Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 24 AĞUSTOS ÇARŞAMBA ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇ L NG RLER ykut Dinç, Bahçelievler’den Bakırköy’e gitmek için bindiği İstanbul Belediyesine ait halk otobüslerinden birinde gördüğü uyarı yazısını bildirmişti. Yalnız o otobüste değil, pek çok otobüste yazan bir uyarı: ‘’Seyir halindeyken şoförle konuşmayınız’’. Bahse girerim bu uyarıdan, “Şoför etrafı seyrederken konuşup onu rahatsız etmeyin.” anlamını çıkaranlar vardır. Daha doğrusu, uyarıları okuma ve anlama alışkanlığımız olsa birçok kişi bu anlamı çıkarır. “Seyir” dendiğinde “seyretme”yi anlayan çok kişi vardır “Seyrüsefer” gibi sözler kullanımdan düşeli çok oldu çünkü. Bunun yerine pekâlâ “yolculuk sırasında” denebilir, herkes de anlar ne dendiğini. Geçelim. Asıl sorun yaratan bölüm, “seyir halinde” olanın belli olmaması. Seyir halinde olan şoför olmadığına göre, bu tümcenin başına, Aykut Dinç’in dediği gibi, “araç” ya da “otobüs” diye bir sözcüğün getirilmesi gerek. Aykut Dinç’e bırakayım sözü: “Her gün o araca binlerce kişi biniyor ve bu yanlışları görerek seyahat ediyorlar. Çoğu bunların yanlış olduğunu anlamıyor bile, zaten alışmışlar; artık neyin doğru, neyin yanlış olduğunu fark edemiyorlar. İstanbul Belediyesi de Türkçeyi yanlış kullanıyorsa vay halimize!” Yalnız belediyeler mi? Dili doğru kullanmaya çalışan, Türkçeye özen gösteren resmi özel kurum, kuruluş varsa bile, bunlar özen göstermeyenlerin yanında devede kulak kalmıyor mu? 26 AĞUSTOS CUMA A kitap kapakları olan; görsellikle desteklenmiş, albenili bir kitap. Seyahatname’den kimi bölümleri Türkçeleştirip özetleyerek aktarırken Çelebi’nin yaşamıyla ilgili bilgilere de yer vermiş Ş. Haluk Akalın; “Seyahatname”nin neden değerli, neden önemli olduğunun altını çizmiş. Türk ve dünya edebiyatının en ünlü gezi yazarı olmasının yanı sıra, Evliya Çelebi hem bir tarihçi, hem bir dilbilimci, hem sanatçı, hem “şikemperest” (Şimdi “gurme” dediklerinden) “ağzının tadını bilen, yemesini seven, yemeklere ilgi gösteren” bir kişidir, hem bir halkbilimcidir. Aynı zamanda iyi bir hafız, iyi bir müezzin, musiki bilen, “sanatçı bir kişiliğe, hassas bir ruha sahip olduğu anlaşılan Evliya Çelebi aynı zamanda cengâverdir. Güreşçidir, dövüşçüdür, attığını vuran bir okçudur. Usta bir binicidir, iyi bir ciritçidir.” IV. Murat, bir şeyler okumasını istediğinde Evliya Çelebi padişaha, Farsça mı, Arapça, Rumca, İbranice, Süryanice, Yunanca, Türkçe… hangi dilde okumasını istediğini soracak kadar da yürekli, bilgisine, ustalığına güvenen bir kişidir. Evliya Çelebi’nin dili ve biçemi (üslup) hakkında bilgi vermesi için, “ve”lerle uzayıp giden paragrafın yalnızca başını alıntılıyorum: “Padişahım yetmiş iki ulumdan Fârisî mi ve Arabî mi ve Rumî ve İbranî ve Süryanî ve Yunânî ve Türkî ve Şarkî ve Varsağ ve kâr u nakş savt ü zecel ve amel ü zikr ve tasnifat ve kavl ve haznegir veyâhud…” 1 EYLÜL PERŞEMBE ekinde Kapalıçarşı ile ilgili bir yazıda Orhan Veli’nin ünlü “Kapalıçarşı” şiirinde kimi sözcüklerin değişmiş olduğunu görünce bana yazmış; ”… örneğin ‘camekan’ yerine ‘çamurdaki’ denmiş,’pembezar’ yerine de ‘bembeyaz’ uygun görülmüş her nedense. Yaşım, eğitimim ve ‘Orhan Veli sevgim’, bu şiiri bilmek için yeterli ama yine de emin olmak amacıyla, şiirin orijinalini bulmak için kitaplıktan indirmek zor geldiğinden, internete bakayım istedim. Bir de baktım ki, aynı yanlış orada da var. Daha doğrusu, şiiri yazıya aktaran büyük olasılıkla genç kişi, internetten olduğu gibi alıvermiş. Şimdi bunu ilk kez okuyan bir genç, yanlış bilecek. Bu böylece gidecek. Desenize, zaten artık kim, neyi doğru biliyor ki? Beni daha çok üzen ise, böyle bir yanlışın Cumhuriyet gibi bir gazetede oluşu. Artık benim 50 yıllık gazetem de bu haldeyse. Diğerlerini düşünmek bile istemiyorum. Düzeltmen diye birisi yok mudur gazetelerde? Onlar ne iş yapar? Şairi yaşamıyorsa, şiirlerle istenildiği gibi oynanabilir mi?” demişti. İstanbul’daki kitaplığımda Orhan Veli’nin şiirlerini topladığı kitabı bir türlü bulamayınca Fatma Hanım’ın mektubunu yanıtlamayı erteleyip durdum. Ama ne oldu, Orhan Veli, bugün önünden, şöylece bakıp geçtiğim kitaplıktan el etti bana. Asım Bezirci tarafından derlenmiş, “Orhan Veli Bütün Şiirleri” adıyla Can Yayınları tarafından yayımlanmış kitabın Aralık 1981 tarihinde çıkmış 15. basımı elimde. İlk kez, Varlık dergisinin 1. 3. 1947 tarihli sayısında yayımlanan şiirin, Sivas Madımak Otelinde diri diri yakılan Asım Bezirci’nin derlediği özgün biçimi şöyle: KAPALI ÇARŞI Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin, Sandık odalarında; Senin de dükkânın öyle kokar işte. Ablamı tanımazsın, Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı; Bu teller onun telleri, Bu duvak onun duvağı işte. Ya bu camlardaki kadınlar? Bu mavi mavi, Bu yeşil yeşil fistanlı… Geceleri de ayakta mı dururlar böyle? Ya şu pembezar gömlek? Onun da bir hikâyesi yok mu? Kapalı Çarşı deyip de geçme; Kapalı Çarşı, Kapalı kutu. feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com Babıâli Kitaplığı yayını “Her Kuşakta Atatürk” kitabının yazarı olarak Güner Günay’ın adını yazmışım. Kitabın yazarı Güner Demiray. Güner’lerin ikisinden de özür dilerim. 29 AĞUSTOS PAZARTESİ “Güneşi Öpmek İçin”, yüz dört kadının el ele, yürek yüreğe vererek dizelere dizeler, şiirlere şiirsel seslenişler katarak “Kadından Barışa” doğru başlattıkları bir uzun yürüyüşün adı. EKYAZ (Egeli Kadın Yazarlar) adına Zübeyde Seven Turan ile Arzu K. Ayçiçeği, belleklerinde üç yıl önce tohumları ekilen “Kadından Barışa” derleme çalışmasını başarıyla kotarmışlar ve “el ele barış damıtmışlar sözcüklerden”. Dünya Barış Gününde anılması gereken “Güneşi Öpmek İçin”i (Kum Yayınları) böyle çıkarmışlar ortaya. 4 EYLÜL PAZAR “Seyyahı Âlem EVLİYA ÇELEBİ”, Şükrü Haluk Akalın tarafından yazılmış, Türk Dil Kurumu Yayınları arasında basılmış, her sayfasında renkli minyatürler, Çelebi’nin Seyahatname’sinin çeşitli ciltlerinin kapakları, ona ek yapan yazarların “Şikâyetimi doğru kişiye mi iletiyorum bilmem” diye başlayan mektubun sahibi Fatma Türkteki, Cumhuriyet’in Pazar BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Engin Turgut’un “57 Model Chevrolet ya da Küçük Caz Şarkıları” adlı deneme kitabından bir bölümün adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı bölümden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “Ü/71” harfi ipucu olarak yerine konmuştur. 10 20 F 21 1 C 2 K 3 H 4 H 5 H 6 L 7 I 8 H 9 H Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU C 11 K 12 H 13 I 14 L 15 C 16 A 17 C 18 J 19 C H. “... ... Hikâyeler” (İzzet Yasar’ın öykü kitabı). H 22 H 23 B 24 L 25 C 26 C 27 H 28 J 29 E 30 E 22 69 9 5 72 8 57 12 4 27 21 3 44 I. Easter ...” (Paskalya yumurtası). 31 K 32 L 33 E 34 A 35 K 36 C 37 E 38 K 39 D 40 C 13 56 7 41 L 42 C 43 C 44 H 45 F 46 G 47 B 48 L 49 E J. “... ile uslanmayan etmeli tekdir / tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” (Ziya Paşa). J 50 L 51 C 52 D 53 C 54 G 55 C 56 I 57 H 58 A 59 28 18 60 59 60 J 61 D 62 C 63 C 64 E 65 C 66 C 67 C 68 C 69 H K. “Selim gözleriyle görmüş gibi ... ediyor.” (Peyami Safa). 70 L 71 72 H 73 A 74 D 75 C 76 B 77 F 78 F Ü 31 35 2 11 38 L. “Mihail ...” (Yirmi Kapik, Çarın Pabuçları ve Talih İşareti adlı yapıtları da olan Rus hiciv yazarı). Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Sanlısoy” (şarkıcı). 26 65 62 10 53 51 40 36 55 30 29 37 49 33 64 F. Haiti’de yaygın olan din. 16 58 73 34 B. “... Üşümesi” (Adalet Ağaoğlu’nun bir romanı). 19 75 17 67 15 42 1 25 63 66 68 43 D. “...! yüzümde titanic battı diyorum / seyir defteri! sana teşekkür ediyorum!” (küçük İskender). 6 24 50 32 48 70 14 41 45 20 77 78 G. “İkinci Yeninin Keşişi”ni simgeleyen harfler. 76 23 47 C. “1949 eylül’ünde birader ... ... ... mohikanlar gibi ateşler yaktık sana taptık ulan unuttun mu sana taptık” (Attilâ İlhan) 61 74 39 52 E. Damla hastalığı, gut. 46 54 15 ÜNAYDIN, C. ZANKA, D. ÜNANİMİZM, E. MANN, F. DYLAN, G. EB, H. KALIT, I. İLBAY, J. KASIRGASI, K. ULUĞ BEY, L. YALITICI, M.URNANŞE Şiir: “beni atın.. beni atın.. / cüzamlı sularda yunsun / yılanların bakışıyla / yıkandığım yüz. Metin Kaygalak.” 1125. sayının çözümü: A. YILKI ATI, B. CUMHURİYET K TAP SAYI 1126 EYLÜL 2011 SAYFA 27