03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lan çizaşam ı üzerigüçleecek an ştiren deviasıdır. soyut biçimoluşuür. sı olşıt güçolan ilmesinde de de, rende ları küe birhalindüzeni di bana veya kimi in yorlerin tmaz. n kennı, leri e tanışcke, Der Macke ikle llar ı olaeniş kestra tığı piinci ntıları, cke ve i. Sanat bunşantılam ünlük rinde, n nasıl mli, ben; n ben; rtaya aşamındeğiluğunbütünselleşolarak nun Beni iyoBen m” aus’da temeatar. eler msel kân, içerdiilir? sanatrleriyle kilenarı görarına ada işini ör¥ e ¥ lerini bekler. Resimlerini öğrencilerine sunarken onlardan gelecek yeni önerilere açıktı. Başka deyişle resmi yine de bitmemiş sayıyordu. Hele kendisini. Derslerini o yıllarda yaptığı resimlerle karşılaştıracak olursak, resimlerle derslerin koşut gittiğini görürüz. Bu da hocalığın ona çok şey kattığının, kendisini hoca olarak olmuş bitmiş görmediğinin kanıtı. “İnsan bitmemiştir. Gelişim içinde kalmalı, açık olmalı. Yaşamında da Yaratılışın ve Yaratanın seçkin çocuğu olabilmeli” diyor ve bunu ölümüne kadar uygulamaya çalışıyor. Yakalandığı ölümcül hastalık (Sklerodermie) bile onun bu inancını sarsmıyor. Yaşamı süresince en verimli olduğu yıllar ölümünden önceki son iki yıl. Bu dönemde yaptığı resimlerde karşıt güçlerin dengesi üzerinde her zamankinden fazla durur. Klee’nin derslerinde verdiği örnekler öncelikle doğadandır. Ama müzikten verdiği örnekler de büyük bir yer tutar derslerinde. Müziğin zamansallığından, başka deyişle seslerin zaman içindeki akışından resimde nasıl yararlanılabilir? Bu konuda öğrencilerine ayrıntılı örnekler verir. Müzik Klee’nin sanatının temel taşlarından biri. Müzik değil de müziksel düşünme demek daha doğru. Klee herhangi bir besteden yola çıkarak ya da dinlediği bir parçanın etkisi altında kalarak resim yapmaz. Onun müziğe yaklaşımı düşünsel düzlemde: “Müzikte bir polifoni var. Bu özü görsel alana aktarma aslında önemli sayılmamalı. Ama müzikteki polifonik yapıtlardan bilgi toplama, değişmiş bir sanat gözlemcisi olarak oradan çıkabilmek için bu kozmik alanın derinliklerine inme ve sonra bunları resimde bekleme, bu daha iyi. Çünkü birçok bağımsız konunun eşzamanlılığı, tipik olan şeylerin tek bir yer için geçerli olmayıp her yerde kök salabileceği, organik bağları olabileceği sadece müziğe özgü bir şey olmasa gerek.” Klee, daha gençlik yıllarında resimle müzik arasındaki bağlar, ortaklıklar üzerinde düşünmeye başlamıştı. Her iki sanatın da zamansal olduğunu düşünüyordu. Ancak resim sanatı bitmiş biçimden yola çıkıyordu. Ona göre bu bir eksiklikti. Resim sanatı müziğin 18. yüzyılda geldiği aşamaya daha gelememişti. On sekizinci yüzyılın sonuna kadar müzikte yapılmış olanlar, görsel sanatlar için hiç değilse başlangıç olmalıydı. Daha yürünecek uzun bir yol vardı. Gerçi her iki sanat da zamansaldı, ama müzikte seslerin yürüyüşü çizgisel zaman akışı içinde gerçekleşiyordu. Oysa karşıt güçlerin eşzamanlı var olduğu evrensel oluşum döngüsel bir devinimdi. Zaman mekânla bütünleşiyordu. Bu olgu resmi müzikten daha ileri götürebilirdi. Klee 1921’de başladığı Bauhaus hocalığını, Bauhaus Dessau’a taşındıktan sonra da on yıl sürdürür. Düsseldorf Sanat Akademisi’nden çağrı alınca Bauhaus’dan resmen ayrılır. Klee’nin bunca yıl emek verdiği, yakın dostlarının bulunduğu bir kurumdan ayrılmasının nedeni ne olabilir? Kanımca bunu tek bir nedene bağlamak doğru olmaz. En basiti parasal olması ya da orada daha rahat bir çalışma ortamı bulması olabilir. Orada Bauhhaus’daki gibi ders vermeyecek, atölye çalışmalarında öğrencilerle onların resimleri üzerinde konuşacaktı. Nitekim kuramsal konuları çok kez kendi resimlerinin analizlerini yaparak açıklıyordu. Bauhaus yıllarındaysa derslerini özenle önceden hazırlıyordu. Bunun çok zamanını aldığını ve kendi çalışmalarına az zaman ayırabildiğini Düsseldorf yıllarındaki üretkenliğinden anlıyoruz. Elbette Weimar Cumhuriyeti’nde o yıllarda yaşanan ekonomik krizin, değişen toplumsal ve siyasal durumun da etkisinin olmadığı düşünülemez. Ama bunların ötesinde başka bir şey daha var. Bauhaus okulunun amacı sanatın yaşama girmesi, halka açılmasıydı. İşlevsel, kullanmalık eşyanın sanat düzeyine çıkarılması, halkın beğeni düzeyinin yükseltilmesi, sanattaki yeni atılımları halka özümsetebilmekti. Sanatın yüzyıllar boyu süren akademizmden kurtulduğunu, özgürlüğe kavuştuğunu halka anlatabilmekti. Bunda ne kadar başarı sağlanılmıştı? Sanat tarihçisi Van Dycke, Klee’nin Jena’da halka verdiği konferansa işaret ederek onun daha 1924’de bu amacın gerçekleşmesine kuşkuyla baktığını söylüyor. Kitabımızda yer alan bu konuşmanın son cümlelerine baktığımızda onun bu görüşüne katılmamak elde değil. Yeni sanatı uzun uzun açıkladıktan sonra konuşmasını şu sözlerle bitiriyor. “Arayışımız sürüyor. Parçaları bulduk, bütünü henüz eksik. Gerekli son gücümüz henüz yok, çünkü: bizi taşıyan halk yok. Ama halkımızı arıyoruz, karşıdaki Bauhaus’da bu işe koyulduk. Orada, elimizdeki her şeyi verdiğimiz bir toplulukla işe başladık. Daha fazlası elimizden gelmiyor.” Klee Düsseldorf’da iki yıl kalır, 1933’te rejim değişince işine son verilir ve Almanya’dan ayrılarak Bern’e döner. İki yıl sonra da onu ölüme götüren ağır hastalığın ilk belirtileri başlar. Bu yıllar Klee’nin yaşamındaki en yıpratıcı yıllardır. Nasyonal Sosyalistler, yapıtlarına el koyar ve sanatını yoz sanat olarak ilan eder. O, sanatıyla, çizgisiz tek gün bile geçirmeden bunun üstesinden gelmeyi başarır. Bir ara duraklar, verimi azalır. Sonra ilerleyen hastalığına karşın kendini toparlar, büyük bir hızla çalışmalarını sürdürür. Yukarıda da değindiğim gibi en verimli dönemi son iki yılı olmuştur. Her gün onlarla desen çizer. Sadece üretme değil, hastalığın getirdiği tüm sıkıntılara karşın yeni teknikler dener. Toprak, kum gibi malzemelerle elde ettiği çamurla kâğıt üzerine figürler, kalın fırça vuruşlarıyla, bugün informel dediğimiz türde soyut resimler yapar. Elinizdeki kitap Klee’nin 19211922’de verdiği derslerdir. Klee Bauhaus’da on yıl kalır. Derslerini hep burada gördüğümüz temel ilkeler üzerine kurar. Alıştırmalar ve örneklerde değişiklikler yapar, ancak temel ilkeler değişmez. Bizim çevirimiz 1979’da tıpkıbasım olarak yayımlanan Klee’nin el yazısıyla kaleme aldığı bu ders notlarından yapılmıştır (4). Kitaba Klee’yi ve sanatını anlamaya yardımcı olacağını düşündüğümüz üç yazısını ekledik: “Yaratıcı İnanç”, “Modern Sanat Üzerine” ve “Sanatta Ölçülebilir Denemeler.” Ders notlarından önce bunların okunması derslerin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Bauhaus, Ders Notları ve Yazılar/ Paul Klee/ Çeviren: / Hayalbaz Kitap/ 232 s. (1) Klee, Günlükler 18981918, Çeviren Selahattin Dilidüzgün. YKY, İstanbul 2005, s.117. (2) Klee’nin 1924’te Jena’da verdiği konferanstan. (3) a.g.e., s. 265. (4) Paul Klee, Beitraege zur bilnerischen Formenlehre Paul Klee Stiftung Kunstmuseum Bern 1979. 31 MART 2011 SAYFA 17 1102 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1102
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle