibi Dalından Işık Kopardım Muzaffer Özdemir’in şiirleriyle değil bilgelikleriyle dolu. Şiir sevdasını sürdürüyor elbette, şiiri güzelliyor dizelerinde. Şiir veya “Türkü Kere” adlı şiirinde: “On veya yüz veya/ bin veya kere/ ezberlenmeli kere okunmalı şiirler/ çığlık kere söylenmeli bir türkü Dön veya döne döne veya/ el veya el ele kere/ mendil kere çekilmeli halaylar/ meydan kere çalınmalı mor zurna Şiir veya türkü veya/ mendil el ele kere/ meydan ne güzel meydan/ elde var davul” diyerek türkü sevdasıyla harmanlıyor şiirini. Bu harmanın sonucu bilgeliklere varmak oluyor. Aydınlık bir yaşam arayışını sürdürürken “Her sabah bir güneş seriliyor balkonuma/ yarısı sağ koluma uzanıyor yarısı sol koluma/ bir hayat başlıyor mutluluk içerikli/ sanatçı arılar getiriyor, bal konuma” (Sanatçı İşi) dizeleriyle insanın büyük erdemi sanatı katıyor bilgelik harmanına. “Ne Oldu Boole Ne Oldu Bize” şiirindeki; “Gök gibi bayrak/ bayrak gibi gök altındayız// kalemim beyler kalemim/ yazarım yazarım bitmez/ düşüme IMF sızmış/ kovarım kovarım gitmez// ailecek kahvaltı/ sofraya çöreklenmişiz/ ne çörek var ne börek/ aç aç öbeklenmişiz// IMF dalgalanıyor/ gerçeğimize sıçmış/ gerçekten dalgalanıyor/ dalga geçmiyorum/ göt altındayız” dizeleriyle çağının tanığı olmakla yetinmeyen bir aydın bilgeliğiyle şiirinin doruğuna çıkıyor. “İNSANOĞLUNUN YAKTIĞI İLK MEŞALEDİR TÜRKÜ” “Büyük olmaya çalışırken biraz da adam olmuş birinin öyküsü değil/ adam olmaya çalışırken/ biraz da büyümüş birinin hayat hikâyesi” denilerek girilen bir portre çalışması Sazıyla Sevişen Adam MMM Muzaffer Özdemir adlı yapıt (Artshop Yayınları, 2011), Özdemir’in babasını, annesini, evini, köyünü, çocukluğunu anlattığı bir şiirle başlıyor. Muzaffer Özdemir kim sorusunu yine şiirle yanıtlayarak, “Bütün hayatı beş şeritli (nota yazımının 5 çizgisi) bir yoldan geçen adam” diyor: “Armoniye giden bir yoldur bu. Güneşe uzanan armoninin yolu.” Bu yolda öne geçen müzik mi şiir mi sorusuna karşılığı, ‘müzikşiir berabere’dir.” “Mesajını önemseyen bir şiir”den yanadır o. “Söz önemli değilse hiç söylenmemiş olmalı”dır. Bindiği “şiir atı” onu “dil”e götürür. Ne söylediği önemlidir onun. Çünkü başkalarının “sesi olmaya çalışan” odur. “İnsanoğlunun yaktığı ilk meşaledir türkü” diyen Özdemir, bağlamayla nasıl tanıştığını bağlamanın tarihiy ¥ ¥ le “ik kut’un kimmiş mıştım/ di.” Kitap yazdığı küyü/ s dim söy çizgisi y başlayıp sensin” yen Ad “Nef da Eng mir’in k kalkmı kesidir çesidir. masayd demir o nün cu öz” diy da Eng gönlü ‘ lerden dındad başına ama ay yeryüzü Özde nun yan yor Tur eyleyen olmuş, duyura biyecisi olmuş, direniş taşıyan gönülle hicran adam… Yüreği maktan Engin diğinde yor: “Ş lü güle Şaman bırakılm Anadol harman düşleri mizin g türküle yüzlü b bir ada Büyü y bir ada İsyan y adam... yan çile adam… Turg mir’in p evrense kırıyor. man” v dunu b atanlar Aynu demir A tiyor: “ denden buluyo nasıl bu Felse Böbrek “Bir bi ortaya çalmay görüntü ney’in k bir gör beklenm zik ile m CUMHURİYET KİTAP SAYI 1126 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle